AYİNE TÜRLERİ ŞİİRİMİZDE AYNALAR VE ÇEŞİTLERİ

05.07.2015

AYİNE – ŞİİRİMİZDE AYNALAR VE ÇEŞİTLERİ


Ayine - Şiirimizde Ayna Mazmunu ve Örnekleri bahsinde gördüğümüz gibi ayine veya ayna , divan halk ve çağdaş şiirimizde oldukça sık kullanılmış bir obje, sembol ve mazmundur. Divan şiirinde ayna, hem gerçek hem de mecaz manalarda kullanılmış, parlaklık ve aydınlık yönüyle sevgilinin yüzü, gerdanı, sinesi ile ayna arasında benzerlik kurulmuştur. ( bkz Mir'ât Nedir Mirât-ı âlemnuma Ayîne-i İskender ve Cem'in Aynası )

Ayna ile ilgili olan, gubar-toz-jengâr, keçe kılıf, aynanın yapıldığı madde (gümüş-pulad vs.), ayna tutan ve ayna gezdiren, diğer süs araç ve gereçleri gibi unsurlarla, ayna ile ilgili inançlar ve deyimlerle ilişkili anlamlar ve sözler bir araya getirilir. (câm-ı Cem, câm-ı âlem-nümâ, âyîne-i İskender, âyîne-i âlem-nümâ), gibi terkiplerle efsanevî aynalara telmihte bulunulur. İsti‘are ile güneş anlamında (âyîne-i âsmân, âyîne-i çerh, âyîne-i hâverî, âyîne-i gerdûn, âyîne-i gerdân) terkipleri kullanılmıştır.. Tasavvuf şiirinde, tecellî, varlık, gibi tasavvufî kavramlar, dervişin halet-i ruhiyesi, hayal, heyecan, hayret gibi duyguları, yani soyut kavramlar olan hal ve durumlar, somut unsurlarla birleştirilmiş; soyut kavramlar somut eşyalar ile biçimlendirilerek zihinde canlandırılmıştır. Böylece ayna da bazı kavram ve unsurların sembolü olmuştur..” [1] ( bkz Câmı Cem Câm-ı cihannüma Câm-ı âlemnüma,)

Ayna, yüz, çehre, yanak ifade eden kelimelerle birlikte, eşya ve varlıkları aksettirmesi, yönlerinden kullanılmıştır. Halk ve çağdaş şiirimizde konu açık olduğu için divan şiirimizdeki ayna kavramı ve mazmununun belli başlı tipleri şu şekildedir.  

Gümüş aynalar: Eskiden gümüş çerçeveli el ve masa aynaları zenginlik ölçüsü ve önemli bir yadigârdı. Gümüş ayna divan şiirinde beyaz ten ve ak sineye benzetilen bir teşbih unsuruydu.

Gümüşten ayinler gibi saf iken sinen      Nedim

Berberlerdeki aynalar da genelde gümüştendir. Ayna çoğu kez gerçek anlamında kullanılır. Bu durumda berber, berber çırağı, tarak vb ile birlikte kullanılmıştır.

  • Sadrî dükân öninde âyîneler ne sarkar
  • Görmek degül murâdı çünkim o ser-terâğı  [2] Sadrî,

  • Terâş itdükde ey berber eline âyîne sunma
  • Sakın tasvîrine aşık olur dilber görür kendin     (Fevrî)

  • Miyânuñ rişte-i cân mı gümiş âyîne mi sîneñ
  • Bünâgûşuñla mengûşuñ gül ile jâledür gûyâ   Baki 

Tunç aynalar: Şeyhler ve tedavi ocakları olarak kabul edilen ailelerde olan ağız ve yüz çarpmasını tedavi eden aynalardı. [3] Ağzı eğri olanlar bu aynaya bakınca şifa bulurdu. Bu aynaların bir türü de Ayine-i çin, çini aynadır.

  • Bakmaya men eyleme uşşak-ı can –ı sinene
  • Ağzı eğriler ko baksın daima ayinene          Atai [4]

  • Sueratâ çin görünür çehre-i gülde amma
  • Bir safa vardır ki görenler sanır ayine-i çin  [5]     Baki

Bakanlar gülü çehresi buruşuk görür, ama onda öyle bir aklık vardır ki görenler çini ayna zannederler.

Su aynaları:

Aynalar yokken veya icat olduktan sonra da insanlar suya bakarak kendilerini seyretmişlerdir.

  • Suda görüp cemalini hod bin olursun ah!
  • Ayine dar –ı hüsnün ab ı revan imiş      Ahmet Paşa

  • Tâbdan âyîne-i cûyda Gâlib görünür
  • Lâleler peyker-i hurşîd ile yan-be-yan                     Şeyh Galip G.289-3

  • Olur musaykal-ı hâkister-i fenâ bir gün
  • Ne jeng-i âyine-î dil ne inkisâr kalır            Naili

Ayna bi gün gelir ki yokluk külü (hâkister-i fenâ) ile cilâlanır. O zaman ne gönül aynasının pası (jeng) ne de kırığı (inkisâr) kalır.

Gönül Aynası Tecelli

Daha çok tasavvuf şiirinde kullanılan bakanların kendilerini gördükleri ama vahdeti mutlakı ve vahdet i vucud fikirlerinin ince ince işlendiği mecazi bir aynadır. ( bkz Tecelli Kökeni Anlamları Tasavvufta Tecelli )

Tasavvufa göre Allah güzelliğini görmek istemiş ve tıpkı bir yanaya bakıyor gibi âlemi yaratmıştır. Tasvvufcuların gönül aynası tasavvurlarının özünde bu düşünceler vardır.

  • O gonca-dehen teveccüh ederse şerm ede gülşen âyîneden
  • Küşâde olur behişt-i visâle bir nice revzen âyîneden            Şeyh Galip G.289-3

Âşık kesret aynasına baktıkça sevgilisini görür. Aynaya baktığında, kendi görüntüsünü sevgilinin görüntüsü olarak görür.

  • Başka ‘âlem bulmuş ol mihr-i cemâl-i yârdan
  • Zerredir hem âftâb-ı ‘âlem-ârâdır gönül          Şeyh Galip G.228-4

Kalp Allah’ın evidir; âlemlere sığmayan Tanrı insanın kalbine sığmıştır. Dünyalara sığmayan Allah bir gönle sığarsa o gönül yere göğe sığmaz. Yıldırımlar yuvası olan gönül, göklere, kâinata sığmayan bir tecellîdir.[6]

 İgili Linklerimiz 

 KAYNAKÇA

  • [1] Zülfi GÜLER, ŞEYH GALİB DİVANINDA AYNA SEMBOLÜ, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 14, Sayı: 1, Sayfa: 103-121, ELAZIĞ – 2004
  • [2] İncinur ATİK GÜRBÜZ, DİVAN ŞİİRİNİN SEVİMLİ YÜZLERİ OSMANLI ŞİİRİNDE BERBERLERİ, turkish Studies - and History of Turkish or Turkic Volume 7/3, Summer 2012, p. 233-255, ANKARA-TURKEY
  • [3] A. Talat Onay, Eski Edebiyatta Mazmunlar, MEB Yayınları, İst. 1996, shf 119
  • [4] A. Talat Onay, Eski Edebiyatta Mazmunlar, MEB Yayınları, İst. 1996, shf 119
  • [5] A. Talat Onay, Eski Edebiyatta Mazmunlar, MEB Yayınları, İst. 1996, shf 119
  • [6] Zülfi GÜLER, ŞEYH GALİB DİVANINDA AYNA SEMBOLÜ, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 14, Sayı: 1, Sayfa: 103-121, ELAZIĞ – 2004

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar