Gebr Nedir Ateşgede Mecusi Ateşetapan

10.03.2016

Gebr ve Ateşgede ( Mecusi- Ateşetapan)

Gebr nedir:  Farsça kökenli bir kelime olan gebr kelimesinin Arapçadaki eş anlamlısı vey karşılığı Mecus’tur. Mecus veya Mecusi ise ateşe tapan, ateşperest, Mecusi, ateş-perest taifesi anlamlarına gelir. Mecusî sözcüğü zamanla pagan anlamında da kullanılmaya başlanmış,  doğa ve doğa unsurlarına inanan  kutsal kitaplı ve Tek Tanrılı dört din dışındaki dinlere inananlara da Mecusi denmiştir.  

 Gerçek Mecusiler ateşin en saf hali ve ateşin aslı olarak kabul ettikleri Güneş’e ve yıldızlara tapan  kimselerdir. Bilindiği gibi Sümerler, Akadlar, Babilliler, Asurlular gibi Mezopotamya uygarlıklarının pek çoğu Güneşe tapmışlar veya ateşin simgesi olan Güneş’i en büyük tanrı olarak kabul etmişlerdi. Nihayetinde Zerdüştler "ateşe tapan"  bir kavim olmuşlar "Kuzey İran'da kurulan Media ( Med ) krallığı bu dine inanan bir devlet olarak tarihe geçmişti.  Mecusi sözcüğü zamanla ateşe taban anlamından ateşe tapanların din adamı, Zerdüşt dinine inananların rahibi anlamını da ifade eden bir kelime olmuştu. Bu din adamlarına Arapça’da “Maguş “ da deniliyordu.

Maguşlar sihir yapabilme, hadisleri ve rüyaları yorumlayabilme ve astrolojik öngörülerde bulunabilmeleriyle de ün yapmışlardı. Maguşlar’ın “Efendi Tepesi” dedikleri bir tepe üstünde “büyük yıldız görünene kadar nöbet tuttukları “ büyük yıldız göründüğünde”  büyük kurtarıcının geleceğine inandıkları eski devirlerin kaynaklarından ulaşan bilgilerdir.  

Zerdüştler, on iki bin deriden ve üzerindeki yazıları altın varakla yazılmış olan kutsal kitapları Zend Avesta’ya inanmışlar, kötülük ve ateş tanrısı olan ( Angra Menyu) Ehrimen’in Hürmüz’ün kurduğu dünyaya saldırarak kötülüğü yaymaya başladığına inanmışlar, en sonunda hapsolduğu kuyudan çıkan Ehrimen’in iyilik tanrısı olan Ahura Mazda’ya, ( Hürmüz) galip geleceğine inanmışlardır. Kötülük tanrısı ve şeytan’ın bir benzeri olarak tasavvur edilen Zerüşt iblisi “Angra Menyu”’nun  devler, cadılar, Asmuğ ve perilerin önderi olarak dünyayı ele geçireceği er geç kötülüğün âleme hâkim olacağına inanmışlardır. Sonuç olarak gebrler “Ganag Menog” olarak da ifade ettikleri Ehrimen’e tapmaya başlamışlardır. [1]( bkz Ehrimen Ehremen Angra Menyu-Zerdüşt İblisi)

Günümüzde İran ve Hindistan’ın bazı bölgelerinde  bir miktar Mecusi’nin varlığını sürdürdüğü bilinmektedir. Bakü’de bir Zerdüşt  “Ateş gah” ( Ateşgede) ’ının olduğu bilindiği gibi A.T. Onay’ın belirttiğine göre “Hindistan ‘ın Bombay kentinin kuzeyindeki Daman’da bulunan mecusilerin 1400 yıldır söndürmeden yanmasını sürdürdükleri bir ateşgah daha vardır.”[2] Ateşgahlar Mecusilerin hiç sönmeyen ateşlerinin olduğu kutsal tapınaklarıdır.  Hindistan'daki Mecûsîlerin  Gucerât dilini kullandıkları bilinmekte ve bu Mecusilerin İran’dan Hindistan’a geldikleri zannedilmektedir.

Eski edebiyatta, Mecusi, Gebr, ateş-gede ve ateş-gâh kelimeleri karşımıza sık sık çıkar. Divan şairleri bu kavramları bildiklerinden dolayı Mecusilerin adetleri, yaktıkları ateşleri vb divan şiiri ve nesirlerinde ele aldıkları fark edilmektedir. Divan şairleri sevgilin zülüflerini, bakışlarındaki ifadeleri, sevgilin gönülde yaktığı firakı, , sevgiyle duyulan özlemin şiddetini vb Mecusi ateşlerine benzetmişlerdir. Yanan ateşin yalarları şekil itibari ile de sevgilin saçlarına zülüflerine benzetilir. Mecusi ve gebr sözcüğü Hint Hintli kelimeleri ile birlikte kullanılmasının nedeni Mecusilerin Hindistan’la ilişkilendirilmesinden kaynaklanır.

  • Be hakk—Kirdgâr-ı mün’im ü bahşende kim lüftfu
  • Mürebbi müselmân u yehûd u gebr ü tersâdır.               Nefi

Nimetler bahşeden yargılayıcı Allah hakkı için ki o zatın lütfu Müslüman’ı, Yahudi’yi Mecusi ve Hıristiyan’ı besleyip yetiştiricidir.

  • Piç ü tâb ile ruhun üzre konmuş ser – zülfün
  • Hindu- yı secde – ber- âteşe benzer zülfün                  Nedim


  • Bilmem âteş-hânemi tasvîr eylersin hemân
  • Çîn-i zülfünde ana kurbet- nigâr oldukça ben              (Şeyh Galip

(Saçlarının kıvrımında ona ben yakın resm oldukça, neden öylece ateşge-demi tasvir eylersin bilmem)

  • Can, tecellî-i cemâlin şem‘ine pervânedir,
  • Gönlüm âteşgâh-ı ışkında semender kendidir.       (Amrî) –

Bu can, güzelliğinin yansımasının mumuna pervane olmuştur. Gönlüm, aşkının ateşinde semenderin ta kendisidir / tam bir semenderdir.”Ateşin üzerinde gidebilen bir kertenkele olan semender ile ateş gah veya ateş gede sık sık birlikte kullanılmıştır.

  • Sirâyet etti hükm-i nâre dûdundan cüdâ düşdi
  • Dil-i âteş-gede mânende-i gül-zâr u bâğ oldı             BAHÂYÎ, Mehmed Efendi 

  • Gel, Gel, ne olursan ol gel,
  • Ister kâfir, ister mecûsî, ister putperest ol gel,
  • Bizim dergâhımız ümitsizlik dergâhı değildir,
  • Yüz kerre tövbeni bozmuş olsan da yine gel.   Mevlana

İLGİLİ LİNKLERİMİZ

KAYNAKÇA

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar