Kâkül Gisu Perçem Nedir Edebiyatta Sevgilinin Saçları

10.10.2017

 

 

 

Abdullah Buhari,  İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi T 9364, y.10b, 18.yy.

Kâkül Gîsû Perçem Nedir ve Kökenleri

  • Osmanlıca yazılışı:   kâkül : كاكل
  • Osmanlıca yazılışı gisû :  گيسو
  • Osmanlıca yazılışı perçem :  پرچم

Kâkül, Farsça kökenli ve dilimize Farsçadan girmiş bir kelimedir.   Sözlük anlamı ile: “Alna düşen kısa kesilmiş saç, perçem “manasındadır. Divan, halk ve çağdaş şiirde zülüf ile aynı anlamda kullanılmıştır.

kâkül-i höş-bû : güzel kokulu kâkül

kâkül-i müsgîn : misk kokulu kâkül.

Gisû  گيسو, Farsça kökenli bir sözcüktür ve omuza dökülen saç, uzun saç, saç örgüsü, kâhkül anlamlarına gelir.
gisû-yi anber-bâr : anber kokusu saçan saç; güzel kokulu saç.

gîsû-yi müşg-efşân : misk  ve anber kokusu saçan saç.

gîsû-yi yâr :  yârin, sevgilinin saçı

Perçem :  پرچم, kelimesi de Farsça kökenlidir. Sözlüklerdeki anlamları “tepede kalan saçlar, püskül, bayrak “ şekillerindedir. Yani perçem, kâkül, gîsû, kahkül ve zülüf sevgilinin saçları ve saçlarının şekillerini ifade eden sözcükler olmaktadır.


Edebiyatta Kâkül Gîsû ve Perçem

Kâkül, divan şiirinde sevgili için kullanılan unsurlardan biridir. Daha çok sevgilinin alnına dökülen, sevgilinin yanaklarına düşen, sevgili ile âşık arasında perde engel vazifesi gören, sevgilinin yanaklarını, gözlerini aşığa göstermemeye gayret eden kara renkli muhafız gibi düşünülmesidir.  Kimi zaman zülüfler daha da uzun zincir gibi sevgilinin bellerine, hatta topuklarına kadar uzanan saçlarıdır.  Zülüfler, gül bahçesini çevreleyen şebboylar, nergisler, sümbüller gibi de tasavvur edilir.

Başda dil bâgını ol kâkül-i sünbül götürür
Hâli sihr eylemege dâne-i fülfül götürür    Bursalı Rahmi Şiirleri

Zülüf, Ay veya Güneş’e benzetilen sevgilinin yüzü üstüne gölge düşüren kara bulutlar olarak da tasavvur edilir.

Gül yüzüñ üzre ki düşmüş ca‘d-ı kâkül şâh şâh
 Zînet itmiş bâğ-ı hüsnüñ tâze sünbül şâh şâh  / Avni Fatih Sultan Mehmet Şiirleri

Sâye salsa üstüme ol kâkül-i müşgîn-nikâb
Başum üzre sâye-bân olurdı Ahmed-veş sehâb        EMRÎ ( D. Edirne?, Ö. Edirne 1575 )

Zülüf bazen de sevgilinin kulağına aşığın halini haber eden sayrı, haberci gibidir.

Zülf-i miskînün kulağuna egildügi bu kim
Söylemek ister benüm hâl-i perîşânum sana        Revânî G 2/3

Zülüfler fitne çıkaran, ayyârlarlara ve haramilere benzetilir.  Aşığın gönlünü çalar, gönlüne girer, aşığın gönlünü talan eder. ( bkz Ayyâr Nedir Bağdat Ayyârları-  Harami Nedir Ayyar Nedir Sevgilinin Gözleri )

Âlem kırılır kâkül-i fettânın ucundan
Âdemler ölür hançer-i berrânın ucundan

Fitneler dağıtan kâkülün yüzünden bütün âlem kırılır keskin hançerinden nice insanlar ölür.

Verdi sevdâ-yı cünûn kâkül-i cânâne bana
Mû-be-mû meşk-i perîşânî eder şâne bana  Haşmet Şiirleri

Kâkül, sevgilinin saçlarının alna doğru dökülen kısımları olmaktadır.  Sevgilinin saçları ile ilgili diğer bir unsur da gîsûdur. Gîsû ise kulak arkasından dökülerek güzellerin boyunlarına dolanan,  sevgilinin omuzları üzerinde duran saçlarıdır

Saçların hırsız ve ayyarlar ile alakalı düşünülmesinin diğer bir nedeni aşığın gönlünü zorla çalmış, talan etmiş, yağmalamış veya gasp etmiş olmasıdır.  Renginden dolayı Hindu’ya, şeklinden dolayı urgana, ipe, kemente, zincire, darağacına;  buradan hareketle, cellâda ve cellât ipine kadar benzetilen saç ve kâküller, ayyar ve yağmacılara kadar uzanan benzetmelerle de karşımıza çıkar.  (  Bkz Harami –Ayyar ve Sevgilinin Gözleri- )

Aşık, zülüf, saç, perçem, kakül bağlamlarında düşündüğümüzde, sevgilinin saçları kemente de benzetilir. Sevgili bir avcı gibidir. Saçları ile avına kement atar. Saçlar aynı zamanda bir darağacıdır. Sevgili saçlarının telleri ile aşığı yakalar ve zülüflerinden asar. ( bkz Dâr ve Berdâr Nedir Darağacı Sevgilinin Zülüfleri )

Âkıbet gönlüm esîr etdün o gîsûlarla sen
Hey ne câdûsun ki âteş bağladun mûlarla sen    Ahmet Paşa

Sevgilinin zülüfleri pek çok şeye benzetilmiştir.  Bu benzetmeler arasında en yaygın olanları, yılana ,(mâr)  özellikle çoğu kez Şahmaran ’a,  Dahhak ’ın yılanlarına benzetilir. ( bkz  Dahhak ve Efsanesi ( Şiirimizde Dahhak Gave Sahtiyan ) Şahmeran ve yılan olarak gösterildiğinde sevgilinin göz alın ve yüz gibi definelerini koruyan bekçi yılan hayaline varılır. Veya saç, zülüf ve gisûlar, sevgilinin güzellik unsurlarını ortaya koyan göz, gamze, kaş ve kirpikleri ile birlikte fitne çıkarmaya çalışan, hırsızlar, ayyarlar,   haydutlar gibi düşünülür.  

Kâküllerine ol mehin ey şâne dokunma
Zencîri kırar bu dil-i divâne dokunma    Esrar Dede Şiirleri

Zülf-i müşgîni gör ol ârız-ı kâfûr üzre
Düşmiş ol resme mu‘ârız nitekim Hind ile Rûm G 127/2

0

1

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar