Teşhis Kökeni Anlamı
Osmanlıca yazılışı: taşhīṣ: “ تشخيص “
Teşhis Kökeni Sözlük Anlamları
Teşhis sözcüğü Arapça kökenlidir ve Arapçada “adam yerine koyma, kişileştirme”, “tanıma, tanı koyma “,[1] anlamlarında sözcükler üretilen “ şχṣ “sülasi – üçlü- kökünden gelmektedir. Bu sözcük Arapça şahhaṣa شَخَّصَ “şahıslaştırdı” fiilinin tafˁīl vezninde mastarı olmaktadır. [2]
Taşhīṣ “ تشخيص “ sözlüklerde “ ayırt etme, kişileştirme, belirleme” ,” adam yerine koyma “,insan olmadıklar halde insan gibi davrandırma, insan gibi düşündürme,” anlamlarına gelir.
Arapçada “kişi, birey” anlamına gelen şahıṣ شخص ,” şahıs, şahsiyet,” anlamlarına gelen müşahhas sözcükleri ile aynı kökene dayanır.
Teşhis sözcüğü: “Şekil ve suret verme. Seçme, ayırma, ne olduğunu anlama. Tanıma.
Hastalığın ne olduğunu anlayıp bilmek. Eşyaya şahsiyet vermek. Kişilik kazandırma.” Anlamlarına da gelir.
Teşhis Sanatı
Teşhis sözcüğü edebiyatta terim anlamı ile: “insan olmayan varlıkları insan gibi düşündürtme davrandırma, cansızları kişileştirme anlamında bir söz sanatı olmaktadır. “ [3] Teşhis sanatı edebiyatta en sık kullanılan söz sanatlarının başında gelir. Teşhis sanatının en yakın benzeri “ İntâk Sanatı “ olmaktadır. Teşhis sanatının intak sanatından farkı: teşhis sanatı insan dışı varlıkları kişileştirme, intak sanatı ise insan dışı varlıkları konuşturma sanatı olmasıdır. ( bkz İntâk Nedir ve İntak Sanatı ) “ Teşhis; cansız varlıklara insan kişiliği kazandırmak anlamına gelirken; intak ise, cansız varlıkları insan gibi konuşturmak manasında bir terimdir.”
Teşhis ve İntâk özellikle masallarda, fabllarda ve şiirlerde hayvanları, bitkileri ve cansız varlıkları insan gibi düşündürüp konuşturma, insan gibi davrandırma sanatı olarak karşımıza çıkmaktadır. (Kişileştirme Teşhis ve İntak Sanatı ) Teşhis sanatı bir tür kapalı istiare İstiare-i mekniye dir. Fakat teşhis sanatında insan dışı varlıklar sadece yalnızca insana benzetilirken kapalı istiarede ise insan dışındaki varlıklara da benzetilme söz konusudur.
Örneğin
“Süzülüp akasya dallarından gün
Erir damla damla ayaklarında “
Dizelerindeki “gün” veya güneş insana değil “su”ya benzetilmiştir. Bu nedenle bu dizelerde teşhis değil kapalı istiare söz konusudur.
Şu karşımızda mahşer kudursa, çıldırsa,
Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa, Mehmet Akif
Mehmet Akif, yukarıdaki dizelerde düşmandan söz edilmeden düşman kastedilmiş; düşman insan da dâhil pek çok şeye benzetilmiştir. Bu nedenle bu dizelerde teşhis sanatından ziyade kapalı istiare bulunur
Teşhis Sanatı Örnekleri
Gelir deyü cihânın şehriyârı bezm-i gülzâra,
Temaşa etmek için yasemenler çıktı divara -Nedîm-( Teşhis)
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar. Necip Fazıl
Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini
Yok imiş kurtaracak bahtı kara mâderini Namık Kemal
Yüzün öper diyerek gölgeli kıskanç çınar,
Menekşe gün mü görür, boynu buruk hep bizar.
Yalardı göğsünü Ay, hercai şehvettedir.
Utandı hercai bak, yaşlara yangın sıkar!
Menekşe mor yüreğin nefsine hançer sokar. Şahamettin Kuzucular
Derinden derine ırmaklar ağlar
Uzaktan uzağa çoban çeşmesi Faruk Nafiz
Saçın çözüp benim için
Yaşın yaşın ağlar mısın Yunuz Emre
Sarı tamburadır adım
Göklere ağar feryadım
Pir Sultanımdır üstadım
Ben onun'çin inilerim Pir Sultan Abdal
Çınar sana sırtın verip oturan
Pöhrenk ile sularını getiren.
Nice yoksulların işin bitiren.
Samur kürklü koca beyler nic'oldu Dadaloğlu
Kadir bilmeyenin elinde kalmış
Onun için boynun büker menekşe Karacaoğlan
Erkan-ı İstiare Erkan-ı Teşbih Nedir
Mekniyye Nedir İstiare-i mekniye Kapalı İstiare
İstiare Söz Sanatı Nedir Türleri ve Örnekleri
Kinaye Nedir Örnekler Kinaye Söz Sanatı
Kasr Söz Sanatı Nedir Örnekler
İltifât Nedir ve İltifat Söz Sanatı
Türk Edebiyatı ve Şiirinde Söz Sanatları Yard. Doç. Dr. Nurullah ÇETİN
Divan Şiirinde Yergi Amaçlı Söz Sanatları Prof.Dr. Mine Mengi)
kaynakça
[1] https://www.etimolojiturkce.com/kelime/te%C5%9Fhis
[2] https://www.nisanyansozluk.com/kelime/te%C5%9Fhis
[3] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/kisilestirme-teshis-ve-intak-sanati/134156