Tazmin Nedir Kökeni Anlamları Terimi Örnekleri

28.12.2023
 Tazmin Nedir Kökeni Anlamları Terimi Örnekleri

 Tazmin

Bir şairin başkasına ait söz, ibare veya dizeyi  (alıntı yaptığı şairin isimin de belirtmesi kaydıyla ) kendi şiirinde zikretmesidir. “ Tazmin: Şiirde alıntı yapma; bir kelimeyi başka bir kelimenin anlamını da içerecek biçimde kullanma , “Şiir veya nesir türlerinden bir edebi esere başka bir eserden alıntı yapılması[1] anlamlarında bir edebiyat terimidir.

Tazmin Nedir Kökeni Sözlük Anlamları

Tazmin Arapça kökenli bir sözcüktür. Arapçada “ içine almak - kefil oldu” anlamında sözcükler üretilen “zmn – dat- mim nun ) “ kökünden gelmektedir. “Bir şeyi içine almak, ihtiva etmek”  anlamındaki damn (damân) kökünden türeyen tazmîn ( veya tadmîn) tefil vezninde “ ( z )dmn” kökünden gelir. Tazmin sözcüğü sözlüklerde "malzemenin bir kap içine koyulması, bir şeyin kapsamlı bir başka şey içine katılması” , “bir lafzın, hakiki anlamını kaybetmeden diğer bir lafzın manasında kullanılması[2],“bir şeyi başka bir şeyin içine koymak, ona dahil etmek” [3] anlamları ile tarif edilir.

Edebiyatta ve Belagat İlminde Terim Anlamı ile Tazmin

Tazmin sözlüklerdeki bu anlamlarından hareketle edebiyatta ve belâgat ilminde bir terimdir. Tazmin sözcüğü terim anlamı ile bir beytin veya sözün anlamını desteklemek için başkasına ait beyitten veya sözden alıntı  ( yaptığı şairin isimin de belirtmesi kaydıyla) yapmak demektir. Bir beytin veya mısra'ın anlamının kendinden sonra gelen beyit veya mısra' ile tamamlamaya da tazmin denmektedir.

Bir şair, şiirini desteklemek için başka bir şairin şiirinden bir ibare veya dize alıntılayabilir. Ancak tazmin kaidesine göre alıntı yapılan şairin isminin de zikredilmesi gerekir. Akis halde altıntı yapıldığı belli edilmediği için sahiplenilmeye kalkışılmış olacaktır. Bazen de başkasından alıntı yapılan bir beytin başına mısra ilâvesiyle bentler de meydana getirilebilinir.  Tazmin beytinin her bentte tekrarlandığı musammatlar da vardır.

Belagat kitaplarında tazmin teriminin “hüsn-i tazmîn, tazmin ve iktibas, tazmin ve icâze” şeklinde türevlerine de yer verilmiştir.  

Tazmin ile İntihal İlmam Sirkat ve Selh Farkları

Genelde şâir daha önceden tazmin yapacağını imâ eder ve tazmine konuk olan sözün hangi şaire ait olduğunu belirtir. Bazen bir şairin çok ünlü olmuş bir sözü de tazmin edile[1]bilir. Bu durumda ayrıca şairin adını söylemeye gerek yoktur. Eğer bir şair bir başkasına ait şiiri halefinin de adını zikrederek daha da güzel söyler veya daha güzel hale getirmeyi başarırsa yaptığı iş tazmin değil nazire olur.

Aruz bilgisine göre anlam bütünlüğünün bir beyitte tamamlanmayıp sonraki beyitte tamamlanmasına da tazmin denmiş ve bu durum bir kusur olarak kabul edilmiştir.  Çünkü divan şiiri mantığına göre her beyit müstakil olarak anlamca bütünlük taşımalı,  anlamca diğer beyitlerden bağımsız olmalıdır. Bu mantık Servet-i Fununcılar ile tarihe karışmıştır.  

  • “Aşk âfet-i câri olduğu malum"u iken âh
  •  Bilmem ne Ümit etti ne sandı yine kalbim- Tahîr Olgun.

Tırnak içinde gösterilen tazmin kısmı Fuzûlî'nin ünlü bir dizesidir. Örneğin Tahir Olgun, Fuzuliye ait bir dizeyi şiiri içine almış ancak dizenin Fuzuli’ye ait olduğunu belli etmediği için tazmin değil selh veya ilmam yapmıştır. [4] Alıntı yapılan sözün kimden alındığı belli edilmemiş ise veya o dize veya sözler ünlü olmayan, adı da zikredilmeyen bir şaire ait yapılan alıntı ise tazmin değil en hafif tabir ile  İktibas veya   İntihal sayılabilir.  [5]Şair, eğer yaptığı alıntıyı kendine mal etmeye kalkışmış ise  İntihal, İlmam, Sirkat vaya Selh yapmış sayılacaktır ki bu tür bir eylem ise asla hoş karşılanamaz.

 İntihal  “Başkasına ait yazıyı, fikri, şiir, beyti veya özgün bir ifadeyi kendisinin gibi göstermek. Onu benimsemek. Bir başkasının eserini sahiplenme” eylemidir. İntihal bilinçsiz olarak da yapılmış olabilir. Eğer bilinçli yapılmış ise bu tip dize hırsızlığına ilmam veya sirkat denilmektedir. ( Bkz İNTİHAL NEDİR İLMAM NAZİRE VE ETKİLENME İLE FARKLARI ) 

Bir şair “ başkasına ait bir beyitteki kelimeleri değiştirerek kendine mal eder” veya mazmununu değiştirerek kendi şiirine dâhil ederse sirkat yapmış olacaktır.[6] Bir şairin başka şaire ait bir dize veya beytindeki fikri veya ifadeyi çalması kendine ait bir fikir veya ifade gibi göstermesi ise “ Selh” terimi ile ifade edilir. İntihale benzeyen bir davranış olan bu eylem deri yüzmeye benzetilerek selh olarak ifade edilmiştir. [7]

Tazmin önceden hem şiirde hem de düz yazıda yapılan alıntılamaları ifade den bir terim iken Batılılaşma döneminde gazeteciliğin ilerlemesi sonrasında sadece şiirde yapılan alıntılamaya özgü bir yerim olarak kullanılmış nesirde yapılan alıntılara ise iktibas denilmiştir.    

Tazmin Örnekleri

Nedim'in bir kasidesinde Rasih'e ait bir beytin tazmini görülmektedir:

  • Râsih'in bu matlaın tazmin edip sâkî-i kilk
  • Nukl sundu çektiğim sahbâ-yı irfân üstüne
  • "Süzme çeşmin gelmesin müjgân müjgân üstüne
  • Urma zahm-ı sîneye peykân peykân üstüne"  Nedîm

  • Bihamdillâh zamânında be-kavl-i Sabri-i Şâkir
  • “ Girîbân-ı felek mehcûr-ı dest-i âh-ı şekvâdır” [Nef‘î];

  • Rûm’da ona Sürûrî gelemez mi karşı
  • “İşte meydân-ı sühan gitmeyelim Şîrâz’e “ [Sürûrî];

  • Halep anda ise bunda bulunur endâze
  • “ İşte meydân-ı sühan gitmeyelim Şîrâz’e “[Fehîm-i Kadîm][8]


Nedim’den Bent Şeklinde Tazmin Örneği

Tazmîn-i Beyt-i Sultân Ahmed Hân

  • 1. Şehriyâr-ı tâcver sâhib-kırân-ı bahr u ber
  • 2. Kıldı bu sâhil-serây-ı hâsına bir gün güzer
  • 3. Gam olup ol dem hirâsan deyicek eyne'l-mefer
  • 4. İzz ü devletle buyurdu ol şeh-i sâhib-hüner
  • 5. Biz safâ ile Neşât-âbâdı etdik çün makar
  • 6. Sana da ey gam adem-âbâda lâzımdır sefer

  • 1. Oldu çün ahdinde âlem ser-be-ser sûr u sürûr
  • 2. Etdiler her kande vardiyse gam-ı nâ-kâmı dûr
  • 3. Pes ona bir yer bulup hâkân-ı İskender-zuhûr
  • 4. Kıldı bu vech üzre fermân-ı hümâyûnu sudûr
  • 5. Biz safâ ile Neşât-âbâdı etdik çün makar
  • 6. Sana da ey gam adem-âbâda lâzımdır sefer

  • 1. Âlemi kıldı tefahhus ol şeh-i âlî-tebâr
  • 2. Gördü kim adliyle hep ma‘mûrdur dâr u diyâr
  • 3. Şunda hâli vü harâb ancak adem-âbâd var
  • 4. Dedi ta‘mirin murâd edüp onun da şehriyâr
  • 5. Biz safâ ile Neşât-âbâdı etdik çün makar
  • 6. Sana da ey gam adem-âbâda lâzımdır sefer

  • 1. Olmağ ile pîşesi nazm-ı umûr-ı mülk ü dîn
  • 2. Fikret-i nazma muvâfıkdır o tab‘-ı nükte-bîn
  • 3. İktizâ eylerse bu da‘vâya burhân-ı mübîn
  • 4. İşte besdir bes bu âlî matla‘-ı pâk ü metîn
  • 5. Biz safâ ile Neşât-âbâdı etdik çün makar
  • 6. Sana da ey gam adem-âbâda lâzımdır sefer

  • 1. Ferr ü şevketle gelüp ol husrev-i vâlâ-cenâb
  • 2. Eyledi bu kasr-ı pâkinde safâlar iktisâb
  • 3. Tab‘-ı pâkinde ma‘ani eyleyüp ref‘-i hicâb
  • 4. Kıldı bu matla‘ tulû‘ ol dem misâl-i âftâb
  • 5. Biz safâ ile Neşât-âbâdı etdik çün makar
  • 6. Sana da ey gam adem-âbâda lâzımdır sefer
  •  
  • 1. Saltanat bâğında oldu bir gül-i ra‘nâ ıyân
  • 2. Yâ ki bir ahter nisâr etdi zemîne âsmân
  • 3. Yâ ki geldi pîşgâha hâsıl-ı deryâ vü kân
  • 4. Yâ buyurdu izz ü şevketle şeh-i vâlâ-mekân
  • 5. Biz safâ ile Neşât-âbâdı etdik çün makar
  • 6. Sana da ey gam adem-âbâda lâzımdır sefer

  • 1. Eylemiş tertîb-i dîvan gerçi kim Sultan Selîm
  • 2. Anda ammâ kim bu gûne ma‘nî-i nâzük adîm
  • 3. Baykara görse sayardı kendi efkârın akîm
  • 4. Bak bu beyt-i pâke de var bâri şi'r öğren Nedîm
  • 5. Biz safâ ile Neşât-âbâdı etdik çün makar
  • 6. Sana da ey gam adem-âbâda lâzımdır sefer

MACİT, Muhsin, Nedîm Divanı, Akçağ Yayınları, Ankara 1997.

İLGİLİ LİNKLERİMİZ

KAYNAKÇA

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar