Gûş Nedir
Osmanlıca yazılışı; gûş : گوش
Gûş, Farsça kökenli kelime anlamı olarak kulak, işitme, dinleme anlamlarına gelir. Türkçedeki karşılığı kulak olduğu için işitmek eylemi, kulak çekmek, kulak kesilmek, küpe takmak gibi deyimler ile birlikte de kullanılır.
gûş-i cân : can kulağı.
gûş etmek : dinlemek, işitmek
gûş-i hûş : (akıl kulağı) : dikkatle dinleme.
Gûş eylesin sergüzeştim yarenler
İptida derdimi söyleyim baştan
Dünyaya geleli bir dem gülmedim
Bir lahza dinmedi gözlerim yaştan Sivaslı Aşık Minhaci
İşitme her sözü ol gûş u sağır
Beladan sakınmak noksanlık mıdır?
İmkânsız bir işe bağır ha bağır
Barbarlık eylemek insanlık mıdır? Erzurumlu Aşık Sümmani
Divan şiirinde Gûş kelimesi gerçek anlamı ile kullanılmadığı durumlarda mecazi olarak işitmek şekil yönlerinden de, güle, istiridye veya deniz kulağı da denilen midye kabuğuna benzetilen bir organdır.
Gul hasretinle yollara dutsun kulağını
Nergis gibi kıyamete dek ceksin intizar Necâtî
Kulak Çekmek– Küpe Takmak Sevgiliye Köle Olmak )
Kulak kelimesi kulak burmak kulağını çekmek deyimleri ile de karşımıza çıkar. Çalgı aletlerini veya tamburu akort etmek ile kulak arasında da ilgi kurulur. Felek uyarmak, haddini bildirmek amacıyla aşığın kulağını çeker. Aşığın kulağını çeken diğer bir unsur ise sevgilidir.
Kaşuñ añılsa gurre-i garrâ kulak çeker
Hakkâ budur ki hüsnüñe dünyâ kulak çeker
Senin kaşın anılsa parlak ay kulak çeker; doğrusu budur ki dünya senin güzelliğine kulak çeker[1]
Âşığın kulağının sedefe veya denizkulağı da denilen istiridye kabuğuna benzetilmesi hem şekil itibari ile hem de mecazen yapılır. “ Çünkü onun gözyaşları deniz, sözü de gevherdir.”[2]
Hayâlî âh-ı bülbülden hazer eylerdi ol gonca
Dür-i gûşı gibi geh geh kulağın çekse lalası Hayalî
Bülbülün âhından hazer eyleyen goncanın kulağına taktığı inci gibi, lalası zaman zaman onun kulağını çekse”[3]
Kulak bir işitme organı olduğundan verilen tembihlerin kulağa küpe gibi takılması konusu da gündeme gelir. Ayrıca eski devrilerde satın alınmış kölelerin kulaklarına küpe takıldığı, kulağa takılan halka şeklindeki bu küpelerin o insanın köle olduğunu belli ettiği bilinmektedir. Bu nedenle kulağa küpe takılması deyiminden ve telmihinden hareketle âşık sevgilisinin sözlerini kulağına küpe gibi takıp gezen bir köle, bir bende veya gulam gibi düşünülür.
Taktı hilal halkasını gûş- ı hizmete
Oldu sipihr bende –i fermân- pezîr ana Baki
Halka Beğüş Sevgilinin Kölesi terkipleri gerçek anlamlarından ziyade, sevgiliye bende olmak, sevgilinin kapısına bağlanmak anlamlarında kullanılmıştır.[4] Felek ile kulak ilişkisinde felek, aşığın ve şairin sözlerini saklayan, kulağına küpe eden daha sonraki zamanlara aktaran bir varlıktır.
Mâh-ı ‘alem ki menzili evc-i hevâdadur
Reftâra gelse ol kad-i bâlâ kulak çeker
O uzun boylu sevgili yürüyüşe gelse menzili heva burcunda olan hilale benzeyen âlem kulak çeker.
Sahile vuran deniz kabukları ve midyeler şeklen nasıl kulağa benziyor ve midyeler sahilde denizi ve dalgaları dinliyorsa, menekşe de yeri dinleyen bir kulağa benzetilir. Yani mideye denizin menekşe de yerin kulağıdır. Menekşe çemende yerin kulağıdır.
Guş-ı benefşeden sakın ey andelib-i mest
Gul husn-i razın açma ki yerin kulağı var Ahmed Paşa
“Kulak bazen bir kuyuya, bazen da bir kadehe de benzetilir.”[5] Kuyuya benzetilmesinin nedeni seslerin kuyu içinde yankılanması, derdini kuyuya anlatan dertli hikâyeleri nedeni ile de olabilir. Örneğin “Midas’ın Eşekkulakları “ öyküsü gibi
Rakibin kulağı ise hiç bir işe yaramaz it kulağıdır. Süreyya takımyıldızı güneş tarafından ayın kulağına takılmış bir küpedir. Kulak memesi küpe takmak dolayısıyla ele alınır
Meclisinde oldu başdan ayağa peymane guş
Akil oldur duta pend-i sohbet-i pırane guş
Anda mahzun ola gelmişdir meani Yusuf u
Vechi var teşbih olunursa ceh-i Ken'aıı'a guş Celâlî
Zemîne na’lçeñ resmi şu deñlü zîb ü fer virdi
Felekde mâh-ı nev ey şâhid-i zîbâ kulak çekdi Nevî
Gönül her ne zaman sinesinde o güneşe benzeyen sevgilinin gamını çekse hilal şeklindeki ay göklerde kulağın çeker.
Kul Köle Nedir Şiirlerde Bende Köle Gulam
Korsan Gemi Esir Bende Köle Gulam
Halka Halka kurmak ve Dilber Küpesi
Balığa Halka Takmak Deniz Kulağı Sedef
Kulak Delmek Kulağa Küpe Halka Begüş Mengüş
Enemek Ceb Etmek Hadım İgdiş Tavaşi
KAYNAKÇA
[1] Yaşar AYDEMİR, TURKEYDİVAN ŞİİRİNDE KULAK ÇEKMEYE DAİR Turkish Studies-International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or TurkicVolume 7/1Winter2012, p.3-17,
[2] İskender Pala , Ansiklopedik Divan Şiirii Sözlüğü , shf. 182
[3] Yaşar AYDEMİR, TURKEYDİVAN ŞİİRİNDE KULAK ÇEKMEYE DAİR Turkish Studies-International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or TurkicVolume 7/1Winter2012, p.3-17,
[4] Şahamettin Kuzucular, https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/halka-begus-sevgilinin-kolesi/106702
[5] İskender Pala , Ansiklopedik Divan Şiirii Sözlüğü , shf. 182