KategorilerEDEBİYATEdebiyat Terimleri MazmunlarEski Edebiyatta Giysiler Canfes Çatma Çuha

Eski Edebiyatta Giysiler Canfes Çatma Çuha

19.11.2015

Canfes:

Osmanlı sarayının gözde kumaşlarından olan canfes türü kumaşlara ve canfesten yapılmış giysiler giyen kadınlara, köçeklere ve zennelere divan şairlerinin şiirlerinde de rastlamak mümkündür.  Canfes kumaşların parlak bir kadın giysisi olduğu, meyhanelerde gezinen köçeklerin ve zenne kılıklı kişilerin de bu kumaştan yapılmış parlak elbiseler giyerek zennelik ve köçeklik yaptıkları anlaşılmaktadır.  Fikri Salman “Türk Kumaş Sanatıdna görülen Geleneksel Kumaş Çeşitlerimiz “  adlı çalışmasında canfes kumaş hakkında şu bilgileri vermektedir.  “Atkı ve çözgüsü ipek iplikten olan ve genellikle bez ayağı örgüyle dokunan, perdahsız, tafta türü bir kumaştır. Canfes perdahsız olduğundan yıkandığı zaman parlaklığını ve kendine özgü sertliğini yitirmediğinden özellikle sarayın kadınların beğenisini kazanmıştır.”[1]

Canfes üzerinde desen bulunmayan ince dokunmuş ve İpekten yapılan değerli ve parlak bir kumaş türüdür.  Hem değerli olması hem de gösterişli olması sebebiyle seçkin kişiler tarafından statü göstergesi olarak kullanılmıştır. Özel günler için giyilen kıyafetlerde kullanılır.

Canfesleri köçeklerin de giydikleri eski devri anlatan metinlerden karşımıza çıkmaktadır.  “Köçekler, oyun sırasında kadife üstüne sırma işlemeli gömlek, canfesten, ipekliden “dört kubbe” denilen sırma saçaklı eteklik giyerler, bellerine sırma kemer takarlardı. “   Bazı folklorik derlemelerden anlaşıldığına göre Anadolu bindallıların bir türü olan üç eteklere de canfes dendiği ortaya çıkar. Bu durumda bindallıların canfes kumaşlardan da yapıldığını ortaya koymaktadır.

Canfes kelimesi günümüz şiirinde ve halk deyimlerinde de karşımıza çıkar. “ Allı yelek, pullu yelek, canfes neye gerek? “

Elmalar akikti üzümler canfes
Ve ölümü bir hasbahçe belleyip
Musa Çelebi  ….                                         Hilmi Yavuz

Bu kumaş türünün en kaliteli olanlarının İstanbul ve Bursa'da dokunduğu özellikle kadın giyiminde elbise, cepken, şalvar, ferace; erkek giyiminde mintan, evlerde ise yorgan yüzü, bohça vb. eşyaların yapımında da kullanıldığı anlaşılmaktadır. Canfeslerin yanardöner ve kumru göğsü olmak üzere iki türü olduğu da kayıtlarda geçmiştir. [2]

Giymiş ol rûh-ı musavver kırmızı canfes kabâ
Lâle-veş gördüm seher açıldı gülşenden yana                Nedîm, D

İnciyle işler güya görümce
Atlas bürümcük sandım görünce!...
İşten bilenler, dünyada herkes
Sanmaktadırlar kasnakta canfes!”    Fuat Şükrü Dilbilen (1931:44)

Çatma Kadifeler:

“ Düz zemin üzerine kadife tekniğiyle kabartma motifler oluşturularak dokunan eski bir desenli kumaş türüdür. Pek çoğunda zemin kırmızı ya da güvez renktedir. Çatmanın siyah ve yeşil renkli olanlarına da rastlanmaktadır. Motiflerin konturlarında ise gök mavi, yeşil ve san renkler en çok kullanılan renklerdir.“[3]

Çatma kadife kumaşların Bursa, Bilecik, Üsküdar, Karaman, Göynük (Bolu), Eski Aydos (Bulgaristan) yörelerinde dokunduğu ama en beğenilenlerinin Üsküdar ve Bilecik çatmaları olduğu anlaşılır. [4]

 

Cuha – Çuha

Çuha son derece sağlam ve çok yumuşak yoğun dokunmuş kumaş türüdür. Eski devrin hayatında oldukça çok yer alan çuha,  kelime olarak Farsçadan dilimize geçmiştir.  Bir kumaş türü olarak çuha tüysüz, ince, sık dokunmuş yün bir kumaş türüdür. Eskiler ceketin yerine giyilen kaba dokunuşlu cuhalardan yapılan üst giysilerine de çuha diyorlardı. Günümüzde bilardo masalarından tanıdığımız çuhalar eski devrin hayatında oldukça yer kaplıyordu.

Eski Türk kumaşları ile ilgili kaynaklarda çuha şu şekilde tanıtılır “: Çözgü ve atkısı tek kat yün ipliğinden, genellikle dimi ya da bez ayağı örgüyle oldukça sık dokunmuş kalın bir kumaş türüdür. Çuha, dokunduktan; dinleme, fırçalama, makaslama işlemleri uygulanır ve mengeneden geçirilerek perdahlanarak terbiye edilir.”  [5]

Çuha,   askerlerin kışlık giysileri, ferace, dolama, yelek, çakşır, eyer teğeltisi, para kesesi yapımında ve döşemelik kumaş olarak da kullanılıyordu.  Selanik, Edirne, İstanbul, Bursa ve Şam'da dokunan yerli çuhalar  19 yy dan sonra İngiliz Fransız ve İtalyanların fabrika yapımı  ucuz çuhaları karşısında kaybolup gitti. 

Ucuz olduğundan olsa gerek çuha sözcükleri en çok halk şiirinde geçer

Aç kaldı hep çuha bezi yapanlar.
Kaşınmaktan yara oldu çıbanlar.          Seyrani

Çiğnine çuha saldığım yar.
Ayağının altı göy çimen,          
Suçlu oldum dört bir yanda duyuldum
Eski çuha gibi sırta geyildim
Al çuha mavi çuha
Çuha gözlerin çıka                   Anonim Türkü

Aba da bir çuha da bir giyene
Güzel de bir çirkin de bir sevene 

Avşar dediğin de bir büyük oba
Çağırsam beyleri etmiyor töbe
Al çuha üstüne boz beden aba
Giyinen beyleri dolu Avşar'ın       Dadaloğlu ( BKZ    ) 

Çuha üstüne söylenmiş çok sayıda türkü vardır.

Kütahya'nın pınarları akışır
Zaptiyeler kol kol olmuş bakışır
Asalı'ya  da çuha şalvar yakışır     Anonim Türkü

Çuha işlik büküm büküm
Yekin kara mayam yekin
Yaraların azgın ise
İstanbul'dan gelsin hekim          Anonim Türkü

Ak çuha kara çuha
Al çuha mavi çuha
Ay gara çuham emi desen
Çuha işlik büküm büküm

 İLGİLİ LİNKLER

 

Eski Edebiyatta Giysiler Aba Aseli Abani

Eski Edebiyatta Giysiler Ahmediye Alaca Asumani

Eski Edebiyatta Giysiler 4 Basma Beledi Biniş Cübbe

Eski Edebiyatta Giysiler Canfes Çatma Çuha

Eski Edebiyatta Giysiler Çitari ve Diba

Eski Edebiyatta Giysiler Futa-Harir ve İhram

Eski Edebiyatta Giysile

KAYNAKÇA 

[1] Fikri SALMAN,Türk Kumaş Sanatıda görülen Geleneksel Kumaş Çeşitlerimiz,e-dergi.atauni.edu.tr )

[2] BÜYÜK LAROUSSE, canfes Mad. es, s. 2166

[3] Fikri SALMAN,Türk Kumaş Sanatıda görülen Geleneksel Kumaş Çeşitlerimiz,e-dergi.atauni.edu.tr )

[4] Tahsin Öz, Türk Kumaş ve Kadifeleri, İstanbul 1951

[5] Fikri SALMAN,Türk Kumaş Sanatıda görülen Geleneksel Kumaş Çeşitlerimiz,e-dergi.atauni.edu.tr )

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da