Piri Reis Hayatı Kitabı Bahriyye ve Haritalar

19.06.2011

 

 

 Pîrî Reis,

 Ahmet Muhiddin Piri, Ahmet ibn-i el-Haç Mehmet El Karamani (d. 1465-70, Gelibolu - ö. 1554, Kahire), Osmanlı denizcisi. Amerika'yı gösteren Dünya haritaları ve Kitab-ı Bahriye adlı denizcilik kitabıyla tanınmıştır. Piri Reis eşsiz bir kartograf ve deniz bilimleri üstadı olmasının yanı sıra, Osmanlı deniz tarihinde izler bırakmış bir kaptandır.

Asıl adı Ahmet Muhiddin’dir. Karamanlı bir ailenin çocuğu olan Ahmet Muhiddin Piri'nin ailesi Karamanoğulları'nın Osmanlı Devleti'ne katıldığı  Fatih Sultan Mehmet devrinde Padişahın emri ile İstanbul'a göç ettirilen ailelerdendir.[1] Aile bir süre İstanbul'da yaşamış, sonra Gelibolu'ya göç etmiştir. Doğum tarihi kesin olarak bilinmese de1465-1470 arasında doğduğu sanılmaktadır.

Piri Reis'in babası Karamanlı Hacı Mehmet, amcası ise ünlü denizci Kemal Reis'tir. Küçük bir kıyı kenti olan Gelibolu’da suların içinde yüzerek limanların içinde yetiştiği muhakkak olan Piri Reis’in çocukluk yılları ve yetişme tarzı hakkında sağlam bilgiler bulunmamaktadır. Fakat ne şekilde ve ne düzeyde eğitim aldığı bilinmese de oldukça iyi bir tahsil gördüğü de ap açıktır.

Piri denizciliğe amcası Kemal Reis'in yanında başlamış, 1487-1493 yılları arasında amcası ile birlikte Akdeniz'de korsanlık yapmışlardır. Sicilya, Korsika, Sardunya ve Fransa kıyılarına yapılan akınlara katıldılar. 14 yıl aralıksız olarak amcası Kemal Reis’in gemisinde denizcilikle ilgili her türlü mesleki bilgi ve beceriyi kazanmış, korsanlık yaptıkları bu yıllardan sonra Kemal Reis ile birlikte devlet görevlerinde bulunmaya başlamışlardır.

Piri Reis, 1487-1493 yılları arasında altı yıl Kemal Reis’ in yanında Batı Akdeniz kıyılarında ve çeşitli adalarda korsanlık yaparak, diğer korsanlara karşı üstünlük sağlamışlar, diğer korsanların gemilerine el koymuşlar ve bu bölgeyi kış aylarında liman yeri olarak kullanmışlardır.

1486'da Endülüs'te Müslümanların hâkimiyetindeki son şehir olan Gırnata'da katliama uğrayan Müslümanlar Osmanlı Devleti'nden yardım isteyince o yıllarda deniz aşırı sefere çıkacak donanması bulunmayan  Osmanlı  Devleti, Kemal Reis'i  Osmanlı Bayrağı altında İspanya'ya gönderir. Bu sefere katılan Piri Reis, amcası ile birlikte Müslümanları İspanya'dan Kuzey Afrika'ya taşımıştır. [2]

Venedik üzerine sefer hazırlığına girişen II. Bayezid 'in Akdeniz'de korsanlık yapan denizcileri Osmanlı donanmasına katılmaya çağırması üzerine 1494'te amcası ile birlikte İstanbul'da padişahın huzuruna çıkarlar. Böylece Kemal Reis ile Piri Reis Osmanlı donamasının resmi hizmetine girer. Piri Reis, Osmanlı Donanması'nın Venedik Donanması'na karşı sağlamaya çalıştığı deniz kontrolü mücadelesinde Osmanlı donanmasında gemi komutanı olarak yer alır.  Piri Reis’in kaptanlık yapmaya başlaması bu olay ile gerçekleşir. Yapılan deniz savaşlarında başarı gösterir ve Venedikliler barış istemek zorunda kalır. İki devlet arasında bir barış anlaşması yapılır. Piri Reis, 1495-1510 yıllarında İnebahtı, Moton, Koron, Navarin, Midilli, Rodos gibi deniz seferlerinde görev almıştır. Akdeniz'de yaptığı seyirler, seferler ve girip çıktığı limanlar üzerinde yaptığı ölçümler, deneyimleri büyük bir ihtimalle sürekli not almıştır. Çünkü daha sonra yazacağı Kitab’-ı Bahriyesinde limanların durumları, yatak yerleri, kumluk çakıllık yerleri, limanların nerelerine demir atılacağı, rüzgârların ne yönden estiği kaç mil açıkta durulması gerektiği gibi ayrıntılar üzerinde duracak ve onları yazacaktır. Kitab-ı Bahriye adıyla dünya denizciliğinin de ilk kılavuz kitabı olma özelliğini taşıyacak olan kitabının taslağını yaptığı bu seferlerde teker teker ve liman liman düzenlemiş ve hazırlamış olmalıdır.

Piri Reis, 1511'de amcasının bir deniz kazasında ölümünden sonra Gelibolu'ya gelip iki yıl kadar Gelibolu da kalmıştır. Bu yıllarda eserleri üzerinde çalışmalar yaptığı kesindir. Çünkü 1513 yılında çizdiği meşhur dünya haritasını Padişah’a hediye etmiş, büyük takdir toplamıştır.Bu iki yıl içinde Barbaros Kardeşlerin idaresi altındaki donanmada halaoğlu Muhiddin Reis ile Akdeniz'de bazı seferlere çıktıysa da daha çok Gelibolu'da kalıp haritalar ve kitabı üzerinde çalıştı. Korsanlık yaptığı yıllarda ele geçirdiği kimisi Kristof Kolomb'a, kimisi başka korsanlara ait haritaları vardı. Bu haritalardan ve kendi gözlemlerinden yararlanarak 1513 tarihli ilk dünya haritasını çizmiş, 1517 yılında, Mısır’ın fethinin hemen sonrasındaki günlerde Yavuz Sultan Selim’e takdim etmiştir.[3]

Atlas Okyanusu, İber Yarımadası, Afrika'nın batısı ile yenidünya Amerika'nın doğu kıyılarını kapsayan üçte birlik parça, bu haritanın günümüzde elde bulunan bölümüdür. Bu haritayı dünya ölçeğinde önemli kılan, günümüze kalmamış olan Kristof Kolomb'un Amerika haritasındaki bilgileri içeriyor olması rivayetidir.

Barbaros Kardeşler, 1515 yılında dünyanın en büyük deniz güçlerinden birisini oluşturmuş ve Kuzey Afrika'da fetihler yapmaya başlamışlardı. Piri Reis de zaman zaman Barbaros Kardeşlerin yanında çatışmalara ve seferlere katılan halasının oğlu Kurtoğlu Muslihiddin ile birlikte bu seferlere katılmıştır.

Piri Reis, Oruç Reis'in kaptanlarından birisi olarak hediye sunmak üzere yardımını bekledikleri Yavuz Sultan Selim'e gönderildiğinde Yavuz 'un yardım olarak verdiği iki savaş gemisi ile geri döndü. Piri Reis, 1516- 1517 yıllarında İstanbul’a geldiğinde tekrar Osmanlı donanmasının hizmetine girdi; Derya Beyi (Deniz Albayı) rütbesini aldı ve Mısır seferine gemi komutanı olarak katıldı. Donanmanın bir kısmı ile Kahire'ye geçip Nil ırmağını çizme fırsatı buldu. [4] Ünlü denizci, İskenderiye'nin ele geçirilmesinde gösterdiği başarılar ile padişahın övgüsünü kazandı ve sefer sırasında haritasını padişaha sundu. Günümüzde bu haritanın bir parçası mevcuttur, diğer parçası kayıptır. Bazı tarihçilere göre, Osmanlı padişahı dünya haritasına bakmış ve 'Dünya ne kadar küçük...' demiştir. Sonra da, haritayı ikiye bölmüş ve 'biz doğu tarafını elimizde tutacağız..' demiştir.. Padişah, daha sonra 1929'da bulunacak olan diğer yarıyı atmıştır. 

Piri Reis İskenderiye’nin fethi ve sunduğu haritanın ardından Kaptan-ı Derya (amiral) rütbesine getirilmiş ve Osmanlı donanmasının kaptan-ı deryası olmuştur. Bazı kaynaklarca, günümüzde bulunamamış olan doğu yarısını, Hint Okyanusu'nun ve onun Baharat yolunun kontrolünü ele geçirmek için Padişahın yapacağı olası bir sefer için kullanmak istediği bile iddia edilmektedir. Piri Reis seferden sonra, tuttuğu notlardan Bahriye için bir kitap yapmak amacıyla Gelibolu'ya döndü. Derlediği denizcilik notlarını bir Denizcilik Kitabı (Seyir Kılavuzu) olan Kitab-ı Bahriye'de bir araya getirdi.

 Kanûnî Sultan Süleyman  'ın dönemi, büyük fetihler dönemiydi. Piri, 1523'deki Rodos seferi sırasında da Osmanlı Donanması'na katıldı. 1524'de Mısır seyrinde kılavuzluğunu yaptığı sadrazam Pargalı İbrahim Paşa 'nın takdiri ve desteğini kazanınca, 1526'da gözden geçirdiği Kitab-ı Bahriye'sini   Pargalı İbrahim Paşa aracılığıyla Kanûnî'ye sundu. Piri Reis'in 1526'ya kadar olan yaşamı Kitab-ı Bahriye'den izlenebilir. Piri Reis, 1528'de, ilkinden daha içerikli ikinci dünya haritasını çizdi. 1533 yılında Barbaros Hayrettin Paşa kaptan-ı derya olunca Piri Reis de Derya Sancak Beyi (Tümamiral) unvanı alan Piri Reis, sonraki yıllarda, güney sularında devlet için çalıştı. Barbaros'un 1546'da ölümünün ardından Mısır Kaptanlığı ( Hint Denizleri Kaptanlığı da denilirdi) yaptı, Umman Denizi, Kızıl Deniz ve Basra Körfezi'ndeki deniz görevlerinde yaşlandı. Osmanlı donanmasında yaptığı son görev idamıyla sonuçlanan Mısır Kaptanlığı oldu. ( bkz Basra ( Divan Edebiyatında Basra )

İDAM EDİLİŞİ

Mısır Kaptanı Piri Reis 1552'de Umman ve Basra üzerine 30 gemiyle çıktığı seferde, Hürmüz Kalesi'ni kuşatmıştı. Portekizlilerden aldığı haraç karşılığı kuşatmayı kaldırdı ve donanmasıyla Basra'ya döndü. Tamire muhtaç donanmayı orada bırakıp ganimet yüklü üç gemi ile Mısır'a döndü, gemilerden birisi yolda battı. Donanmayı Basra'da bırakması kusur sayıldığı için Mısır'da hapsedildi. Basra valisi Kubat Paşa'ya ganimetten istediği haracı vermemesi, Mısır Beylerbeyi Mehmet Paşa'nın politik hırsı yüzünden hakkında padişaha olumsuz rapor verildi ve dönemin padişahı Kanûnî Sultan Süleyman'ın fermanı üzerine 1554'te boynu vurularak idam edildi. İdam edildiğinde 80 yaşının üzerinde olan Piri Reis'in terekesine devletçe el konulmuştur.

Piri Reis Haritaları

Günümüzde "Piri Reis haritası" olarak bilinen harita, Piri Reis'in 1513 yılında yapıp 1517'de padişaha sunduğu dünya haritasının halen mevcut olan bir parçasıdır. Bu parça, Amerika'nın doğu kıyıları, Atlantik Okyanusu, Afrika ve Avrupa'nın batı kıyılarını gösterir. Varsayımlara göre bu haritanın, bir kısmı Akdeniz'de ele geçirilmiş İspanyol ve Portekiz gemilerinde bulunmuş olan, yaklaşık 20 haritanın bir birleşimi olduğu yönündedir.[5]

Orijinali  Topkapı Sarayı 'nda olan bu ilk harita, deve derisi üzerine yapılmıştır. 87 cm. boyunda, üst kısmı 63cm. ve alt kısmı 41 cm. genişliğindedir. Dokuz renk kullanılan haritanın üst kısmının kopmuş ve kayıp olduğu tahmin edilmektedir.[6]

. Üzeri efsanevi ve gerçekçi resimlerle süslüdür. Haritada üçü küçük, ikisi büyük 5 rüzgârgülü bulunur. Haritanın oluşumu, keşif tarihi ve çeşitli efsaneler hakkında notlar haritada yer alır. Osmanlı Sultanı'na sunulacak olması nedeniyle görselliğe çok önem vererek hazırlanmıştır. Sunulan haritaya göz atan  Yavuz Sultan Selim  "Dünya ne kadar da küçük" demiştir ve haritayı ikiye bölerek "Biz doğu tarafını kontrol edeceğiz" şeklinde devam etmiştir. Haritanın diğer yarısı hala bulunamamıştır.

Piri Reis'in imzası Güney Amerika'nın üzerinde şu şekilde yer alır : "Bunu Kemal Reis'in biraderzadesi diye meşhur, Hacı Mehmet'in oğlu fakir Piri 919 (1513) Muharremülharamında Gelibolu şehrinde yazdı, Allah ikisini de affetsin." [7]

 

Haritanın bulunuşu

Harita, 9 Kasım 1929'da Topkapı Sarayı'nda Sarayı Müzeye dönüştürme sırasındaki döküm tespit çalışmaları sürerken tesadüfen bulundu. Alman bilim adamı Adolf Deismann (1866-1937), dönemin Milli Müzeler Müdürü Halil Ethem Eldem'in kendisine verdiği parçaları inceleyip düzenlerken eline geçen harita takımının içindeki folyoyu o sırada İstanbul'da bulunan ve Türk denizciliği hakkında uzman olan Alman bilim adamı Paul Kahle'ye göstermişti. Eserin Piri Reis'in ilk dünya haritası olduğunu teşhis eden Paul Kahle oldu.[8]

Prof. Kahle, harita ile ilgili inceleme sonuçlarını 1931 yılında 18. Doğubilimleri Kongresi'nde sundu[2]. Haritanın üzerindeki notları Hasan Fehmi Bey Latin harflerine aktardı. Türk Tarih Kurumu başkanı Yusuf Akçura'nın 1937 tarihli 'Piri Reis Haritası' adlı kitabında haritayı yayımladı. Cumhurbaşkanı Atatürk, haritayı Ankara'ya getirtip bizzat inceledi ve devlet matbaasında çoğaltılmasını sağladı.

1933 yılında Kahle, haritanın detaylı bir tanıtımını bugün klâsik olmuş bir kitapçık halinde yayınlanmıştır (Die verschollene Columbus-Karte von 1498 in einer Türkischen Weltkarte von 1513, Walter de Gruyter, Berlin). Aynı yıl içinde, haritanın bulunmasına vesile olan Prof. Adolf Deismann “Forschungen und Funde im Serai” (Walter de Gruyter, Berlin, 1933, ss. 111-222) adlı eserinde haritanın nasıl bulunduğunu detaylı olarak anlatmaktadır.[9]

Haritanın kayıp parçalarını arama çabası sırasında Topkapı Sarayı Müdürü Tahsin Öz tarafından dünya haritası olduğu sanılan bir başka Piri Reis haritası bulunmuştur.

Pîrî Reis Haritaları

“Piri Reis’in Bahriye’si, bir denizcilik kitabı olmanın ötesinde bir coğrafya atlası, Akdeniz’in bir sosyal ve ekonomik coğrafya kitabıdır. Üstelik içerdiği bilgilerin gözlemlere ve araştırmalara dayandırılmış olmanın yanı sıra, gereken yerlerde kaynak gösterilerek bilgilerin güvenirliği pekiştirilmiştir.”[10]

Kitab-ı Bahriye, (ö.s.), 1935, (Yeni harflerle Denizcilik Kitabı 2 kitap Y. Senemoğlu (haz)(ty.),Piri Reis'in Haritası (İlk Dünya Haritası)

Osmanlı Amirali Piri Reis'in 1528'de çizdiği ikinci dünya haritasından günümüze kalan parça, büyük bir haritanın kuzeybatı köşesi olup, Orta Amerika'nın yeni keşfedilmiş kıyılarını, Florida'yı, Kanada'nın kuzeydoğu köşesini ve Grönland'ı gösterir. Piri Reis in Kanuni Sultan Süleyman'a armağan ettiği haritanın bu parçası, Piri Reis'in 1513'te çizdiği ilk dünya haritasıyla beraber halen Topkapı Sarayı'nda bulunur.

Piri Reis’in çizdiği ve Topkapı sarayında sonradan bulunan diğer bir harita ise Avrupa kıtasını gösterir. Ceylan derisine 8 renkli olarak çizilmiş haritanın parçası 69 x 70 cm ebatlarındadır. Bu harita da birinci harita gibi portolan tarzında, dört büyük, iki de küçük pusula gülü çizilerek yapılmıştır. Kenar notlarından biri bu haritanın Piri Reis tarafından yapıldığını belirtir. Diğer kenar notları çesitli açıklayıcı bilgiler içerir.

Grönland'ın güneyinde görünen, Kanada'daki Newfoundland, "Terra Nova", Labrador da "Baccalao" isimleri ile gösterilir ve buraların Portekizliler tarafından keşfedildiği yazılıdır. Terra Nova 1500'de Portekizli Carl Real, Labrador da 1501'de kardeşi Miguel Real tarafından keşfedilmişlerdir. Orta Amerika hizasında bir notta karadan giderek okyanusa ulaşmayı amaçlayan bir kâşiften söz edilir. Bu muhtemelen 1513'de karadan Büyük Okyanusa ulaşan Portekizli Balboa'dır.

Piri Reis'in ikinci dünya haritasında adalar ve kıyılar son keşiflere dayalı olarak çizilidir. Birinci haritasında Porto Riko'da gösterilen San Juan Batisto, bu haritada Florida'da gösterilmiştir. Kristof Kolomb'un hatalı haritasından etkilenmiş olan birinci haritasının aksine, bunda Bahama, Antiller, Haiti ve Küba oldukça doğru çizilmişlerdir. 1517 ve 1519'da keşfedilmiş olan Yukatan ve Honduras yarım adaları da mevcutturlar. Küba "Isla di vana" diye adlandırılmıştır. İlk haritada olmayan Yengeç Dönencesi bu haritada (enlemi biraz hatalı olarak) çizilmiştir. Piri Reis bunu "Günüz adası" olarak adlandırıp yanına "Bu hat gün gayet uzadığı yere işarettir" yazmıştır.

Piri Reis bu haritasında keşfedilmeyen yerleri beyaz bırakarak, kenar notlarında bunları bilinmediği için çizmediğini belirtir. İlk haritasından daha büyük ölçekli ve gelişkin olan ikincisi, teknik olarak döneminin en ileri örneğidir.

 

KİTABI BAHRİYYE

1511-13 yılları arasında birinci dünya haritasını çizerken seyir notlarını da bir kitap olarak düzenlemeye başlamıştır. Sonunda, yabancı kaynaklardan da yararlanarak bu yerlerin tarihî ve coğrafî özelliklerini 1521 tarihinde tamamladığı Kitab-ı Bahriye'de toplamıştır.

1524 yılında Kanuni Sultan Süleyman'ın damadı ve sadrazamı Pargalı İbrahim Paşa, Mısır'a sefer yaparken, Piri Reis'i de yanına kılavuz kaptan olarak alır. Piri Reis'in sefer sırasında kendi hazırladığı kılavuzdan yararlandığını fark eden Sadrazam, Piri Reis'ten eserin temize çekilerek Kanuni Sultan Süleyman'a sunulmasını ister. Piri Reis, usta hattatlar ve çizimcilere yaptırılan yeni Kitab-ı Bahriye'sini 1526'da Kanuni'ye armağan eder.

 

Ancak 15 Kasım 2005 tarihinde hattat Fuat Başar tarafından haritanın orijinali üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda, Piri Reis Haritası üzerinde oynama yapıldığı sonucuna varılmıştır. Gerek haritadaki yazılar gerekse Kitab-ı Bahriye adlı eserin tüm ciltlerinde inceleme yapılmış, kitabın tüm ciltlerindeki yazıların aynı kalemden çıktığı ve yazıların talik kırması tarzında yazıldığı ortaya konmuştur. Yine Piri Reis'in 1513 tarihli Dünya Haritası üzerindeki Osmanlıca yazılar da aynı tarzda, yani talik kırması ve aynı kalemden çıkmadır. Ancak ilginç olan nokta ise sol tarafta, Güney Amerika hattı üzerindeki yazılar nesih kırmasıdır ve farklı bir kişi tarafından yazılmıştır. Usta bir hattat bu farkı görebilir. Ayrıca bu yazılar alelade kâtip yazılarıdır. Ayrıca Kanuni Sultan Süleyman'a hediye edilmesi gereken Kitab-ı Bahriye'nin hattat yazısı ile özel işlenmeli olması gerekliyken, bu özelliğe rastlanmaması da dikkat çekicidir.

Kitab-ı Bahriye'nin 1526 sürümünde Akdeniz ve Ege'nin 290 haritası vardır. Bunu izleyen yüzyıl boyunca Kitab-ı Bahriye'nin ilk nüshasından daha da gösterişli çeşitli kopyaları yapılır. İşlevselliği artsın diye sonraki yıllarda yapılan kopyalarına Marmara Denizi kıyı ve adaları ile İstanbul da ilave edilir.

Güzelliği bir yana, bu ikinci sürüm denizcilikle ilgili pek çok bilgi içerir: Birinci bölümün konuları fırtınalar, pusula, portolan (bir limanın ya da kıyının bir bölümünün, büyük ölçekte yapılmış haritası) haritaları, yıldızlarla yön bulma, okyanuslar ve onları çevreleyen kara parçalarıdır. Ayrıca Avrupalı kâşiflerin seyahatleri hakkında da bilgiler vardır, bunların arasında Kristof Kolomb'un Yeni Dünya'yı keşfine ve Portekizlilerin Hint Okyanusu'na seferlerine değinilir.

İkinci kısım, portolan tarzı harita ve seyir kılavuzlarından oluşur. Her bölüm söz konusu ada veya kıyının bir haritasını içerir. Bu bölümlerden birinci kitapta 132, ikincisinde 210 tane vardır. Kitab-ı Bahriye'nin ikinci bölümü, Çanakkale Boğazı ile Sultaniye ve Kilitbahir kalelerinin anlatımı ile başlar. Ege Denizi adaları ve kıyıları, Yunanistan kıyıları, Mora Yarımadası, Adriyatik kıyıları, İtalya kıyıları, Sicilya, Sardunya, Korsika adaları, Fransa kıyıları, İspanya kıyı ve limanları, Kanarya Adaları, Kuzey Afrika kıyıları, Mısır ve Nil nehri, Doğu Akdeniz kıyıları, Girit ve Kıbrıs, Anadolu'nun güney ve Ege kıyıları ve adaları, Gelibolu ile Saros Körfezi anlatılır. Kentlerdeki önemli anıt ve binaların çizimlerinin de yer aldığı kitapta ayrıca Piri Reis'e ait biyografik bilgiler de bulunur.

Kitapta, Piri Reis, Akdeniz'le ilgili bunca bilginin büyük bir parşömen üzerine çizmek yerine bir kitapta toplamasının nedenini açıklamış, elindeki bilgilerin tek bir haritaya sığdırılmasının kullanışsız olacağını belirtmiştir.

Kitabı Bahriye, Anadolu sahillerinin özelliklerini karış karış veren değerli bir coğrafya kitabı olarak bugün dahi geçerlidir.

Yine Güney Amerika kıtası üzerinde haritanın hazırlanmasında yararlanılan kaynaklar yazar. Kolomb'un haritasından yararlanıldığı ifade edilir. Kolomb'un 1492-1504 yılları arasında Amerika'ya yaptığı dört sefer sırasında çizdiği haritaların bazıları eksiktir. Pirî Reis, korsanlık günlerinden başlayarak gezip gördüğü yerleri yabancı kaynaklardan da yararlanarak tarihi ve coğrafi özellikleriyle birlikte kitabında anlatmış ve haritalarını çizmiştir. Kitab-ı Bahriye'nin nazımla yazılan ve denizcilikle ilgili tüm bilgilerin toplandığı başlangıç bölümünde, genel açıklamalardan sonra Ege ve Akdeniz adaları tanıtılarak, denizle ilgili gözlem ve deneyim önemi vurgulanır. Fırtına, rüzgâr çeşitleri, pusula ve haritanın tanımından sonra dünyayı kaplayan denizler ve karaların oranı belirtilir. Portekizlilerin denizcilikteki ilerlemeleri ve keşifleri, ÇİN Denizi,  Hint Okyanusu, Akdeniz ve  Ege  Denizi'ndeki rüzgârlar, Basra Körfezi, Atlas Okyanusu ayrıntılı biçimde anlatılır. Düz yazı ile anlatımın başladığı haritalı bölüm asıl metni oluşturur. Bu bölümde Çanakkale Boğazı'ndan başlayarak Ege Denizi kıyı ve adaları, Adriyatik denizi kıyıları, Batı İtalya, Güney Fransa, Doğu İspanya kıyılarıyla çevresindeki adalara ilişkin tarihi, coğrafi bilgiler verilerek kuzey Afrika kıyıları, Filistin, Suriye, Kıbrıs ve Anadolu kıyıları izlenerek Marmaris'te tüm Akdeniz'in havzası noktalanır. 1513'te çizdiği ilk haritasında Kristof Kolomb'un 1498'de çizdiği Amerika haritasından, Portekiz ve Arap haritalarından yararlandığını belirtir. Elde kalan parçası Avrupa ve Afrika'nın batı kıyılarıyla Atlas Okyanusunu, Antil Adalarını, Orta ve Güney Amerika'yı gösterir. 1528'de çizdiği ikinci haritasından günümüze kalan parça, büyük bir dünya haritasının kuzey batı köşesi olup Atlas Okyanusu'nun kuzeyini, kuzey ve orta Amerika'nın yeni keşfedilmiş kıyılarını ve Grönland'dan Florida'ya uzanan kıyı şeridini içerir. Adalar ve kıyılar son keşiflere dayalı olarak daha doğru çizilidir. Keşfedilmeyen yerler ise beyaz bırakılarak, bilinmediği için çizilmediği belirtilir. İlk haritadan daha büyük ölçekli ve gelişkin olan ikincisi, teknik olarak döneminin en ileri örneğidir. İlki tarihi coğrafyaya âit bilgilerin nakledildiği notlardır. İkincisi ise daha doğrudan denizcilere ve onların gemilerinin (çekdiri, barça, kalyon vs.) seyrüseferini kolaylaştırma amacıyla aktarılan notlardır. Yine Kitâb-ı Bahriyye’de tarif edildiği üzere, haritalarda, şehirler ve kaleler kırmızı/kızıl hatlarla, ıssız mahaller kara hatlarla, döküntüler, taşlıklar siyah noktalarla, sığlık ve kumluk yerler kırmızı/kızıl noktalarla, gizli kayalar ıstavroz işaretiyle gösterilmektedir. Yazmalardaki bu türden işaretlendirmeler izlemek ayrı bir çalışma konusudur. Kitâb-ı Bahriyye nüshalarındaki haritaların bir kısmı minyatürlü harita türünde değerlendirilmektedir. Renklendirmelerle yapılan işaretler, ilâve şekiller, gemi, kuş, gemi, binâ ve benzeri resimler, özel notlar, yazmalara hâs özelliklerden, atlanan başlığın veya bir başka kalem tarafından yazılması gibi durumlar veya ilâve başlıklar vardır,

 

KİTABI BAHRİYE’YE İLAVE EDİLEN NOTLAR.

 

Kitabı Bahriye’nin üzerinde çalışmalar yapan Yrd. Doc.Dr. Fikret Saraçoğlu bu kenar notlarının ( derkenar) bazılarını bir makale haline getirmiştir. Bu makelede açıklanan bilgilerin özeti şu şekildedir:

“Elden ele intikal eden Kitâb-ı Bahriyye nüshalarının hem metninde hem de haritalarında görülen ilave çıkmalar, (“Tersâne kethudâsı iken Ali Paşa ile bir lemânlık havada yedek ile giderken üzerine uğratıp bu minvâl üzre gördüm, hazer oluna” vb.), genellikle gözlemlere dayalı olarak metne veya haritaya dahil edilmektedir. Bu türden önemli bilgiler, öncelikle, Kitâb-ı Bahriyye’deki malumatın yaşanılan devre âit bilgilerle takviye edilerek kullanıldığına işaret etmektedir. İlave derkenarlar, eserde bulunmayan bir takım yeni bilgileri ihtiva etmesi dolayısıyla da önemlidir.

Kitâb-ı Bahriyye’nin edisyon kritik yayımı/tenkidli neşri henüz gerçekleşmemiştir. Bu bildiride, muhtemel bir eleştirel basımda gözetilmesi lüzumlu olan ilave derkenarların içeriği ve değeri üzerine bazı araştırma notları aktarılmaya çalışılmıştır.

Geçmişteki seferler, çarpışmalar, donanmanın harekâtı aktarılmakta ve dolayısıyla adaların tarihine temas edilmektedir. Esas olarak, gemilerin (barça, kadırga, kalyon vb.) denizdeki seyrüseferini kolaylaştırmak amaçlanmaktadır. Dolayısıyla bu çeşit kenar notlarında denizcilere yönelik ikaz ve ihtarlar ön plandadır (gemi geçer veya geçmez, sığdur vs.). Denizlerde ve özellikle adalar arasındaki gizli kayalıkları gösteren ilâve istavroz işaretledi, bu incelemenin dışında tutulmuştur. Bu türden notların hemen tümünün gözlemlere dayandığı anlaşılmaktadır. Sığınılacak limanlar haber verilmektedir. Başta içme olmak üzere su kaynaklarına geçmişteki örneklerle birlikte işaret edilmektedir Gemicilerin seyirlerine yönelik denizciler arasında paylaşılan bir takım inançlar/parolalar aktarılmaktadır: Hangi tür gemilerin geçişine uygun olduğu ve geçişin nasıl olabileceği belirtilmektedir. Adalar arasındaki ve kıyı ile adalar arasındaki mesafelere işaret edilmektedir: İlâvecilerin kimlikleri üzerinde durulmak gerekirse, birkaçı hâriç bu kişiler kimliklerini beyân etmezler. Bu da beklenen bir tutumdur. Yine de nüshaların sâhiplerinden, müstensihinden hareketle ilâvecilerin kimler olabileceği hakkında bir fikir edinmek mümkün olmaktadır. Şu kesin olarak ifade edilebilir ki ilâve kenar notlarının sahipleri, Osmanlı tarihi coğrafya eserlerini okuyup öğrendiklerini bu yazmalara aktaran kişilerden daha çok denizcilik personelidir.”  [11]

 

 KAYNAKÇA

 

[1] Dr.  Nuri OLUR, Büyük Türk Amirali ve Denizci Bilgin Piri Reis, https://www.pirireis.edu.tr/hakkimizda/ son erişim, 14-082013

[2] Dr.  Nuri OLUR, Büyük Türk Amirali ve Denizci Bilgin Piri Reis, https://www.pirireis.edu.tr/hakkimizda/ son erişim, 14-082013

[3] https://tr.wikipedia.org/wiki/P%C3%AEr%C3%AE_Reis_Haritas%C4%B1

[4] https://tr.wikipedia.org/wiki/P%C3%AEr%C3%AE_Reis_Haritas%C4%B1

[5] https://tr.wikipedia.org/wiki/P%C3%AEr%C3%AE_Reis_Haritas%C4%B1

[6] Prof.Dr. İdris BOSTAN, “Pîrî Reis Dünya Haritası 500 Yaşında”, https://aregem.kulturturizm.gov.tr/TR

[7] Piri Reis Denizcilşik Kşitabı, Kitabı Bahriye, 1001 Temel Eser, Tercüman Yayınları, 1. cilt

[8] https://www.webhatti.com/makaleler/192280-piri-reis-sempozyumu.html

[9] https://www.webhatti.com/makaleler/192280-piri-reis-sempozyumu.html

[10] Tümgeneral (E) Cevat ÜLKEKUL, BİLİM ADAMI YÖNÜYLE PİRİ REİS, https://www.shodb.gov.tr/pirireis/oturumla

[11] Yrd.Doç.Dr. Fikret SARICAOĞLU ,Kitabı Bahriyedeki İLAVE KENAR NOTLARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar