Cem Cemşid-i Hurşit Divan Şiirinde Cem

30.07.2015

 CEM

İran’da hüküm süren ilk sülâlelerden Pîşdâdiyân’ın dördüncü ve en büyük hükümdarıdır. Hayatı efsaneleşmiş, divan şiirine de bu esatirler deki efsanevi kimliği ile girmiştir.


İran destanlarında: Hz. Âdem’in yedinci oğlu Geyûmers’in torunu olarak gösterilir. “Cem’e güzel yüzlü oluşu sebebiyle Pehlevîce “ışık ve nur” anlamına gelen Şîd lakabı verilmiş ve Cemşîd adıyla da anılmıştır.” [1] ( BKZ Hatt-ı Câm Hatt-ı Sağar Nedir ve Cemşid-i Hurşid'in Kadehi )

Çemşid denmesinin nedeni ise Güneş’in oğlu ( Ay) olarak kabul edilmesi ile ilgilidir. Cem toplumu, askerler, sanatkârlar ve çiftçiler olmak üzere üç sınıfa ayırmış mesleklerin pek çoğu onun zamanında ortaya çıkmıştır. Topraktan maden üretimi ve savaş aletleri onun zamanında icad olmuş, sekiz yüz sene yaşadığı söylenen Cem’in zamanında birçok ilim ve meslek dalı ortaya çıkmış, şarabı, çiftçiliği, resim, heykel, müzik, müzik aletlerinin pek çoğu vb onun zamanında bulunmuştur. Yabel onun zamanında tıbbı, Yübel onun zamanında musikiyi, diğer kardeşleri Tübel ise çiftçilik ve diğer meslekleri bulmuştur.[2] Bihzad ve Mani[3] resim sanatını bulan kişiler olmuşlardır. ( BkzDivan Şiirinde Ressam Bihzâd Mazmunu )

700 yıl hüküm süren Cem, tahta Güneşin Hamel Koç burcuna girdiği 21 Mart’ta tahta çıkmış, Simurg’un kendisine verdiği üzümleri yetiştirip suyundan şarabı icat etmiştir. Tahta çıktığı gün herkese şarap dağıtmış, 21 Martı ( Nevruz günü ) “ bayram ilan etmiş, ateşler yaktırmış, Güneşin Oğlu Cemşid-i Hurşit olarak kendini tanrı ilan etmiş, her şehre heykellerini diktirmiş ahali ise o heykellerinden Cem’in kendilerini gözetlediğine inanmışlardır. ( BKZ Cemşid ü Hurşid Menevisi Ahmedi )

Cem, 21 Martta altından bir tahta oturmuş altın elbiseler giymiş güneşin doğuşu ile birlikte herkesin gözünü kamaştırmış, tahta çıktığı bu günü de bayram ilan etmiştir. ( BKZ İlkçağdan Bugüne Destanlar Gelenekler İnançlar ve Divan Şiirinde Nevruz ) İran esatirlerinde Cemşid ile ilgi bir başka efsaneye göre Cemşîd, ifritleri nevruz gününde yakalamış onları ilâhî saltanat arabasına bağlamış ve onların sayesinde saltanat arabasını göklere yükseltmiştir. Cemşîd, yakaladığı bu ifritleri insanlara hizmet etmeleri için de görevlendirmiştir. ( Kaynak:ŞİNASİ GÜNDÜZ, Nevruz DİA- Ehsan Yarshater, “Nawrūz”, ER, X, 341-342)

Ne câm Cem’de ne Cem pây-dâr-ı taht-ı zerinde

Ko almasun katı âvâreler şarâb üzerinde    Nevizade Atai

Divan edebiyatında Cem genellikle kadehiyle birlikte ve şarabın mucidi, veya Ayine-i Cem , Bezm (içki meclisi) ve Nevruz vesileleri ile zikredilir. ( BKZ Nevrûz Nevruz-u Amme Nevruz u Hassa Nedir Şiirlerde Nevruz )

  • Sinesi çak etse saki sunsa la’lin neyleriz
  • Alemin ayine-i İskender ü cam – Cem’in          Mantıki

Saki Cem ile İskender'in aynasını parçalar gibi sinesini parçalayıp kırmızı şarabı sunarsa neyleriz.

  • Câm la'lindir senin âyine rûy-ı enverin
  • Adı var câm-ı Cem ü âyine-i iskender'in          Baki

Senin ay gibi parlayan yüzün içtiğim kırmızı şarabın içinde gözüküyor , İskenderin veya Cem’in aynasının ancak adı var. ( tadı yok)

  • Namına mürde iken verdi hayat-ı ebedi
  • Ab-ı hayvan demesin badesine Cem ne desin?    Cevri.


  • Nazar kıl çeşm-i ‘ibretle çemende lâle vü nergis
  • Biri tâc-ı Keyânîdür birisi efser-i Cemdür       Bursalı Rahmi 

Bursalı Rahmi bu beytinde hem Cem'den hem de hükümran kıldığı kendi hükümdarlık sülalesi olan  Keyani sülalesinden bahsetmiştir.

  • Rûşen-dil olsa dâ’im Cem gibi nola eflâk
  • Destinde mihr-i hâver câm-ı cihân-nümâdur    Bursalı Rahmi 


  • Cem'in tamâma erip devri câm kalmıştır
  • O camdan da bu mecliste nâm kalmıştır    Nabi Şiirleri


  • Dile iklîm-i Cem’dir gülşen-i me‘vâ-yı istiğnâ
  •  Murassâ tâc-ı zerdir gonca-i zîbâ-yı istiğnâ      Leskofçalı Galip Şiirleri


  • Cem ser-encâmını nakl etdi leb-i câm-bana
  •  Zehr-i mâr oldu mey-i gerdiş-i eyyâm bana        Şeyh Galip Şiirleri

  • Aglar Cemüŋ firâkına acır şarâb-ı sürh
  • Kanlu yaşını dökmege çeşmi tınâb-ı sürh       Bursalı Rahmi Şiirleri


  • Nâylar virür fenâ-yı bezm-i ‘âlemden haber
  • Câmdan sorsaŋ virür keyfiyet-i Cemden haber       Bursalı Rahmi Şiirleri


  • Fenâ-yı bezm-i Cem içün şarâb kan aglar
  • Aŋup o demleri çeşm-i habâb kan ağlar          Bursalı Rahmi Şiirleri

Cam-ı Cem,  Cem’in Dünyada Olan Biteni Gösteren Aynası

Cem’in aynası Rivayete göre bu ka­deh, temsilî yedi madenden yapılmış, sihirli bir kadehtir. Diğer adı ise Cam-ı Cihannuma’dır. Esatirlere ve Cem’in kadehi etrafında oluşan inanışlara göre Cem bu kadehe bakarak civar ülkelerdeki halleri seyredermiş. Cem’in aynası İçine bakıldığında, dünyada olup biten her şeyi gösteren bir aynadır.  Cem bu kadehe bakarak, devlet görevlilerinin adil davranıp davranmadıklarını, zulum edenleri, nizamı bozanları, intizamı sağlayanları görür ona göre davranırmış, Hangi ülkeye bakmayı dilerse o ülkeyi görür ülkelere ve düşmanlarına da bakarak tedbirler alırmış[4] ( BKZ Mir'ât Nedir Mirât-ı âlemnuma Ayîne-i İskender ve Cem'in Aynası-

Câmı Cem Câm-ı cihannüma Câm-ı âlemnüma, )

  • Âlemün nakşını seyr itmek ise maksûdun
  • Bakma âyîne-i İskender'e Cem câmın gör      (Tıflî)


  • Def`-i gamda olmazız muhtâc câma Cem gibi
  •  Aşıkuz biz âşıka eglence olmaz gam gibi   Şeyhülislam Yahya Hayatı Divanı ve Şiirleri

  • Tevârîh-i Cem ü İskender itmez hâtırum hergiz
  • Meger câm-ı cihân-bîn eyleye anı yine rûşen         Avni Fatih Sultan Mehmet Şiirleri

Cem’in Kadehi : ( BKZ :  Câmı Cem Câm-ı cihannüma Câm-ı âlemnüma,)

Cem’in Kadehi ile Cem’in aynası aslında aynı şeydir. Cem kadehini ayna gibi kullanır. Kadehindeki şaraba bakarak âlemi, ülkesindeki yolsuzlukları, adaletsizlikleri, halkı ve yönetenleri izler, düşmanlarının ülkesini de gözetlermiş. Bu ka­deh, temsilî yedi madenden yapılmış, sihirli bir kadehtir ve kadeh boşalınca derhal geri şarapla dolmaktadır.

  • Çeşme-i câm ı musaffa zahida Cem a hayrıdır
  • Olam mani ondan erbab-ı muhabbet içmiş âb           Sabr-i Şakir

Ey Zahid, Sufilerin şarabının çeşmesi Cem’in hayratındandır. Şaraba mani olma ki muhabbet erbabı o çeşmeden su içer.

  • Câm-ı Cem’i aldum ele dil şevk ile toldı
  • Bakdukca ol âyineye dünyâ benüm oldı        Nevizade Atai


  • Ruhuñ âyînesinde câm-ı la'lün gösterür diller
  • Safâ ehline birdür câm-ı Cem mir'ât-ı İskender   (Dânişî)


  • Seng-i ta’n etmededir şişe-i nâmûsu şirkest
  • Bezm-i rindânda bu fagfûr bu Cemşîd olmaz        Şeyh Galip[5]

Cem kimi eski metinlerde bazı benzer özelliklerinin olmasından dolayı olsa gerek Hz. Süleyman ile ilişkilendirilmiş, Hz. Süleyman’a da Cem denmiştir. Cem ile İskender ve Zülkarneyn arasında da ilgi kurulmuş , Cem; İskender ve Zülkarneyn’in yerine de kulanılmıştır. [6]Cem’i Hz Süleyman ile karıştıran şiirlerde eğer Cem; hüdhüd, belkıs, Saba, Asaf, Hatem ile birlikte kullanılıyorsa burada kast edilen Cem değil Hz. Süleyman’dır.

  • Gerçi Cem –i hüsne dilimiz Hüdhüdü peygam
  • Mecnun gibi lâne bür –i hane be –duşuz                     Şeyh Galip

Bu dizede Hüdhüd ile Cem kullanılsa da maksad Hz Süleyman olmalıdır Eğer Cem, sed, seyehad ve düşman gemilerini yakan ayine ile kullanılıyorsa bu defa maksat İskender demektir.

  • Hakka ki Süleymanlık ise ancak olur bu
  • Cem gitti bozulmaz dahi eyvan-ı harabat        Faizi  [7]

Ab-ı hayatı Zülkarneyn ve Hızır aradığına göre Hz Süleyman dense bile kasıt İskender’dir.

İgili Linklerimiz 

 Kaynakça

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar