İntâk Nedir ve İntak Sanatı

06.07.2017
 
 

 

İntak Nedir Kökeni  

Osmanlıca yazılışı:  intak :  انطاق

İntak sözcüğü Arapça kökenlidir.  “ Konuşma, dile getirme anlamlarında kelimler türeten “ ntk “ kökünden gelir. Natık, nutuk, nutk, mantık, sözcükleri de bu kökten gelmektedir.  İntak kelimesinin lügatlerdeki anlamları: Söyletme, dile getirme, söyletilme manalarındadır.

İntak kelimesi edebiyatta terim bir anlam da kazanmıştır.

Edebiyatta İntak Sanatı

İntak,  edebiyatta insan olmayanı insan gibi söyletme, konuşturma, düşündürme, davrandırma anlamına gelen bir terim olarak kullanılır.

Edebiyatta ise cansız olan veya insan olmayan varlıkları insan gibi konuşturma;  konuşma yeteneği olmayan hayvan, bitki veya nesneleri insan gibi konuşturma sanatıdır.

 

İntak sanatı genellikle teşhis (Cansız varlıkları kişileştirme) sanatı ile birlikte kullanılır. İnsan dışındaki canlı ve cansız varlıkların insan gibi düşünüp, davranıp hareket etmesine teşhis; insan gibi konuşturulmasına da intak denir.

 Her intâk bir teşhistir. Her intak aynı zamanda insan dışındaki canlı ve cansız varlıkların kişileştirilmesi yani teşhis demektir.  Bu nedenle konuşturulan her varlık ile bir teşhis yapılmış olur.   Fakat her teşhis ile intak yapılmış olmaz. Kişileştirilen varlıklar insan gibi davranıyor ama konuşmuyorsa bu teşhislerde intak yoktur.

Tanıdığım bir ağaç var
Etlik bağlarına yakın
Saadetin adını bile duymamış
Tanrının işine bakın      

Geceyi gündüzü biliyor
Dört mevsimi, rüzgarı, karı
Ay ışığına bayılıyor
Ama kötülemiyor karanlığı    / Melih Cevdet Anday Şiirleri 

Örneğin bu şiirde ağaç insan gibi davranıp düşünebilmekte, ama konuşmamaktadır. Yani teşhis vardır intak yoktur.

Bu hayalde uyur Bursa her gece, 
Her şafak onunla uyanır, güler 
Gümüş aydınlıkta serviler, güller 
Serin hülyasıyla çeşmelerinin. 
Başındayım sanki bir mucizenin, 
Su sesi ve kanat şakırtısından 
Billur bir avize Bursa'da zaman,      Ahmet Hamdi Tanpınar Şiirleri 

Ergene'nin köprüsü
Susuzluktan bunalmış
Edirne minaresi
Eğilmiş su içmeğe         Kaygusuz Abdal Şiirleri 

Bu şiirde de teşhisler vardır ama nesneler konuşmadığı için intak  yoktur.

İntak sanatı özellikle hayvan hikâyeleri, fabllar, masallar,  destanlar, hayvan masalları ve şiirlerde karşımıza çıkarlar. Dünya edebiyatında intak sanatının ilk başarılı örnekleri Hint edebiyatında Pançentantara kitabı ile başlamıştır. ( bkz  Beydaba Vıshnu Şarman Kelile ve Dimne Pançatantra ve Fabl )  Bu kitap daha sonra Kellie ve Dimne, Ezop -Hayvan Masalları ve Jean De La Fontaine ’nin manzum fablları olarak şekillenmiştir. Tutiname (Papağan kitabı) gibi eserler de intak ve teşhisin başarı ile uygulandığı meşhur eserlerdendir.  ( bkz Jean De La Fontaine Ve Fablları Örnekleri )

İntakların sadece fabla bağlı olarak ortaya çıktığını düşünmek de yanlıştır. İntak sanatının fabllardan bağımsız olarak destanlarda ve masallarda da görüldüğü söylenebilir.

İntak sanatı divan  halk ve çağdaş şiirimizde ve divan edebiyatında oldukça sık kullanılmış söz sanatlarının başında gelmektedir.

Dinle neyden, duy neler söyler sana,
Derdi vardır ayrılıklardan yana.
“Kestiler sazlık içinden” der beni,
Dinler ağlar hem kadın hem er beni.  / Mevlana Şiirleri 

Der; kopardılar kamışlıkdan beni
Nalişim zar eyledi merd ii zeni
Şerha şerha eylesin bağrım fırak
Eyleyim ta şerh-i derd-i iştiyak        Nahifî-  Mesnevi tercümesinden

Serilip hak-ı hakaretde vatan can veriyor
"Yetişin, son nefesinıdir, gelin imdada!” diyor N. Kemal

 İLGİLİ BAŞLIKLAR VE LİNKLERİMİZ

0

1

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar