Hüküm Gecesi Hakkında Konusu Özeti Yakup Kadri.

15.11.2016

 

 HÜKÜM GECESİ YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU

ROMAN HAKKINDA LUZUMLU BİLGİLER 

Gazeteci Ahmet Samim’in öldürüldüğü 9 Haziran 1910 öncesiyle Sadrazam Mahmut Şevket Paşa’nın öldürüldüğü 11 Haziran 1913 sonrasını içine alan bir zaman dilimindeki olaylar ‘Hüküm Gecesi’ nde kaleme alınmıştır. 31 Mart Olayından sonra iktidarı ele geçiren İttihat ve Terakki Cemiyeti ile muhalefet arasındaki siyasi çekişmeleri romanın çekirdeğini oluşturmaktadır.

Olay 1908-1911 yılları arsında geçmektedir. Bu dönemde İttihat ve Terakki ile muhalefet arasında siyasi bir çekişme yaşanmaktadır. Bu çekişmeler toplumun sorunlarıyla ilgili olmayan kişilerin  post kavgalarından ibarettir.  31 Mart Vakası II. Meşrutiyet'in ilanından sonra İstanbul'da yönetime karşı yapılmış büyük bir ayaklanmadır.

Meşrutiyetçi hareketin en güçlü kanadı olan İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin iktidarı tam olarak ele geçiremeyerek dolaylı bir denetim kurması ve İngilizlerin İttihat ve Terakkicilere söz geçiremeyeceğini fark etmesi, politik istikrarsızlığa yol açmış, halk arasında da yaygın çalkantılar doğurmuştu. Hüküm Gecesi romanın konusunda bu yıllarda geçmektedir.

KİTABIN KONUSU

Gazeteci Ahmet Samim’in öldürüldüğü 9 Haziran 1910 öncesindeki olaylar ile Sadrazam Mahmut Şevket Paşa’nın öldürüldüğü 11 Haziran 1913 sonrasızındaki olaylar romanın konusudur.  Bu zaman dilimi içinde geçen olaylar ‘Hüküm Gecesi’ nin konusunu teşkil eder. 31 Mart Vakasından sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti iktidarı ele geçirmiş ve kendilerine muhalefet edenlerle siyasi çekişmeler yaşanmaya başlamıştır.

 

 

KİTABIN ANA FİKRİ:

Batının etkisinde kalıp kendi gelenek, görenek ve adetlerimizi unutmamalıyız. Milletin bağımsızlığını, milletin azim ve kararı kurtaracaktır.

KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

Ahmet Kerim çok büyük darbeler alır, bunlardan birincisi; Samiye’nin yaptıklarıdır. Bu olayda Ahmet Kerim de suçludur çünkü Samiye’yi hiç dinlemez. İkincisi ise Sırrı Bey’in onu arkasından bıçaklamasıdır.

Ahmet Kerim tam bir muhaliftir. Herkesin ak dediğine o kara der. Kendi bildiğini okur. Kişiliğini Sinop sürgününe gitmeden önce tanır ve ne kadar büyük yanlışlıklar yaptığının farkına varır geç de olsa.

Samiye, genç, güzel, ve çekici biridir. Ahmet Kerim’i büyülemesini bilmiştir.

Sırrı Bey, Ahmet Kerim’I arkasından vurarak nasıl bir kişiliğe sahip olduğunu sergilemiştir.

KİTABIN ÖZETİ

II. Meşrutiyet dönemi, “Sadâ-yı Millet” gazetesi başyazarı Ahmet Kerim, İttihat ve Terakki partisine karşı olanlardandır. Yaşlı annesiyle babadan kalma evlerinde oturur; geçimini de kaleminden kazanır. Gene bir muhalefet gazetesi “Nidâ-yı Hakikat” başyazarı Ahmet Samim ile İttihat ve Terakki’nin kaba kuvvete dayanan yönetimine karşı kalemleriyle savaşa girişen, iki yakın arkadaştır. Ahmet Samim evlidir. O, bunu önemsemez; inandığı dava peşinde korkusuzca yürür; öyle ki arkasındaki hafiyelere bile aldırış etmez. Bu nedenle de kendi ölümünü, bir yerde, kendi hazırlar. Onun ölümüne en çok üzülen de Ahmet Kerim’dir. Hükümet, ölüyü kimseye göstermeden ortadan yok eder. Bu olay Ahmet Kerim’i derinden sarsar, isyana kadar götürür; ne var ki bu çıkış yalnızca düşüncede kalır.

 Kızın daha sonraki yakınlaşma eğilimine de aldırış etmez. Birkaç kez de aracı kadın, Şerife Hanım’ı kovar. Samiye, Ahmet Kerim’in inadı karşısında günden güne sararıp solar; kurtuluşu intihar etmekte bulur.

Akşamüstü evine dönerken köşe başındaki konağın önünden her geçişinde birkaç saniye duraklayıp içerden gelen şarkı ile karışık piyano sesini dinlemek Ahmet Kerim’de alışkanlık haline gelir. Bu güzel sesin sahibi Samiye’yi görmek için can atar içeri girmek için her duraklayışında konağın önünde lakin kendine hakim olmasını bilir ve yoluna devam eder. Belki de kiminle karşılaşacağını bilmeden böyle yapar. Fakat bir gün matbaaya doğru yol alırken Samiye ile yolları defalarca yolları kesişir, defalarca göz göze gelirler. Nihayet ikisi de konuşma cesaretini toplarlar. Samiye adlı bu kızdan yakın ilgi görmeye ve karşılık bulmaya başlamıştır. Samiye'den  evine çağıran bir  mektup alır. Samiye İttihat ve Terakki Fırkası’ndan olan ağabeyi Selim Necati’nin isteğine uyarak Ahmet Kerim’i gece yarısı odasına alır. Ahmet Kerim, bu çağrıya uyarak kızın evine giderse de çözemediği bir oyunla karşı karşıya kalır. Evin erkeklerinin saldırısına uğrar; gene de kızın yardımıyla sağ salim evden kurtulur. Artık Samiye’ye karşı derin bir kin beslemektedir. 

Ahmet Kerim’i Samiye’nin yatak odasında yakalayıp bir ırz düşmanı gibi öldürme girişimi başarısızlıkla sonuçlanır. Samiye kendini bağışlatmak için çırpınır, bu duygunun, bu isteğin tutsağı olur, bu yolda her çılgınlığı göz önüne alır. Ahmet Kerim ise alabildiğine katı bir duygusuzlukla karşılar onun bütün girişimlerini. Aşkı nefrete döner. Bu inanç, genç kızdaki değişimi görmesini engeller. Kızın daha sonraki yakınlaşma eğilimine de aldırış etmez. Birkaç kez de aracı kadın, Şerife Hanım’ı kovar. Samiye, Ahmet Kerim’in inadı karşısında günden güne sararıp solar; kurtuluşu intihar etmekte bulur. Sıradan bir olay biçiminde verilen, ayrıntısız, kısacık bir ölüm haberi geç de olsa Ahmet Kerim’i, bu ölümden kendisini sorumlu tutacağı yeni bir ruh halinin içine iter. Nefret, yerini suçluluk duygusuna bırakır. Artık bundan sonrası Ahmet Kerim için bir nefis muhasebesi dönemidir.

Ahmet Samim’in öldürülmesinden ve işsizlikten derin bir karamsarlığa kapılan Ahmet Kerim, politikadan iğrenmeye başlar. Bu nedenle de kendini temiz aşk duygularına kaptırır. Ölen sevgilisinin anılarına eğilmekle kendini avutma yoluna gider. Tek teselli kaynağı da aracı kadın Şerife Hanım’dır. Çoğu gününü Samiye’nin anılarını dinleyerek onun evinde geçirir. Daha sonraki günlerde İttihat ve Terakki baskısı gittikçe artar; buna karşın üniversite gençliği, gösteriler yapmaktan geri kalmaz. Bunun üzerine tutuklamalar olur. Tutuklananlar içinde Ahmet Kerim de vardır. Uzun soruşturmalar sonucu serbest bırakılır. Ali Kemal’le birlikte “Nidâ-yı Hakikat”te çalışmaya başlar.

Olaylar henüz yatışmadan, Babıâli’de bir gün, Mahmut Şevket Paşa öldürülür. Yönetimi ele geçiren Cemal Paşa, sıkıyönetim ilân eder. Gene toplu tutuklamalar olur; Ahmet Kerim de bu arada unutulmaz ve o da tutklanır. Sadrazam Mahmut Şevket Paşa’yı öldürmektn sanık kimselerle birlikte   ölümle karşı karşıya gelmiştir. Bekirağa bölüğünde, suçsuz ve haksız, idam korkusuyla ‘Hüküm Gece’ sini beklerken bile kişiliğine kabahat bulamaz, bütün sebep ve sonuçlarıyla hayat hesabının yükünü zamanına ve neslinin tarihine yükler.

Sırf hürriyete yapılan baskıya karşı koymak ve kişiliğini satılığa çıkarmamak için muhalefete geçen Ahmet Kerim, birdenbire kendini aralarında hiçbir öz ve niyet birliği bulnmayan hasip, Halil Paşazade Ömer Beyler ile Necip Mollalar’ın, Neşet Paşalar’ın, Saim Efendiler’in içinde bulur. Ondan sonrası artık kaybedilmiş bir davadır. Sinop sürgünü Ahmet Kerim’i içkinin kucağına atmış, alkolden yoksun kaldığı günlerde kafası yağı tükenmiş bir kandile dönen, eli titreyen bir adamdır. Zavallı anacığına mektup bile yazamaz hale gelir. Ahmet Kerim için asıl acı şey ise henüz Sinop’a gitmeden kendini tanımış olmasıdır.

KAYNAK: 

ISMAIL PARLATıR, TANRILAR SUSAMIŞLARDI İLE HÜKÜM GECESİ ARASINDA BİR KARŞILAŞTIRMA

https://www.edebiyatsorulari.com/hukum-gecesi-ozet

https://www.bilgicik.com/yazi/hukum-gecesi-yakup-kadri-karaosmanoglu-roman-kitap-ozetleri/
 

 Yakup Kadri Hayatı Edebi Yönü Eserleri

Ankara Romanı Hakkında Konu Özet İnceleme Yakup Kadri

Yaban Romanı Hakkında ve Özeti : Yakup Kadri

Hüküm Gecesi Hakkında Konusu Özeti Yakup Kadri.

KİRALIK KONAK ÖZETİ VE HAKKINDA ( Yakup Kadri)

Sodom ve Gomore Hakkında Konusu Özeti , Yakup Kadri

Hep O Şarkı Roman Özeti Yakup Kadri

Nur Baba Romanı Özeti Yakup Kadri

 BİR SÜRGÜN  (1937 i Panorama  (2 cilt, 1953)  Hep O Şarkı  (1956)

 

 

 

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar