Arakıye:
Arak kelimesi Arapçada ter anlamına gelmektedir. Arakıye ise ter emen veya terleten anlamına gelir.
Yün veya tiftikten dövülerek yapılmış ince keçe kumaştır. Arakıye kumaştan cübbe, potur, yelek, külah, takke ve seccade gibi giysiler yapılan ince keçe kumaştır.
Tiftikten ya da yünden dövülerek hazırlanan, bu kumaşlar çoğunlukla tiftikten yapılırdı. Bu kumaşla yapılan ince külâhlara ve bir çeşit küçük zurnaya da arakıye adı verilirdi. Eskiden dervişler ve Mevleviler bu kumaştan yapılmış serpuşlar ve sikkeler giyerlerdi. Dervişlerin giydikleri, tiftikten yapılmış ince külahlara arakıye denirdi
Bazı tarikatlarda tarikata yeni girenlere hemen arakıye giydirilirken bazı tarikatlarda ise bir yıl sonra arakıye takabilirlerdi. Çeşitli tarikatlar taktıkları arakıyelerin üzerlerine tarikatlarının simgelerini işlerlerdi. Veya takılan arakıyelerin modelleri ve şekilleri bu arakıyeyi takan dervişin hangi tarikata mensup olduğunu belli edecek şekillerde yapılırdı.
ARŞIN:
Ölçü: Türkiye’de metrenin resmen kabulüne kadar özellikle kumaş ölçmekte kullanılan uzunluk ölçüsü birimi ve bu ölçüye uygun yapılmış endaze aletidir.
Bir arşın bir kulaç uzunluğu olarak belirlenmiş metre hesabıyla çarşı arşını 68 cm uzunluğa tekabül etmektedir. Bir mi‘mr arşınları ise 24 parmak = 240 hat ortalama 76 cm ye denk gelir.
Arşın Türü Osmanlı Kumaşı
Eski devrilerde çözgü teli arasına, ilave altın ve gümüş atkı telleri atılarak dokunan eski bir ipekli kumaş türüdür. Arşına pamuk iplik karıştırmak, fazladan altın ve gümüş tel kullanmak yasaktı. Sade arşın pamuk ipliğinden dokunmakta olup, daha sonra üzerine altın ve gümüş tellerle işleme yapılırdı. Bunlara Dip kumaşı da denilmektedir.
Kumaş olam arşın arşın yırtılam
Köle olam çarşılarda satılam
Va’de yetmezdi ki ölem kurtulam
Felek beni nazlı yârdan ayırdı Karacaoğlan
Atlas (Saten); ( saten atlas) ipeğin parlaklığını en iyi şekilde yansıtan dokuma ve kumaş türüdür. Atlas sözcüğü İtalyanca tüysüz parlak demek olan talise kökünden türemiştir. Saten ise XIV. yy.da Fransızcadan dilimize girmiştir. Atlas ilk kez Çin'de dokunmuş, Araplar vasıtasıyla Atlas, Araplar aracılığı ile 14. yüzyılda Endülüs`ten İspanya`ya 15. yüzyılda ise İtalya ya ve Batıya da taşınmıştır.
Atlas kumaşların Selçuklu ve Bizanslılar döneminde de kullanıldığı anlaşılır. Osmanlılar, kadifenin yanında atlas da üretmişler, misk-i atlas , (Bursa işi), Şam atlası, Maraş atlası gibi türleri görülmüştür. Pahalı, dayanıklı ve parlak olmasından dolayı sarayda çok kullanılan bu kumaştan bayrak, sancak, yorgan yüzü, perde, bohça, para kesesi, kürk astarı, kaftan, şalvar, entari eşya ve elbiseler yapılmıştır. İnce ve zarif olduğundan daha çok kadınlar tarafından sevilmiş, bohça ve kadın giysilerinde çok tercih edilmişlerdir.
İpek atlas, pamukla karıştırılarak kullanılmış,; donuk. (mat renkli), yanardöner (atkı ve çözgü farklı renkte) atlaslar olmak üzere çeşitli gruplara ayrılmışlar ama en çok kırmızı renkli atlaslar tercih edilmiştir. Kâbe’ye örtü olarak gönderilen gönderilen atlas kumaşlar, siyah renkli ve altın işlemeliydi. Düz dokunan atlasların yanı sıra boyuna çizgi çubukları olan ve taraklı denen türleri de vardı
Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sinde belirttiğine göre, XVi. yy. ortalarında İstanbul’da atlas ticareti yapan 105 dükkân ve 300 esnaf bulunmaktaydı. Osmanlı sarayında vezlr seviyesine yükselen paşaların, padişaha sunmaları gereken hediyeler arasında 12 top atlas da vardı. Vezirlere gönderilen menşurlar yeşil, Babıâli’ye gönderilen Sadaret hattı hümayunları da kırmızı atlas keseler içine konurdu. Kanunnameler ve saray teşkilatına dair bazı eserlerde, Türk süvarilerinin al, mor, nefti atlastan kaftan giydikleri belirtilmiştir. Atlastan yazılı sancaklar dokunduğu gibi, kitap mahfaza ve kılıflarında da atlas kullanılmıştır.[1]
Atlas divan şiirimizde en çok adı geçen kumaşlardan biridir. Göğün en son tabakasına da atlas dendiğinden atlasa kumaşla atlas göğü genellikle tevriyeli olarak kullanılmıştır.
Döşedi atun ayayğuna yeşil atlas çemen
Kandasun seyri gülistan eyle ey şehsuvar Hayreti
Ya şukufeyle çemen bezminde kudretten yine
Bir benek altunlu sebz atlas geyüpdür bustan Hayreti [2]
Unutdurdu bana serv-i revanı dün gülistanda
Efendim bir uzun boylu yeşil atlaslı âfet var Nedim [3]]
“Efendim uzun boylu yeşil atlaslı bir âfet (sevgili) var; dün gülistanda bana salınan serviyi unutturdu”
Ne ma’nî gösterir dûşundaki ol âteşîn atlas
Ki ya’ni şu’le-i can-sûz-ı hüsn ü ân mısın kâfir (NEDİM
Kâfir (sevgili) omzundaki o ateş renkli atlas ne anlama gelir? Yani güzelliği can yakıcı alev misin?”
İLGİLİ LİNKLER
Eski Edebiyatta Giysiler Aba Aseli Abani
Eski Edebiyatta Giysiler Ahmediye Alaca Asumani
Eski Edebiyatta Giysiler 4 Basma Beledi Biniş Cübbe
Eski Edebiyatta Giysiler Canfes Çatma Çuha
Eski Edebiyatta Giysiler Çitari ve Diba
Eski Edebiyatta Giysiler Futa-Harir ve İhram
KAYNAKÇA
[1] Fikri SALMAN, https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/turk-kumaslari-ve-alfabetik-adlari-fikri-salman/78124
[2] Nihat Öztoprak ,Divan Şiirinde Giyim Kuşam Üzerine Bir Deneme - TÜBİTAK ...dergipark.ulakbim.gov.tr/devderg/article/download
[3] BATİSLAM, H. Dilek, NEDİM DİVANI’NDAKİ GİYİM KUŞAM VE SÜSLENMEYLE İLGİLİ UNSURLARI, www.ayk.gov.tr/..