Ahmediye: III. Ahmet ve Damat İbrahim Paşa devrinde Üsküdar ve Bursa'da dokunan bir çatma kumaş türüdür. Daha çok ipek iplilikle dokunan ve döşemelik olarak kullanılan bir kumaş türü olmuştur. Ahmediye ipekli düz bir yüzeye sahiptir. Ahmediyye’nin birçok türü çıkmıştır ama çeşitli türleri arasında en meşhur olanı fitilli ahmediye'dir. [1]
Gaziantep ve civarında tepelik üzerine sarılan bu poşuya da ahmediye dendiği, saf ipekten yapılan bu poşuların üzeri işlemeli ve portakal renkli olduğu anlaşılmaktadır. [2] Bu poşuların ahmediye adı verilen kumaşlardan yapılmasından dolayı bu adı aldığı da düşünülebilir.
Alaca: Genelde renkli pamuklu iplikle dokunan erkek ve kadın dış giyiminde kullanılan kumaşlardandır. Alaca karışık renkli manasına gelir. Günümüzde de üretilen bu kumaşlar Buldan, Arapkir ve Gaziantep'te dokunmaktadır. Lacivert ya da bordo zemin üzerinde sarı çizgileri olan, üzerinde birçok rengin bulunduğu, eskiden ipekli olarak dokunan günümüzde ise pamuklu dokunan dayanıklı ve kullanışlı bir kumaş türüdür.
Eskiden İstanbul ve Anadolu'nun birçok yöresinde Osmanlı dokumacılarının en çok ürettiği kumaşlardan biridir. Tire ve Erzincan'daki el tezgâhlarında dokunanlarının en ünlüsü olduğu Bursa, Halep, Manisa ve Kastamonu'da da alacanın dokunduğunu çeşitli kaynaklardan öğreniyoruz.[3] Şam'da dokunan ipek alacalara Şam alacası denmiştir. Günümüzde Buldan (Denizli), Arapkir (Malatya) ve Gaziantep'te eski örneklere göre benzer alaca kumaşlarının dokunması için çalışmalar yapılmaktadır. [4] Bazı bölgelerde beşparmak adı da verilen alaca kimi zaman kırmızı zemin üzerine sarı çubuklu yollarla da dokunurdu. Bez ayağı tekniğinde dokunan kumaş, pamuklu veya ipekli olabilirdi Selçuklular zamanından beri dokunan alaca kumaşı, kadın ve erkek giyimlerinde hırka, mintan, şalvar, entari gibi kıyafetlerde kullanılırdı. [5]
Alacaların genellikle ev tezgâhlarında dokunduğu, dokunan alacaların kutnuda olduğu gibi büyük hanlardaki iş yerlerine getirildiği ve bu hanlarda pişirilip yumuşatıldığı bu iş için tasarlanmış merdanelerden geçirilip perdahlandıktan ve apre işlemlerinin yapıldığı sonra da satılmak üzere bedestenlerdeki tüccarlara verildiği anlaşılmaktadır. [6]
ÂSUMANİ LİBAS VEYA KUMAŞ
Çağdaş kaynaklarda asumani elbise veya kumaş türünden söz edilmemektedir. Fakar asumani mavi renkli elbise bir kumaş veya elbise türü olarak beyitlerimizde geçer. Beyitlerden veya A. Talat Onay’ın verdiği bilgilerden hareketle asumaninin mavi renkli bir çeşti kumaştan yapıldığı, “ Mavi renkli veya yıldız desenli " bir cins kumaş ya da elbise olduğu anlaşılmaktadır. Yavuz Sultan Selim’in öfkeli bakışlarıyla mavi renkli ve yıldız desenli bir kaftanla yapılmış güzel bir minyatürü vardır ki bu minyatürdeki elbise büyük bir ihtimalle asumanidir.
Yavuz’un sözü edilen bu minyatürdeki giysisinin asumani oladuğuna delalet edebilecek bir başka belirti de bir beytinde asumani giysiden söz etmiş olmasıdır.
Her gece altun benekli asumaniler giyip
Uş bu çarh-ı pirezen olmuştur oynaşım benim. Yavuz Sultan Selim
Yaşlı ve oynak bir kadın gibi olan feleğin çarkı her gece altın yıldızlı benekli asumaniler giyerek benim oynaşım olmuştur
Yavuz’un bu beytinde anlaşıldığı gibi asumaninin mavi renkli olduğu altın benekli yıldız desenli bir tür kumaştan yapıldığı, hatta gecelik elbise de olabileceği, bu tür elbise veya kumaşın seraser veya kemha gibi altın ipliklerle dokunmuş bir kumaş olduğu da tahmin edilebilir.
Şi'r-i Yahyâ'da ma'ânî bir müsellem hûbdur
Bahr-i nazmından geyüpdür âsumânî bir harîr Yahyâ Bey
Yahya’nın şiirindeki manalar ve vezninin denizi güzeli saran asumanî bir ipek kumaş -elbise - gibidir.
Libâs-ı âsumânîlerle dâ’im
Salınsun gökde gün gibi o zâlim Yahyâ Bey (Çavuşoğlu 1977: 238
O zalim güzel, gökteki gün gibi libas-ı asumanîlerle salınsın, gezsin.[7]
Gün gibi altun beneklü câmeye reşk eylemez
Bu felek dervîş-i ‘ışka âsmânî bir nemed Revani ( 16 Yy)
Âsumânî ve abâyî aybımı setreylesin.
Bilmesinler bu da kâdî mıdır molla mıdır Vehbî (A.T. Onay 1993: 142)
Bu beyitten anlaşıldığına göre asumani kıyafetlerin ilmiye sınıfı mensupları tarafından da giyildiği anlaşılır. A.T. Onay’a göre bu elbise ilmiye sınıfına mensup kadı, müderris gibi kişilerin giydikleri bir elbise olmalıdır. [8]
Sünbül benefşedir yakışan bağ-ı hüsnüne
Fistanın asumanisi feracenin semmuru Sabit
A.Talat Onay’ın verdiği bu görüşüne rağmen, asumani kumaş veya elbisenin kadınlar tarafından da giyilebildiği anlaşılmaktadır.
Āsumānīler geyüb gün gibi māhum gitme gel
Göklere boyanmasun feryād ü āhum gitme gel Necati
Âsmânî câme giymiş mahfile çıkdı o mâh
Göge agdı gûyiyâ ‘Îsî peyam-ber Cum‘a gün Ravzi
Ravziyâ altûn kalemle vasf-ı hüsnin ol mehüñ
Âsmânî kâgıda halliyle yazar ay u gün Ravzi
Ravzi'nin bu beytinden de anlaşıldığı gibi asumani denilen bir tür kâğıt da vardır.
İLGİLİ LİNKLERİMİZ İÇİN TIKLAYIN
Eski Edebiyatta Giysiler 1 Arakiye Arşın Atlas
Eski Edebiyatta Giysiler Aba Aseli Abani
Eski Edebiyatta Giysiler Ahmediye Alaca Asumani
Eski Edebiyatta Giysiler 4 Basma Beledi Biniş Cübbe
Eski Edebiyatta Giysiler Canfes Çatma Çuha
Eski Edebiyatta Giysiler Çitari ve Diba
Eski Edebiyatta Giysiler Futa-Harir ve İhram
KAYNAKÇA
[1] APAK, Melek ve ark., Osmanlı Dönemi Kadın Giyimleri, Ankara, 1997, s. 21.
[2] https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/gaziantep/kulturatlasi/yoresel-gym-kusam
[3] Lahide IMER, Antep Yöresinde Üretilen Kutnu, Alacalı ve Meydaniye KUInilfI."n.n au. ıdmll< Omllkled, Ankara, 200I,
[4] Fikri SALMAN,Türk Kumaş Sanatıda görülen Geleneksel Kumaş Çeşitlerimiz,e-dergi.atauni.edu.tr
[5] Fikri SALMAN,Türk Kumaş Sanatıda görülen Geleneksel Kumaş Çeşitlerimiz,e-dergi.atauni.edu.tr
[6] Mehmet Ali Diyarbakırlıoğlu, Kutnu veAlaca Dokumacılığı , https://xn--diyarbakrlolu-62b0yc.com/kutnu-ve-alaca-dokumaciligi/
[7] NİHAT ÖZTOPRAK, Divan Şiirinde Giyim Kuşam Üzerine Bir Deneme, Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi 4, İstanbul 2010, 103-154.
[8]Talat Onay, Edebiyatımızda Mazmunlar , MEB- 1996- s. 206