Zeytindağı Hakkında Özet Alıntılar FalihRıfkı Atay

15.11.2016

Zeytindağı Hakkında Özet Alıntılar FalihRıfkı Atay

  

Yazıda Falih Rıfkı Atay ’ın  hayatı, doğumu, ölümü, çocukluğu, gençliği, evliliği, öğrenimi, eğitim yılları, ailesi, çalıştığı işler, mahkûmiyeti,  yazarlığı, eserleri,  romanları Falih Rıfkı Atay ’ın  edebi kişiliği,  etkilendiği yazarlar, siyasi kişiler ve düşünceler,  etkilediği yazarlar, işlediği konular, Türk edebiyatındaki yeri, Falih Rıfkı Atay ’ın  eserlerinden alıntılar, anekdotlar,  anlatım tekniği, bakış açısı, romanların  tekniği, romanlarının  türü, eserleri, eserlerinin basım yılı ,basım hikâyesi, eserleri ile biyografisi arasındaki alakalar, aldığı ödüller  vb incelenmiştir.

ESERİN BASIMI İÇERİĞİ  VB HAKKINDA

Zeytindağı adlı eseri, Falih Rıfkı Atay’ın yedek subay olarak katıldığı Dünya Savaşı  yıllarına ait anı ve izlenimlerinden oluşur.  Eser  Osmanlı İmparatorluğu’nun savaş yıllarında  içine düştüğü  kötü durumu ortaya koymaktadır.

Eserin ilk yayınlanma tarihi 1932’dir.Eser bu basımından sonra da bir çok kez baskı görmüştür. Eser, içeriği nedeni  oldukça beğenilmiş çağdaşları tarafından haklı övgüler almıştır. 

Kitabın adı, Cemal Paşa’nın başında bulunduğu 4. Ordu Karargâhının yerleşik olduğu Kudüs’e yakın bir tepenin (Zeytindağı) isminden gelmektedir.

Eser Osmanlı saltanatının son günlerinden Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk günlerine kadarki  1914 ten 1923 yılına kadar ki zaman dilimini ele almıştır.   Yazar  I. Dünya Savaşı başladığında yedek subay olarak orduya alınmış ve Cemal Paşa’nın Kudüs’e yakın bir yerdeki  Zeytindağı’nda bulunan  karargâhına tayin olmuştur. Yazar Cemal Paşa ile ilk ilişkilerini  de bu karargâhta kurmuş olur.

Yazar bu görevi sebebiyle  gittiği Cemal Paşa’nın  Zeytindağı’ndaki karargâhını eserine ad olarak almıştır. [1] Eser  yazarın bu görevi esnasında şahit olduğu, dinlediği, olaylara ve anılara dayanır

Kitabın ilk bölümlerinde İttihat ve Terakki Cemiyeti’nden söz edilmiş. Cemal Paşa, Talat Paşa ve Enver Paşa hakkında bilgiler vermiştir.. Cemal Paşa, yenilikçi, Enver ve Talat Paşa ise tutucu kişilerdir. Enver Paşa’nın Turancıdır. Falih Rıfkı Atay, Enver Paşa’nın bu fikirlerini benimsememekte Türkiye’nin kurtuluşunun Enver Paşa gibilerden kurtulmakla mümkün olduğu düşüncesindedir.

Falih Rıfkı Atay, Cemal Paşa ile beraber çalışmaya başladıktan sonra, olayları daha açık ve net bir şekilde gözlemleyebilmiş,  Suriye, Filistin ve Hicaz’da yaşanılan çöküşü gözler önüne sermiştir. Cemal Paşa’nın emir subayı olan Falih Rıfkı, Zeytindağı kitabıyla tarihimize bir ibret belgesi bırakmayı başarmıştır.  Yazar bu eserinde  “her biri bir destan olabilecek, askerlerin günlükleri ve adeta kumar masasında kaybedilen Ahmetlerin, Mehmetlerin tüyler ürperten hikâyelerini de dile getirmiştir. “[2]

Cemal Paşa taraftarı olarak damgalanan  Falih Rıfkı Atay’da İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin  fikir birliği içinde olmayışını eleştirmiş, yaşanılan bunalımdan kurtuluş un ancak birlik ve beraberlikle mümkün olabileceğini vurgulamıştır.  Falih Rıfkı bu eserinde : “ Cehaletin ve hayalciliğin sonu hüsrandır. Cahil olmamalı, İlim ve vatan adamı olmalıyız.  Bunalımlardan kurtuluş ancak birlik ve beraberlikle mümkündür, “ öz görüşlerini  dile getirmektedir.

Falih Rıfkı Atay, bu kitabında “Büyük harpte Osmanlı hazinesinin büyük bir kısmını çöl ve Urban (Çöl Arapları) yemiştir.”[3] Diyerek çöküşün başka bir yüzünü de gözler önüne sermiştir.

ESER HAKKINDA  YAZILANLAR

“…Falih Rıfkı’nın son eseri Zeytindağı. Cumhuriyet devri edebiyatının en büyük hâdiselerinden birini teşkil etti. Falih Rıfkı’nın bize hatırlattığı devir, Türk milletinin geçirdiği ve geçirebileceği felâket devirlerinin en facialısı, en dehşetlisi ve ruha en çok bezginlik verenidir. Eğer, muharririn keskin ve yüksek zekâsı bu devir üstüne berrak bir aydınlık gibi aksetmemiş olsaydı, biz ona doğru başımızı çevirip tekrar bakmak arzu ve cesaretini kendimizde bulamayacaktık. Yakup Kadri Karaosmanoğlu

“…Zeytindağı ‘nı seve seve okudum. Zaten başladıktan sonra bırakmak kabil değil. Bence bu yeni kitabında Falih Rıfkı’nın üslûbu, öbür kitaplarından daha göz kamaştırıcıdır ve zannedersem en güzel haline vâsıl olmuştur. Zeytindağı. Bugünkü Türkçe ile ne kadar kuvvetli anlatım yapılabileceğine sağlam bir delildir.” Nurullah Ataç 

Fikir Hareketleri: 14 Şubat 1953; Matbuat Hayatı sütununda “ZEYTİNDAĞI” için yazılan yazıdan bir parça:

“…Falih Rıfkı bunları yazmaya başlarken, Türk edebiyatına ve Türk vatanına bu kadar kıymetli bir yadigar bırakacağını ihtimal ki ümit edemedi. Buna tevazu belki mani oldu. Fakat Zeytindağı’nda nasıl Türk’ün o acı günlerini bütün neşeleri, heyecanları ve ıstırapları ile yaşatmışsa kendi şöhret ve sanatını da Türk edebiyatında çok yükseklerde ve ilelebet diri tutacak bir abide yaratmıştır.”  Hüseyin Cahit Yalçın

 

“Osmanlı İmparatorluğunun çöküşüne dair birçok eser kaleme alınmıştır fakat Falih Rıfkı Atay tarafından kaleme alınan Zeytindağı kitabı kadar savaşın içinden detaylı bilgi verenini bulmam mümkün değildir.

Aynı zamanda Cemal Paşa’nın emir subayı olan Falih Rıfkı Mehmetçiğin içinde bulunduğu Yemen’deki, Gazze’deki ve Arap Çölleri ’indeki savaşlarda yaşadıklarını, Mehmetçiğin acı veren hikâyelerini güzel bir Türkçe ile okurlarına sunuyor.” [4]

ÖNSÖZ

Biz, şimdi kırkına yaklaşanlar, Osmanlı İmparatorluğunun son gençleriyiz. 1914’de üç, beş, yedi yaşında bulunan çocuklar, bugün yeni Türkiye’nin gençleri olmuşlardır ve hatırlarında İmparatorluktan hiçbir iz kalmamıştı. İşte onlara, saltanatın, Suriye’de, Filistin ve Hicaz’daki son yıllarını anlatmak istiyorum.

Bizden Belgrad’ı aldıkları zaman, düşman delegeleri Niş kasabasını da istemişlerdi. Osmanlı delegesi ayağa kalkarak:

-Ne hacet, dedi, İstanbul’u da size verelim.

Babalarımız için Niş, İstanbul’a o kadar yakındı. Biz eğer Vardar’ı, Trablus’u, Girit’i ve Medine’yi bırakırsak, Türk milleti yaşayamaz sanıyorduk.

Çocuklarımızın Avrupa’sı Marmara ve Meriç’te bitiyor.

Hür bir fikir eğitimi görmeyenlerle anlaşmak imkânı var mıdır? Onlar da gerçeğin yüzde yüz yergi ile yüzde yüz övgünün belki de tam ortasında olduğunu bilmez değillerdir. Fakat eski zamanların kulluk ahlakına esirdirler. Yerme yahut övme, iyilik yahut kötülük gördüğünüze göre, bu ikisini yapmakta, onların ahlakına göre, haklısınız. Tarihte gerçeğin ne lüzumu var?..

Osmanlı tarihi, bu sebeple, bir yalan âlemi olmuştur. Yalan, Şark’ta ayıp değildir. Zeytindağı’nda tarihin hakkını tarihe, Cemal Paşanın hakkını Cemal Paşaya verdim.

KONUSU

Yazar yedek subaylık görevi ile Cemal Paşa komutasındaki 4. Ordunun Şam yakınlarındaki Zeytin Dağı’nda bulunan karargâhına gitmiştir.  Yazar görevi gereği bu karargâhta yaşadığı, şahit olduğu, duyduğu, gördüğü, bildiği, izlediği olayları ve anıları tarihin önemli olaylarını da içine alacak şekilde anlatmıştır.

 Eser Mehmetçik ve Osmanlı ordusunun I. Dünya savaşından başlayıp,  Yemen, Aden,  Süveyş kanalındaki Kanal Harekâtında, Gazze’de, Arap Çöllerinde nasıl kırıldığını, yenilgiden sonra bir vagon dolusu “mecidiye altınını dahi oralarda bırakıp gelmesini dile getirmektedir.

Yemen Cephesinden çekilen birliklerin verdiği maddi ve manevi zayiatlar ile oralara bırakılan canlar, altınlar, silahlar, mühimmatlar, yaşanan felaketler ve dramlar Osmanlının Güney Cephesinden başlayan şiddetli çöküşünü dile getirmektedir.

 

ÖZET

Birinci Dünya Harbinde yazar yedek subay olarak Cemal Paşa'nın Şam’daki 4. Ordu karargâhına tayin olur. 4. Ordunun konuşlandığı  dağın adı “Zeytindağı ‘dır. “

Cemal Paşa, Talat Paşa ve Enver Paşa İttihat ve Terakki ‘nin en önemli simalarıdır.  Bu paşalar Almanların galip geleceklerine inanmışlar ve Osmanlıyı I. Dünya Savaşına sokmuşlardır.  Cemal Paşa yenilikçi; Enver ve Talat Paşa'lar ise muhafazakârdır. Falih Rıfkı, Enver Paşa'nın Turancı fikirlerine karşı çıkmakta Enver Paşa'yı diktatör olarak görmektedir.

İttihat ve Terakki kendi içerisinde de bölünmüş ve her lider bir grup kurmuştur.  Yazar Falih Rıfkı, Cemal Paşanın yandaşı ve adamıdır

Yazar Cemal Paşa’nın yanına ve karargâha geldikten sonra İmparatorluğun yok olduğuna şahit olmaya başlar. Suriye, Filistin, Yemen, Mısır, Kanal harekatında  ve Hicaz'da yaşanmış olanlar Osmanlının çöktüğünü açıkça ortaya koymaktadır.

Osmanlı artık kukla bir devlete dönüşmüştür.  Örneğin : "Mahmut Şevket Paşa'yı öldüren Kavaklı Mustafa, memleketten kaçmış, bir Rus vapuruna binmişti. Fakat Osmanlının Rus sancağı taşıyan bir vapurdan bir kişiyi almaya hakkı yoktu. Bunun üzerine bir Osmanlı hükümeti görevlisi, Kavaklı Mustafa'yı gemiden kaçırır ve boğdurur. Bu olayı haber alan Ruslar, Kavaklı Mustafa'yı kaçıran zatı görevden aldırır ve bundan böyle devlet hizmetinde kullanılmamasını isterler ve istedikleri de olur."

Osmanlı coğrafyasının büyük bir kısmında Arapların yaşamaktadır.  Bu topraklarda yaşayanların kültürlerine, dillerine, ticaretlerine engel olunmamış,  buralardan doğru dürüst vergi ve asker de alınmamıştı.  Üstelik Osmanlılar, Arapları Türkleştireceğine oradaki Türkler Araplaşmıştı.

 

"Bu kıtaları ne sömürgeleştirmiş, ne de vatanlaştırmıştık….” Osmanlı İmparatorluğu buralarda, ücretsiz tarla ve sokak bekçisi idi. “ Eğer, medrese ve şuursuzluk devam etmiş olsaydı, Araplığın Anadolu içlerine kadar gireceğine şüphe yoktu. Osmanlı Emperyalizmi şu ana fikir üstünde kurulmuş bir hayal idi. " Türk milleti kendi başına devlet yapamaz! "

Osmanlı, Arap topraklarını imar ediyor, Arap şeyhleri arasındaki savaşlardan da Arap halkını koruyor, ama bunun için çok masraf da ediyordu. Bu topraklar Osmanlı için zaten bir nimet değil büyük bir maddi külfetti.  Bu nedenle Arap halkı ve zayıf şeyhler için Osmanlı bir kurtuluştu. Buna rağmen Osmanlı güçsüz kalınca bu aşiretler ve Şeyhler İngilizler ve Fransızlarla anlaşmışlar Osmanlı' yı arkadan vurmaya başlamışlardı.  Osmanlı' ya bağımlı olan Araplar da her zaman Arap Halifeliği ve hükümeti peşinde oluyorlardı. Böylece de  1. Dünya savaşı çıktığında  İngilizler tüm bunları onlara vaat etmişler  ve onlar da bu imtiyazlara kavuşmak için Osmanlı' ya ihanet etmeye başlamışlardı.

Araplar küçük bir anlaşmazlıkta bile isyan ediyorlardı. Cemal Paşa,  bunları engellemek için komutanlara vatan müdafaası için zaruri görülürse idam hükümlerini yerine getirmesi yetkisini de vermişti. Yani isyanlar artık kanla bastırılıyordu.

Cemal Paşa,  Suriye' yi Osmanlılaştırmak istiyor Suriye' de modern okullar açtırıyordu. Hicret eden Ermenileri, Suriye içlerine dağıtmış, Ermenileri güçlendirmek için ev ve toprak bile vermişti.

"Medine dini mallaştırmış ve maddeleştirmiş bir Asya pazarıdır. Kudüs dini oyunlaştırmış bir Garp tiyatrosudur".  Araplar çok fakirdi,  kendi ülkelerinde hizmetçi olmuşlardı. Filistin ikiye bölünmüştü. Eski Filistin Arapların; yeni Filistin ise Yahudilerindi. “Din satışa sunulmaktadır. Hac dönemlerinde Araplar da Yahudiler de büyük kazanç elde etmek peşindedir.”

Falih Rıfkı Hakkında Linklerimiz

 

Falih Rıfkı Atay Hayatı Eserleri Edebi Yönü

Çankaya Hakkında Bilgiler Özet, Alıntılar Falih Rıfkı Atay

FALİH RIFKI ATAY'DAN ATATÜRK DÖNEMİNE IŞIK TUTAN ESER: ÇANKAYA -1-

Zeytindağı Hakkında Özet Alıntılar FalihRıfkı Atay

Zeytindağı Görüşler Özet Alıntılar FalihRıfkı Atay

 

 KAYNAKÇA


[1] https://tr.wikipedia.org/wiki/Zeytinda%C4%9F%C4%B1_(kitap)

[2] https://www.idefix.com/kitap/zeytindagi-falih-rifki-atay/tanim.asp?sid=G946JDU7B61YDV1B2ATJ

[3]  TDK Büyük Türkçe Sözlük

[4] https://kitap.yazarokur.com/zeytindagi-kitap-ozeti.html

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar