profile-img

Ahmed-i Dai

Sehi Bey, Heşt Behişt adlı tezkiresinde onun için; “Ehl-i ilimden, her fenden haberdar, kadılık yapmış bir kişidir.” diye bahsetmektedir. Türkçe’nin sanat dili olarak gelişmesine hizmet etti. Eserlerinin bir kısmı manzum, bir kısmı mensurdur. Özellikle, İran şiirini örnek alan divan şiiri geleneğinin kurucularındandır. Yard. Doç. Dr, Abdurrahman Özkan, A. Dai’nin edebi yönü hakkında : “Dâî Türkçeyi başarı ile kullanmış, Türkçenin kaba ve ifadeye elverişsiz olduğunu söyleyenlere karşılık, meydana getirdiği pek çok eserle onun Arapça ve Farsça karşısındaki ifade kabiliyetini ispat etmiş ve Türkçe’nin bir edebiyat ve ilim dili olarak gelişmesinde büyük rol oynamıştır.”[13] Dâî’nin Tercüme-i Tefsîr-i Ebü’l-Leysi’s-Semerkandî isimli eseri, “Anadolu’da Türkçeye tercüme edilen ilk Kur’an tefsiri tercümesi olarak kabul edilmektedir. Emir Süleyman adına Timurtaş Paşaoğlu Umur Bey’in emir ve teşvikleriyle hazırlanmıştır. Dâî bu eserinde sadece tercüme ile yetinmemiş, yer yer kendisinden de bazı açıklamalar eklemiştir. Bu eserin giriş kısmı olan mukaddime kısmı manzumdur ve olan tamamen Ahmed-i Dai’nin eseridir. Bu kısımda tevhid ve na’t bölümlerinden sonra eserin telif sebebi anlatılmaktadır. [14] Ahmed-i Dâî dinî ve edebî eserlerin yanı sıra birkaç önemli ilmî eseri de Türkçeye tercüme etmiştir. Bunlardan birisi, Nasîrüddin-i Tûsînin (1201–1274) astronomi ve astroloji hakkında kısa ve özlü bilgiler veren ve Risale-i Sî Fasıl (Otuz Bölümlük Risale) adıyla meşhur olan el-Muhtasar fî İlmit-Tencîm ve Marifetit-Takvîm (Astronomi ve Takvim Bilgisi Hakkında Özet Kitap) adlı eseridir. Farsçadan tercüme edilen bu eserde, ebced rakamları (yani harf rakamları), Hicrî, Rumî, İranî ve Celâlî takvimleri, gezegenler, burçlar ve saat türleri gibi astronomi konularıyla bazı astroloji konularının oldukça yalın bir Türkçe ile aktarıldığı görülmektedir.( Gü.....................

Eserler