Homeros Odysseia Odesa Destanı Hakkında Özeti

07.11.2014

İ

İlyada ve Odesa, Homeros’un  yazdığı düşünülen Yunan Edebiyatına ait bilinen  en eski edebiyat ürünleri[1]  manzum ve  epik  destanlarıdır. [2] ( BKZ İlyada Destanı Hakkında Ve Özeti )

Eseri yazan Homeros  hem  antik Yunan medeniyetinin hem de tüm dünya edebiyatının en önemli ilk beş şairinden biri kabul edilir. Bu eserleri yazan Homeros’un MÖ 7. ya da 8. Yüzyıl’da yaşadığı eserini de bu yüzyıllarda yazmış olduğu düşünülmektedir.

 

Her iki manzum destanda da efsanevi olaylar ve mitolojik öyküler, antik Yunan’daki hayatla ilgili detaylar  bulunmaktadır.  Pek çok kaynak İyada ile Odysseia adlı destanların her ikisinin de Homeros Tarafından yazıldığını kabul etmektedir. Fakat pek çok kaynak her iki destanın arasında uslup yönünden çok büyük farklar ortaya koymakta, her iki destan arasında çok ciddi üslup farkının olduğunu kabul etmektedir.  Bu  yüzden her iki destanı  ayrı kişilerin yazmış olabileceklerine dair görüşler vardır.  Konuy­la İlgili bazı uzmanlar, Homeros’un bu destanında yıllar önce, Truva savaşına ilişkin pek çok öykünün anlatıldığı,  İlyada’nın bir yazarın derlediği baladlar ya da destan­lar bütünü olduğunu ileri sürmektedir.

 

Homeros’un  hayatı hakkında elimizde ne çok az bir bilgi vardır.  Hakkındaki tüm bilgiler Herodt’un yazdığı bir kaç cümleden ibarettir. Bu bilgi ise 3000 yıl önce Anadolu’nun Ege kıyılarında yaşamış kör ve ihtiyar bir şair olduğundan ibarettir. Kimilerine göre ise, Homeros diye biri asla var olmamıştır. [3] Önceleri sadece ezberlenerek aktarılan bu destanların ilk ne zaman ve kimin tarafından yazıya geçirildiği de bilinmemektedir.

 

Bu destanlar  özellikle Batı edebiyatını çok derinden etkilemiş destanlar üzerinde belki de binlerce çalışma yapılmış, batı kökenli pek çok şair ve yazar bu destanlardan etkilenmiştir.

 

Odysseia destanı Truva’nın düşmesinden 10 yıl sonra Odysseus’un  evine dönünceye kadar yaşadığı maceralarını anlatan epik bir destandır.  Bu destandaki olaylar Truva Destanındaki  olayları izleyecek bir şekilde anlatılmıştır. Batı dillerine geçmiş  hali olan  Ulysses kelimesinin türediği kelime olan Latincedeki Ulyxes kelimesi bir  yiğidin bir Yunan lehçesinden alınmış adıdır.

 

Destanın kahrmanı olan Odysseus (Ulysses, Ülis), kuzeybatı Yunanistan kıyılarının karşısındaki  İthaca (İthaka, İthake) adasında doğan, babasının adı Learthes, anasının adı Antikleia olan bir savaşçı olarak anlatılır. Turva savaşına katılan Odysseus savaştan sonra evine dönmek üzere yola çıkar.  O dönemde Anadolu’daki Truva kentinden ithaca (İthaka, İthake) adasına yol almak iki ya da üç hafta sürecekti Ne var ki, bu yolculuk Odysseus’un on yılını alacaktı.  Destan işte bu yolculuğu  ve Odysseus’un evine dönüşünü ve sonrasını anlatmaktadır.

 

DESTAN’IN KONUSU

 

Odysseus, Truva’nın düşüşünden sonra vatanı İthaka’ya  ve evine dönmek için yola çıkar. Fakat bu yolculuk umduğu gibi olmayacaktır.  On yıl süren savaştan sonra Odysseus’un İthaka’ya dönmesi de tam on yılı alacaktır.  Yirmi yıllık bir ayrılıktan sonra karısı Penelope,  oğlu Telemachus,  ve Odysseus’un öldüğünü  iddia eden  şehrin yöneticileri ülkeyi yönetmeye başlamışlardır. Yeniden tahtına ve evine kavuşmak isteyen Odysseus, oğlu  ve  İthaka’nın hükümdarı olmak isteyen bir grup soylu ile mücadele etmek zorundadır.

 

 

ÖZETİ

 

Öykü Odysseus’un yolculuğun başlangıcında değil, sona yakın bir yerinde su perisi Kalypsonun Odysseus’u birkaç yıl alıkoyduğu ada da tanrıların Odysseus’un artık Kalypsonun yanından ayrılarak evine dönmesine karar vermeleriyle başlar.

Tanrıların bazıları Odysseus’tan yanayken, bazıları da ondan nefret etmektedir. Odysseus’un baş düşmanı ise  deniz tanrısı Poseidon’dur. Bu yüzden Odysseus’un gemisi sürekli olarak kazaya uğramış ve rotasını şaırmıştır. Tanrılar Odysseus’u eve dönmesine izin vermeyi kararlaştırdığında dahi Poseidon’un öfkesi sürmektedir.

 

Odysseus’tan yana olan Athena, Odysseus’un oğlu Telemakhosa öğüt vermek için İthake’ye gider. ( BKZ  Athena ve Mitolojik Özellikleri ) Telemakhos ile Penelope’nin birçok sorunu vardır.  Odysseusun evine yerleşen ülkenin ileri gelenleri Penelopeye ‘ye kocasının öldüğünü söyleyerek aralarından biri ile evlenmesini istemektedirler. Penelope, ise  Odysseusun yaşlı babası için dokuduğu kefeni bitirdikten sonra karar vereceğini söyleyerek onları oyalamaktadır. Penelope, gündüzleri dokuduğu kumaşları geceleri sökerek zaman kazanmaktadır.

 

Kılık değiştiren  Athena  kendisini Odysseusun eski bir arkadaşı olarak tanıtıp şehre gelir ve Odysseus’un  yaşadığını ve şehre dönmekte olduğunu söylemiş ayrıca Athena, Telemakhos’a, babasını araması için yola çıkmasını da önermiştir.. Athena’nın da onunla birlikte çıktığı bu yolculuk, Penelophenin kararını daha da geciktirmesini sağlar. Penelope ile evlenmek isteyenler çok öfkelenerek, döndüğü zaman Telemakhosu öldürmeyi planlamaya başlamışlardır.

 

Yunanistanı dolaşan Telemakhos, Helen’in kocası Sparta Kralı Menelaostan Odysseusun bir ada da Kalypsonun yanında olduğunu öğrenir. Oysa tam bu sırada tanrılar Kalypsonun Odysseusu özgür bırakmasına karar vermişlerdir. Odysseus Kalypsonun yardımıyla bir sal yapıp denize açılır, ama Poseidonun, bir fırtınayla salı batırır. Odysseus boğulmaktan kurtulur ve yüzerek bir adaya çıkar. Adanın kralı olan Alkinoosun kızı Nausikaa Odysseusu bulur ve ona yardım eder. Bu arada ona gönlünü kaptıran ve orada kalması için yalvaran Nausikaa, Odysseusu alıp babasının sarayına götürür. Odysseus, Kral Alkinoosa ve bütün saraylara bu adaya ayak basıncaya kadar başından geçenleri anlatır.

Odysseusun Serüvenleri [4]


Odysseus, Truva Savaşından sonra İthakeye dönmek için gemisine binip yola çıktığını, ama çok geçmeden sert bir fırtına yüzünden Lotophagoi (Lotus Yiyenler) ülkesine sürüklendiğini anlatır. Bazı denizciler orada Lotusun meyvesini yedikleri için yolculuğun amacını unutur, arkadaşlarını bile tanımazlar. Odysseus onları zorla gemilere bindirip yeniden yola çıkarır. Derken dev soyundan, tepegöz yaratıklar olan Kiklopların yaşadığı bir adaya çıkarlar. Orada, Polyphemos adlı dev Odysseusun altı arkadaşını öldürerek yer, ama dev uyurken Odysseus bir sopayla onun gözünü kör ederek kaçmayı başarır.

 

Polyphemosun elinden canlarını kıl payı kurtardıktan sonra rüzgârlar tanrısının adasına varırlar; tanrı onlara, dönüş yolculuklarını engelleyebilecek bütün rüzgârların içinde hapis tutulduğu bir torba verir. On gün sonra tam İthakeye yaklaşırken, meraklarını yenemeyen tayfalar Odysseus uykudayken, içinde ne olduğunu görmek için torbayı açınca, ne kadar rüzgâr varsa dışarı çıkar ve korkunç bir fırtına kopar. Gemiler İthake’den çok uzaklara sürüklenir. Çok geçmeden de Laistrygon adlı dev yamyamların yaşadığı bir ülkeye varırlar. Yamyamların saldırısına uğrayan gemicilerden yalnızca Odysseusun gemisindekiler canını kurtarabilir. Kalan bu tek gemideki denizciler, acı ve umutsuzluk içinde, tanrıça Kirke’nin yaşadığı adaya varırlar. Büyücü olan Kirke, sarayında düzenlediği şölene çağırdığı denizcilerin çoğunu domuza dönüştürür. Ne var ki, Odysseus Tanrı Hermes’in verdiği sihirli bir otun yardımıyla onların imdadına yetişir. Kirke de büyüyü bozmaya razı olur. Odysseus ile arkadaşları bir yıl Kirke’nin sarayında kalırlar. Ama sonunda İthakeye dönme istekleri ağır basar ve yeniden denize açılırlar. Ancak önce İthake’ye değil, bilge kâhin Teiresias’ın ruhuna akıl danışmak için ölüler ülkesine yola çıkarlar. Teriesias, Odysseus’u yolculuk sırasında karşısına çıkacak tehlikelere karşı uyarır, bunlarla başa çıkabilmesi için öğütler verir.

Gerçekten de serüvenler birbirini kovalar, ama Odysseus hepsinden de sağ çıkmayı başarır. Şarkılarıyla erkekleri sarhoş edip ölüme sürükleyen güzel sesli Sirenlerin tehlikeli büyüsünden kurtulduktan sonra bir yanda canavar Skylla’nın, öte yanda Kharybdis anaforun bulunduğu boğazı da sağ salim geçer. Sicilya kıyılarına çıktıklarında Odysseus arkadaşlarını koyun ve sığır sürülerine dokunmamaları için uyarırsa da, onlar bu uyarıya kulak asmaz. Ne var ki, kesip yedikleri koyunlar gerçek ve Işık Tanrısı Apollon’un malıdır ve Apollon onları tam adadan ayrılırken korkunç bir fırtınayla cezalandırır. Gemi bir yıldırımla paramparça olur, tayfaların tümü boğulur. Tek başına kurutulan Odysseus dokuz gün denizle boğuştuktan sonra bu günkü Malta Adası olduğu sanılan, Kalypsonun yaşadığı adada karaya çıkar.


Eve Dönüş [5]


Bu acılı öyküden Kral Alkinoos öyle duygulanır ki yurduna geri dönebilmesi için Odysseus’a hem bir gemi, hem de tayfa verir. Bu kez Odysseus sağ salim İthake’ye varır. Derin bir uykudayken dost denizciler onu yavaşça kumun üzerine yatırırlar. Uyanınca Athena ona Penelope ile evlenmekten isteyenlerden söz eder ve Telemakhos’u öldürmeyi planladıklarını anlatır. Tanınmasın diye Odysseus’u dilenci kılığına sokar ve ona yardım etmesi için gizlice Telemakhos’u getirir. Yalnızca Telemakhos ve sadık bir uşak Odysseus kim olduğunu bilmektedir. Odysseus ne yapacaklarını planlarken hep birlikte uşağın kulübesine sığınırlar. Penelope’yle evlenmek isteyenler, Odysseus’u dilenci sanarak kendi sarayında aşağılarlar.


Penelope sonunda, her kim Odysseus’un büyük yayını germeyi başarırsa onunla evlenebileceğini söyler. Herkes dener, ama bu işi kolayca başaran hala dilenci kılığındaki Odysseus olur. Üzerindeki yırtık pırtık giysileri atınca kim olduğu ortaya çıkan Odysseus, Telemakhosun yardımıyla, Penelope ile evlenmek isteyenleri birer birer öldürür. Penelopenin bile tanımakta güçlük çektiği Odysseus’un çilesi son bulur, karısına ve evine kavuşur.

 

Homeros

 

 

İLGİLİ LİNKLERİMİZ


KAYNAKÇA

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar