Talmīḥ تلميح Arapça kökenli bir sözcüktür ve “ima etme, dolaylı olarak bildirme” anlamlarına gelen sözcükler üretilen [ lmḥ ] sülasi – üçlü – kökünden gelmektedir. Telmih veya talmih “ göz ucuyla bakma” anlamına gelen “ lamḥ “ sözcüğünün tefˁîl vezninden mastarı olmaktadır. [1]
Telmih sözlüklerde “ ‘parıl parıl parlatmak” [2] anlamı ile de izah edilir.
Telmih edebiyatta hatırlatma ( anıştırma ) söz sanatı terimi olarak da kullanılmıştır. Telmih sanatına anlamdaş olabilmesi için TDK, anıştırma terimini önermiş ancak bu sözcük pek tutmadığı için günümüz Türkçesinde hatırlatma sanatı olarak bilinmektedir.
Telmih ( hatırlatma ) söz sanatı, yazıda veya şiirde çok kişi tarafından bilinen bir olayı, bir sözü, vecizeyi, atasözünü kullanma veya sözün gelişinden hareketle çok bilinen bir olayı, kişiyi, kıssayı, nükteyi, efsaneyi, hikâyeyi vb işaret etme üstü kapalı biçimde anlatma, sezdirme ve hatırlatma sanatı olarak tarif edilir. Eskiler telmih sanatını : “ Söz arasında meşhur bir vak’a, yahut mâruf bir fıkraya ve yahut mûtad bir usule işâret etme” [3], “Temsil yolu ile bilinen bir kıssaya, meşhur bir fıkraya, yaygın bir nükteye, tarihî bir hâdiseye, hâle uygun bir mesele, ilmî bir bahse işâret etmek …parlatılmış hâle ” [4]getirmek şeklinde de tarif edilir.
Ayet ve hadisler, bir hayli geçmişi olan ve pek çok kişi tarafından bilinmesi gereken tarihi, efsanevi, menkıbevi kişiler ve onlarla ilgili rivayetler, bilinir oylalar telmihin malzemeleridir. Buna rağmen telmihi yapılan kişi veya vaka sanatçı tarafından basbayağı hatırlatılacak şekilde aktarılır. Bu nedenle telmihi yapılan olay, kişi, kıssa vb.nin herkes tarafından bilinecek bir şey olmasına özel önem verilir.
Okuyan kişi telmihi yapılan konuyu bilmiyorsa telmih sanatı amacına ulaşmamış olur.[5] Örneğin Esrar Dede’nin “Mâsivâ nakşına iplik kadar olma mâil / Ehl-i tecrîdi yolından alı kor bir iğne” beytindeki “iğne” kelimesiyle, Hz. İsa’nın göğe yükseltilirken yanında dünya malı olarak bir iğne bulunmasına telmih yapılması herkesin bilemeyeceği veya hemen akla gelemeyebileceği türden bir telmihtir. Ancak telmihlerin pek çoğu pek çok aydının bilebileceği şekilde olsun diye yapılır.
Telmih sanatı yapılırken herkes tarafından bilinmesi gereken veya bilinirliği çok yaygın olan konular işaret edilir. Telmihlerde, Leyla, Mecnun, Ferhat, Kuhken, Hüdhüd, Saba Melikesi, Süleyman, Asaf, Gave, Dahhak, Cemşid gibi eski devre ait kıssalar, hikâyeler, menkıbeler, efsanelerde geçen bilinmesi gereken kişilere ve onların baş aktörleri oldukları olaylar hatırlatılır.
Telmih tek bir sözcük ile yapılabileceği gibi ( kuhken, Kays, Gave, Asaf, Hüdhüd , Gamgan, Belkıs,…) bir çok kelimeden veya meşhur bir vakayı hatırlatacak şekilde dizilmiş ibareler ile de yapılabilinir.
Bazı durumlarda telmih tevriye ile de karıştırılabilir. [6]Ancak telmihte işaret edilen olayın herkes tarafından bilinir olmasına veya bilinecek şekilde ifade edilmesine dikkat edilir. Ayrıca tevriye tek bir kelimeyi uzak ve yakın iki anlamda kullanma gayreti içindedir. Telmih de ise hatırlatılacak olay birkaç kelime ile de anlatılabilir. Ayrıca sözcüğü iki anlama gelecek şekilde kullanma amacı yoktur.
Nabi, Revani ve Akif Paşa bu beyitlerde Hüdhüd , saba, mehlika ( Revani’nin beytinde mürg- dil, Hz Süleyman) sözcükleri ile eski edebiyatta herkesin bildiği Hz Süleyman’ın Saba Melikesi (Belkıs Saba Melikesi ) ile Hüdhüd kuşu ve sabah yeli vasıtası ile haberleşmesi hikâyesini hatırlatmışlardır. ( BKZ Hüdhüd Nedir İbibik ve Hz Süleyman’ın Ulağı )
Vesim ve Sabri’nin beyitlerinde geçen Rüstem, meşhur destan kahramanı Rüstem-i Zal ’dır. Şemşir-i Gamgam ise Hint ve İran destanlarında karşımıza çıkan Zaloğlu Rüstem gibi güçlü kuvvetli bir destan kahramanı olan Kahramân -ı Katil ’in kılıcıdır. ( BKZ Gamgam Tıg-ı ve Şemşir-i Gamgam Rüstem-i Gamgam Nedir )
KAYNAKÇA