Kabak Kadeh Nedir Kabak Hedef Kabak Asmak ve Gedu

03.12.2017

 
 

Kabak Kadeh Nedir Kabak Hedef Kabak Asmak ve Gedu

Eski devirlerde su kabakları gündelik hayatın vazgeçilmez eşyalarındandı. İçi oyulan ve asılarak kurutulan büyük ve küçük su kabakları ebatlarına göre birçok mutfak eşyası olarak kullanılıyordu.

Kurutup içi çıkarılan daha sonra da dış kısımları temizlenen su kabakları maşrapa, su tası, kova,  tuz, sirke kabı,  bardak, şarab tası,  hatta rakı ve şarap kadehi olarak da kullanılıyordu.

Tutar gönce dolu Rûmî kabağı
Götürür süsen ü çini çanağı      Şeyhoğlu Mustafa

Günümüzde de aynı işlemlere ve dışları da verniklenerek üzerlerine delikler açılarak, boncuklarla süslenerek, üzeri boyanarak abajur,  vazo, süs lambaları vb yapılan su kabakları eski devirlerde özellikle fakir haneler için önemli bir araç ve gereçti.

Kan yutup ırakdan kabağım gibi sürahi
Andıkça lebin  buselerin kâse-i hamra     Ahmet paşa

Eski devrilerde cam, billur, çini ve porselenden yapılan mutfak eşyaları pahalı ve ender oldukları için, hatta su kabaklarının çok daha hafif olmasından dolayı da su kabakları önem kazanıyordu.  Örneğin şarap su kabaklarına konur ve cübbe içinde taşınırdı.  Su kabakları nişangâh, atış hedefi olarak da kullanılıyordu.  Bu nedenle nişangâha dikilen her şeye kabak denmeye başlanmış ve kabak dikmek deyimi de yaygınlaşmıştı.  Kesilen kellelerin nişangâh yapılmasına da kabağa dikmek denirdi. [1]

Küçük su kabakları, bardak, çömçe, maşraba, su bardağı, sürahi,  hamam tası olarak da kullanılırdı. [2]

Eski devrilerde su kabakları gezgin dervişlerin, seyyahların kervanların yanlarında taşıdıkları önemli bir eşyaydı.  Abdallar ve dervişler boyunlarına veya kuşaklarına bir su kabağı asarlardı.  Bu kabaklar onların hem, mataraları, hem su bardakları, hem de keşkül,  - dilenci tası-  olarak kullandıkları bir eşya idi. [3]  ( bkz  Keşkül - Keşkül-i Fukara ) Eski devirlerde  su taşımak için deriden yapılmış kırbalar ile birlikte hafif olduğu için su kabaklarının da tercih edildiği anlaşılmaktadır. Bu kabakların boğum yerinden iple boyuna, omuza veya bel kuşaklarına bağlandıkları anlaşılır.

Kasd eyler ağzın öpmek için kabak
Olur boğazı ipli değildir şehâ kabak    Baki

Kabağı da boynuma takarım (aman)
Hovardayı gözünden çakarım (hey)
Senin de gibi çapkınları
Aman pazarlarda satarım (hey)    Konya Türküleri

Eski devrilerde su kabaklarının yanı sıra Hindistan cevizlerinin kabukları da enfiye kutusu esrar kesesi olarak kullanılır, bunlara da benzerlik hafiflik ve işlevlerinden dolayı kabak denirdi. Hatta bu türden kabuklu cisimler nargile olarak da kullanılır bunlara da kabak denirdi.  Bu kabakların Cür'adan ( Esrar ve Afyon Kesesi) denilen kab ve keselerin içinde esrarın yanı sıra  afyon macununu ve afyon hapları da taşınırdı. [4] ( bkz Şiirimizde Afyon içmek Mazmunu )

Esrarcıların kullandığı bir tür nargileye de kabak deniliyordu.  Kabak çekmek deyimi esrar kesesi olarak kullanılan küçük kabuklarla yapılmış nargileden esrar içme  [5]  anlamında kullanılıyordu.  Kabak,  huşber, habb- ı müzehhep,  gam, gıda, gubar  ile birlikte afyonun benzetildiği benzetmelerden biriydi. ( bkz  Esrar ve Gubar ( Divan Şiirinde )

Hayreti’nin dahi arttırmak için hayretini
Cüradanı getir abdal yine hayran olalım      Hayreti 

Divan edebiyatında kabak gedû  kelimesi olarak da kullanılıyordu. Eski devrilerde kabak  “tatsız,  tutsuz, şişman, göbekli, çıkarçı arsız ve çok çabuk yükselen hak etmediği yere hemen yerleşiveren, hızla kademe yükselten insanlara” da benzetilirdi. [6]Mevsimlik saltanat süren yükseldiği hızda düşecek olan yalaka devlet  büyükleri ile kabağın bu hali arasında benzerlikler kurulur. İkbal günlerine çabuk ulaşan ikbal günlerinden çabuk düşenlerin durumu kabak ve çınar benzetmelerine uğratılmıştı”[7]

Tiz bulur hali gedu ile çenarın haletin
Nabiya kasdı tevevvuk eyleyen emsaline      Nabi


BEYİT ÖRNEKLERİ [8]

Zambak bu gün seccadesin omzuna alır
Dün gülşene şarâb taşırdı kabak kabak   İbn-i Kemal

Yâd-ı lebünle işret için bostanlarda
Allah çekildi bâde-i gügun  kabak kabak    Baki

Bülbül başına çün doğar ol gece ey Mesih
Kim tıfl-ı gonca bir dolu içe kabak ile          Mesihi.

Elinde nergisin zerrin ayağı
Şakayık götürür la’lin  kabağı    Zati

İlgili Başlıklarımız Linkleri

 KAYNAKÇA

[8] A. Talat Onay,  Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar, MEB,  İst. 1996 , s. 288

 

 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar

Esin Kiremitçi

Esin Kiremitçi

7 years ago

bu yazıyı paylaştığınız için çok teşekkür ederim

Bengülü

Bengülü

7 years ago

Birikimli olduğunuz belli. Fayda veren bir paylaşım. Çok sağolun.