28.04.2017
Resim Alıntı : TDİA Câvidânnâme’ iki sayfa (Millet Ktp., Ali Emîrî Efendi, Far., nr. 1046, vr. 1b, 189b)
Hurufilik
Osmanlıca yazılışı; hurûfî : حروفی
Osmanlıca yazılışı hurûf : حروف
Huruf Hurufi Hurufilik Nedir ve Kelime Kökenleri
Sözlük anlamları ile hurufi: hurûf bilgisi ile ilgili olan manasındadır. Huruf ise Arapça kökenli bir kelimedir ve harf kelimesinin çoğulu yani harfler anlamındadır. Hurufi ise hurûf bilgisi ile ilgili olan anlamına gelir. Hurufilik ise ilm-i hurûfa, harflerden mânâ çıkarıp yorumlama bilgisine inanan Allah’ın kelâm suretinde tecelli ettiğini ve harflerle belirtildiğini düşünen bir tarikattır.
hurûf-i imlâ : a, e, ı, i, o, ö, u, ü sesli harfleri.
hurûf-i kameriyye : kendinden önceki el harfi ile okunan harfler : e, b, c, g, h, f, k, m, v, y : el-kamer.. gibi.
hurûf-i semsiye : kendinden önce gelen el harfi tarifi I ile okunmıyan harfler : d, n, r, s, ş, t. z.
İlm-i hurûf : harflerden mânâ çıkarıp yorumlama bilgisi. Allah'ın kelâm suretinde tecellisine ve harflerle belirtilmesine inanan.
Hurufilik ve Hurufiler
“Tanrılık, ezelde görünmez bir kuvvet idi. Önce harfler, sonra peygamberler şeklinde göründü. Melekler bunun için Adem’e secde etti. Dört kitabın mânâsını Câvidan’da bildirdi” Fazlullah Estarabadi , İlm-i Cavidan
Hurufilik, Türkçe`de “harfler” anlamına gelen Huruf kelimesinden türemiş bir inanç sisteminin adıdır. Hurûf, harf kelimesinin çoğuludur. Harf ise alfabeyi teşkil eden işaretlerin her birisidir.
Hurufi ise:" İlm-i hurûf; ilmine inanan, harflerin sırları olduğuna itikat eden kimse demektir. Hurufilik ise; kutsal kitapların, harfleri ve kelime sayıları, sıraları ve dizilime şekillerinde şifreler bulunduğunu iddia eden, harflerin ebced hesabına göre metinlerde anlatılan anlamlarından daha farklı telmihler, imalar, işaretler olduğuna inanan, böylece kutsal kitaplarda anlatılanlardan daha farklı anladıkları ikincil anlamlar üzerinden, yeni anlayışlar türeten bir çeşit Bâtıni inanç sistemidir.
Harflerin gizli manaları ve sırları olduğuna inanarak, harfleri rakamlarla açıklayarak "Ebced" kelimelerini sihir ve büyüde kullanılmasına da " havas" denmiştir. “Meselâ, efsûn ve muskalarda, harfler sayı değerlerine göre toplanır ve bu toplamın cinler âlemi ile münasebeti olduğu kabul edilir .”[1]
Bu batını tarikat veya Batıni inanç sisteminin bir benzeri, tarihte Yahudi Kabbalistler tarafından ortaya atılmıştır. Horasan'ın Esterâbâd şehrinde doğan Fazlullah Estarabadi (öl. 1393) tarafindan sistemlestirilmis bu düşünce, iran’dan ziyade Anadolu’da hızla taraftar bulmuş, İmameddin Nesimi gibi savunucuları sayesinde daha çok Anadolu'da yaygınlaşarak Bektaşîlik ile karışmış bir inanç sistemi olmuştur.
Fazlullah Esterabâdî (Nâimî) (1339?-1394) " Hamdan" adındaki bir Kurmutînin dervişi iken, Hallâc-ı Mansûr ve İbni Arabi gibi alimlerin düşüncelerinden etkilenerek hurufilik inancının temellerini ortaya atmış, "Cavidan el-Kebir" adlı eserinde bu düşüncelerini yazmıştır. Bu eseri ve kazandığı şöhret ile Celayirîler hanedanından iltifatlar gören Fazlullah Esterabâdî Timur’un oğlu Miranşah tarafından, “dini görüşleri yani akîdesi Şeriata muhâlif “ olduğu tespit edildiğinden ve siyasi bir tehlike olarak görülüp, 1394 te Nahcivan- Şirvân’da idam edilmiştir.
Fazlullah Esterabâdî “ Allah'a ait sırların harf ve sayılarda gizlendiğini" kabul ederek bu manaları çözmeğe çalışmış; “ gelecekteki hadiseleri önceden keşf için faydalanılan Ulûm-i garibe ve Ulûm-i harfiye yanında ilm-i hurûf'un esaslarını ortaya atmıştır. “[2] Fazlullâh'a göre, “Allah gizli bir hazine (kenz-i mahfî) olup; her şeyin hakikati, mevcudiyeti ve ruhu ise seslerdir “.[3] “ Sesin (savt) kemâli kelâm, yani sözdür. Kelâm ise ancak insanlarda zuhûr eder ve kendisini sesle gösterir. Kelâm bir takım unsurlar halinde bazı şekiller alır. Bu unsurlar Arap ve Fars Alfabelerinin yirmi sekiz ve otuz iki harfidir.”[4]
Batınî bir mezheb olan Hurufilik, Şii inançlarındaki on iki imama isnâd edilerek, " Kızılbaşlık" şeklinde bir bünyeye kavuşmuştur.[5] Hurufîlik, Hulûl Devr ve Tenasüh inançlarını temel alan bir itikattır. Hurufiler, Kuran’daki harfler, kelimler ve ayetlerden kendi geliştirdikleri anlayış ve ebcet hesabına göre çıkardıkları manalardan hareketle Fazlullah`ın, Hz Muhammet’ten daha kutsal bir kişi olduğu anlamını çıkarmışlar, hatta Allah’ın Fazlullah Esterabâdî ‘nn bedeninde zuhur ettiği inancına inanmaya kadar ulaşmışlardır.
Örneğin evrenin sırlarının giderek artan bir sayıda peygamberlere ifşa edildiğine inanmışlar, “Adem’e 9, İbrahim’e 14, Musa’ya 22, İsa’ya 24, Muhammed’e 28 ve son peygamber olan Fazlullah’a 32 harf malum olmuştur.”[6] Bu hesaba göre Fazlullah, son peygamber olduğunu iddia ederek “kendinden önceki peygamberlerin bildikleri herşeyin anlamını çözecek anahtara sahip bulunduğunu idda etmiştir.” [7]
Hurufiler, Tanrı’nın peygamberlerin bedenlerinde hayata geldiğini, en son olarak da yedinci Şiî imamı Musa el-Kâzım'ın soyundan gelen Fadl’ûl-Lâh Ester-Âbâdî'nin bedeninde vücut bulduğuna inanmışlardır. Hurufilere göre her peygamber bir önceki peygamberin sırlarıni çözmüş, en son peygamber Hz Muhammed de kendinden önceki tüm peygamberlerin sırlarının anlamını çözmüştür.
Evrendeki zamanların, Peygamberler, İmamlar ve Tanrının devirleri gibi üç temel devreye ayrıldığına inanan Hurufiler son peygamber Hz Muhammed ile peygamberler devrinin bitip, Hz Ali ile İmamlar devresinin başladığına inanmışlar, on birinci İmâm Hasan el-Askerî ile İmamlık dönemini bitirerek, Fadl’ûl-Lâh ile tanrılık döneminin başladığına inanmışlardır. Kutsal kitapları kendi ebced hesaplarındaki manalara göre yorumlayarak tüm peygamberlerin ve imamların Fazlullah Esterabâdî’yi ima ve işaret ettiğini savunarak Fadl’ûl-Lâh’ı " insan bedenine girmiş tanrı" olarak ilan etmişlerdir. Peygamberler, İmamlar ve kutsal kitaplaın hepsi Mehdinin geleceğine inanmışlar ve söylemişlerdir. Bu mehdi ise Fadl’ûl-Lâh” tır. Hurufiler, Kur'andaki “Fadl’ûl-Lâh” ve “Fazıl” kelimelerinin hepsinin Mehdi olan Fadl’ûl-Lâh Yezdânî’ye delâlet ettiğine inanmışlardır
Hurûfî inancına göre Tanrı, kelâm şeklindeki harflerle tecelli etmiştir. Bu tarikat 4, 7, 14, 28 ve 32 rakamlarına çok önem vermiş, Kur'an'ı ve hadisleri 28 ve 32 harf sistemiyle izah etmeye çalışmışlardır. Sözün aslının otuz iki harften meydana geldiğini savunan Hurufiler, Hz. Âdem’in bunu Hak’tan öğrendiğini, insanın yüzündeki yirmi sekiz hattın Kur’an’ın harfleri olduğunu kabul etmişlerdir. [8]
Hurufilerdeki kutsal 28 harf Nübüvvet’i ifade eder. Böylece Hurufiler 28 peygamberin geldiğine inanırlar. “Hurûfîler” bu yirmi sekiz Arab harfine “Kelime-i Muhammedî” adını vermişlerdir. Harflerin de aslı da dört tanedir ve ( Arapçadaki noktalı harfler P.Ç.J.G ) her isim bu dört harften çıkmıştır. Bu harflerin on iki noktası on iki imamdır.
Nübüvvet adını verdikleri bu 28 harfe “ f “g”, “j”, “ç”, “p” harflerini ilave ederek 32 ye çıkaran Hurufiler otuz iki harfe ise “Kelime-i Âdemîyye” adını vermişlerdir. Çünkü 28 sayısı peygamberleri diğer dört harf ise insanların isimlerinin de başında olan ve diğer tüm harflerin aslı olan harflerdir.
Hurufilik inancındaki rakamların yorumlanmasına göre 4 rakamı: ateş- hava-su-toprak dört temel maddeyi; Kur'an, Tevrat, Zebur, Incil gibi dört kitabı, İsâ, Musâ, Meryem ve Asiye gibi dört mehdiyi; İnsan vücudunda ağız, burun, göz, kulak gibi dört kapıyı; emmâre, levvâme, mutmainne, mülhime gibi dört nefsi; hayvânî, cismânî, insânî, nebatî) gibi dört ruhu ; nâsût, lâhût, ceberût, melekût gibi dört alemi ; Cebrail, Azrail, Mikaîl, Îsrafîl gibi dört meleği ifade eder.
Hurufiler Muhammed ve Ali isimlerinin Arapça ile yedi harf ile yazıldığına da dikkat kesilirler. Besmele de yedi harf ile yazılmıştır.
Hurufiler, Cennet, Cehennem, Arafat, Sırat, yer, gök, cin, melek gibi her kavramı tek bir harf ile temsil etmişlerdir.
Hurufilere göre, Allah'ın ilk tecellisi "ses" ya da kelâm ile olmuştur. Bundan hareketle însan vücudundaki bütün uzuvları birer harfe benzeterek insan vücudu ve kâinatı harfler ile izâh etmeye kalkışmışlardır. [9]Hurufilere göre İnsan vücudundaki her uzuv bir harfe karşılık gelir. Örneğin burun "elif" harfini, gözler "he" harfini, burnun iki yanı "lam" harflerini oluşturur. Bu açıdan hareketle Tanrının, kendi ismi olan "Allah"ı insanın yüzüne nakşettiği inancını da ortaya çıkarmışlardır.
Örneğin, “Ayn-Ali/İlîm”, “Mîm-Muhammed”, “Nûn-Nokta”, “Kâf-Hakk/Allah”, “Hı-Hızır”, “Sîn-Arş/28”, “Sâd-Salât”, “Lâm-Levh” demektir. Hâlık harf, Allah hurûftur.
Hurufiler, ebced hesabından başka bir de “cümle hesabı” da geliştirmişlerdir. Bu hesaplarını da “Hesâb-ı Tafsili” ve “Cümel-i Kebîr” olarak adlandırmışlardır.
TÜRK EDEBİYATINDA HURUFİ ŞAİRLER
Seyyid İmameddin Nesimi, Emir Gıyaseddin, Mîr Şerif, Refîî, Yemini Derviş Muhammet , Muhitî, Misâlî, Arşî, Ferişteoğlu, Hamzavî, Virani Baba gibi şairler[10] Fazlullah`in düşüncelerine inanmış olan Cavidanname adlı eserini rehber kabul etmiş olan, Hurufîlikle ilgili inançlarını eserlerinde dile getiren şairler olmuşlardır. ( bkz Virani Baba İlmi Cavidan )
Gayb-ı mutlak sırrını gerci ki pinhan gosterir
Aşikare yüzünü her-vech-i insan gösterir Nesimî
Bende sığar iki cihân ben bu cihâna sığmazam
Cevher-i lâmekân benim kevn ü mekâna sığmazam
Sûrete bak vü ma'nîyi sûret içinde tanı kim
Cism ile cân benim velî cism ile câna sığmazam
Zahir ü batin menem, peyda vü hem pünhan menem,
Mezherem, hem müzhirem, hem müzhirin müzhiriyem.
Sâqiyem, hem sâğerem, hem selsebül ü hem sebil,
Mendedir hem hûr ü qılman, hem anın meqsûriyem. Seyyid İmameddin Nesimi
Seyyid İmameddin Nesimi Hayatı Şairliği Hurufiliği
Ebced Hesabı Nedir Nasıl Yapılır ve Hesaplanır
Ebced ile Tarih Düşürme Geleneği İzah ve Örnekleri
Ebced Nedir Ebced Hesabı Nasıl Yapılır Hesabı Cümel
Dübâlâ İki Kat ve Ebced Hesabında Dü Tâ İki Misli Nedir
Cevher Nedir Ebced Hesabında Cevher ve Cevherin
Ta'miye Nedir Ebced Hesabı İle Muammalı
KAYNAKÇA
[1] Hüsamettin AKSU, HURUFİLİK, https://www.enfal.de/orta31.htm
[2] Hüsamettin AKSU, HURUFİLİK, DİA cilt: 18; sayfa: 411
[3] Clément Huart, Hurûfîlîk, İA, V/ l, s. 598)
[4] Hüsamettin AKSU, HURUFİLİK, https://www.enfal.de/orta31.htm
[5] İskender Pala, Ansiklopedik Divan şiir Sözlüğü, s. 227
[6] https://www.bektasi.net/hurufi.html
[7] https://www.bektasi.net/hurufi.html
[8] Günay Kut] REFÎ, DİA, cilt: 34; sayfa: 527
[9] İskender Pala, Ansiklopedik Divan şiir Sözlüğü, s. 227
[10] İskender Pala, Ansiklopedik Divan şiir Sözlüğü, s. 227
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın