Şehzade İle Aç Pars Hikayesi Uygur

16.12.2014

 

 Uygurlardan elimize ulaşan hikâyelerin büyük bölümü,   kurmaca vaka düzenleri içinde Buddha ve Mani dininin esaslarını anlatmak amacıyla oluşturulmuşlardır. Metinlerin büyük kısmı Hintçe'den veya Mani ve  Budha dinlerine inanan diğer kültürlere ait dinlerden Uygur Türkçesine tercüme edilmişlerdir.  Metinlerdeki vaka düzeni  Mani ve  Buda dinlerinin öğretilerini ortaya koyacak şekilde düzenlenmiştir.  Bu öğretiler  Sudurlar ve Catikler yolu ile  aktarılmışlardır.

Catikler  ve Sudurlar Burkancı Uygur Edebiyatına ait edebi türlerdendir.  Çatikler Uygur edebiyatında özel bir yere sahiptir. Çatikler  mani ve Budha dinlerinin öğretilerini kapsayan hayli uzun masallardır. Çok defa da Sudurlardan ayrı kitaplar hâlinde yazılmışlardır. Çatik adı verilen parçalar, Buda'nın hayatlarından herhangi birini anlatır.  Burkancı dinin inançlarına göre  “ tenasüh inancı “ vardır. Bu inanca göre de canlar birçok defa dünyaya gelir ve giderler.  Ölüm veya doğum süreğendir.  Canlılar bazen tanrılar âleminde, bazan cinler âleminde, bazen insanlar veya hayvanlar âleminde birçok defa yeniden doğarlar ve ölürler.  Bu inanca göre Bu'da'nın  kendisi de birçok defa dünyaya gelmiştir. [1]

Çatikler burkanların çeşitli hayatlarını anlatan,  dini  masallardır.  Catikler bu yönlerden İslâmî edebiyattaki menkıbeleri hatırlatırlar. Çatiklerin bazen musiki refakatinde anlatıldığı, bazılarının da piyes yapısına sahip olduğu ve temsil edildiği tahmin edilmektedir (Ş.Tekin 1965: 31-33).[2][3]

Sudurlar ise Burkan'ın ve burkanların vermiş olduklarına inanılan vaazlardır.  Sudurlarda önce vaazın verildiği yer tasvir edilir. Sonra müritlerden biri bir soru sorar. Burkan da bu soruya cevap olacak vaazını verir. Çok defa vaaz manzum olur. (Ş.Tekin 1965: 36-37). Sudurlarda anlatım olarak diyalog ve tahkiye kullanılmaktadır.

Şehzade İle Aç Pars Hikâyesi:

Bu hikâye Beş Balık’lı Şıngku Seti Tutung tarafından Çinceden Uygurcaya çevrilmiş olan  Altun Yaruk adlı  sudurun içinde bulunan hikâyelerden biridir.  Uygurcaya çevrilmiş olan eser, “tercümeden ziyade müstakil bir adaptasyon”dur. Şıngku Seli Tutung esere birçok ilaveler yapmış, eseri genişletmiştir. [4] Eser daha çok Burkancılığın esaslarını, felsefesini ve Buda’nın menakıpnamelerini anlatır.   “Ana teması canlılara eziyet etmemek ve hayvanlara kendini adamak suretiyle ruhunu yüceltip nirvanaya ulaşmaktır.

Şahzade ile Aç Pars Hikâyesi Altun Yaruk içinde  yer alan çatikler den biridir. Eseri, ünlü Rus Türkologu E. Sergey Malov, Çin'in Gansu bölgesinde, Su-cou şehri yakınındaki Wun-fi-gu adlı küçük bir köyün yakınlarında, Budistlere ait bir tapınakta bulmuştur. [5]Eserİ Malov bulmuş ve Radlof ile birlikte okumuş 1913 yılında Radlof ve Malov bu eseri  “ Altun Yaruk – altın ışık” adı ile neşretmişler,  Saddet çağatay da Altın Yaruk adlı eserdeki  Şehzade İle Aç Pars Hikâyesi’nin Türkçeye çevirmiştir.

Bu hikâyede açlıktan ölmek üzere olan bir parsı kurtarmak isteyen fedakâr şehzade anlatılır. Parsın ölmemesi için şehzade kendisini ona yem eder. Hikâyenin sonunda Buda, şehzadenin, kendisi olduğunu ifade eder. Bu hikâye çok canlı ve akıcı bir üsluba sahiptir. Şehzadenin ölümü üzerine söylenen şiirlerde tam bir ağıt havası vardır.

 

Şehzade ile Pars Hikâyesi

Maharadi adında bir hükümdarın serveti çok  ve ambarları erzakla doluydu. Güçlü ordusuyla dünyanın dört bir tarafındaki ülkelere boyun eğdirmişti.  Maharadi adındaki hükümdarın üç oğlu vardı: Büyük oğlunun adı  Maharadi ortanca oğlunun  Mahadivi, küçük oğlunun adı  ise Mahasatvi idi.

Bir gün hükümdar üç oğlu ile birlikte ormana gezmeye gitti. Üç prens  meyve ve çiçek toplamak için ormanın içine gitmişti. Dinlenmek için bir yere oturduklarında büyük kardeş diğerlerine  şöyle dedi.
-Kardeşlerim, içime bir korku düştü; sakın bu ormanda vahşi hayvanlar olmasın. Bizi yerlerse ne yaparız?
Buna karşı ortanca prens şöyle der:
-Sen dinlenmene bak kardeşim. Ben vücudumu kaybetmekten değil yakınlarıma  ıstırap vermekten korkuyorum.  Aksine içimde  bir sevinç var. Bana öyle geliyor ki bugün büyük bir saadete ulaşacağız.

Böyle konuşarak ormanın daha da  içine daldılar. Orada yeni yavrulamış bir dişi pars gördüler. Bu  pars aç kalmıştı. Aç pars yavrularına sarılarak açlık ve susuzluktan bitkin bir halde duruyordu. Üç prens  hayvanların bu haline acıyıp üzülmüşlerdi. Sonuçta en küçük prens  Mahasatvi büyük kardeşine şunu sordu:

- Ağabey Parslar ne yer, ne içer?
Abisi şöyle dedi
- Parslar daima sıcak et yer ve kan içerler
Bu sözü işiten ortanca prens Mahadivi şöyle düşünmüştü.
Zavallı aç pars açlıktan ve susuzluktan  ölecek, o ölünce yavruları da ölecek. Bu zavallı mahlûk için vücudumu feda etmem gerekir.

Sonra küçük kardeş Mahsatvi ağabeylerine siz ormanın içlerine doğru gidin. Ben burada kalacağım dedi.
Ağabeyleri gittikten sonra kendi kendine şöyle düşündü:  “Ben yeryüzünde tok ve mutlu gezerken bu zavallılar açlıktan ölmek üzere. Ruhumun yücelmesi ve meleklerin beni övmesi için ruhumu feda etmeliyim. “

Mahasatvi bunun üzerine yerden bir ağaç parçası  alarak boynuna sapladı ve  yere yığıdı. Boynundan kanlar fışkırıyordu. Bunu gören anne pars, büyük bir iştahla onun kanını emdi ve etini parçaladı. Prensin kalan vücudu ve kemikler balçığa bulaşmış bir halde gelmişti. Ormandan dönen kardeşleri Mahasatvi’yi bu  halde görünce ağlayıp sızladılar ve ağıtlar yaktılar. Bu sırada gökyüzünden misk kokusu ve çiçekler yağdı. Ormanın içi çiçeklerle doldu. Tanrılar melekler bu duruma fevkalade sevinmiş ve küçük prens Mahasatvi’yi kutsamışlardı. [6]

Mahasatvi, kendini aç parsa yedirince yer gök sarsılır, büyük ve çok şiddetli bir deprem olur. Bunun üzerine Mahasatvi’nin büyük ağabeyi, ortanca kardeşine şöyle seslenir:

Gökten düşüyor ilâhî
Güller ve çiçekler ard arda;
Acaba (bunlar) kardeşimizin
Vücudunu feda işaretleri mi?

Ağabeyinin bu sözlerini işiten ortanca kardeş, ona şöyle cevap verir:

Eşidtim men Mahasatvi’ning
Sözlemiş çın savın
Timinkiye körmişte
Toruk küçsüz aç barsıg

İşittim ben Mahasatvi’nin
Söylediği gerçek sözleri;
Daha demin görünce
Zayıf, güçsüz aç parsı;

Aç emgekke egirtip
Enükin yigeli kılmışın
Anın sizindim inimke
Et’özin titdi erki mü

Açlık acısı ile kıvranıp

Eniklerini yemeye kalkıştığını.
Bu yüzden şüphelendim kardeşimden:
Vücudunu feda mı etti ki?

Bunun üzerine ağabey-kardeş, aç parsı gördükleri yere giderler. Orada Mahasatvi’nin, pars tarafından parçalanıp yenildiğini görünce, cesedinin artan parçaları ve kemikleri başında yüksek sesle ağlayıp feryat ederler ve şunları söylerler:

Körkle kövşek tokılıg
İnimiz erding küvez a
Ögke kangka sevitmiş

[İnimiz] erding kadaş a

Güzel, nazik yapılı
Küçüğümüzdün, ey yiğit!
Anaya babaya sevdirmiş
Küçüğümüzdün ey kardeş!

Neçükin yana birgerü
Birlekiye ünüp üçegü
Negülüg titding özüngin
Bizni birle barmadıng

Ne için, hep beraber,
Birlikte büyümüşken üçümüz,
Ne diye feda ettin kendini
Bizim ile varmadın?

Ögümüz kangımız bizinge
Utru körüp ayıtsar
Biz ikegü negü tip
Ötünelim sözlelim

Anamız babamız bize
Karşı çıkıp sorarsa,
Biz ikimiz ne deyip
Arz edelim, söyleyelim?

Ol yig bolgay üçegü
Birlekiye ölser biz
Neng bizinge kergeksiz
Bu et’özümüz tirigi

Yeğ olurdu üçümüz
Hep beraber ölsek biz;
(Şimdi) bize gereksiz
Bu vücudun dirliği!

 

İLGİLİ SAYFALARIMIZ VE LİNKLERİ

·         ESKİ UYGUR TÜRKÇESİNDEKİ BAZI EKLER VE BU EKLERİN ÖZELLİKLERİ
Irık Bitig ( Uygur Fal Kitabı)

·         BİLİNEN İLK TÜRK ŞAİRLERİ VE ŞİİRLERİ ( Uygur şairleri)

·         Şehzade İle Aç Pars Hikayesi ( Uygur Metinleri)

·         UYGUR ALFABESİ ( Eski ve Yeni)

·         UYGUR DESTANLARI

·         UYGUR GÖÇ DESTANI

·         Uygur Manici Budacı Nesir Eserleri

·         Uygur Manici Budacı Şairleri ve Eserleri

·         Uygur Manici ve Budacı Şiiri ve Tüm Özellikleri

·         UYGUR TÜREYİŞ DESTANI

·         UYGUR TÜRKÇESİNİN DİL ÖZELLİKLERİ

·         Uygurların İnançları Resim Sanatı Etkileri Yrd. Doç. Dr. Metin YERLİ

·         Abhidharma - Abhidhamma

Kaynakça

·         [1]  Reşid Rahmeti Arat, Eski Turk Şiiri’'nden alıntı..

·         [2] https://www.edebiyadvesanatakademisi.com/edebiyad/174-uygur_manici_budaci_sairleri__ve__eserleri.html

·         [3] Şinasi Tekin, Uygur bilgini Singku Seli Tutung’un bilinmeyen yeni bir çevirisi üzerine, Türk dili araştırmaları yıllığı-Belleten 1965, sayfa 66, 29-33

·         [4] İsa Sarı  Uygur Türkçesi Ders Notları, https://www.isa-sari.com/ders-notlari/UT.pdf

·         [5] Şinasi Tekin, Uygur bilgini Singku Seli Tutung’un bilinmeyen yeni bir çevirisi üzerine, Türk dili araştırmaları yıllığı-Belleten 1965, sayfa 66, 29-33.

·         [6] https://www.gurkanca.com/2013/03/sehzade-ile-ac-pars-hikâyesi-uygurca.html

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar