15.09.2012
Mümtaz Yener
(d. 1918, İstanbul - ö. 2012), Türk ressam, dekoratör, sanat yönetmeni, reji ve senaryo yazarı
1918 yılında, Yeniçeri Seyrekbasan İsmail Bey'in torunu ve deniz subayı Abdullah (Yener) Bey ile yine bir deniz subayının kızı olan Nüzhet Hanım'ın oğludur. İstanbul’da doğan Mümtaz Yener, Gelenbevi Ortaokulu'nu bitirdi. Daha sonra 1935'te girdiği İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde Prof. Nazmi Ziya Güran'ın atölyesinde resim ve desen öğrenimine başlamıştı. [1] Nazmi Ziya Güran , İbrahim Çallı ve Leopold Levi İhtisas Atölye'lerinde sekiz yıl boyunca eğitim gördü. 1940 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi salonlarında dört yıllık öğrencilerin açtığı karma sergide "Bir Kadın Portresi" ile başarı ödülü aldı. Bu yapıt ayni yıl Devlet Güzel Sanatlar Dergisi'nde yayınlanmıştır. [2]
Daha okulda öğrenim görmekteyken okul arkadaşları ile birlikte bir resim topluluğu kurmak düşüncesi içine girmişlerdi. Başta Nuri İyem olmak üzere Agop Arad , Selim Turan, Fethi Karakaş, Ferruh Başağa , Mümtaz Yener , Ressam Avni Arbaş, Turgut Atalay ve Kemal Sönmezler'in 1940 yılında kurduğu "Yeniler Grubu"na katıldı. Yeniler Grubu" na katıldıktan sonra grubun saat anlayışı olan toplumsal gerçekçi çizgisinden bugüne değin hiç ödün vermeden resimler yptı. Bu sanatçı topluluğu ileriki yıllarda sayısı 65' kişiyi bulan üyeleri ile - Faruk Morel, İhan Arakon, Yusuf Karaçay, Abidin Dino - sonradan bu topluluğa katılan sanatçıların yalnızca birkaçıdır -Türk Sanatı'nda bir döneme damgasını vuran bir resim topluluğu olarak dikkati çekmiştir.
Kendisinden önce pek çok öğrencinin gittiği Yurt dışına giderek resim eğitimi almak Avrupa resim sanatını tanımak istiyordu. Fakat 1940 yılında çıkan II. Dünya savaşı onun u emellerine engel oldu. "İkinci Dünya Savaşı Mümtaz Yener ve aynı kuşaktan pek çok Akademi öğrencisinin yurtdışına çıkmalarını engellemekle kalmamış, savaşın ekonomik güçlükleri, onun ve arkadaşlarının sanatının biçimlenmesinde de etkili bir unsur olmuştur." [3]Mezun olduğu yıllarda çıkan bu savaşa rağmen Yeniler Grubu oarak resim çalışmalarını sürdürüyorlar resim sanatına hizmette bulunmak için gayret gösteriyorlardı. 1941 tarihinde Yeniler Grubu olarak ilk sergilerini gerçekleştirdiler. Bu serginin adı " Liman Sergisiydi. Mümtaz Yener bu sergiye "Tamirat Fabrikası" , "Ajans Haberleri" ve "Balıkçı Portresi" adlı üç yapıtı ile katılmıştı.[4]
Yeniler Grubu'nun bu resim sergisi sosyal gerçekçilik anlayışına uygun Anadolu insanlarının motiflerini özgün resimlerle sunuyordu. " Sanatın salt biçimden çok, bir içeriği olması gerektiğini savunan bu gurubun elemanlarından bazıları zamanla bu düşünce biçimden uzaklaşsalar da Mümtaz Yener içinde insanın olmadığı çok az resim yapmıştır." [5]
Yeniler Grubu'nun toplumsal konuları işleyen bu sergileri 1950' lere dek sürmüştü. Nuri İyem, Avni Arbaş ve Mümtaz Yener gibi ressamlar Türk resmine özgün bir desen ve resim tarzı yerleştirmeye çalışıyorlar adeta Türk minyatür resim sanatı ile modern resim sanatından bir sentez oluşturmaya çalışıyorlardı. Mümtaz Yener 1940 ve 1950 yılları arasındaki dönemde yaptığı resimlerde İstanbul'da gözlemlediği tersaneleri, fabrikaları, torna - tesfiye atölyelerini, balıkçıları, Haliç'i ve tabii halkı ve isçileri resmetmeyi tercih ediyordu. "1950’ye kadar olan süreçte, Haliç ve çevresini, Tersane’de yer alan gemileri, atölyeleri ve burada çalışan işçileri ve genel olarak insanı temel alan toplumsal içerikli resimler yapmıştır. Günlük yaşamda çalışan, üreten insanlar ve makineler ilk kez bu dönem resimlerinde belirmiştir. Sanatının ilk yıllarında var olan bu iki unsur - makine ve insan- daha sonra makine bedenli insanlar biçimine dönüşecektir. " [6]
1945 yılında Muzaffer Arabul 'un kız kardeşi Sadan Yener'le evlenir. [7] Tam bu esnalarda Türk sinema sanatı canlanmaya başlamıştı. Muhsin Ertuğrul’un çabalarıyla popüler olan sinema sektörü için ihtiyaç duyulan afiş, grafik, pano vb resimli tanıtım işleri ressamlar için yeni bir iş kolu yaratmıştı. Sanatçı 1950-1960 yılları arası afiş, grafik, karikatür ve sinema alanlarında aktif olarak çalışmaya ve ürün vermeye başladı. Bu çalışmalarını sürdürürken resim çalışmalarına da ara vermeden devam ediyordu. Girdiği sinema sektörü ona yeni iş alanları yaratmıştı. Bu sayede sayısız filmde dekoratörlük, sanat yönetmenliği, senaryo yazarlığı (Atlas Film) yaptı. "Papatya" (Ergenekon Film, 1957) ve "Binnaz" (Atlas Film, 1959) adlı iki de film yönetmişti. Sinema ile yoğunlaştığı günlerde olmasına rağmen İstanbul Belediyesi'nin "Fetih Yıl Dönümü" Resim Yarışması'nda "Rumeli Hisarı" adli yapıtı tablosu ile ödül almış olması onun hiç bir zaman resimden kopmamış olduğunu göstermesi bakımından ilginçtir.
1960'lı yıllarda tuvallerine insanların ve makinelerin yanı sıra, karıncalar da girmeye başlamıştır. [8]1960’lı yıllarda karıncaları konu alan resimler yapmıştır. [9] Kaynaklara göre sanatçı evinde karıncaların yaşayabileceği özel alanlar oluşturmuş ve karıca resimleri yapabilmek için evinde karıncaları gözlemlemiştir. Sanatçının karıncalara olan merakı ona çok sayıda karınca resmi yaptırtmıştır. Resimlerinde de uyumlu çalışmalarını ve dayanışmalarını resimlediği çok sayıda karınca konulu tabloları vardır. Bu tablolarının en önemlileri “ Karıncalar Geliyor”, “Karıncaların Göçü” adlı resimleridir. 1969'da "Karıncalar Geliyor" adli tablosu Türkiye Ressamlar Cemiyeti'nin "Altın Baykuş, Büyük Ödülü'nü kazanmasına vesile olmuştur.[10] 1977'de Bükreş'te gerçekleşen Balkan Ülkeleri Plastik Sanatlar Sergisi'ne "Karıncalar Geliyor" adlı tablosu ile katılmış, 1978'de "Karıncalar Büyüktür" ve "Çoğalan Karıncalar" adlı eserleri İstanbul Resim ve Heykel Müzesi koleksiyonuna alınmıştır. "Yeşil Karıncalar" adlı eseri de sanatçının 1968-1978 arası on yıllık bir döneme yayılan Karıncalar serisi dönemindendir.
Mümtaz Yener eserleri ile birçok ödül alan bir ressamdır. 1979'da "Okuyan Makineciler" tablosuyla Görsel Sanatçılar Derneği " Başarı Ödülü" almıştır. 1994'te AIAP Unesco'nun "50 Yıl Hizmet Onur Ödülüne layık görüldü.; 1999 yılında da "kültür ve sanat yaşamımıza yaptığı unutulmaz hizmetleri nedeniyle" Türkiye Güzel Sanat Eseri Sahipleri Meslek Birliği GESAM'ın verdiği Büyük Ödül'e layık görülmüştür.
Mümtaz Yener, toplumsal içerikli resmin ülkemizdeki öncü sanatçılarından birisi olarak kabul edilir. " Mümtaz Yener'in toplumsal yapının temeline dayanan çok figürlü çalışmaları Neo Klasik bir üslupta gelişir. Küçük parçaların birleşerek bütünleşmesi ve bu kenetleniş içinde büyük bir güç kaynağı oluşturması sanatının ana felsefesi sayılabilir. Makinelere ve Karıncalara yönelişte de bu felsefe saklıdır." [11] Mümtaz Yener'in uzun sanat yaşamı içinde, toplumsal konuları resimlerinin ana teması olarak kabul etmiş, sanat hayatının hiç bir döneminde bu anlayışından vazgeçmemiştir.
Yener, kendi resim sanatına dair şunları söylemektedir: “Bütün görsel sanatlarda olduğu gibi, resim sanatında da sanatçının görevi sadece biçimsel görünüşün sağlamlığı ve yüceliğini sağlamak değildir. Resim sanatının biçimsel ve renksel özelliği yani tekniği, sanat tarihinin evrimine uygunluğu, ancak sağlam bir hayat görüşüne ve insancıl bir felsefe ile topluma dönük duygusallığa ve heyecana dayanan bir hüner, bir ustalık olmalıdır." [12]
Toplumsal konular, makineler, karıncalar, işçiler, tersaneler, balıkçılar ve karıncaların dışında resimlerinde göze çarpan diğer figürler olarak müzik, dans ve kadın temaları göze çarpar. 1970’lerden sonra resimlerindeki karıncaların yerini makineler almış, fakat resimlerindeki temalar karıncalar ve makinelerle sınırlı kalmamıştır. Müzisyenler, müzisyen portreleri ve dans da sanatçının resimlerinde işlediği konular arasında yer alır. Şarkı söyleyen figürlerin ağızlarındaki ve yüzlerindeki deformasyon resimlerinde dikkat çeken hususlar olarak karşımıza çıkmaktadır.
Mümtaz Yener' in çok figürlü çalışmalarında küçük parçaların birleşerek bütünleşmesi ve desen oluşturması resim anlayışının en temel özelliklerinden biridir. . Makinelere ve Karıncalarla ilgili resimlerde küçük topluluklardan devasa birikimlere doğru yöneliş önemli özelliktir. İnsan, makine ve karıncalar sanatçının renk ve şekil anlayışında önemli saptamalar halinde yer tutar.
Yurtiçinde ve yurt dışında sayısız kişisel ve karma sergiler gerçekleştirip ödüller alan sanatçının resimleri birçok müzede ve özel koleksiyonda yer almaktadır. 2007 tarihine kadar sanat yaşamını aktif olarak İstanbul Fenerbahçe'deki atölyesinde sürdürmektedir. Sanatçının tek çocuğu olan Nina Göksun Say 1985 yılından bu yana yaşamını New York'ta sürdürmektedir.
Sanatçının son sergilerinden birisi Doku Sanat Galerisi'nde 80. yaşı ve 60. sanat yılına bir selam niteliğinde olmuştu. Tüm dönemlerinden eserlerin yer aldığı bu sergiyi, bir anlamda Mümtaz Yener retrospektifi olarak da algılamak mümkün olmuştu.
Yapı Kredi Yayınları, sanatçının hakkında, Mümtaz Yener: Retrospektif, Kazım Taşkent Sanat Galerisi, adı altında 2006 basım tarihli bir kitap hazırlamıştır. [13]Sanatçı 15 Eylül 2012, Cumartesi günü İstanbul da vefaat etmiştir.[14]
Bir söyleşi de yer alan şu sözleri ile yazımızı bitirmiş olalım " Akademi yıllarından, 1940`larda Yeniler Grubu`nu kurarak açtığımız “Liman Sergisi”nden bu yana insan kalabalıklarına heyecanla yönelişim çok figürlü kompozisyonlar üzerinde çalışmak zevkini verdi bana. Bu çok çetin bir yoldu. Bir yapıtı sonuçlandırmak için uzun bir süre çalışmak gerekiyordu. Çoğalan insanları birlikte görüyor, onların beraberce düşündüklerini bir araya gelerek büyük işler yaptıklarını ve yaşam kavgasını toplu olarak sürdürdüklerini fark ediyor, ortaya çıkan şiirsel görüntüyü tuvallerime aktarmaya çalışıyordum. Bireylerin aralarındaki mesafeyi yok edercesine yan yana gelişleri büyük bir güç kavramı simgeliyordu. Bugüne kadar yapıtlarımın teması bu olmuştur ve devam edecektir. Fırın, Dolmuş Motoru, Yağmur Altında, Okuyan Makineciler, Makinecilerin Şöleni gibi yapıtlarım bu çalışmalarıma örnek sayılabilir.” [15]
Suluboyayla çok az çalışan Yener, her zaman yağlıboyayı tercih etmiştir. : "Kâğıt üzerine yapılmış resim daima ömürsüzdür. Yırtılabilir, buruşabilir, bozulabilir. Ama tuval öyle değil tabii. Uzun seneler dayanabilir. O bakımdan genellikle yağlıboya çalıştım. Yalnız etütlerimi, araştırmalarımı renkli kalemle yaparım. Üstelik de çok araştırma yaparım. Tablo yapmadan evvel bir sürü eskiz yapar ve onları uzun zaman bekletirim. Bu devrenin ardından hâlâ beğeniyorsam eskizi, yağlıboyasını yaparım. Yani eskizlerimi araya uzun fasılalar koyarak eleştirmeye, kusur bulmaya çalışırım, kusursuza ulaşana kadar."
ÖDÜLLER
1953 İstanbul Belediyesi Fetih Yıldönümü Resim Yarışması (Başarı Ödülü)
1969 ?'Türkiye Ressamlar Cemiyeti Sergisi'' (Altın Baykuş Ödülü)
1979 Görsel Sanatçılar Derneği (Başarı Ödülü)
KAYNAKÇA
[1] https://www.turkishpaintings.com/index.php?p=37&l=1&modPainters_artistDetailID=710
[2] https://lebriz.com/pages/lsd.aspx?lang=TR§ionID=2&articleID=2&bhcp=1
[3] https://lebriz.com/pages/lsd.aspx?lang=TR§ionID=2&articleID=2&bhcp=1
[4] https://www.turkishpaintings.com/index.php?p=37&l=1&modPainters_artistDetailID=710
[5] https://lebriz.com/pages/lsd.aspx?lang=TR§ionID=2&articleID=2&bhcp=1
[6] https://www.turkishpaintings.com/index.php?p=37&l=1&modPainters_artistDetailID=710
[7] https://www.turkishpaintings.com/index.php?p=37&l=1&modPainters_artistDetailID=710
[8] https://www.turkishpaintings.com/index.php?p=37&l=1&modPainters_artistDetailID=710
[9] https://lebriz.com/pages/lsd.aspx?lang=TR§ionID=2&articleID=2&bhcp=1
[10] https://tr.wikipedia.org/wiki/M%C3%BCmtaz_Yener
[11] https://v3.arkitera.com/yt133-mumtaz-yener--retrospektif.html
[12] https://v3.arkitera.com/yt133-mumtaz-yener--retrospektif.html
[13] https://www.netkitap.com/kitap-mumtaz-yener-retrospektif-yapi-kredi-yayinlari.htm
[14] https://gundem.milliyet.com.tr/ressam-mumtaz-yener-i-kaybettik/gundem/gundemdetay/21.02.2012/534842/default.htm
[15] https://www.istanbul.net.tr/Etkinlik/Sergi/mumtaz-yener-retrospektif/1224/15
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın