Câmı Cem Câm-ı cihannüma Câm-ı âlemnüma,

29.07.2015

Câm-ı Cem, Câm-ı cihannüma,  Câm- âlemnüma,

 

Câm: Kadeh, ufak billur bardak anlamındadır. Cam: kadeh, rıtl, peymâne, piyâle, sâgar, sağrak, ayak, dolu kelimeleri ile aynı anlamda kullanılmıştır. 

Cam ve diğer eşanlamları çok çeşitli imgeler, efsanevi konular, ritüeller, meclis, Bezm, içki ve şarapla alakalı çok çeşitli tasavvurlar ve atıfta bulunulan konularla birlikte kulanılmıştır. Cam –ı Cem ‘de bunlardan biridir.Cam ı Cem, Cem’in kadehi anlamına gelir. Cem - Cemşid-i Hurşit şarabın mucidi olan,  Zalim Dahhak ortaya çıkana kadar esatirlere göre sekiz yüz yıl yaşayan, Nevruz

 ‘Da tahta çıktığı için 21 Mart Nevruz gününü bayram ilan eden, devrinde pek çok bilim, sanat ve mesleklerin icad edildiği, Güneşin oğlu olduğu için Cemşid-i Hurşit olarak da anılan efsanevi bir destan hükümdarıdır. ( Bkz Cem - Cemşid-i Hurşit ( Divan Şiirinde Cem ve Tüm Özellikleri ), (Dahhak ve Efsanesi Şiirlerde Dahhak Gave Sahtiyan Önlük )  

Şarabın mucidi olan Cem aynı zamanda kadehin ve Cam-ı Cem denilen efsanevi sagarın da mucididir. Bu yüzden bu kadeh Cem’in kadehidir fakat bu efsanevi kadeh ile İskender, Keyhusrev ve Hz Süleyman ‘da ilişkilendirilir. Cem’in aynası Rivayete göre bu ka­deh, temsili yedi madenden yapılmış, sihirli bir kadehtir. Diğer adı ise Cam-ı Cihannuma’dır. Esatirlere ve Cem’in kadehi etrafında oluşan inanışlara göre Cem bu kadehe bakarak civar ülkelerdeki halleri seyredermiş. Cem’in aynası İçine bakıldığında, dünyada olup biten her şeyi gösteren bir aynadır.  Cem bu kadehe bakarak, devlet görevlilerinin adil davranıp davranmadıklarını, zulüm edenleri, nizamı  bozanları, intizamı sağlayanları görür ona göre davranırmış, Hangi ülkeye bakmayı dilerse o ülkeyi görür ülkelere ve düşmanlarına da bakarak tedbirler alırmış. Divan şairleri arasında  “Cam’ı Cem’in, Cem’den Dârâ’ya ( III.Darius ) intikal ettiği; Dara’nın bu aynaya bakarak İskender’in hamlelerini görüp tedbir aldığı, İskender’in de Ayine-i İskender’i yaptırtmak zorunda kaldığı şeklinde “ [1]düşünceleri de vardır. “Câm-i Cem: bütün evrendeki durumu, yedi feleğin sırrını, açık ve ayrıntılı bir şekilde gösteren bir kadehtir.” Hudâynâmelerde; astronomik şekiller, yıldızlar ve gezegenlerin resimleri, yeryüzünün yedi kıtasının şekilleri onun üzerine işlenmiştir. Gizemli özellikler taşımakta olan Câm-i Cem’de, yerkürenin en uzak noktalarında bile gerçekleşen olaylar da yansımaktadır.” [2]

Divan edebiyatında bu kadeh Câm-ı kîtî-nümâ , Sagar- ı Cem , cam – ı safa, cam – işret, cam – ışarap cam-ı mina, cam-ı cihannüma, cam- alemnuma, cam-ı git-i nüma, cam-ı musaffa, cam –ı zerin , cam – gülgun, cam –ı gülreng, cam –ı lebriz, cam –ı gülfam, cam –ı ateş reng, cam – sabuhi terkiplerinin hepsi Cam- Cem’e işaret eder.[3] [4]Bu sihirli kadeh boşalınca derhal dolan bir kadehtir.

  • Sagar-ı Cem boşalıp yine dolarmış amma
  • Hiç hun ı ciğer eksilmedi canımdan benim       Naili

Cem’in kadehi uzaktakileri gösteren bir kadehtir bu yüzden âşıklar kadehe baktıklarında sevgilerinin yüzünü ve dudağını bu kadehte görürler.

  • Çeşme-i câm ı musaffa zahida Cem’a hayrıdır
  • Olam mani ondan erbab-ı muhabbet içmiş âb       Sabr-i Şakir [5]

Ey Zahid, Sufilerin şarabının çeşmesi Cem’in hayratındandır. Şaraba mani olma ki muhabbet erbabı o çeşmeden su içer.

 

  • Safâ-yı hâlet-i tab’uñ yiter eglence ey Bâkî
  • Bî-hamdi’llâh ne gam yirsin elüñde sâgar-ı Cem var    Bâkî

Çıkar cam-ı Cem’i Avni hazinenden temaşa kıl

Eğer bilmek muradınsa kemah-ı kâr-ı dünyayı        Avni ( Fatih Sultan Mehmet) [6]


Bu beyte göre Fatih hazinesi içinde Cem’in kadehinin de olduğunu söylüyor, eğer dünyanın nimetlerine bakmak istersen bu kadehi bul da seyret diyor.

  • Harabıyız o meyin Naili ki cürasıdır
  • Sabah-ı haşre dek âramı hatırı Çemşid        Naili

O şarabın harabıyız ki curası mahşere kadar Çemşi-i aram ı hatırdır.


Eskiden şaraplar tortulu olur. Kadeh bittikten sonra kadehin dibinde bir miktar tortu kalırmış, Bu tortuya ise Cüra denir, bu Cüraları ise “Cem’in ruhuna “ denilerek toprağa dökülmesi adetmiş. Bu beyitte Naili bu âdete işaret etmektedir.


Cem’in aynası, İskender’in yanasından biraz farklıdır. Cem’in aynası bir kadehtir, İskender’in ki ise bir aynadır. Cem’in yanası içi sürekli şarap dolu olan içildikçe dolan içi şarap dolu bir kadehtir. Bu kadehin ayna gibi göstermesini sağlayan şey ise kadehin içindeki şaraptır. Cem kadehindeki şarabın yüzüne bakarak âlemi görmektedir. İşte bu noktada, mecazlar ve anlam oyunları başlamakta, kadehin içindeki şarap, mey, işret, sevgilinin yüzünü, dudaklarını kadehte görmek, sarhoş olup dünyayı başka türlü görmeye başlamak gibi anlamlar ve anlam oyunları ortaya çıkarılır. Kadehin içindeki ayna , “ İran ve Türk edebiyatlarında; “câm-i cihânârâ”, “câm-i cihânnumâ”, “câm-i cihânbîn”, “câm-i âlembîn”, “câm-i gîtînuma: dünyayı gösteren kadeh”, câm-i Keyhusrev: Keyhusrev’in kadehi”, “Âyîne-yi Süleyman: Süleyman’ın aynası”, “Âyîne-yi Sikender: İskender’i aynası”, “Piyâle-yi Cem: Cem’in kadehi” adlarıyla da anılır.” [7]

  • Neyleriz ayine-i dehr-i nümâ- yı  Cem’i biz
  • Biz tehi camda bin âlemi seyran ederiz.          Sabri Şakir

Cem’in dünyayı gösteren aynasını neyleriz. Biz boş kadehten bin âlemi seyran ederiz.

  • Çemşid eğer görseydi âlemde câm -ı  la’lin
  • Ömründe bakmaz idi câm-ı cihannümaya        Hamidi 
  • Cem senin la’l gibi dudaklarını görseydi ömründe Cem aynasına hiç bakmazdı
  •  
  • Rûşen-dil olsa dâ’im Cem gibi nola eflâk
  • Destinde mihr-i hâver câm-ı cihân-nümâdur    Bursalı Rahmi 
  •  
  • Mürşid-i kâmil âdemi câm-ı cihan-nümâ ider
  • Câm-ı cihân-nümâ nedür âyine-i Hudâ ider          Taşlıcalı Yahya

Cam- Cem, Cem’in   dünyada olan biteni gösteren aynası dır. İskender’in aynası ise AYİNE- İ İSKENDER  adını alır. Bu iki ayna arasında pek çok işlevsel benzerlik bulunur. Buna rağmen ayrı adlar verilmiştir.  İskender’in aynası ile Cem’in aynası arasında bazı farklar da vardır. İskender’in  "Ayîne-i âlem-nümâ (Cihanı gösteren ay­na)’nın  yuvarlak mı, düz mü olduğu hakkında  ihtilâf vardır. Ama bu ayna iki tarafı da gösterirmiş. [8]Yalancı olanlar aynaya baktığı zaman ayna görüntü vermez, İskender de, kim yalan söylüyor, kim yalan söylemiyor aynaya ( aynanın aldığı şekle, renge göre, veya aynayı yalancıları göstermediği haline ) bakarak anlarmış .[9] Çünkü ayna­nın arka yüzü yalancıların görüntüsünü kabul etmezmiş.( Bkz  Mir'ât Nedir Mirât-ı âlemnuma Ayîne-i İskender Cem'in Aynası )

  Esatirleri işaret edilir. Âyîne-i âlemnümâ” veya “âyîne-i gîtînümâ” olarak da anılır. İskender’in aynası, uzağı gösteren, ufuk açan, insana dünyayı gösteren, yalancıları ve yalanlarını ortaya çıkaran ayna şeklinde kullanılır.

“Âyine-i İskender, tasav­vufta da kâmil insanın Allah'tan başka şeylerden arınmış olan kalbini ifade eder. Bu kalpte ancak hakikatler akseder.”

  • Bir âyîneyle İskender nice benzer sana cânû
  • Senin her bakdığın mir'ât olur âlemnümû cânû          Şeyhülislam Yahya

 

  • Ol ayine-yi tab-ı gubar-ı gamdan azade
  • Bula İskender-i zatı cihanda izz-i bi-payan     Fatin

İskender’in aynası gibi hiç tozlanmayan bir ayna ( saf gönül, kalp, temiz yürek) bulan bu cihanda her kederden uzak kalır.

Bu aynalar Hz. Süleyman veya Keyhusrev’e da isnat edilmektedir. Şehnamede  Keyhusrev kadehine bakarak Bîjen’in bir kuyu içinde bulunduğunu görür ve Gîv’e haber verir.  [10]

İLGİLİ LİNKLERİMİZ

 KAYNAKÇA

  • [1] A. Talat Onay, Eski Edebiyatta Mazmunlar, MEB Yayınları, İst. 1996- shf. 151
  • [2] Prof. Dr. Nimet Yıldırım, HÂFIZ-İ ŞÎRÂZÎ, DİVAN, ÇEVİRİ VE AÇIKLAMALAR, https://nyildirim.wordpress.com/sirazli-hafiz/
  • [3] A. Talat Onay, Eski Edebiyatta Mazmunlar, MEB Yayınları, İst. 1996- shf. 151
  • [4] Divan Edebiyatına Etki Eden Farisi Öğeler ve Mazmunlar www.edebiyadvesanatakademisi.com
  • [5] A. Talat Onay, Eski Edebiyatta Mazmunlar, MEB Yayınları, İst. 1996- shf. 151
  • [6] A. Talat Onay, Eski Edebiyatta Mazmunlar, MEB Yayınları, İst. 1996- shf. 151
  • [7] Prof. Dr. Nimet Yıldırım, HÂFIZ-İ ŞÎRÂZÎ, DİVAN, ÇEVİRİ VE AÇIKLAMALAR, https://nyildirim.wordpress.com/sirazli-hafiz/
  • [8] AYİNE- İ İSKENDER ve AYİNE-İ ALEM NÜMA,https://www.edebiyadvesanatakademisi.com/y
  • [9] AYİNE- İ İSKENDER ve AYİNE-İ ALEM NÜMA,https://www.edebiyadvesanatakademisi.com/y
  • [10] Tahsin Yazıcı  , Cam-ı Cem, DİA, cilt: 07; sayfa: 42


Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar