Virani Baba Hayatı Ozanlığı

06.08.2012

 

Virani Baba Hayatı
 

Doğumu ve ölümü hakkında kesin bilgilere sahip olmadığımız Virani Baba Alevi Bektaşi geleneğinde hak aşığı sayılan ölümünden sonra sır olduğu kabul edilen en önemli yedi âşıktan birisi olarak kabul edilir. Abdulbâki Gölpınarlı, Pir Sultan Abdal  adlı eserinde Vîrânî Baba’yı, Seyyit Nesimi,  Şah İsmail -Hatai , Fuzuli ,  Kul Himmet, Aşık Yemini Derviş Muhammet ve Pir Sultan Abdal’la birlikte Alevî-Bektâşîler tarafından kabul edilen yedi şâir (âşık) arasında saymaktadır. [1]

Diğer pek çok halk ozanımızda da olduğu gibi Virani'nin doğum ve ölüm tarihi hakkında kesin  bilgiler yoktur. Fakat eldeki verilere göre tahminen16. yy.ın sonu ile 17. yy. başlarında yaşamış olduğu kabul edilmektedir. Hayatı hakkındaki en önemli bilgileri " Demir Baba Velâyetnamesinden " almış olmamıza rağmen  bu bilgilerin pek çoğu menkıbeler şeklindedir. 

Velâyetnamelerden edinilen bilgilere göre 16. yüzyılın ortalarında Eğriboz Adası’nda doğmuş,[2]17. yüzyılın başlarında vefat etmiştir. Velâyetnamelerdeki bilgilere göre ,(1587–1628) yıllarında İran'da saltanat süren Şah Abbas'la görüşmüştür. Bu bilgiye dayanarak doğum ve ölüm tarihi hakkında  tahminler yapılabilmektedir. Gölpınarlı, "Alevî-Bektaşi Nefesleri adlı eserinde," onun 1587–1628 yılları arasında İran tahtında oturan   Şah Abbas’la görüştüğünü kabul etmektedir. Aleviler arasında çok  önemli bir şöhreti olan Şah İsmail'den sonra Alevi Bektaşi şairleri arasında en sevilen İran Şah'ı olan Şah Abbas'la görüşmesinin Alevi Bektaşi inancına göre ayrı bir önemi vardır. İran ve Anadolu’daki Türkmenler arasında çok sevilen bu hükümdarın adı çok sayıda halk hikâyemizin içinde de geçmektedir. 

Alevi- Bektaşi geleneğinde kutsal bir ozan mertebesinde görülen Virani hakkında bir takım menkıbeler oluşturulmuştur. Bu inançtakilere göre  Necef Bektâşî Dergâhı’nın üstünde tâcı olan bir sütun Vîrânî’nin sırrolduğu bir mekân kabul edilmekte ve bu yüzden orası bir türbe veya ziyaret yeri  itibarı gören kutsal bir mekân olarak görülmektedir. [3] Bu İnancın ortaya çıkmasına dayanarak da  Bedri Noyan, Vîrânî Baba’nın Necef Bektâşî Dergâhında postnişin olma ihtimalinden söz etmektedir. [4] Bedri Noyan'ı böyle düşündürten diğer bir sebepte menkıbelerde de bu konunun üzerinde dikkati çekecek kadar çok durmuş olmasıdır.

Demir Baba Velâyetnamesi ve diğer kaynaklardaki bilgileri değerlendirdiğimiz zaman Virani Baba'nın Eğriboz’dan Deliorman, İsfahan ve Necef'e kadar olan geniş bir coğrafyayı gezip görmüş olması gerekmektedir. [5] Bu bilgilere göre Virani Baba'nın  Anadolu'nun birçok yerlerini ve daha sonra da, Bulgaristan'da Deliorman ve Dobruca'yı dolaşmış, Necef ve İsfahan’a gitmiş, Necef’te iken  bir müddet Hz. Ali Türbesi’nde türbedarlık yaptığı da bilinmektedir. 

Deliorman'a giderek Demir Baba tekkesini ziyaret etmiş ve ondan bilgilenmiştir. [6] Bulgaristan, Deliorman ziyaretinde Demir Baba Tekkesi postnişininden icâzet aldığı ve diğer Bektaşî tekkelerini ziyaret ettiği de menkıbelerden anlaşılmaktadır. Virani'nin Demir Baba Tekkesinden ayrılıp Otman Baba Sultan'ı ziyaret etmek için yola çıkmış olduğu Filipe Karlıova'da Hafız Zade Türbesi'ni ziyaret etmiş olduğu ancak orada ölmüş olduğu hakkında rivayetler bulunmaktadır. (  Bedri Noyan (Dedebaba), Bütün Yönleriyle Bektaşilik ve Alevîlik, Ankara 2001, IV, 536-541 )  Naaşı  Hafız Zade Türbesi’nin avlu kapısı önüne gömülmüş olduğuna göre mezarı da burada olmalıdır.  Ancak bu bilgi  menkıbelerde geçen şairin Necef'te sır olması ile ilgili inanç ile   çelişmektedir.

Velâyetname ve halk arasındaki inanışlara göre Virani Baba, Bektaşiliğin ikinci piri Balım Sultan'dan el almıştır. S. Nüzhet Ergun, 1944 yılında yayınladığı Bektaşi Şairleri ve Nefesleri adlı eserinde  Vîrânî Baba’nın Hacı Bektâş Velî’nin evlâdı olan Balım Sultan’a intisap ettiğinden bahsetmektedir.[7] Buna göre de S.N. Ergun Demir Baba  Velâyetnamesindeki anlatılanların  doğru olduğuna kanaat etmiş demektir. 

 Demir Baba Velayetnamesinde, Virani'nin Demir Baba ile görüşmesi şöyle anlatılır: “Demir Baba'ya, Arap ve Acem dillerini bi­len bir kimse geldiği ve müritleriyle Rumeli'ye geçtiği ve bu kişi­nin adının da Viranı olarak söylendiği bildirilir. Ancak gaflet içinde olduğu ve "Kutupluk'' davası güttüğü de ilave edilir. Demir Baba manevi yönden kendisinin daha üstün olduğunu göstermek ister. Demir Baba, o tarihlerde yüz yirmi yaşına ulaşmış ulu bir ihtiyar­dır.

 Virani, onun batın kılıcıyla yenilir, yere geçer. Huzurunda di­van durup, niyaz eder. Demir Baba'dan icazet ister. Ancak, önce Virani'ye nasihatler verir ''kişi böyle sevdalarda olmasa gerek. Kur'an'a uy Sure-i Fatiha'da ne kadar harf olduğunu bilir misin? Onlardan geçmeyen veli olmaz. Bu kadar suhufla (hartle) dört kita­bı yutsa bile. Kapıdan girmeyen, içeride ne olduğunu bilmez. Bilen aşık da, dava kılmaz. Kimse kusuruna kalmaz,..'' Bu nasihatten sonra Demir Baba, Virani'ye icazet verir. [8]

İLM-İ CAVİDAN 

Viranî Baba'nın " İlmi Cavidan "adlı bir eseri vardır. İlm-i Câvidân'ın ( Osman Eğri, İlm-i Câvidân,  Ankara, 2008,) [9]Türkiye Diyanet Vakfı Yayını. Diyanet Vakfı tarafından ve Adil Ali Atalay Vaktidolu tarafından günümüz Türkçesine çevrilmiş iki nüshası bulunmaktadır. [10]( Adil Ali Atalay Vaktidolu, Virani Divani ve Risalesi (Buyruğu)” Can Yayınları" nüshasının önsözünde  Virani'nin üç yüz kadar şiirinin aruz vezni ile yazılmış olduğundan söz edilir. İlm-i Cavidan’da yüz civarında ayeti ve otuz civarında hâdisi anlamları ile birlikte zikredebilen ve açıklayabilen Vîrânî’nin iyi bir Kur’an ve hadîs bilgisine sahip olduğu anlaşılmaktır. [11] Adil Ali Atalay, “Vaktidolu” eserinin önsözünde Âşık Virani’nin: “Bu tür düşüncelerini işleyen şiirlerinin ve risalesinin ilk baskısı 1873’de Mısır’da “Nazımü Nesr-i Virani Baba” adıyla basılmış” olduğunu aktarır[12]

İlm-i Câvidân'ın Adil Ali Atalay Vakti dolu nüshasında Âşık Virani; "Ali Tanrıdır " derken,  Osman Eğri'in TDV tarafından yayınlanan  İlm-i Câvidân,  Ankara, 2008 nüshasında  " Hz.Ali'nin Tanrı" olduğunu iddia eden ibareler bulunmamaktadır. Bu iki nüshadaki görüş farklılıklarından ve diğer çelişkilerden ortaya çıkan en kesin Netice her iki nüshanın  Virani Baba'nın orijinal eseri olmadığı şeklindedir. [13]Buna mukabil  İlmi Cavidan'da Özellikle Hz. Ali'yi öven, On iki İmam'ı dile getiren coşkulu methiyeler vardır.

Nüshalardaki çelişkiler eserin orijin-alinin günümüze ulaşmadığı bu eserin farklı görüşlerde olan kişiler tarafından  kendi inanışlarına göre değiştirilerek yazıldığı ortaya çıkmaktadır. "Virani Babanın İlm-i Cavidanı doğru anlaşılması için orijinalinin ortaya çıkmasına ihtiyaç vardır. Yapılan tahrifatlar ile bu eser günümüze gelebilmiştir. Yine de bu eseri bu günlere eriştirenlere kendi adıma şükranlarımı sunarım. Bu eser Alevi Yol, Erkan, inanç, sosyal, sınıfsal, siyasal yaşamın bir özetidir. Âşık Virani, kâinatın nasıl oluştuğu, oluşan kâinatta insanın durumu ve insanı kurtuluşa götüren yolu ve öğretiyi özet olarak kaleme alarak günümüze ulaşmasına sebep olmuştur." [14]Farklı amaçlarla  sonradan ve değiştirilerek yazılan bu nüshaların içeriklerine bakarak Virani Baba hakkında birçok spekülasyonlar yapılmış ve Virani, Baba'ya ait olduğu kesin olmadığı kuvvetle muhtemel olan  düşüncelerden ötürü  suçlamak ve dil uzatmak yersizdir. ( Alevi-Bektaşi Klasikleri, İlm-i Câvidân s. 93)
  
Demir Baba Velayetnamesinde de söz edildiği üzere, Virani, Arapça, Farsça bilen güçlü bir şairdir. İlmi Cavidan adlı eserindeki şiirlerde kullandığı ibareler, kelimeler, Farsça ve Arapça tamlamalar, terkipler, kullandığı söz sanatları değindiği bilgiler bunu kanıtlamaktadır. Ayrıca üç yüz civarında aruz ölçüsü ile yazmış olduğu şiirler onun Arapça, Farsça ve edebi bilgilere vakıf olduğunu ortaya koymaktadır.[15][16]

M. Hâlid Bayrı da, arûz vezni ile üç yüz kadar şiir söylemiş olan Vîrânî’nin tahsil görmüş birisi olduğundan bahsetmektedir.  [17] İlm-i Câvidân’da yüz civarında âyeti ve otuz civarında hadisi anlamları ile birlikte zikredebilen ve açıklayabilen Vîrânî’nin iyi bir Kur’an ve hadis bilgisine sahip olduğu anlaşılmaktır. [18]

Virani Baba İlmi Cavidan

ŞİİRLERİ

·         İstemem alemde gayrı meyvayı

·         Gel Dilber Ağlatma Beni

·         Nedir Ey Gaziler Benim Yandığım

·         Dilinde canan olubdur

·         Her kim ki sever cân ile Şâh-ı Velâyet’i

·         Hamdülillâh biz Muhammed’den okuduk defteri

·         Mustafâ’dan dinle ey ârif benim evrâdımı

·         Ey gönül âşık gel dem-be-dem Dîdâr’a bak

·         Hudâ vü Mustafâ’nın bendesiyem

·         Gel beru ey kavm-i a’dâ ben Hudâ’dan dönmezem

·         Nebîlerdir benim cismimde cânım

·         Zâhidâ fakr olmayanlar sâfi insân olmadı

·         Çün cemâlin levhine yandım bugün Mûsâ gibi

·         Gazel: Gel ey mü’min berî, farz-ı Hüdâ’dur,

·         Gel ey âşık kabul et bu fenâyı,

·         Cihânın şûr-ı şerrinden emîn ol,

·         Gel ey âşık, bulam dirsen hayâtı,

·         Murtazâ’yı sevmeze, bî-had la’net söylerem,

·         Her kim irdi pîrlere, ol nûrdur,

·         Hakk’ı bunda görmeyen, a’mâdır,

·         İhtiyâr-ı âlem oldu, şâh-ı âlem ihtiyâr,

·         Gel ey tâlib! Kulak tut bu sadâya,

·         Kulak tut sözüme, ey cân berî ol,

·         Her ki bildi bunları, bir zât-ı hak,

·         Dilimde tesbîhim, Merdân olupdur,

·          


Kaynakça

[1] Anonim, Virani Baba,https://www.turkuler.com/ozan/virani.asp,son erişim, 12-11-2012

[2] NURETTİN ALBAYRAK, https://islamansiklopedisi.org.tr/virani

[3] Anonim, Virani Baba,https://www.turkuler.com/ozan/virani.asp,son erişim, 12-11-2012

[4] NURETTİN ALBAYRAK, https://islamansiklopedisi.org.tr/virani

[5] Halid Bayrı,Aşık Virani Divanı : Virani Hayatı ve Eserleri, İstanbul Maarif Kitaphanesi, Yan Yeri: İstanbul, 1959yı

[6] NURETTİN ALBAYRAK, https://islamansiklopedisi.org.tr/virani

[7] Anonim, virani Baba,https://www.huham.com/asiklar.php?type=goruntule&&id=9, son erişim, 12-11-2012

[8] NURETTİN ALBAYRAK, https://islamansiklopedisi.org.tr/virani, son erişim, 12-11-2012

[9] Osman Eğri, İlm-i Câvidân,  Ankara, 2008, Türkiye Diyanet Vakfı Yayını.

[10] Anonim,-alibaba.blogspot.com/2012_04_01_archive.html son erişim, 12-11-2012

[11] Anonim, virani Baba,https://www.huham.com/asiklar.php?type=goruntule&&id=9, son erişim, 12-11-2012

[12] Anonim,-alibaba.blogspot.com/2012_04_01_archive.html son erişim, 12-11-2012

[13] Anonim,-alibaba.blogspot.com/2012_04_01_archive.html son erişim, 12-11-2012

[14] Anonim,-alibaba.blogspot.com/2012_04_01_archive.html son erişim, 12-11-2012

[15] Anonim,-alibaba.blogspot.com/2012_04_01_archive.html son erişim, 12-11-2012

[16] Halid Bayrı,Aşık Virani Divanı : Virani Hayatı ve Eserleri, İstanbul Maarif Kitaphanesi, Yayın Yeri: İstanbul, 1959

[17] Halid Bayrı,Aşık Virani Divanı : Virani Hayatı ve Eserleri, İstanbul Maarif Kitaphanesi, Yayın Yeri: İstanbul, 1959

[18] Halid Bayrı,Aşık Virani Divanı : Virani Hayatı ve Eserleri, İstanbul Maarif Kitaphanesi, Yayın Yeri: İstanbul, 1959

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar