Nur Baba Romanı Özeti Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU,

15.11.2016
Nur Baba Romanı Özeti Yakup Kadri  KARAOSMANOĞLU,




 

 NUR BABA VE BASIMI HAKKINDA BİLGİLER 

 Nur Baba, Yakup Kadri’nin yazdığı ilk romanıdır.[1]   Kiralık Konak adlı romanı ile aynı yayıma gire Nur Baba önce Akşam gazetesinde tefrika edilmiş ama eser daha kitap olarak basılmadan, hakkında birçok dedikodu da çıkmıştır.

Nur Baba, Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun yazdığı ilk roman olup 1914 -1915 senelerinde yazılmıştır.  Ancak Yakup Kadri  romanın konusu yüzünden göreceği tepki yazarı tedirgin etmiş olmalı ki, romanın kitap olarak basımı uzun müddet askıda kalmıştır. Roman 1921 yılında oluşan uygun ortam içinde ve Anadolu'da Milii Mücadele devam ederken  Akşam Gazetesinde tefrika edilmeye başlanır. Ancak gelen tepkiler üzerine tefrika yarım kalmıştır. Ancak 1922'nin Nisan ayında da kitap olarak piyasaya çıkmış, yoğun bir ilgi ve karşıt tepkiler gördüğünden eser oldukça ses getirmiştir. 

Nur Baba basıldığı yıllarda oldukça ilgi görmüş zamanının en çok satan romanı olmuştur.  Bir Bektaşi Baba’sın bir kadına duyduğu aşk konusu o yıllarda oldukça ilgi görmüş, Yakup Kadri bu romanı ile çok tanınan bir yazar ve romancı olmuştur.

Roman piyasaya çıkar çıkmaz çok kısa zamanda tükenir. Bunun üzerine hemen ikinci baskı yapılır. Eserin üçüncü basımı ise, eserin ikinci basımından altı yıl sonra gerçekleşir. Nur Baba, artık çok okunan ve aranan bir roman haline gelir. Romanın önemi, ele aldığı konunun yanında, bir dönemin tarihsel sürecinde meydana gelen toplumsal yozlaşmanın boyutlarının nerelere vardığını göstermiş olmasıdır. Yakup Kadri, Nur Baba romanında, bu devrin müesseselerinin çöküşünü Bektaşi Tekkesinden hareketle gözler önüne sermeye çalışır.

Tekkenin şeyhiyle, evli bir kadın arasındaki tutkulu bir aşkın öyküsünü anlatır. İçki, müzik ve sevişmeyle sabahlara değin süren ayinler, Bektaşi töreleri ve  Tekke yaşamı kitapta büyük yer tutmaktadır. Bu ayinlerle Bakkhalar'in ayinleri arasında benzerlik bulan Karaosmanoğlu, romanın kadın kahramanı Nigâr'ın cinsi ilişkileriyle bu benzerliği anlatmaya çalışır.

Bu roman çok alaka görmüş,  Karaosmanoğlu'nun ününü de yaygınlaştırmış,  ancak Bektaşilik'i küçük düşürmekle, Bektaşiler hakkında uydunsuz şeyler yazmak,  Bektaşilerin sırlarını açığa çıkarmak, veya iftira atmakla vb  suçlandığı için romanın ilk ve ikinci baskılarına yazdığı "izah"larla bu suçlamalara karşı kendini savunmak gereğini duymuştur.

Nur Baba adlı romanını eski Yunan ve Latin edebiyatıyla ilgilendiği ve Çamlıca'daki bir BEKTAŞi tekkesine devam ettiği dönemde Euripides’in "Bakkhalar'" ından esinlenerek ve tekkedeki gözlemlerine dayanarak yazmıştır. Yakup Kadri Karaosmanoğlu   ölümünden bir müddet evvel bu romanını neden yazdığını şu şekilde açıklar “Nur Baba  bir hayal kırıklığının mahsulüdür. Bir zamanlar bir inanış bir heves ihtiyacıyla, Bektaşiliğe sarılmıştım. Tasavvufu dinden ayrı bir şey olarak görüyordum. Birkaç Bektaşi tekkesine devam ettim. Bir Derviş İbrahim vardı... Fakat Bektaşilikte umduğumu bulamadım ve Nur Baba’yı hınç tesiriyle yazdım”[2]

Bir din ve kültür müessesindeki bozuluşu”  anlatan bu eser kimi çevreler tarafından eleştiriye uğramış Bektaşi Tekkesi gibi “sosyal bir kurumdaki çözülmeleri abartmakla”  suçlanmıştır.[3]

1921’de Akşam gazetesinde tefrika edilirken tartışma lara ve itirazlar ayol açar; tefrikası yarıda kalsa da1922’de kitaplaşır. Bir yıl dolmadan, 1923’de ikinci baskısı yapılır ve aynı yıllarda Muhsin Ertuğrul tarafından sinemaya da uyarlanır.

Çekimler sırasında halktan gelen tepkiler nedeniyle film “ Boğaziçi Esrarı” adı ile gösterime girmiş;  Almanca ’ya da çevrilen roman son otuz yılda on yedi baskı görmüştür. [4]

KONUSU
Romanda Nur Baba’nın Nigar Hanım’a ilk eşi ne ve Ziba Hanım’a olan aşkları anlatılmaktadır. En sonunda ise Üçünden de gönlü geçen Nur Baba’nın genç ve güzel bir kadın ile de evlenmek istemesi ile son bulur.   

Nur Baba romanı bir Bektaşi şeyhiyle dergâhında bulunan genç bir muhibbesi arasındaki aşkı anlatmaktadır.  Nur Baba romanında, özellikle özünden uzaklaşıldığı takdirde, kutsal değerlerin nasıl ayaklar altına alındığı, kişisel hırs ve menfaatlerin aracı haline getirildiği gözlemlere dayalı olarak ortaya konmuştur.

ROMANIN ÖZETİ 

Roman bu aşkın sahnesini çizen bir dekorla başlamaktadır. Nur Baba dergâhı İstanbul’un yedi tepesinden birinde bulunmaktadır.  Nur Baba, çocukken bu dergâha sığınmış hastalıklı, çirkin ve kimsesiz bir çocuktur.  

Olaylar ilahili, neyli, sazlı ve içkili bir dem âlemi ile başlar.  Nur Baba bu dergâhın şeyhidir. Dergâhın sahibi Afif Baba ölmüş, bunun üzerine Nur Baba şeyhinin karısı Celile Bacı’yla evlenerek dergâhın postuna oturmuştur.  Celile bacı ciddi, düzenli ve ağır başlı ve Nur Baba üzerindeki etkisi büyük olan bir kadındır. Nur Baba’nın Erenler meclisinde daima sözü geçmekte genç, ihtiyar, kadın ve erkeklerden oluşan bir cemiyete önderlik yapmaktadır.

 

Nur Baba çirkin biri olmasına rağmen güzel sesli, kara sakallı, şehvete ve kadına da düşkün bir adamdır. Nur Baba, gözleri ve sesi ile kadınları büyüleyen bir kudrete sahiptir. Nur Baba, eski aşkı Ziba Hanım’ı da bu şekilde kendine bağlamış onunla ateşli bir aşk yaşamıştır.   Ziba Hanım ise Boğaziçi’nin şiirli ve şarkılı âlemlerinde yetişmiş bir kadındır. Ziba Hanım’ın babası Abdülaziz devrinin zenginlerinden Safa Efendi adlı biridir. Çamlıca’daki köşkünde tantana ile yaşamakta olan Ziba Hanım Nur Baba’ya zamanında önemli şöhret kazandırmış fakat yavaş yavaş Ziba Hanım ile Nur Baba’nın arasındaki aşk da sönmeye başlamıştır.

 İkisi arasında zamanında çok ateşli olan bu aşk artık küllenmeye yüz tutmuştur. Nur Baba, Ziba Hanım’ın yeğeni Nigar Hanımı da,  tekkeye almak istemekte fakat Ziba hanım buna karşı çıkmaktadır. Ama Nur Baba, Nigar’ı da elde etmeyi kafasına koymuştur.  Nigar’ı elde edebilmek için çeşitli aşk oyunları ve hilelere de başvurur. Nigar’a diller döküp,  onunla meyler içip şarkılar söyleyerek, güzel sesi ve etkileyici bakışları ile elde etmeye çalışmakta, dini ayinleri de onu elde etmek için bir araç olarak kullanmaktadır.  

Bir sefirin karısı olan Nigar, Nişantaşı’da kocasının akrabaları içinde dar bir muhitte yaşamaktadır. Nigar, halası Ziba Hanımın da etkisi ile tarikata girer ve Bektaşi olur. Nur Baba Nigar Hanım’a büyük bir ilgi gösterir.  

En sonunda Nur Baba, Nigar’ın da gönlünü çelmeyi başarmıştır.   Niğar ile Nur Baba mektuplaşmaya başlar.  Sonunda iki Çamlıca tepelerinde, Boğaziçi korularında, Marmara sahillerinde el ele kol kola gezinmeye başlamıştır.

 Nur Baba kış ayları gelince dergâhını kapayıp Üsküdar’daki kışlığına inmektedir.  Nigar Hanım da kocasının Nişantaşı’ndaki konağına taşınca görüşme ve buluşmaları iyice zorlaşmıştır. Nur Baba, evini, kocasını, çocuklarını bırakıp kendi yanına gelmesi için Nigar’ı ikna eder. Nigar; canını ve mallarını dergâha bağışlayarak Nur Baba’nın yanına gelir.

Fakat beş altı sene içinde Nigar, vaktinden evvel çökertmiş, adeta tanınmaz bir hale gelmiş ve yavaş yavaş Nu Baba’nın da gözünden düşmeye başlamıştır.  Bir gün, Nur Baba’nın dergâha yeni gelen genç ve güzel muhibbİlerinden Süheyla ile evleneceğini de duymuştur.

Macit ona çocuklarına ve eski yaşantısına geri dönmesi için bir fırsat verirse de, o kendisine uzanan yardım elini kabul etmez ve tekrar Nur Baba dergâhına geri dönmüştür.

 

İLGİLİ LİNKLER

  Yakup Kadri Hayatı Edebi Yönü Eserleri

Ankara Romanı Hakkında Konu Özet İnceleme Yakup Kadri

Yaban Romanı Hakkında ve Özeti : Yakup Kadri

Hüküm Gecesi Hakkında Konusu Özeti Yakup Kadri.

KİRALIK KONAK ÖZETİ VE HAKKINDA ( Yakup Kadri)

Sodom ve Gomore Hakkında Konusu Özeti , Yakup Kadri

Hep O Şarkı Roman Özeti Yakup Kadri

Nur Baba Romanı Özeti Yakup Kadri

 BİR SÜRGÜN  (1937 i Panorama  (2 cilt, 1953)  Hep O Şarkı  (1956)


[1] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/yakup-kadri-hayati-edebi-yonu-eserleri/74585

[2]Abbas Karakaya,  YAKUP KADRİ’NİNNUR BABA ROMANINDA ALEVİ BEKTAŞİLER VE 1980 SONRASIAKADEMİK ELEŞTİRİNİN KÖRLÜĞÜ,

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar