Gül Yaprağı Bırakmak ve Gül Yaprağı Döşemek

31.05.2016

 

Gül Yaprağı  Bırakmak ve Gül Yaprağı Döşemek

 

Eskiden beri kitapların veya defterlerin arasına gül yaprağı koymak âdeti vardır. Nedeni ve gerekçesi  çok da bilinmeyen bu âdetin  bir çeşit hatıra bırakmak, yeniden okumaya başlamak  için kalınan sayfayı belirlemek, defterin veya kitapların sayfalarının güzel kokmasını sağlamak, ya da sayfaya bir çeşit işaret bırakmak veya  kitap hediye edilen kişiye özel anlamı olan bir mesaj iletmek vb olabilir.

Gül, dostluğa, aşka, sevgiye, Allah için sevmeye, evliya ve Peygamber sevgisine kadar götürebilen bir semboldür. Nitekim Hz Muhammet’in  sembollerinden birisi de güldür. Gül divan, halk ve çağdaş şiirimizde vazgeçilmez bir semboldür.

Gül alurlar gül satarlar
Gülden terazi tutarlar
Gülü gül ile tartarlar
Çarşı pazarı güldür gül         Ümmi Sinan

Bu nedenle Ümmi Sinan’ın bu şiirinde olduğu gibi   şiir dünyamız gül alır, gül satar, gül tartar ve gül koklar hep

Nitekim eski devre ait şiirlerden arasına gül yaprağı konularak kitaplar hediye edildiği,  bu şekilde mesajlar da iletildiği ortaya çıkmaktadır. Günümüzde ise  gençlerin yazmış oldukları hatıra defterlerinde aynı âdetin varlığının süregeldiği de malumdur.

Bunun dışında  sevgilinin yollarına güller döşemek hayali eski ve çağdaş şairlerimizde  sık sık karşımıza çıkan hayaller arasındadır. Yine eski şiirlerden anlaşıldığı kadarı ile yatağa güller döşemek adetlerinin olduğu da anlaşılmaktadır.

Hatta yataklara gül döşemenin dışında  sümbül döşemek, yasemin döşemek, gibi adetlerin olduğu dahi  eski şiirlerden anlaşılmış olmaktadır.  Eski devirlerde destara (sarık, başörtüsü) gül iliştirmek, kaftana destara, mendile gül  resmi işlemek, mendile gül bağlamak, kabre gül dikmek, elde gül taşımak, kitap ve Kurân-ı Kerîm içine gül koymak  adetleri çok yaygındı.

Eski devrilerde kırmızı rengin çok sevildiği, yorganların kırmızı renkli atlas kumaşlarla  örtündüğü, bilinen gerçeklerdendir.[1] ( bkz Eski Edebiyatta Giysiler ( 1) : Arakiye- Arşın - Atlas ) Gül döşemek ile yatağın kırmızı renkli atlas kumaşla örtülü olduğu da ima ediliyor olabilir. Fakat yatağı gül yaprakları ile döşemek düşüncesinin  eski devrilerin sosyal  hayatında vuku bulan bir gerçek olduğu Ahmet Talat Onay’ın  Eski Edebiyatta Mazmunlar adlı eserinden de anlaşılmaktadır. [2]

Günümüz şiirinde oldukça sık rastlanılan yollara güller döşemek  ibaresine yer vermeye gerek duymadan  konuyla ilgili olarak divan şiirinden örnekler vermekle yetinelim.

Cana hatt-ı müşgin ile ol ruh –ı rengin
Gül yaprağıdır safha-ı Kuran arasında      Necati

Kaydet Esrar bu müşğin gazeli defterine,
Beyn’el evrak konan rize-i sünbüldür bu       Esrar Dede [3]

Olmaz dehen-i yâre müşâbih deyu gonca
Gül mushafın açtı yemin eyledi bülbül         İsmail Hakkı Bey -Rast -Yürüksemâî şarkı,[4]

Mehtâbda hayâlime hem hâbe oldu yâr
Aks-i izârı gül döşedi  bister üstüne                    Seyyid Vehbi

Mehtapta  sevgilimin hayali ile yattım Hayalimin ve mehtabın aksi  yatağın üzerine gül döşedi.

Zülfün altında  ruhun üstünde  hâlin gûyiyâ
Gül döşenmiş  sünbül örtünmüş Habeş sultanıdur.     Laedri

O cism-i  nâzik- i eyler hârir âzürde
Meğer ki berg-i semen ola  câme-hâb sana  

Şiʿrinde ruẖuñ vaṣfını itdükce Necātī
Mecmūʿa·i gül gibi olur sözleri rengīn    Necati Bey 

 

Çiçek Konulu Başlıklarımız ve Linkleri

KAYNAKÇA

 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar