Mızrak Nedir
Mızrak: Osmanlıca yazılış: مزراق
“Ucunda sivri bir demir bulunan, uzun saplı eski bir savaş âleti, kargı”
Mızrak, köken olarak Arapçadır ve dilimize Arapçadan girmiş bir kelimedir. Arapçadaki mezarik kelimesi ile aynı kökenden gelir ve mezarik kelimesi de mızrak ile aynı anlamdadır.
Mızrak kelimesi Türkçeye de girmiş olmasına rağmen bu kelimenin Türkçedeki karşılığı cirit ve kargıdır Lakin Mızrak kelimesi daha yaygın olarak kullanıldığı için kargı ve cirit sözcükleri mızrak kelimesinden daha az kullanılır olmuştur.
Mızrak uzun ve düzgün bir sırığın uçuna temren adı verilen sivri bir demirin monte edilmesi ile yapılmış bir savaş aletidir. Mızrak, uzunluğu sayesinde rakibi fazla yaklaştırmadan durdurmak, öldürmek hatta daha da uzaktakine fırlatmak için kullanılır.
Eski devirlerde namlı bir düşmanın, eşkıyanın, kanun kaçağının veya asilerin kafasını kestikten sonra mızrağın ucuna saplayıp sergilemek âdeti de vardı.
Cirit ise ucunda temren de olamayabilen uzun bir değnek olabilir. Bilindiği gibi cirit adlı bir oyunumuz da vardır. Bu oyunda veya savaşlarda mızrak ve cirit tek elle savrularak fırlatılan bir alettir.
Mızrak kelimesi atasözlerimize, deyimlere şiirlerimize çok girmiş bir kelimedir. “ Mızrak Çuvalı deldi” “ Mızrak çuvala sığmaz.”
Mızrak kelimesi eski devirlerde Güneşin doğması bir miktar yükselmesi Güneş bir mızrak boyu yükseldi, iki veya üç mızrak boyu yükseldi gibi tabirlere yaklaşık 40–50 dakika arasında değişen zamanı anlatmak için de kullanılırdı.
Mızrak, cirit, kargı ve temren divan ve halk şiirimizde asıl anlamı ile ve sevgilinin öldürücü bakışları ve kirpikleri için kullanılır.
Kirpikleri uzundur yârin hayâle sığmaz
Eski meseldir âşık mızrak çuvala sığmaz Hevâî
Yarın maiyyetinde olur hâzır-ı sefer
Mızraklı, oklu, yaylı tamâm elli bin nefer (Abdülhak Hâmit)
Her sînede saplı kanlı mızrak (Cenap Şahâbeddin).
Mızrakta halka gösterilen kanlı kelleler (Yahyâ Kemal).
Belimizde kılıcımız Kirmani
Taşı deler mızrağımın temreni Dadaloğlu
Yağmur yüzümüze değince.
Çıkacağız yola. Çıkacağız yola.
Hesap günü gelince.
Yağmur yüzümüze değince.
Güneş bir mızrak boyu yükselince Erdem Beyazıt
Güneş mızrak boyu yaklaştı ufka,
Camlarda renklerin veda cümbüşü,
Ey gönül, madenin ne kadar yufka!
Yeter ağlamana bir kuş ötüşü. Necip Fazıl Kısakürek
İLGİLİ BAŞLIKLAR VE LİNKLERİMİZ
Kirpik ve Müje Nedir Şiirlerde Müjgan ve Ok
Muje ve Müjgan Nedir Şiirlerimizde Müjgan
Hadeng Nedir Şiirlerimizde Avcı Sevgili ve Ok
Divan Şiirinde Aşk ve Beşeri Sevgili