Sodom ve Gomore Hakkında Konusu Özeti , Yakup Kadri

15.11.2016

sodom ve gomore özeti ile ilgili görsel sonucu



KİTAP HAKKINDA DEĞERLENDİRME 

 

Sodom ve Gomore’de işgal altındaki İstanbulda yaşanan iğrenç çıkar ilişkilerini ve insanların para hırsı ve şaşaalı yaşamak amacıyla, ne gibi iğrenç hallere düşebilecekleri anlatılmaktadır. Roman, işgal kuvvetleriyle memleketin yerlileri arasında geçer. Captain Jackson Read, İngiliz gururu kibrini,Captain Marlow ise İngiliz ahlakının çöküntüsünü temsil etmektedir.  Yakup Kadri Karaosmanoğlu bu kitapta Kurtuluş Savaşı sırasında İstanbul’da yaşayan bir zümreyi ve bu zümre içindeki insanların ilişkileri anlatarak ahlak ve toplum değerlerini anlatır ve sorgular.

 

Sodom ve Gomore, Yakup Kadri’nin basım sırası bakımdan ilk romanları arasında yer alır. Romanın ilk baskısı da 1928 yılında yapılmıştır. İşgal altındaki İstanbul hayatında yaşanan iğrençlikleri ve çirkeflikleri dile getiren roman ilk yayımlandığı günlerden bu güne oldukça ilgi görmüştür.

Roman, özellikle çıkarları uğruna milliyetlerini, mensubiyet duygularını yitiren, çıkarları uğruna  her türlü manevi değerleri ayaklar altına alan kimlikleri ve kişilikleri maddi varlık edinmekten ibaret kalan insanları, ruhaniyetlerini ve düştükleri durumları deşifre edebilmesiyle önem kazanmaktadır. 

İşgal yıllarında bazıları vatanı için ölmeye giderken, bazıları ise arzu ettikleri bir yaşam ve para uğruna, namuslarını, haysiyetlerini, milli ve manevi değerlerini işgalcilere yaranabilmek  ve onlarla birlikte şaşaalı bir hayat yaşamak için peşkeş çekmektedirler. 

 

Sami Bey ailesi ve kızları Leyla, şaşaalı bir hayat sürdürmek azmindedir. Bu istekleri doğrultusunda Kuvayı Milliyecilerden nefret ederlerken, kendilerini çıkar ve böylesi bir hayatı sağlayan İngilizlerden çok hoşlanmaktadırlar.  Anadolu'da milli mücadele devam ederken bu ailelere ait bazı vatansever gençler bağımsızlık ve vatan uğruna cephelerde ölmekte iken  Sami Bey ve ailesi gibi diğer yerli aileler çay partileri düzenlemek ve İngilizlerin gözüne girmek için birbirleriyle yarış halindedir. 

 

Necdet, Leyla’nın nişanlısıdır ve O’na âşıktır. Bu aşkın yarattığı acizlik, Leyla’yı tamamen Necdet’in zahiri yapmaktadır. 

 

 

KİTABIN KONUSU

 

Sodom ve Gomore işgal yıllarında İstanbul’da oluşan Batı hayranlığı, çıkarları uğruna ülkesini satanlar,   düşman subaylarıyla aşk serüvenleri yaşamak için çırpınan Türk kızlarını vb konu edinmektedir. 1. Dünya savaşı sonrası işgal altındaki İstanbul’da oluşan çürümüş çevreleri kokuşmuş kişilikleri, bunlara ve işgal güçlerine karşı oluşan kinin oluşumunu anlatır. Mütareke dönemi İstanbul’unda işgal kuvvetleri ile işbirliği yapan  Sami Bey ailesi ve ve kızı Leyla' gibi batılılara özenti duyan  İngilizlerle olan iş ve gönül ilişkileri kuran kişilerin  Kuvvayı Milliyenin başarı kazanmasıyla düştükleri durumlardır.

 

KİTABIN ANA FİKRİ 

 

Sodom ve Gomore, yanlış Batılılaşma ve Tanzimatla başlayan batılılar gibi yaşama arzusunun geldiği noktayı anlatır. Çıkar ve şaşaalı bir hayat yaşamak isteyen ve Batılılaşmaya batılılar gibi yaşamak olarak anlayan bazı Türk Çevreleri  bu özentilerini iğrenç bir noktaya kadar getirmişlerdir.  Çıkarcı hain ve özenti tipler bir yandan vatanları ve bağımsızlık için savaşanlardan iğrenip nefret ederken diğer yandan da işgalcilere şirin görüşebilmek için her türlü ahlaksızlık, onursuzluk ve şerefsizlikleri yapmaktan bir beis görmemişlerdir. Fakat Milli Kuvvetlerin başarıya ulaşması ile  bu iğrençlikle sona ermiş bazıları da cezalarını çekmişlerdir.

 

ROMANIN ŞAHISLARI

 

Sami Bey: 

 Kendi ülkesinin insanına güvenmeyen ve hatta küçümseyen, Avrupa'nın üstünlüğünü her şeyin üstüne koyan, kendi gemisini yürütmek için her türlü değerini sokağa atacak bir adamdır. Avrupa, özellikle İngiltere’yi gözünde o denli büyütür ki Türklerin İngilizlere karşı bir savaş kazanabileceğine bir türlü inanamaz. Zira “Sami Bey için, İngiltere, ortaksız bir ilahtır, dünyanın bütün işleri, bütün dünya milletlerinin alın yazıları onun vereceği kararlara ve hükümlere bağlıdır... Sami Bey, aslında Tanzimat'ın yetiştiği tipik bir Türk insanıdır ve “Türk’ten başka her milletin gücüne inanırlar ve Türkiye’ye ait meselelerin mutlaka başkaları tarafından halledilebileceği fikrindedirler.”

 

Leyla : 

Batılılaşmayı eğlence olarak gören, kendine hâkim olamayan ve çevresiyle ilişkilerinde sınırlar koyamayan bir kişiliğe sahiptir. Leyla ve Leyla gibi birçok kadın ülkelerini işgal eden ülkelerin askerleriyle yatıp kalkarak nüfuz sahibi olmak ve egolarını tatmin etmek istemektedir. Bir İngiliz zabitiyle yatmak veya görünmek bu tip bir Türk kadını için çok önemli olabilmekte veya bir Türk erkeği başka bir İngiliz zabitiyle ilişkiye girebilmektedir.

 

Necdet : 

Fransız ve Alman kültürü ile yetişmiş İngiliz düşmanı, vatanseverlik yönü ağır basan, moda olan eğlence hayatından hoşlanmayan bir kişidir. Leyla’yı sürekli affetmesi çabuk etkilendiğini göstermektedir. Necdet etrafındaki bu tip insanlardan biraz ayrı bir karakterde olsa da sinik ve acizdir. Leyla’nın peşinden savrulurken, Leyla’nın işgal günlerinin gece hayatına ve sefahat inanlarına kendini bırakmasını izler ve kendini daha da küçük hisseder. Kinle, öfkeyle de dolsa yine de Leyla’dan uzun süre kopamaz. Aslında Anadolu’nun farkındadır hatta orda olmak, milletinin verdiği yaşam mücadelesine katılmak istemektedir. Kitabın sonuna doğru aşkın etkisinden kurtuldukça  Kurtuluş Savaşı’na, kendini verir. Hatta roman karakterlerinin içinde Türklerin kazandıkları savaşa sevinen iki kişiden biridir.

 

Captain Gerald Jackson Read :

 Bir İngiliz subayı olarak özel hayatı ile iş hayatı arasında bocalamaktadır. Leyladan hoşlanmasına rağmen kariyerini de devamlı göz önünde bulundurmaktadır. Bunların yanında Nermin, Major Will, Madam Jimson Captain Marlow, Azize Hanım, Atıf Bey, Colonel de Roc -hepierre gibi yardımcı kahramanlar bulunmaktadır.

 

 

 

KİTABIN ÖZETİ

 

Osmanlı’nın son dönemlerinde ortaya çıkan Batı hayranlığı özellikle 1. Dünya Savaşı sonunda etkisini iyice artırmaya başlamıştı. İşgal kuvvetleri komutasında şehre gelen yabancı subayların bunda etkisi fazlaydı. 1921’lerin İstanbul'u  İngilizler şehri işgal etmiş ve saray buna sessiz kalmak zorunda kalmaktadır.  İstanbul, tıpkı melekler tarafından yok edilen Lut Peygamber zamanındaki Sodom ve Gomore  [1] gibi Anadolu’ dan dan kopuk ayrı bir dünya  olmuştur. Sodom ve Gomore Tanrının lanetlediği şehirlerden ikisidir.  ( bkz Lût Peygamber Sodom ve Gomore ile Helakı Lut Gölü ve Oluşumu )

 

Sami Bey işi nedeniyle yabancılarla haşır neşir olan biridir. Biricik kızı Leyla Amerikan kolejinde okumuş ve milli terbiye almamıştır. Ailesi hâkim olan Leyla, mili varlığından kopuk olduğundan işgalcilerle yaklaşabilmek için bir adeta yarış içindedir. Sami Bey ve eşi, Makbule Hanım, Nuriye Hanım, Azize Hanım ve Atıf Bey birbirlerine yakın insanlardır. Aynı semtlerde oturur, aynı kimselerle görüşür, aynı toplantılara katılırlar. Kendi benliğini unutan bu insanlar yabancılara yakınlıklarıyla değer kazandıklarını zanneden kozmopolit İstanbullu zengin ailelerdir. Sami Bey,Tanzimat devrinin meydana attığı o biçim alafranga Türklerdendir ki Türk’ten gayrı her milletin sözüne inanırlar. ve Türkiye’ye ait meselelerinin mutlaka başkaları tarafından halledilebileceğine kanidirler”

 

İstanbul’un ileri gelenleri İngiliz subaylarına yaranarak  belli çıkarlar elde etmeye çalışmaktaydılar. İstanbullu  kızlar ise İngiliz subaylarıyla beraber olmaktan gayet mutludur. İşgalcilere yaranmak isteyen bu kesim işgal subayları ile her türlü ilişkinin içine girip çıkmak eğilimindedir.  Leyla da İngiliz subayları  ile beraber olmaktan hoşlanan bir genç kızdır. Leyla’nın annesi aile içinde silik kalmakta Sami Bey’e ve Leyla’ya müdahale edecek güçte olamamaktadır. Çoğu yerlere gitmek zorunda olduğu için gitmiştir. Bu çevrenin nazenin kızları  Kuvayi Milliyetçileri yabani dağ adamları, çete ve isyancı olarak görmekte, hatta onlardan  tiksinmektedirler. Leyla’ ya âşık olan Necdet ise bağımsızlıktan umudunu kesmiş, olaylara sadece seyirci kalmaya karar vermiştir. Sevdiği kızın işgalci subaylarla olan yakınlığını görmekte  fakat görmezden gelmeye çalışmaktadır. Hatta o da bu subayların çevresinde oluşan yüksek sosyeteye katılır. Necdet’in arkadaşı Cemil ise Necdet gibi düşünmemiş  vatan ve bağımsızlık için bir şeyler yapmak gerektiğini düşüncesiyle  Kuvayi Milliyecilere katılmış  ve sonunda şehit olmuştur. Fakat o  da değerli bilinmeyen diğer şehitler gibi hainlerle işbirliği, yapan onlara yaltaklanan asalak kesim için hayatını yok etmiş olur. 

 

Leyla’da  babası ile dostluk kurmuş olan Captain Jackson ile babasının bu ilişkileri sonucu tanışmış bir genç kadındır. Captain Jackson, kişiliği ve fiziki görünüşüyle genç kadınların çok ilgisini çeken bir İngiliz’dir.  Etrafında pek çok bayan olmasına karşın  Leyla’yı kendine daha yakın buluyor, onda İngiliz asaletini ve eğitimini görüyordu. Fakat ailevi özelliklerinden dolayı kendini Leyla’ya ne kadar yakın hissetse de onunla ilişkisi bir yere kadardı. 

 

Ancak Leyla dayısının oğlu Necdet ile nişanlıydı. Necdet ise  eğitimini Fransa ve Almanya’da yapmış olduğundan tam bir İngiliz düşmanıydı.  Necdet yetişme ve yaşam tarzı bakımından Leyla’dan farklıdır. Bu çökmüş sistemde, kendi memleketinde bir yabancı gibidir. Onun çevresi bambaşkadır, lakin onu bu kötü çevreye Leyla bağlamaktadır. Halısının kızı olan nişanlısının İngiliz hayranlığı onun İngiliz düşmanlığını körükler. O topluma ait ve milli olan harekete yönelmeye başarır. Bu yüzden bir uyanışı temsil eder.

 

Necdet’in bütün itirazlarına rağmen Leyla, Captain Jackson’la görüşmeye devam etmektedir. Leyla yaptığı çılgınlıklar için annesi ve babasının ihtarları karşısında elinden eksik olmayan renk renk sigara ağızlıklarını sallayarak dalga geçer. Read’in onu bu derece şımartması hanımlara daima malzeme olur. Necdet ise bir yanda İngilizlere duyduğu nefret, Bir yandan Kuvayı Milliyecilerin art arda başarı haberleri arasında bocalayıp durmaktadır. Kuvayı Milliyeye katılan arkadaşlarının da ölüm haberlerini almaktadır. Bu ortam içerisinde tek gayesi nişanlısı Leyla'yı düşmekte olduğu uçurumdan kurtarmak olmaktadır.

 

Leyla'yı izleyen Necdet, Major Will’in yalısına gelmekle ilk olarak bir İngiliz’in evine ayak basmış olur. Ayrıca dönemin bütün gençleri gibi kendini eğlence hayatına verir. Her gece başka bir toplantıya, partiye katılmaya başlamıştır. Böylece Leyla ile Necdet'in  arasının devamlı bozuk olmasına sebep olmaktadır. Yine böyle bir eğlence günü Necdet, Leyla’yı Captain Jackson ile bir bahçede yakalar. Bahçede onların yalnız bulunmalarına tahammül edemeyerek ortaya çıkar ve Read ile kapışır. Leyla araya girerek skandalı önlemeye çalışır. Fakat onların üçünün bir salona girmeleri ve yüzlerinin şekli her şeyi ortaya koyar. Necdet çareyi çekilip gitmekte bulur. Bu olaydan sonra da Leyla'dan kopmaya başlar. 

 

Leyla, Jackson Read’i eskisi kadar yakın bulmamaya başlar. Fakat İngiliz zabiti bunun farkına bile varmaz ve eskisi gibi Sami Bey’in evine teklifsizce girip çıkmaya devam eder. Azize Hanım bile kocasının ilgisizliğinden şikâyetle Captain Marlow’a yaklaşır. Oysa Marlow,Atıf Bey’le münasebetlerini artırarak cinsi sapıklıkta aradığını bulur. Jackson Read’ın Nail Paşa'nın karısı Şehnaz Sultan ile olan yakınlığını da önemsemeyen Leyla, genç zabitin “ihtiyacı” ve “ihtirası” olur. Necdet ise önüne geçemediği olayların kendisini alıp götürmesini ister.

 

Leyla ile Necdet, Rus barının açılışında uzaktan uzağa görüşürler. Necdet onun bir Türk kızı olduğunu, üstelik nişanlısı ve akrabası olduğunu yanındakilere açıklamanın ıstırabını yaşar. Bardan çıkarken ona en ağır hakarette bulunur.

 

Leyla  iyice yoldan çıkmış, arkadaş çevresindeki kaliteyi düşürmesi nedeniyle İngiliz dostları bile onu aramaz olmuştur. Hiç bir partiye çağrılmaması onun sinirlerini bozmaktadır. Bu nedenle çevrede olup bitenleri öğrenmek için evinde bir parti düzenler. Fakat düşmanı olan Madam Jimson ona karşı bir parti düzenleyerek onun partisine katılımın az olmasını sağlar. Madam Jimson kocasının ölümünden sonra çevresine olan hâkimiyetini artırmış ve Leyla’yı kıskanarak onu tamamen yalnız bırakmak isteyen bir kadındır. Eski aşığı Jackson Read’i yeniden kendine bağlar. Bu  olay zaten morali bozuk olan Leyla'nın yataklara düşmesine neden olur. İyileşmesi için Avrupa’ya bir seyahate gidip herşey den bir süre uzaklaşması gerektiğine ailesi tarafından karar verilir. Leyla bilmemekle beraber bu seyahatin maddi yükünü Necdet karşılamıştır. Necdet’in de yardımıyla Avrupa’ya giden Leyla bir süre sonra Türkiye’ye geri döndüğünde çok kötü bir sürprizle karşılaşacaktır.

 

Necdet yabancı zabitlere yaklaşan Türk kızlarının her birini bir Leyla olarak görmeye başlamıştır. Bir gün tramvayda “İki bacağı kesilmiş bir Türk askeri  sürüne sürüne tramvaya biner.  Tam o sırada şuh ve fıkırdak bir kız ile bir İngiliz zabiti tramvaya binmiş İngiliz  zabiti oturan iki kişiyi yerinden kaldırmış  yanındaki kız da yerde sürünen  kötürüm askerinin eline iskarpinlerinin sivri topuklarıyla basmıştır.  Gazinin feryat etmesi Necdet'e çok ağır gelir. O malulle beraber., nice topuklar Necdet’in ciğerine saplanır kızın Leyla’dan, kendisinin de o kötürümden farklı biri olmadığını anlar ve yine kızı boğamadığından leyla karşısında zaafa uğrar."

 

Türk ordusunun İzmir'e girişi ve İstanbul üzerinden Trakya’ya geçişi, işgal kuvvetlerini şaşırtır. Anlı şanlı galip zabitler büyük bir panik içinde bir an önce İstanbul’dan ayrılmayı beklerler. İyileşerek dönen Leyla’yı görmek için Sami Beylerinin kapısını çalan Jackson Read’e kapı açılmaz. Lakin keyfi kaçan Sami Bey şu lafları sarf eder”. Bu çok devam etmez, göreceksiniz. İngiltere yeni tedbirler almak mecburiyetinde kalacaktır."

 

Leyla İstanbul'a geldiğinde  Karşısında çok değişmiş bir İstanbul bulmuştur. İstanbul'da İngilizlerle iş birliği yapan bu insanların şaşaalı hayatı çok kısa sürmüş, Anadolu insanının özlediği gün gelmiş Kuvayi Milliyeciler İstanbul'a doluşu vermiştir  Ankara Hükumeti düşmanı yurttan çıkarmış ve işgal kuvvetleri İstanbul'u terk etmiştir.

 

Leyla,o eski hayatlarının mahvettiği için bu büyük savaşçılardan çok nefret ediyordu. Necdet ise artık bu İngilizler tarafından kullanılmış vatanperverlik duygusundan yoksun kızdan soğumuştu. Leyla kaybolan bu şaşaadan artık olarak kalan nişanlısı Necdet'e aniden sahip çıkmak planına düşmüştü. Necdet'in kalbini  yeniden kazanmak için  dudaklarını Necdet’in dudaklarına uzattı. Necdet onu kucaklayarak  bir köşeye bırakmış, Leyla'nın düşüncelerinden ve yaptıklarından duyduğu kızgınlık ve tiksinti ile  Dudaklarındaki  “rujun” kimyevi tadından iğrenerek bağımsız İstanbul’un hayatına katılmıştı. 

 

 

 Yakup Kadri Hayatı Edebi Yönü Eserleri

Ankara Romanı Hakkında Konu Özet İnceleme Yakup Kadri

Yaban Romanı Hakkında ve Özeti : Yakup Kadri

Hüküm Gecesi Hakkında Konusu Özeti Yakup Kadri.

KİRALIK KONAK ÖZETİ VE HAKKINDA ( Yakup Kadri)

Sodom ve Gomore Hakkında Konusu Özeti , Yakup Kadri

Hep O Şarkı Roman Özeti Yakup Kadri

Nur Baba Romanı Özeti Yakup Kadri

 BİR SÜRGÜN  (1937 i Panorama  (2 cilt, 1953)  Hep O Şarkı  (1956)


 

 

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar