Hz Hamza Hikayeleri Hamzaname ve Hamzavi

21.07.2015



HAMZANEME VE HAMZAVİ

Hz. Hamza’nın İslam büyüğü olarak  cesareti ve savaşçılığı  ilk önce  Araplar arasında destanlaşmış ve Arap sözlü edebiyatının konularından biri haline gelmiştir. Daha sonra yazıya geç en bu destanî hikâyeler  İran ve Türk edebiyatına da girmeye başlamıştır.

 

Hz. Muhammed’in amcası ve sütkardeşi,  ilk Müslümanların 39.su olan Hz. Hamza’nın  kişiliği etrafında şekillenen “ Hamzanâme” adlı destanî hikâyeler Arap halk edebiyatı kökenlidir.  Hz Hamza’nın hayatı ve kişiliği etrafında oluşun bu destanlara  ve menkıbelerde  Hz Hamza’nın tarihteki geçekliği kaybolmuş, yaşamadığı olayları yapmış bir destan kahramanı haline getirilmiştir. Pek çok olağanüstü olaylar ve  maceralar ona mal edilmiş, Hz Hamza destanî bir  şahsiyet haline dönüşmüştür.  Örneğin  bu destanda  Hz. Hamza 16 sene zorunlu olarak Kaf Dağı’nda yaşar ve devlerin, perilerin, cinlerin yaşadığı Kaf Dağı’nın baş Melikesi Esma Periyle evlenir. Hamzanamelerin dokuzuncu yy da oluşmaya başladığı İran edebiyatına  girerek  İrani destanların özelliklerine de büründüğü anlaşılmaktadır.   İran  ve  Arapça Hamzanamelerin  kahramanı olan Hamza’nın  tarihî şahsiyetiyle bilinen Hz. Hamza’dan  çok farklı bir kişidir. Sahipkıran adıyla da ifade edilen Hz. Hamza, tam bir destan kahramanı haline getirilmiştir.

 

Hz Hamza  ile şekillenen bu destanlar Araplar arasında;  Sîretü Hamza, Esmârü’l-Hamza; İranlılar’da Kıssa-i Emîr Hamza, Kitâb-ı Rümûz-ı Hamza, Dâstân-ı Emîr Hamza; Türkler’de Hamzaname [1] olarak adlandırılmıştır.

 

Türkçe Hamzanâme ilk defa XIV. yüzyılda, Emîr Süleyman’ın musahibi [2] şair Ahmedî’nin kardeşi Hamzavî (ö. 815/1412-13) tarafından mensur olarak yazıya geçirilmiştir.[3]  Vasfi Mahir’in belirttiğine göre Ahmedi’nin kardeşi Hamzavi’nin  Kıssa-ı İskender adlı bir eseri daha vardır. Asıl adı bilinmeyen Ahmedi’ninkardeşi  Hamzaname’yi yazıya geçirdiği için Hamzavi diye ün kazanmış bu namı adının  yerine geçecek kadar meşhur olduğundan  kendi adı yazılmadığı için gerçek adı unutulmuştur.

Hamzaname’nin 14 yy da teşekkül etmesi bu yüzyılda teşekkül eden diğer dini destanların teşekkül nedenleri ile  aynıdır.  Hamzaname, Kesik Baş Destanı, Geyik Destanı gibi Manzum Dini destanların oluştuğu 14. yy da yazıya geçmiş, halkın  Müslümanlaşmasına hizmet için şeyyadlar, meddahlar tarafından meclis meclis halka anlatılmak için yazıya geçirilmiştir. Hamzaname’nin çok sevildiği çok okunduğu âşıklar, şeyydalar, meddahlar tarafından  çok çok anlatıldığı araştırmacıların hem fikir oldukları bir konudur.

 

Hamzanâme’de birbirini takip eden 200’e yakın hikâye bulunduğu ve 72 kitaba kadar ulaştığı tespit edilmiştir. [4] Hamzavi’nin  ilk yazdığı eserin hacmi ve hikâye sayısı tespit edilememiştir. Fakat Hamzanamlerin yazıldığı ilk günlerden bu güne kadar sürekli genişlediği ve  sonraki yüzyıllarda eklene eklene bu rakama ulaştığından kuşku yoktur.  “İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Nadir Eserler Kütüphanesi, Nd. 2496 numarada kayıtlı 72. Cilt Hamzaname bulunmaktadır.” 

 

Bu hikâyeler Hz. Hamza’nın hayatı ile alakasız olarak bazan da kaf dağı gibi masalsı mekânlarda da geçer.  Hamzaname’de cin peri, dev gibi masal kahramanlarının da olduğu görülür. Hz. Hamza’nın hiç gitmediği Rum, Seylan, Orta Asya, Çin gibi ülkelerde geçen hikâyeler de bulunmaktadır.

Hamzanâme 72 kitaptan oluşmaktadır. Çok sayıda yazma nüshası olmasına rağmen en önemli nüshası İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Nadir Eserler Kütüphanesindeki nüshası [5]olduğu anlaşılmıştır.  

 

Hamzaname Hint ve Urdu edebiyatlarına da geçmiştir.  En değerli Hamzaname nüshalarından birisi de Babür devletinde 1550-1575 yılları arasında hazırlandığı ve aslının 1400 varaktan müteşekkil on dört cilt olduğu (TA, XVIII, 459) anlaşılan Viyana Müzesi’ndeki bir Bâbürlü Hamzanâmesi’dir. Bu nüsha 100 kadar Minyatürle de [6] süslenmiştir.

 

 İLGİLİ lİNKLER 

 

Gazavat- ı Ali Ahtem Destanı


KAYNAKÇA

 

  • [1] Muhammet YELTEN, “TÜRK EDEBİYATINDA 15. YÜZYILDAN BİR NESİR KESİTİ OLARAK HAMZA-NÂME’NİN HİTAP ETTİĞİ ZÜMRELER”, Turkish Studies - Volume 8/13 Fall 2013, p. 179-247, ANKARA-TURKEY
  • [2] Nurettin Albayrak, HAMZANÂME, TDV İA cilt: 15; sayfa: 517
  • [3]M. Kocatürk, Türk Edebiyatı Tarih, Ank. 1970, shf 191-192
  • [4] Nurettin Albayrak, HAMZANÂME, TDV İA cilt: 15; sayfa: 517
  • [5] Muhammet YELTEN, “TÜRK EDEBİYATINDA 15. YÜZYILDAN BİR NESİR KESİTİ OLARAK HAMZA-NÂME’NİN HİTAP ETTİĞİ ZÜMRELER”, Turkish Studies - Volume 8/13 Fall 2013, p. 179-247, ANKARA-TURKEY
  • [6] Nurettin Albayrak, HAMZANÂME, TDV İA cilt: 15; sayfa: 517

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar