Garip Şiiri ve Garip Şiiri Hareketi

06.03.2016

Garip Şiiri ve Garip Şiiri Hareketi

 

 

Garipçiler

Garipçiler,  Orhan Veli  , Melih Cevdet Anday,  Oktay Rıfat , tarafından 1940 yılında bir şiir topluluğudur.  Topluluğun sanat anlayışı diğer şairler tarafından da kabul görmesi ile edebiyatımızda Garip Şiir Hareketi meydana gelmiştir.

Orhan Veli    ( 1914- 1950) , Oktay Rıfat , (1914- 1988 ) ve Melih Cevdet Anday,  ,'ın ( 1915)  üyeleri olduğu   Garip şiiri topluluğudur.

Aynı zamanda yakın arkadaş olan bu üç şair  1935 yılından sonra  Varlık Dergisinde yazmaya   başladıkları kendi sanat anlayışlarına ve görüşlerine   uygun  serbest şiirlerini  Garip adını verdikleri  bir kitapta toplamışlar, bu kitaba da bir önsöz yazmışlardır ( Garip Önsözü) . Basılan bu kitabın adı garip olduğu için kendilerine Garipçiler denmiş, yarattıkları şiir hareketine ise Serbest Şiir, I.  Yeni gibi adlar da verilmiştir.

Serbest Şiir tarzını esasında ilk kullanan şair ı Nazım Hikmetti. Nazım Hikmet , 1920 den beri serbest şiir tazına uygun  ölçüsüz, belli bir kafiye düzeni olmayan  şiirler yazıyordu. Daha önceki yıllarda yıllarda Ercüment Behzat Lav, Asaf Halet Çelebi ‘de  bu tarz şiirler yazmıştı. 1936 yılında Orhan Veli, Varlık Dergisinde Mehmet Ali Sel takma adı ile serbest şiirler yazıyor,  Ankara Lisesinden okul ve çocukluk  arkadaşları olan  Melih Cevdet ve Oktay Rıfat ile Ankara da tekrar bir araya gelmişlerdi.  Bu üç arkadaş Ankara’da iken serbest şiir kuramını oluşturmaya başlamışlardı.  Orhan Veli’nin bu tarzdaki ilk şiir olan  Düşüncelerimin  Başucunda adlı şiir varlık dergisinde NahiD Sırrı Örik  ’in desteği ile yayımlandı. Oktay Rıfat’ın yazdığı ilk şiir ise “Saksılar” [1] adlı şiirdi.  Bu üç arkadaş 1938 yılından itibaren  yeni bir şiir hareketi başlatmak ve Serbest şiirinin manifestosunu ortaya koymaya karar vermişlerdi.

Bu üç arkadaş  şakalaşmalarla başlayan “şakalarla karışık “  şiirlerini 1941 yılı Mayıs ayında Garip adlı kitapta topladı. Garip  adını verdikleri bu şiir kitabına  Orhan Veli’nin yazdığı Garip Önsözünü de ilave edilmişti.  “Garip Beyananmesi” [2] adı verilen   bu beyanname de ise şiir görüşlerini ortaya koymuşlardı. ( bkz Garip Önsözü Orhan Veli Kanık )

Garip  kitabının üzerinde “ Bu kitap  sizi alışılmış şeylerden şüpheye davet edecektir”  ibaresi taşıyan bir kuşak ile satışa çıkmıştı.  Kitabın ilk bölümünde 16 şiir ile Melih Cevdet, İkinci bölümünde  21 şiiri ile Oktay Rıfat üçüncü bölümünde ise 25 şiiri ile Orhan Veli şiirleri bulunuyordu.[3]

Bu kitap ile Serbest Şiir  anlayışları ile şiir ve sanat anlayışları kamuoyuna takdim edilmiş oldu. Bu şiirler Türk şiirinin   o güne kadarki tüm geleneksel kalıplarından  biçimlerinden, söz sanatları şairanelik, ölçü, kafiye ve alışılmış benzetmelerinden vb tamamen kopmuş şiirlerdi.  Duygusallığa karşı çıkan, söyleyiş güzelliğini esas alan ölçüsüz, kafiyesiz, olan nazım şekillerine ve nazım birimlerine aldırmayan, basmakalıp söyleyişler olarak gördükleri kalıp benzetmelere, deyimlere vb yer vermeyen, basit konular, basit duygular, basit, kişilerin gündelik hayatlarını anlatan   vb şiirlerdi.  Üç arkadaşın şakalaşmaları ile başlayan bu şiir düşüncesi, belki de bu nedenle  Alaycı ve nükteciydi. Şiirler ilginç bir nükte ile bitiyordu.  Aydınları bırakıp halka yönelen basite ve kolaya değer veren, şiirde, ölçü, kafiye, söz sanatları, anlam oyunları,  şairanelik, duygusallık  gibi şeylere karşı çıkan bu şiirler kendilerinin de ummadığı bir ilgiyle karşılaştı.

Şairaneliğe kaçmayan mecazlara değer vermeyen, soyut temalar yerine ekmek derdi, günlük sıkıntılar,  gündelik basit, sıradan neşelenmelere  vb yer veren bu şiirleri “ Konunun bayağısı yoktur, ancak işleyişte bayağılık vardır.” diye düşünerek yazdılar. Evrendeki her şeyin şiirin konusu olabileceği düşüncesi ile nasır,  cımbız,  ayna, kahvehane, kabristan,  yaşama sevinci,  yalnız ağaç, çocukluğa dönüş, ölüm, insan sevgisi, aşk, sandal, gibi basit, sıradan  ve bayağı olan konulara da değindiler.

Buna mukabil, özellikle Atilla İlhan ve Maviciler Topluluğu sFormun Üstü

Formun Üstü

 

 

 

aldırılarına da maruz kaldılar. Şiiri duygu, imge, şairenelik, estetik ve  sanattan koparmakla,  şiiri baygılaştırmak,  ahenksizleştirmek,  geleneklerden koparmakla itham edildiler. Kimi zaman  şiir bile yazmamakla suçlanıp alaya da  alındılar.

Topluluk ikinci kitabını 1945 yılında çıkardı. Fakat bu Kitapta sadece Orhan Veli’nin şiirleri vardı. Bu bile topluluğun artık dağıldığını gösteriyordu. Hatta Orhan Veli, Garip  kitabının ikinci baskısına yeni bir manisfesto daha ilave etmek zorunda kalmış,  eleştiriler doğrultusunda  ahenge, duyguya, şairaneliğe ve deyimlere değer veren bir çizgiye doğru yönelmişti.

Hatta 1946’dan sonra kendileri de kafiyeli şiirler yazmaya, benzetme, mecaz ve istiarelerden faydalanmaya, şairaneliğe ve duyguya da meyletmeye başlamışlardı.  Hatta topluluk kısa  bir süre sonra da kendiliğinden dağıldı.

Topluluk dağılmış olsa bile   Garipçilerin ortaya koydukları bu şiir anlayışı, bir takım genç taklitçileri ile  bir hayli  yaygınlaştı ve edebiyatımıza serbest şiir anlayışını yerleştirmiş oldu.   1950 de orhan Veli’nin ölümü sonrasında Melih Cevdet ve Oktay Rıfat başka şiir anlayışlarına da meyletmişlerdi. Garipçiler kısa sürede dağılsa bile bu şiir anlayışı  dalga etkisi yaratarak Maviciler ve II. Yeni şiirinin de ortaya çıkmasına zemin hazırladı.

 

İLGİLİ BAŞLIKLARIMIZ VE LİNKLERİ

 

KAYNAKÇA


[1] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/oktay-rifat-hayati-ve-edebi-kisiligi/76070

[2] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/garip-onsozu-orhan-veli-kanik/114289

[3] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/serbest-siir-i-yeni-garip-siiri-ozellikleri/73925

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar