KategorilerEDEBİYATDivan Şiiri ve ŞairlerKaramanlı Cemali Hayatı Eserleri

Karamanlı Cemali Hayatı Eserleri

06.07.2012

 

DİVAN ŞAİRİ CEMALİ

Karaman'ın önde gelen kültürlü bir ailesinin ferdi olan Cemali devrin önemli şair Şeyhî' nin yeğenidir.  Fatih devri şairlerinden olan Cemali, Çelebi Mehmet, II. Murat ve Fatih Sultan Mehmet zamanlarında yaşamış bir şairdir. Bazı kaynaklara göre Cemali, Bursalıdır. Fakat son incelemeler sonucunda Cemali'nin Karamanlı olduğu ve Şeyhi'nin yeğeni olduğu hususu aşağı yukarı bir netlik kazanmıştır.

Cemâlî’nin, Şeyhî’nin ölümünde (832/1428) genç olduğu ve henüz Cemâlî mahlasını almadığı açıktır. Bu durum, onun, Şeyhi ’nin Hüsrev ü Şirin v’ine yazdığı zeylin başındaki ibarede gayet açık bir şekilde yer alır. Burada, adının Bâyezîd olduğu görülür.[1] ( BKZ Şeyhi Hüsrev-i Şirin Mesnevisi )

Cemali, Karamanlı olmakla birlikte bir müddet de Bursa'da kalmış olmalıdır. Agah Sırrı Levend ise, bir makalesinde, tezkireleri kaynak göstererek, Cemâlî’nin Karamanlı olduğunu, Bursalı diyenlerin de bulunduğunu yazar. Bursa’daki bazı kitabelerde  Cemali'nin adının bulunmasına dikkat çeken Sadettin Nuzhet Ergun onu Bursalı kabul etmektedir. Fakat bu yazıtlarda adının geçmesi Bursalı olduğuna değil, bir müddet Bursa'da kalmış olduğuna işaret etmektedir.[2]

Doğduğu tarih kesin olarak bilinmemekle beraber Hüsrev-i Şirin'e zeyil yazdığında on sekiz yirmi yaşlarında bulunduğunu belirtmiştir. Bu bilgiye dayanarak Günay Kut onun 1410 veya 1412 yıllarında doğmuş olabileceği kanaatindedir.

Asıl adı Bayezid olmasına rağmen  Sehi ve ondan sonra gelen tezkireciler Cemali'nin bu adından bahsetmemişlerdir.[3]"Şairin adı, doğum yeri ve babasının adı, Şeyhi'nin ölümü üzerine Hüsrev ü Şirin'e yazdığı zeylin başlığındaki ibareden öğrenilmektedir.[4]

Bu ibare Hüsrev ü Şirin mesnevisinin çeşitli nüshalarında farklı olup kaynaklardaki karışıklık da muhtemelen bu farktan ileri gelmiştir. Faruk K. Timurtaş'ın (Demirtaş) gördüğü nüsha da Bayezıd b. Mustafa b. Şeyh Ah­med-i Tercümanı el-Akşehri olarak yer alan şairin isim zinciri. Bursa Eski Yazma ve Basma Eserler Kütüphanesi'ndeki nüshada (Milli Ktp., m. 4447) Bayezid b. Mustafa el-Meşhur Şeyhoğlu şeklindedir[5]

Cemali ile Şeyhoğlu Mustafa 'nın karıştırılması hadisesi SEHİ BEY  ile başlamış daha sonraki incelemeler sonrasında bu iki şairin ayrı ayrı kişiler olduğu ortaya çıkmıştır. Cemali'nin Şeyhoğlu Mustafa ile karıştırılması meselesi Faruk K. Timurtaş tarafından etraflı bir şekilde ele alınarak Cemali'nin kimliğine ve eserlerine açıklık kazandırılmıştır.[6]
 
Cemali,  Hüsrev ü Şirin 'e zeyil Cemali'nin Hüsrev ü Şirin 'e yaptığı ilave iki bölümden meydana gelmektedir. Birinci bölümde Cemali Şeyhi'nin ölümünden söz eder; "zeyil" dediği ikinci bölümde II. Murad'ın methi vardır. Bu kısımda Cemali mahlası yerine esas adı olan Bayezid'i kullanır. Bu ek kısmın beyit miktarı nüshala­ra göre 44, 77, 103 ve 109 gibi değişik sayıdadır. Günay Kurt, özellikle Latifi'nin verdiği bilgilere dayanarak  şairin 11. Beyazıt devrinin sonlarına doğru öldüğü fikrindedir. Mezarı ise Edirnekapı dışındaki Emir Buhari Tekkesi civarındadır. [7]


Karamanlı Cemali Hayatı Eserleri

Karamanlı Cemali Divanı
 
Eserleri. 

1. Divan. 
Cemali divanının varlığı sadece Latifinin Tezkire'si ile Miftahu'l ferec'den öğrenilmiş olsa da kayıp olan ve son zamanlara kadar ele geçmeyen bu  divanının yakın zamanlarda bir nüshası ortaya çıkmıştır. Divanında yer alan şiirlerinin bir kısmı devrin önemli şairleri olan Necati, Ahmet Paşa ve Şeyhi'ye yazılmış nazireler şeklindedir. [8]

Cemâlî’nin Dîvân’ı üzerinde çalışma yapan Çetin Derdiyok, bu hususta şunları söyler: “Şâirin yaşadığı döneme âit belge olarak, Dîvân’ında yer alan Fâtih Sultân Mehmed için söylenmiş kasîde ve gazelleri, örnek verebiliriz. Hattâ  İstanbul’un fethine târih düşürülmüştür.[9]

Kayahan Erimer, elindeki nüshanın baş ve sonunda II. Bayezid'in mührünün bulunduğunu söylemektedir. Örnek olarak verilen foto klişesinde (Vf. 58) görülen mühür ise III. Murad'a aittir. [10]Bu nüsha üzerinde Çukurova Üniversitesi'nde bir yüksek lisans tezi hazırlanmıştır. [11]Cemali'nin nazire mecmualarında da şiirlerine rastlanır. 


2. Hüma ve Hümayûn (Gülşen·i Uşşak). 

Cemali bu eserini II. Murad adına 850 (1446) yılında telif ettiğini bizzat bildirir. Bu eser Cemali tarafından II.Murat'a takdim edilmiştir. Şimdilik bilinen tek nüshası. 959'da (1552) is­tinsah edilmiş olup İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi'nde bulunmaktadır [12](TV, m. 5680) 4630 beyitten ibaret olan bu mesnevi aruzun remel bahriyle kaleme alınmıştır. [13] Fuat Köprülü Hüma ve Hü­mayûn'la Gülşen-i Uşşak'ı iki ayrı eser telakki etmişse de eserin iki adı olduğu, aslında ona Gülşen-i Uşşak adı verilmişken daha çok kahramanlarının adıyla şöhret bulduğu belirtilmiştir. Hüma ve Hümayun'un Fatih Sultan Mehmed veya II. Bayezid adına yazılmış olduğu şeklindeki yanlış görüşler eseri görmemekten kaynaklanmıştır.[14]

Mesnevi. Arap Hanı Menşek'in oğlu Hüma  ile Çin padişahının kızı Hümayun'un aşk hikâyesini konu edinir. ( bkz HÜMAYUN NEDİR ) Divan edebiyatının iki kahramanı mesnevileri geleneğinde olduğu gibi iki âşık, başlarından geçen birçok maceradan sonra mutlu bir beraberliğe kavuşurlar. Eser üzerinde Osman Horata tarafından bir doktora tezi hazırlanmıştır (bk bibl.) [15]

3. Miftahu'l-fe­rec. 

860 (1456) yılında Fatih Sultan Mehmet adına yazılan bu eser de mesnevi tarzında ve aruzun remel bahriyledir. Bi­linen üç nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi (TV, m. 233  l, Üsküdar Ha­cı Selim Ağa Kütüphanesi (Kemankeş, m. 447) ve Berlin Kraliyet Kütüphanesi'nde (W Pertsch, Berlin V.Turkıschen H. Konıglichen Bibliotec, Berlin 1893, s. 37, m. 378) bulunmaktadır. Ayrıca Camiu'l-meani'de de (Nuru­osmaniye Ktp., m. 4904, vr. 101 b_ 106) bazı parçaları yer alır. [16]

 4. er-Risaleü''l­acibe fi's-sanayi' ve'l-bedayi'. 

Tek nüs­hası Cambridge Üniversite Kütüphane­si'ndedir (Browne, A. Hand List,  s. 87, m. 465) Müelli­fin adı burada Cemali el-Fakih şeklinde kayıtlıdır. Eserin, Cemali'nin Miftdhu'l­terec'de (İÜ Ktp., TV, m. 2331. vr. 4) "her iki beytinden huruf alındığında bir beyit olduğu, acayip sanatların toplandığı, Türkçesinden Farsça, Farsçasından da Arap­ça ibareler çıkarıldığını" söylediği kasi­de olması çok muhtemeldir. S. Risale, Bu eserinden de Mittahu'l-ferec'de bah­seder (Vf. 4). Bazı sözlerinden medih anlaşıldığı halde aslında zem olduğunu, bazılarının da bunun tersi olduğunu söyler ki burada "zem bima yüşbihü'l-medh" denilen bedi' sanatı söz konusudur. [17]

Cemali'nin eserlerinde Şeyhi  etkisi fazlaca görülür. Latifi ‘nin, onun şiirlerinin güzelliğine rağmen divanının şöhret bulmayışına şaştığını söylemesine karşılık Kınalızade şiirlerinde fazla güzellik ve açıklık olmadığını söyler ve örnekler verir. Cemali aslında bir divan şairinden çok bir mesnevi müellifidir ve Miftahu'l ferec adlı eserinin ortaya koyduğu gibi tasavvufa meyli kuvvetlidir. [18]

KAYNAKÇA 

[1]  Mehmet Sait Toprak, https://www.okuyanus.com.tr/yazar/cemali-el-karamani, son erişim, 23-12 2013

[2] Günay Kut, Cemali, DAİ, 7.CİLT, 316-317

[3] Günay Kut, Cemali, DAİ, 7.CİLT, 316-317

[4] Faruk K. Timurtaş, Fetih Devri Şairlerinden, Cemali ve Eserleri TDED, IV /3, s. 189-213

[5] Günay Kut Alpay, JTS,Türklük Bilgisi Araştırmaları, 119771. s. 125-126)"

[6]  Prof.Dr. Mine Mengi, Eski Türk Edebiyatı Tarihi, Akçağ Yayınları, Ankara, 1997, shf, 123

[7]  Günay Kut, Cemali, DAİ, 7.CİLT, 316-317

[8]  Prof.Dr. Mine Mengi, Eski Türk Edebiyatı Tarihi, Akçağ Yayınları, Ankara, 1997, shf, 123

[9] Mehmet Sait Toprak, https://www.okuyanus.com.tr/yazar/cemali-el-karamani, son erişim, 23-12 2013

[10] K. Erimer, Gün Işığına Çıkan Değerli Bir Eser, TDAY, Belleten, 1974, s. 265~281)

[11] Çetin Derdiyok, Cemali Divanı inceleme Metni. (Adana 1988

[12]  Prof.Dr. Mine Mengi, Eski Türk Edebiyatı Tarihi, Akçağ Yayınları, Ankara, 1997, shf, 123

[13] Osman Horata, Cemali ve Huma ve Humay'un İnceleme ve Tenkitli Metin,  Hacettepe Ünver. Doktora Tezi, Ankara

[14] İnciser Ilıca , Gülşen-i Uşşak, Huma ve Humay'un, İÜ, Edebiyat Fakültesi, İstanbul, 1961

[15] Günay Kut, Cemali, DAİ, 7.CİLT, 316-317

[16] Günay Kut, Cemali, DAİ, 7.CİLT, 316-317

[17] Günay Kut, Cemali, DAİ, 7.CİLT, 316-317

[18] Günay Kut, Cemali, DAİ, 7.CİLT, 316-317

 

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da