SELÇUKLU MİNYATÜR ESERLERİ VE ÖZELLİKLERİ

26.10.2014


Dosya:Layla and Majnun2.jpg

Leyla İle Menun- Nizami'den- bir Minyatür.

SELÇUKLU MİNYATÜR ESERLERİ

Büyük Selçuklu Devleti, İran  kültürü altında eserleri  resimlerle süsleme yoluna gitmiştir.  Uygur kültürünün devamı olarak da eski Türklerin resim, ve minyatür kültürüne vakıf olmaları Büyük Selçuklu devletinin de resim ve minyatüre ilgi duymasının ana sebebi olmuştur. Selçuklu Türkleri tıp, botanik, astronomi ve mekanik buluşları içeren bilimsel konulu eserleri minyatürler ile süslemişlerdir.  Minyatürler ile süslenen eserler KİTAB AL-HAŞA’İŞ, MARİFAT AL-HIYAL AL-HANDASİYA, KİTAB EL, BAYTARA, VARKA ve GÜLŞAH, KELİLE VE DİMNE isimli yazma eserleridir.

Anadolu'da minyatürlerle süslenmiş eserler XII.-XIII. Yüzyıllarda yazılmışlardır.  Minyatürlerle süslenmiş olan eserlerin yazıldığı yerler ise  Meyyâfârikîn (Silvan), Diyarbekir, Mardin, Aksaray, Kayseri ve Konya gibi  Anadolu Selçuklularının büyük şehirleri olmuşlardır. Bu şehirler Anadolu Selçuklu devletine bağlı beyliklerin önemli şehirleridir.

İsmâil b. Rezzâz el Cezeri tarafından Diyarbakır 'de Artuklu Emîri Nâsırüddin Mahmûd için hazırlanan Kitâb fi ma'rifeti'l-hiyeli'l-hendesiyye adlı eserin minyatürleri (TSMK. III.Ahmed.nr.3472) Anadolu dışındaki çağdaş Selçuklu resim üslûbuyla benzerlik taşır. Harîrî'nin el Makamât'ı ile Abdurrahman es-sufî'nin Suverü'l-kevâkibi's-sâbite'sinin birer nüshası, Artuklu sarayı için yazılmış Selçuklu resim üslûbundaki diğer minyatürlü kitaplardır.  Selçuklular zamanında Konya, Diyarbakır, Musul ve Bağdat gibi kentler bu dönem minyatür sanatının korunduğu önemli sanat merkezleri olmuşlardır.( İSLAM ANSİKLOPEDİSİ- TDV-Minyatür)

13.Yüzyılda yazılmış olan minyatürlü eserlerin en önemlileri Konya’da Abdülmü’min el-Hûyî’nin hazırladığı Varaka ve Gülşen mesnevisi ve minyatürleri ile Hariri’nin Makâmât’ı olmaktadır.  ( bkz   Hariri Makâmât Adlı Eseri ve Minyatürleri ) Hariri’nin Makâmât  adlı eserinde Ebu Zeyd adında birinin ilgi çekici maceraları minyatürlerle anlatılmaktadır. Bu resimler gerçekçi ve Natüralist nitelikleriyle dikkat çekicidir. Arap Asıllı meşhur bir müellif ve belagat ustası olan Hariri’nin bu eseri  Selçuklu Minyatür sanatı için en çok önemli olan minyatürleri  ihtiva etmesi bakımında önemlidir.  Bu eserdeki Minyatürler  Varka- ı Gülşah mesnevisindeki minyatürler ile birlikte Selçuklu Minyatür sanatının en önemli minyatürlerini oluşturmaktadır. ( bkz   Hariri Makâmât Adlı Eseri ve Minyatürleri )

Hariri- Makamat 

Bir aşk hikâyesi olan Varka ve Gülşah (TKSM, H.841) 13. yüzyıl Selçuklu dönemi Resim Sanatının en güzel örneklerindendir. ( Varka ve Gülşah Mesnevisi ve Minyatürleri ) Yazma, Hoy’dan gelmiş ve Konya’ya yerleşmiş bir aileden olan Abdül Mümin tarafından resimlendirilmiştir. Varka ve Gülşah minyatürlerindeki Türk tiplerini temsil eden figürler, Büyük Selçuklu dönemi çini ve Seramiklerindeki figürlerle büyük benzerlikler gösterir.  İlk minyatürde, içinde çeşitli dükkânların bulunduğu bir çarşı eserde yer alan mekânın tasvirini yapmış olur. Gülşah’ın çadırda üzüntüden bayılmasını ve Varka’ya kavuşmasını gösteren sahneler de ise boşlukların çeşitli hayvan ve bitkilerle süslenmiş olması dikkati çeker.  Bu eserde dövüşen atlılar, Varka ile Gülşah’ın buluşmasını betimleyen resimler de vb arka planda veya zeminde dekoratif süslemelerin olması ilgi çekicidir., Büyük Selçuklu dönemi minyatürlerinin pek çoğunda  insan figürlerinin  dışındaki boşlukların dekorlarla süslenmesi önemli bir özeliktir. İran Azebaycan’ı Hoy kentinden gelerek Konya’ya yerleşmiş bir aileden gelen  Abdül Mümin adlı bir nakkaş tarafından minyatürlerle süslenmiş olan  bu eserdeki  minyatürler  13- 14 Yy Selçuklu minyatür sanatının en güzel örneklerini sergilemektedir. ( Varka ve Gülşah Mesnevisi ve Minyatürleri )

Varka ile Gülşah'tan bir minyatür.

Dioskorides'in Materia Medica'sı (Kitab el-Haşaiş)

Dioskorides İ.S. 2. yy.da Kilikya'da Anazarba'da doğmuş bir hekimdir. Eseri olan Materia Medisa'nın en eski minyatürlü nüshası Bizans devrinden, 520 civarından gelen Viyana Milli Kitaplığındaki yazmadır. Juliana Anicia için yapılmış olan bu eserdeki minyatürlerin benzerleri daha sonra İslam yazmalarından da görülmektedir. Dioskorides'in bugün bilinen 13 İslami çevirisi mevcuttur.

- Leiden Üniversite Kitaplığı (Cad. Or. 289): Minyatürlü en eski Dioskorides yazmasıdır. Miladi 990 yılına tarihlenir. 1083 yılında kopya edilmiştir. 227 yaprak olup 620 minyatürlü sayfa içerir. Minyatürler çoğunlukla antik yazmalardan kopya bitki resimleridir ve çerçevesiz bir halde metnin içine yerleştirilmişlerdir.

- Paris, Bibliotheque Nationale: İspanya'da bulunmuş ve Fransa'ya getirilmiştir. 135 yaprak olup 101 bitki minyatürü içerir.

- Paris, Bibliotheque Nationale (Cad. Arabe. 4947): Yazma 124 yaprak olup 160 miny.

 

Astroloji Kitabı Sivaslı Nasreddin

 

Selçuklu döneminden günümüze gelmiş bir başka eser ise, 1271’de Aksaray’da yazılarak Sivaslı Nasreddin tarafından Selçuklu Sultanı III. Gıyaseddin Keyhüsrev’e sunulan bir Astroloji Kitabı’dır (Paris, bib. Nat., P.174). Doğu’dan alınan motiflerin yanında minyatürlerdeki güçlü konturlar ve hafif gölgelendirme, sanatçısının Bizans minyatürlerini tanımış olduğunu göstermektedir.

Selçuklu dönemi Anadolu resim sanatının ilk örnekleri, XII. Ve XIII. Yüzyıllarda bilimsel içerikli olarak ‘Diyarbakır ve yöresinde Artuklu Emirlerinin ve Konya’da seçkin sınıfın desteğinde ortaya çıkmıştır.

Selçuklu döneminde Anadolu’da, özellikle Konya’da Mevlana’nın ve müritlerinin desteğinde oluşan sanat ortamında, zengin bir resim etkinliği yaşanmıştır. Büyük tasavvuf düşünürü ’Mevlananın(1207–1273) ve müritlerinin resim sanatına duyduğu ilgi bilinmektedir.  Ahmet Eflaki (Dede) ve Ariflerin Menkıbeleri adlı yapıtında, MEVLANA’nın müritleri Kaluyan ve Aynüddevle’nin betimlemede eşsiz olduklarını, Aynüddevle’nin sultan kızı Gürcü Hatun’un isteği üzerine MEVLANA’nın ayakta durur şekilde yirmi ayrı pozunu kâğıt üzerine çizdiğinden söz eder.

Ahmed Eflaki, bir portre ressamı olan Aynüddevle ve Kaluyan’ın dışında Şehabettin Guyende ve Kelhuk bin Abdulah gibi sanatçılardan da söz etmektedir. Bunların yanı sıraMehmed bin Abdullah, Yusuf bin Hamza gibi sanatçılar da Selçuklu dönemi ressamları arasında sayılmaktadır.

İLGİLİ LİNKLERİMİZ

SELÇUKLU MİNYATÜRLERİNİN ÖZELLİKLERİ

Selçuklu minyatürlerinde, İslami düşünceye uygun  soyut bir üslup hâkimdir.   İnsan figürlerin yer aldığı mekânların süslenmesine özellikle dikkat edilmiştir.  Resimlerdeki insan, bitki ve ağaç üsslemeleri ile Selçuklu çinilerindeki resimler arasında önemli benzerlikler görülür.  Buna rağmen Selçuklu döneminde yapılmış  minaytürlü eserlerde bariz bir üslup veya teknik benzerlikler görülmez. Örneğin Hariri’nin eserindeki minyatürler hatta resimler ile Varka-ı Gülşah’taki minyatürlerin desen, renk ve çiizm tekniklerinde bir benzerlik zor bulunur. Bunun nedeni Selçuklu minyatürlerinin değişik kültürlere ait olmasıdır.  Bu eserlerdeki resimleri yapan ressamların veya nakkaşların, Arap, İran veya Türk asıllı olmaları dahi üslup ve teknik farklılıklarının nedenlerini izaha yetmektedir.

Bu eserlerdeki figürlerin yer aldığı mekânların sembolik yerler olması, “zeminin kırmızı, mavi renklerle boyanması, “ gibi bazı ortak noktaların bulunduğuna da delalet olabilir.

Selçuklu minyatürleri belli bir ekol ortaya koymamış, İran , Fars, Arap , hatta Bizans resim ve minyatürlerinin karışık etkisi görülmüştür. Selçukluların hakim olduğu coğrafyada  İlhanlı-Moğol döneminde "Tebriz okulu" ve "Şiraz okulu"; Celayirler döneminde "Tebriz ve Bağdat okulları", Muzaferiler zamanında; "Şiraz okulu", Timurlar'da; "Şiraz okulu", "Herat okulu", Karakoyunlu Türkmenleri döneminde; "Şiraz ve Tebriz okulları", Safeviler döneminde; "Tebriz, Kavin, Isfahan, Şiraz okulları", Özbek döneminde "Buhara okulu", Osmanlı döneminde "Saray okulları, Bağdat okulu" gibi çeşitli tarz, tavır ve üslupların ortaya çıkmış olması da  Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklular dönemindeki üslup çeşitliliğinin nesnelerini de ortaya koymuş olur.

Tüm bunlara rağmen Selçuklular döneminde de minyatüre önem verilmiş,  İran minyatür sanatı etkisinde gelişen Selçuklularda Mevlana'nın resmini yapan Abdüddevle ve başka ünlü minyatür Sanatçıları da ortaya çıkmıştır. Bu minyatürler büyük ölçüde Osmanlı minyatür sanatının da rehberi olmaktadır. Nitekim Osmanlı dönemi minyatürleri ise 18. yüzyıla kadar İran ve Selçuklu etkisi altında olacaktır.

 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar