06.07.2015
AYİNE- İ İSKENDER ÂYÎNE-İ ÂLEM NÜMA
İskender'in aynası veya tasavvufi manadaki kullanılan hali olan "Ayîne-i âlem-nümâ (Cihanı gösteren ayna)" anlamındadır ve bu mazmun bir takım efsanelere dayanır. Bu efsanelerin kaynağı ise İran esatirleri ile ( destan- mit) ( BkzDârâ III.Darius Kimdir ve İskender ) İskender nameler ve Yunan kökenli kimi rivayetlerden oluşur. ( BKZ Türk Edebiyatında İskendernameler )
Bu rivayetlerden bir tanesi: İskender İskenderiye şehrini kurduğu zaman orada bulunan hekimlerden Belinas, Hermis ve Valines bir ayna yapmışlar ve yüksek bir yere koymuşlar, bu aynada oraya gelmekte olan gemileri daha çok uzakta iken görüyor ve bu aynaların ışığını tutarak uzaktaki gemileri yakıyorlarmış şeklindedir. [1]
Senün ol sîne-i billûrını kim görse dirlerdi
Cihâna bir dahi İskender-i âlem-nümâ geldi (Rezmî)
Der ü dîvârı hep mir'ât-ı İskender midür bilmem
Temâşâ eyledikce başka bir âlem olur meşhûd (Rahmî)
Başka bir rivayet ise Aristo’nun öğrencisi İskender için uzaktaki gemileri yakabilen bir ayna yaptığı, bu aynayı İskenderiye şehrinde minare gibi bir sütunun üzerine kurduğu, bu ayna ile İskender’in yüz mil uzaktaki gemileri bile gördüğü ve bu aynanın bir gece, bekçileri uyurken çalınıp denize atıldığı şeklindedir.
Cila vermiş ise ayine-i İskender’e Risto
Benim sen saykal- ı ayine-i re’yi savabımsın Nedim [2]
Saykal aynayı parlatan alettir. Aristo, İskender’e aynasını paralatmak için cila vermişse, sende benim gönül aynamı parlatan saykalsın.
Hint kökenli olduğunu düşündüğümüz diğer bir rivayette ise Hint hükümdarı Kayd ‘ın İskender'e gönderdiği dört önemli hediyeden bir tanesi de bu aynadır. Yuvarlak mı, düz mü yoksa küre şeklinde mi olduğu pek anlaşılamamıştır. Divan edebiyatında bu ayna düz, yuvarlak veya küre şeklinde olarak da düşünülmüştür. Fakat bu aynanın daha çok düz olarak düşünüldüğü bu aynanın iki tarafı da gösteren bir ayna olduğu düşüncesi biraz daha yoğun olarak işlenir. Aynanın arka tarafı doğru konuşanları da gösterirken, yalan söyleyenlerin yüzünü göstermez veya renk değiştirirmiş. İskender önemli bir konuda birine bir şey sorar, aldığı cevabın doğru mu yalan mı olduğunu anlamak için de o kişiye aynanın arkasına baktırır, böylece yalan mı söylüyor doğru mu söylüyor anlarmış. Yalancı olanlar aynaya baktığı zaman ayna görüntü vermez İskender de, yalan mı söylüyor, doğru mu söylüyor; aynaya ( aynanın aldığı şekle, renge göre, veya aynayı yalancıları göstermediği haline ) bakarak anlarmış.[3] ( BKZ Mir'ât Nedir Mirât-ı âlemnuma Ayîne-i İskender ve Cem'in Aynası )
Böyle cevher var elümde n'eyleyim dünyâyı ben
Başına çalsın felek ayne-i İskender’i Nefi
Sirakusalı Arşimet’in de buna benzer bir ayna yaptığı Sirakusa şehrinin surlarına diktiği şeklinde rivayetler de bulunur. Bu yanalar çok uzaktan düşmanları ve gemilerini gösteren aynalardır. Divan şiirinde İskender'in çok uzağı görebilen aynası da sık sık mana olarak kullanılmıştır.
Divan şiirinde bu efsaneler değişik şekillerde karşımıza çıkmış, daha çok bilinmeyen şeyleri gösteren sihir ve büyücülükte kullanılan, ikiyüzlüleri ve yalancıları ortaya çıkaran, gelecekten haber veren, çok uzakta olanların neler yaptığını gösteren, hatta gelecekten de haber veren ayna anlamlarında kullanılmıştır.
Görüp cam – ı Skender sandım anı
Ki gösterdi bana cümle cihanı Mesihi [4]
Sinesi çak etse saki sunsa la’lin neyleriz
Alemin ayine-i İskender ü cam – Cem’in Mantıki
Saki Cem ile İskender'in aynasını parçalar gibi sinesini parçalayıp kırmızı şarabı sunarsa neyleriz.
Bil ḳıl üzredür esās·ı ḥüsnüñ itme iʿtimād
Rūzigār Ayīne·i İskendere virdi ẖalel Necati Bey
Câm la'lindir senin âyine rûy-ı enverin
Adı var câm-ı Cem ü âyine-i iskender'in Bakî
Senin ay gibi parlayan yüzün içtiğim kırmızı şarabın içinde gözüküyor, İskender’in veya Cem’in aynasının ancak adı var. ( tadı yok)
Divan şiirinde İskender'in aynası çoğu zaman câm-ı Cem'le birlikte anılır. Cem'in kadehi tıpkı İskender'in aynası gibi cihanının kolaylıkla seyredilebildiği bir kadeh olarak düşünülmüştür. (
Gehî nâkûs-ı deyr ü gâh kandîl-i haremdür dil
Gehî âyîne-i İskender ü geh câm-ı Cem'dür dil (Cevrî)
Ruhuñ âyînesinde câm-ı la'lün gösterür diller
Safâ ehline birdür câm-ı Cem mir'ât-ı İskender (Dânişî)
Âlemün nakşını seyr itmek ise maksûdun
Bakma âyîne-i İskender'e Cem câmın gör (Tıflî) (
"Âyine-i İskender, tasavvufta da kâmil insanın Allah'tan başka şeylerden arınmış olan kalbini ifade eder. Bu kalpte ancak hakikatler akseder. İskender’in aynası tasavvufi şiirde kalbin saflığını ortaya çıkaran bir semboldür. "Bu ayna kalbi saf olanları gösterir olmayanları göstermez veya kalbinin saf olmadığı, yalancı hilebaz, ikiyüzlü olduğunu gösterir. ( BKZ Ayine Şiirimizde Ayna Mazmunu ve Örnekleri )
Arifiz ayine-i âlem nümâdır gönlümüz
Rüzgârın çümbüşinden sanmayın gafilleriz Adli [5]
Bizim gönlümüzün aynası öyle bir arifane aynadır ki bize her şeyi gösterir. Rüziğarın çıkardığı tozdan dumandan bir şeyi görmediğimizi sanmayın
Hızr’a minnet etmeyiz zulmette İskender gibi
Var gönül şehrinde bir alem- nümâ âyînemiz. Tahir Olgun
Skender – veş n’ola seyreylesek biz âlem-i abı
Bizim peymânemiz ayine-i âlem –nümâdır hep Bais [6]
İskender'in aynası ile âlemi seyretsek ne olacak ki, Bizim meylerimiz zaten âlem-i nümâmızdır.
Aks-i ruhsarınla mirât-ı Sikender dediler
Benim Halìlim Àteş-i Nemrûd derdim badeye Taşlıcalı Yahya
Bir âyîneyle İskender nice benzer sana cânû
Senin her bakdığın mir'ât olur âlem-nümû cânû Şeyhülislam Yahya[7]
Aks-i la’lüŋ sâkiyâ sâgarda seyr itsem nola
Bir ‘aceb âyînedür rûh-ı musavver gösterür Bursalı Rahmi
Divan şairleri ustaların çıraklarına attıkları tokadı İskender’in yanası olarak anlamış ve kullanmışlardır. Bu sille ile suratta oluşan renk değişimleri veya silleyi yiyen çırağın sağı solu bir müddet başka şekil göstermesi, yalana, hileye aman eden bir terbiye oluşu alakaları ile kullanılmış olmalıdır.
Bu kahtı feyzde erzan düşürdü feyyz-i irşadı
Diyen ayine -i alam nüması silli -i üstada
İLGİLİ BAŞLIKLARIMIZ
Mir'ât Nedir Mirât-ı âlemnuma Ayîne-i İskender ve Cem'in Aynası
Câmı Cem Câm-ı cihannüma Câm-ı âlemnüma,
İSKENDER'İN AYNASI AYİNEİ ALEM NÜMA
Cemşid ü Hurşid Menevisi Ahmedi
Güneş Şiirimizde Şems Mihr Afitâb Hurşid
Cemşid ü Hurşid Menevisi Ahmedi
Ayine Şiirimizde Ayna Mazmunu ve Örnekleri
Dârâ III.Darius Kimdir ve İskender
İSKENDER'İN AYNASI AYİNEİ ALEM NÜMA
AYİNE -İ GUBAR ( Jeng ) NEDİR ( Ayna ve Gönül Kiri)
Cem - Cemşid-i Hurşit ( Divan Şiirinde Cem ve Tüm Özellikleri )
AYİNE TÜRLERİ ŞİİRİMİZDE AYNALAR VE ÇEŞİTLERİ
Firdevsi Şehname Konuları Önemi Etkileri
Kaydafe Kadifekale İskender’in Yenemediği Kadın Hükümdar
Mir'ât Nedir Mirât-ı âlemnuma Ayîne-i İskender Cem'in Aynası
İskender Kimdir Edebiyatta İskender ve Zülkarneyn
İskenderiye Şehri ve Şiirlerimizde İskenderiye
Ab-ı Hayat Ab-ı Hayvan Bengisu Nedir Beyit örnekleriyle
Çeşme-i Hayvan Hızır İskender ve Ab-ı hayat
KAYNAKÇA
[1] İskender PALA, Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü, Ötüken Yay., İstanbul 1999.
[2] A. Talat Onay, Eski Edebiyatta Mazmunlar, MEB Yayınları, İst. 1996, shf 123
[3] İskender PALA, Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü, Ötüken Yay., İstanbul 1999.
[4] A. Talat Onay, Eski Edebiyatta Mazmunlar, MEB Yayınları, İst. 1996, shf 123
[5] A. Talat Onay, Eski Edebiyatta Mazmunlar, MEB Yayınları, İst. 1996, shf 123
[6] A. Talat Onay, Eski Edebiyatta Mazmunlar, MEB Yayınları, İst. 1996, shf 123
[7] İskender PALA, Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü, Ötüken Yay., İstanbul 1999.
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın