04.04.2025
Uzun Etek Üçetek Bindallı
Kadınların Çok eskiden beri uzun etekli elbiseler giydiği, kadın kaftanlarının ve elbiselerinin topuklara kadar uzandığı bilinmektedir.
Eski devirlerde pahalı kumaşlardan yapılan kadın kaftanlarının pahalıya mal olması nedeniyle bir çeşit statü ve zenginlik göstergesi de olduğu anlaşılır. Atlas, zerbaf, diba, seraser ve kemha gibi altın, sırma işlemeli ipekli kumaşların çok pahalı olması nedeni ile uzun etekli kaftanların çok pahalıya mal olmasına neden oluyordu. ( Geniş bilgi için Bkz. "Türk Kumaşları ve Alfabetik Adları " Fikri Salman l)
“ Uzun etekli kaftanlar ve şalvarlar en az beş metrelik kumaşlardan yapılırdı” Üç etek veya bindallı “Genç kızların veya kadınların eskiden gündelik yaşmada günümüzde de düğün kına geceleri veya benzeri özel günlerde giydikleri, metal tellerle kadife, cuha, atlas kumaş üzerine çeşitli desenlerin işlenmesiyle elde edilmiş, uzun kollu, kenarları yırtmaçlı, ayak bileklerine kadar uzanan geleneksel giysi türüdür..” [1] Günümüzde uzun entari bindallı veya üçetek denilen “düğün ve nişan törenlerinde giyilmeye devam eden bu elbiseler uzun bir cepkeni andıran üç parçadan oluşur. İçine yörelere göre farklılık gösteren göynekler giyilir. Eteğin öndeki kısımları bele bağlanır.” Gelinlerin ve kadınların uzun elbiseler giymesinin temel nedenlerinden biri de iffetin ve masumiyetin sembolü olmasıydı.
Eteğe Yapışmak Etek Çekmek
Eski devirlerde sultanların eteklerini öpmek âdet olduğu gibi beylerin paşaların, amirlerin ayaklarına kapanmak, eteğine yapışarak yalvarmak, ritüelleri de vardı. Eteğe yapışmak, af dilemek, talep edilen şeyi almak için yalvarmak amaçlıydı. Eteğin çekilmesi ise talebin reddedilmesi anlamına geliyordu. Eski dilde “ damen “ etek manasına gelirdi. Damen çekmek ise etek çekmek demekti. ( bkz Eski Edebiyatta Giysiler Came Damen Pirahen )
Sevgilinin eteğine yapışarak yalvarmak ilanı aşk etmek veya af dilemek de bu geleneğin bir parçası olmaktaydı. Sevgili aşığı reddeder ve eteğini çekerse dilekler reddedilmiş; aşığın elleri de şikâyet dile getiren dualar etmiş gibi göğe açılmış oluyordu.
Dileğin, talebin, yalvarışların reddedilmesi anlamına gelen “ eteğini çekmek “ tabiri divan şiirinde karşımıza çıkan bir tabir olmaktadır. Şair için sevgilinin eteğine yapışabilmek, sevgilin eteğine yapışarak yerlerde sürünebilmek bile çok kıymetli bir lütuf olmaktadır. Divan şairleri için eteğin açılması veya dâmenin ele geçmesi neredeyse imkansızdır.
Ruhsat bulunur dâmen-i cânân ele girmez
Cânân bulunur gûşe-i imkân ele girmez Haşmet
Çekme dâmen nâz ile üftadelerden vehm kıl
Göklere açılmasın eller ki dâmendedir. Fuzuli
Meryem-âsâ karalar giymiş salınır nâz ile
Yerde sürür dâmenin zülf-ü perişânın senin Necati
Yüz sürmek umar pâyine üftâdeler amma
Nevbet mi değer kimseye dâmenin ucundan Baki
Geçmez ele kolaylık ile dâmenüñ senüñ
Virse yakayı bâri ele gerdenüñ senüñ Tokatlı Kânî
Ben kimseye açılmaz idim dâmenin olsam
Kim görür idi sîneni pîrâhenin olsam Nedim
Iydıyye "Der-Teşekkür-i Dâmen-bûs-ı Hazret-i Sultân Ahmed Be-Emr-i Hümâyûn"
Bahâr açdı cihât-ı sitt-i sad-dâmen çiçek geldi
Bunca dem sarkardı bûs-ı dâmen-i cânâna zülf
Çü serv âzâdegânda fikr-i çâk-i dâmen olmazmış
Alınmaz çün ‘adûdan dâmen-i dil-berden el
KAYNAKÇA
[1] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/bindalli-geleneksel-elbise/112191
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın