Haydar Haydar-ı Kerrar
Haydar : حيدود
Kerrâr : كرار
Haydar, Hz Ali’nin diğer adı olduğu gibi Arapça da, sözlük anlamı ile yiğit, cesur adam anlamlarına gelir. Kerrar ise, döne döne saldıran manasındadır. Kerrar sözcüğü Arapçadaki mükerrer, tekrar, karar, sözcükleri ile birlikte “ krr “ kökünden gelmektedir. Kerrar aynı zamanda Hz Ali’nin de lakabı olmaktadır.
Haydar-ı Kerar’ın sözlüklerdeki anlamı : Hz Ali, Hz. Ali. Kahramanca döne döne düşmana saldıran şeklindedir.
Haydar veya, Haydar-ı Kerar tabiri Hz Ali için kullanılan sıfatlardan biridir. Hz Ali için: Ebu Turap, Murtaza, Ebu Hasan, Aliyül Haydar, Keremullahu Veche , Esedullah ( Allah’ın Aslanı) Emîru'l-Mü'minin, Şah- ı-Merdan, Şir-i Yezdan, Esedullah-ül Galip , Ali-yel Murtaza gibi diğer pek çok başka sıfatlar da kullanılmıştır.
Şâh-ı merdan şîr-i Yezdan Murtazâ hakkı için
Şol yüzünde berk uran nûr-ı Hudâ hakkı için Seyyid Nizamoğlu
Haydar kelimesi, Arapça ’da ” erkek” aslana verilen isimdir. Bu anlamın veriliş sebebi ise, aslanın ensesinin kalınlığı ve pençelerinin güçlü oluşudur. [1] Hz. Ali’ye bu lakap, Hayber savaşında gösterdiği kahramanlıktan dolayı verilmiş olan bir lakaptır.
Kerar sözcüğü ise Arapça ‘da döne döne savaşan, defalarca saldıran manasına gelir.
Haydar-ı Kerrar sıfatı da dolaylı olarak Hz Ali’ye, Hz Muhammet tarafından verilmiş bir sıfattır. Rivayetlere göre Hz Muhammet Hayber Kalesinin fethinin son gününde beyaz sancağı Hz Ali’ye vermiş ona bir zırh giydirmiş ve “"Allah, sana fetih nasip edinceye kadar çarpış. Sakın arkana dönme." Diye buyurmuştur. Hz Ali bu sözün üzerine Hayber Kalesinin fethini sağlamıştır. Daha önce sancağı alarak kaleyi fethe giden ve feth edemeden geri dönenler olduğu için bu fetihten sonra Hz Ali’ye “ Haydar-ı Kerrar gayr-ı ferrar" denmiştir.
Olursa kal‘a-i Hayber hicâb-ı gaflet eğer
Eder şikeste anı pençesiyle Haydar-ı aşk (Osman Şems Efendi)
Bu tabir daima düşmanın üzerine giden; asla geri dönmeyen ve kaçmayan manasına gelir. Çünkü “ Hz. Ali’nin düşman askerlerinin arasına tıpkı ceylan sürüsüne dalan bir aslan gibi tek başına daldığı ve onun gibi döne döne saldırdığı bilinmektedir “
Haydar ve Haydar-ı Kerar divan şairlerimizin Hz Ali’yi kast ederek kullanmayı çok sevdikleri tabirlerden biridir.
Eyledim niyyet salât-ı aşk-ı Haydar kılmağa
Bu namâzı tâ ebed kılmak durur niyyet bana Kemâlî Efendi
Emîrü’l-mü’minîn Haydar Aliyyi’bni Ebî Tâlib
Ki Cibrîl-i emîndir halvet-i vahdette derbân Fuzuli
Habîbin yâri kim Haydar Alîdir
Cemâlinde kemâlin müncelîdir Osman Şems Efendi
Melâhat tahtına şeh kişver-i hüsn içre Haydardur
Ki ‘ışkı Zü’l-fekârıyla göŋül mülki musahhardur. Bursalı Rahmi
N’ola can versen ona bir demde bin can sayd eder
Gamzesinin zülfikār-ı canşikârı Haydar’ın” Zâtî
Haydar-ı Kerrâr’ıyım meydân-ı nazmın Bâkiyâ
Nevk-i hâme zülfikār u tab‘ı düldüldür bana” Bâkî
Gâh açar ihsân elini Haydar-ı Kerrârveş
Gâh açar rûz-i gazâ kudret elinde zülfikār Taşlıcalı Yahyâ.
Şimdi bu meydân içinde himmet-i Kerrâr-ı aşk
Şîr-i merdân-ı zaferdâr-ı vegā kılmış beni Osman Şems Efendi
Tekke ve Tasavvuf şiirinde de Haydar ve Haydar-ı Kerrar tabirine çok sık rastlanır.
Hak Muhammet Ali Haydar
Kılavuzdur çekip gider
Vilayet madeni cebbar
Dost zülfüne takıp gider Pir Sultan Abdal
Kandilden içeri bir nihan iken
İşte ben o zaman Haydar'ı gördüm
Cihan derya iken gök derya iken
İşte ben o zaman Haydar'ı gördüm Tercanlı Âşık Daimi
Kırkların ceminde
Haydar Haydar Haydar Haydar
Haydar Haydar Haydar Haydar
Haydar dost dara düş oldum Ali Ekber Çiçek
Hz. Hüseyin Kimdir Edebiyatta Hz. Hasan ve Hüseyin
Kerbelâ Vakası Şiirlerde Kerbelâ
Ali Mazmunu ve Şiirimizde Hz. Ali
Yemame Savaşı Hz Ali ve Yemame Cengi Destanı
Pençe-i Al-i Aba Nedir Hamse-i Ali Aba Ali Âba Ehl-i Kısa
GazavatıAli Memleketi Sind Destanı Hakkında Özeti
Gazavatı Bahri Umman ve Sandık ile Hatırlattığı Mitolojik Öğeler
Gazavatı Bahri Umman ve Sandık Destanı Özeti
Gazavat- ı Ali Merhur Şahın Müslüman Olması Destanı
KAYNAKÇA
[1] D.İ.A., “Haydar”, DİA., İstanbul 1998, XVII, 24