Osmanlıca yazılışı : Tuluât: ﻃﻠﻮﻋﺎﺕ
Arapça kökenli tulûat sözcüğü doğma anlamına gelen “ tulu’ “ sözcüğünden gelir. Arapçada çoğul eki olan – at ile birleşerek -doğaçlama- kendiliğinden anlamına gelen tuluât olur. Tuluât sözcüğü sözlüklerde “Hazırlanmış yazılı bir edebî metin olmadan ana hatları kabataslak belirtilmiş bir konuya oyuncuların sahnede yakıştırdıkları sözlerle” [1] meydana getirdikleri batılı tiyatrolardan esinlenmiş oyun olarak tarif edilir.
Doğaçlama; yazılı metne dayanmayan, anlık duruma göre ortaya çıkan türkü, ağıt veya tiyatro oyunu sözlerine denmektedir. Daha ziyade önceden hazırlanmış metinlere dayanmayan tiyatro oyunlarında dile getirilen oyun konuşmalarına tuluat denmektedir.
Tulûat tiyatrosu, batılı tiyatrolar gibi her biri diğerinden farklı olay örgüsü, oyuncu kadrosu, sahne dekorları, konusu vb olmayan; kalıplaşmış ve benzer konulara dayalı olan; yazılı bir tiyatro metnine sahip olmayan; sahnedeki oyuncuların kendiliğinden o anda konuştukları sözlere dayanan geleneksel Türk halk tiyatroları için kullanılmış bir tabirdir.
Tuluat tiyatrosu, geleneksel orta oyununun Batı kültürüne ait dram ve komedi türlerine karıştırılarak sahnelenmesinden meydana gelen geleneksel tiyatroyu ifade etmektedir. Ortaoyununu batılı tiyatroların anlayışı ile yorumlayan bu oyunlar Sultan Abdülaziz ve II. Abdülhamid dönemlerinde saraydan da destek görmüş bu oyunlar Hayalhane-i Osmanî adı ile de anılmıştır.
Batılılaşma süreci sadece saraydakileri ve aydınları değil halkın da beğeni ve zevklerini değiştirmeye başlamıştı. Ahmet Vefik Paşa , Teodor Kasap gibi çevirmenlerin batı edebiyatına ait tiyatro eserlerini tercüme ve adapte etmeye başlamaları Gedip Paşa Tiyatrosu gibi tiyatro binalarında bu çevir ve adapte eserlerin sahnelenmeye başlaması sonrasında geleneksel tiyatrolarımız da batılı tiyatrolara özenti duymaya başlamışlardı. 19. Asrın ortalarına doğru başlayan batılılaşma eğiliminin halk tiyatrolarımızı da etkilemesi kaçınılmaz olacaktı.
Böylece Ortaoyunu , Meddah, perde tiyatrosu ( Karagöz), Köy seyirlik oyunları ve kukla tiyatromuz ( İbiş ) de batılı tiyatroların tesiri altına girdi. “Ancak tuluat tiyatrosu, her ne kadar modern öğeleri barındırsa da geleneksel halk tiyatrosundan özellikle orta oyunundan kopamamıştı.“[2] 1875’te Kavuklu Hamdi’nin Aksaray Yeşil Tulumba’da Hayalhane-i Osmanî adıyla oluşturduğu tiyatro topluluğu geleneksel tiyatrolarımızdan farklı bir yorumla ortaya çıkmış, parodi türünü de andıran bu tarz Tuluat Tiyatrosu tabiriyle adlandırılmıştı. [3]
Bu oyun tarzında sahneye çıkan oyuncuların hemen hepsi ortaoyunu oyuncuları olmaktaydı. Bu oyunlar karşıt kişiliklerin iyi- kötü, akıllı- aptal, bilgili –cahil, şehirli- köylü, kantocu ; bir birlerini yanlış anlamalarından kaynaklanan komikliklere ve çatışmalara dayanmakta, kötülerin ceza görmesiyle bitmekteydi. Tuluata çıkmaya “perdeye çıkma” denilmeye başlanmış, Kavuklu ve Pişekâr gibi ortaoyunu karakterlerinin yerine İhtiyar, Efendi, Uşak veya Aptal şeklinde adlar kullanılmaya başlandı.[4] Örneğin İhtiyar Hacivat veya Pişekâr’ı temsil eden bir vazifeyi üslenmişti. Bu oyun toplulukları melodram, tragedya, dram ve komedi türündeki batılı tiyatroları geleneksel halk tiyatrolarımızın özellikleri ile harmanlıyor, adapte oyunlar haline getiriyordu. Hatta bu tip oyunlara kantocular da eklenmiş geleneksel ortaoyunu tiyatromuz melez bir hale gelmişti.
Tuluatta, oyuncuları önceden hazırlanmış metinlere sıkı sıkıya bağlı kalmıyorlar, doğaçlama sözlere de yer veriyorlardı. [5]
Oyunlar zurnanın yerine keman taksimiyle başlıyor, ardından perde açılıyor, oyuncular sahneye çıkıyordu. Bir komedya oynandıktan sonra bir kanto söylenir. Kanto da bitiverince tuluat oyunu sergileniyor, oyun sonunda kötüler cezasını buluyordu. Bu topluluklar geziciydi ve çeşitli yerlere giderek bahçelerde parklarda ve salonlarda temsiller vermişlerdi.
Kavuklu Hamdi, Abdürrezzak, Hasan ve Nâşit gibi sanatçıların popüler olduğu tulûat tiyatrosu kültürsüz, zayıf karakterli, basit ve kaba sözlerle seyirci karşısına çıkan oyuncu ve kantocuların devrin ileri gelenlerinin himayesine sığınıp, onların keyfi için oynamaları ve gençlere kötü örnek olmaları sonrasında önemini yitirmiştir. [6]
İLGİLİ LİNKLERİMİZ
Meddah Nedir Meddah Oyunu ve Tüm Özellikleri
Köy Seyirlik Oyunları ve Özellikleri
Köy Seyirlik Oyunları ve Özellikleri
Ortaoyunu Tüm Yönleri ve Özellikleri
Hacivat Ve Karagöz Mübarek Ramazan
Hacivat Ve Karagöz Kurban Bayramı
Hacivat Ve Karagöz - İşrak Gibi Aydınlanma.
Hacivat Ve Karagöz Ramazan Geliyor.Hacivat Ve Karagöz
KAYNAKÇA
[1] https://www.lugatim.com/s/tuluat
[2] Hilal Karavar, BATILILAŞMA ETKİSİNDEKİ HALK TİYATROSU “TULUAT”, Milli Folklor Dergisi , Yıl 2022, Cilt: 17 Sayı: 134, 119 - 130,
[3] Karavar, H. (2022). Batılılaşma Etkisindeki Halk Tiyatrosu “Tuluat”. Milli Folklor, 17(134), 119-130.
[4] Metin And. (2004). Başlangıcından 1983’e: Türk tiyatro tarihi. İletişim Yayınları.
[5] https://ekitap.ktb.gov.tr/TR-80226/tuluat-tiyatrosu.html
[6] https://ekitap.ktb.gov.tr/TR-80226/tuluat-tiyatrosu.html