04.11.2019
Mir'ât- Mirât-ı âlem numa Ayîne-i âlem-nümâ Nedir.
Osmanlıca yazılışı : Mir'ât مرآت
Mi’rat sözcüğü Arapça kökenlidir ve sözlüklerde iki manası vardır. Birinci anlamı ayna ayine ; ikinci anlamı ise meşhur bir cins lâle dir.
Mi’rat kelimesi ayna anlamındaki mecazi ve gerçek anlamı ile Divan Edebiyatında en sık kullanılan kelimelerinden biridir. Mi’rat sözcüğü divan şiirinde daha çok ayna anlamına gelecek şekilde ifade bulmuş, lale manasına gelecek anlamında nadir olarak kullanılmıştır.
Ayine ve ayna şeklindeki anlamları mücella, parlak satıh, tecelli, vasıta gibi anlamlarda kullanılmış, gerçek anlamda kullanılan bu anlamlarının yanı sıra aşığın gönlü, gönül aynası, sevgili, sevgilinin yüzü gibi mecazi manalarında da karşımıza çıkmıştır.
Ayna ve ayine divan şiirinde üzerinde en çok hayal kurulan eşyalardan biridir. Ayna genellikle sevgili ile birlikte kullanılır. Sevgilinin elinde tuttuğu, sevgilinin yüzünü seyrettiği bir nesne olması dolayısı ile kimi zaman kıskanılan bir alettir. Aşığın sevgiliye hediye etmek istediği bir alet olarak da karşımıza çıkar. Ayna kelimesinin şiirlerde kullanım amaçlarından diğerleri, sevgiliye ayna tutma, sevgiliyi aynaya bakarken izleme, aynaya bakan sevgili imajları [1] ile ilgili olduğu gibi sosyal hayat ve tasavvufi anlamlarda da oluşmuştur. ( bkzAyna Tutmak - Ayine Dan- Ayine-i Gerdan )
Ayna veya ayine divan şiirinde kalbi de temsil eder. Kalb de tıpkı ayna gibi bakanı göstermektedir. Ayna ve Mir’at sözcükleri tasavvufi manada daha çok gönül aynası, tecelli, insanı-ı kâmil ve hayret anlamları ile kullanılmıştır. [2]
Mirât-ı âlem numa veya Ayîne-i âlem-nümâ Nedir.
Mirât-ı âlem numa veya Ayîne-i âlem-nümâ Cihanı gösteren ayna anlamına gelir. Bu iki ayna Cem ve İskender’in aynalarını hatırlatır. Divan edebiyatının en sık kullanılan mazmunlarından olan bu aynalara dair bir çok da esatir bulunur. İskender’in aynası ile ilgili üç farklı efsane anlatılmaktadır. Bunlardan birisi: İskender’in elinde tutarak kimin yalan kimin doğruyu söylediğini gösteren aynasıdır. Diğeri ise İskenderiye’de bir kule üzerinde kurdurup çok uzaktan düşman gemilerini görebildiği ve uzaktan gemileri yakabildiği aynasıdır. [3] İskender İskenderiye şehrini kurduğu zaman Belinas, Hermis ve Valines onun için bir ayna yapmışlar ve yüksek bir yere koymuşlar, bu aynada oraya gelmekte olan gemileri daha çok uzakta iken görüyor ve bu aynaların ışığını tutarak uzaktaki gemileri yakıyorlarmış.
Başka bir rivayette ise Aristo, öğrencisi İskender için uzaktaki gemileri yakabilen bir ayna yapar. Bu ayna İskenderiye şehrinde minare gibi bir sütunun üzerine kurulur ve bu ayna ile İskender’e yüz mil uzaktaki gemileri bile göstermektedir. Fakatbir gece, bekçileri uyurkenbu ayna çalınır ve denize atılır.
Üçüncü rivayet ise daha ziyade Cem’in aynasına benzer bir ayna ile alakalıdır. Hint hükümdarı, yuvarlak veya küre şeklinde bir aynayı İskender’e hediye olarak göndermiştir. Aynanın arka tarafı doğru konuşanları gösterirken, yalan söyleyenlerin yüzünü göstermez veya renk değiştirirmiş. “İskender önemli bir konuda birine bir şey sorar, aldığı cevabın doğru mu yalan mı olduğunu anlamak için de o kişiye aynanın arkasına baktırır, böylece yalan mı söylüyor doğru mu söylüyor anlarmış. “BKZ AYİNE- İ İSKENDER ve AYİNE-İ ALEM NÜMA )
Cem ‘in aynası ise âlemi gösteren memlekette kimin ne işle uğraştığını Cem’e bildiren aynadır. Cem’in aynası temsilî yedi madenden yapılmış, sihirli bir kadehtir. Cam-ı Cihannuma’ adlı bu aynaya bakan Cem civar ülkelerdeki halleri seyredermiş. Cem bu kadehe bakarak, devlet görevlilerinin adil davranıp davranmadıklarını, zulum edenleri, nizamı bozanları, intizamı sağlayanları görür ona göre davranırmış, Hangi ülkeye bakmayı dilerse o ülkeyi görür ülkelere ve düşmanlarına da bakarak tedbirler alırmış. ( Cem - Cemşid-i Hurşit ( Divan Şiirinde Cem ve Tüm Özellikleri ) Bu aynalar ayine-i İskender ve ayine-i Cem, olarak da adlandırılırlar. ( BKZ Câm-ı Cem, Câm-ı cihannüma, Câm- âlemnüma,
İgili Linklerimiz
KAYNAKÇA
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın