21.08.2016
Tezhibin ana teması desendir. Deseni motifler oluşturur. Motifler tamamen matematiksel bir düzen içinde çizilmiş geometrik şekiller üzerine yerleştirilir. Bu geometrik şekillerle hiçbir yüzyılda oynanmamış ve değiştirilmemiştir. Motifler daima simetrik olarak yerleştirilir. (altın) sözcüğünden gelir. Çok uzun ve köklü bir geçmişe sahip bu sanatın adı, yani Tezhip; Arapça “Zehep” tir Altınlamak, altın ile süslemek demektir. Altın ve boya ile yapılan bezeme sanatıdır. Tezhip yapan sanatçıya da Müzehhip denilir.
Motifler çok fazla zengin ve çeşitlidir. Bunun sebebi de islam dininin resim ve heykel sanatına koyduğu yasaklardır. Bu yüzden Türk sanatçıları, bütün yaratıcı güçlerini süsleme alanında yoğunlaştırarak, gördükleri her şeyi, doğadan aşırı derecede soyutlamaya ve stilizasyona yönelmişlerdir. Doğayı hiç değiştirmeden taklit etmek yerine onu üsluplaştırmayı uygun görmüşlerdir.
Tavşan, balık, kurt, kuş gibi hayvan motiflerinde, kuşların kafalar, tavşanların ayakları yok edilerek kökenlerini belli etmeyecek şekiller oluşturulmuş olanlara (RUMİ)
Kaynağı belli olmayacak kadar stilize edilmiş çiçekler(HATAİ), sürekli hareket halindeki bulutlardan esinlenerek oluşturulan şekiller (BULUT)olarak adlandırılmışlar Türk tezhip ve süsleme sanatlarında başlıca bu motifler çok sık kullanılmıştır.
Bir de, IX. ve XV. yüzyıllar arasında çok kullanılan MÜNHANİ vardır. Kuş gagalarının iç bünyelerinden esinlenerek meydana getirilmiştir. Bu motif, diğer motiflerin aksine kompozisyonlarda belli bir hat takip etmeyip daima birbirlerine yapışık olarak yerleştirilerek çalışılır.
Tezhip Sanatının Tarihçesi
Dünya uygarlıklar tarihinde Türk Süsleme Sanatı’nın çok önemli bir yeri vardır. Türkler, Orta Asya’dan getirdikleri kültürlerini Anadolu’da da yüzyıllar boyunca çok başarılı bir şekilde sürdürmüşlerdir. Türkler, kendilerine has motifler yarattıkları gibi başka ulusların kullandıkları motifleri de alıp rahatlıkla kullanmışlar, kendi zevklerine uygun gelecek şekilde değiştirerek Türk sanatına uydurmuşlardır.
Türkler, İslamı kabul ettikten sonra Türk Süsleme Sanatı daha da çok gelişmiştir. Halı, çini, dokuma, ahşap oymacılık, maden(tombaklar) ve taş işçiliği, kumaş işçiliği, duvar nakışları ve kitap süslemeleri gibi...
Bunların içinde başlangıçtan beri kitap süslemelerinin çok önemli bir yeri vardır. Bu sanat dalına verilen önem, kitaba verilen önemden dolayıdır. Kitap süslemeleri özellikle din kitaplarında kullanılmıştır. Allah’ın kelamını, peygamberin hadislerini süslemeleriyle tamamladığı için tezhip; Türk Süsleme Sanatı’nda en saygın sanat olarak kabul edilir.
Çok eskilerde, İslam’da resim yapmak “Allah’a rakip olmak” gibi değerlendirildiği için günah sayılırdı. Bu yüzden tezhipte kullanılan çiçek ve hayvan motifleri stilize edilerek kullanılmıştır. Motiflerdeki desenler, ilk başta kesinlikle anlaşılamayacak kadar değiştirilmiştir. Minyatür sanatında da sırf bu yüzden perspektif kullanılmamış, insan yüzleri aslından farklı olarak çizilmiştir. Günümüzde bu tamamen değişmiş, çizimler, motifler daha rahatlamıştır ama yine de hiçbir sanatçı peygamberin yüzünü çizmemiş, bundan kaçınmıştır.
III. yüzyılla birlikte el yazma kitaplarda görülmeye başlanan tezhip, geçirdiği yüzyıllar içinde gelişmeler göstermiş ve en mükemmel gelişme XV. Yüzyılda Fatih Sultan Mehmet döneminde başlamıştır.
15. yüzyılda, Fatih Sultan Mehmet, Topkapı Sarayı’nda n akkaşhane kurarak bu sanatı her bakımdan desteklemiştir. “Bana xxxxx şölenini, xxxxx sünnetini resmet” diye buyruklar vererek, nakkaşları bir yerde tarihi resmetmeye mecbur kılmıştır. Nakkaşlar da buna güvenerek insan yüzlerini yavaş yavaş aslına benzetmeye başlamışlardır. İşte bu serbestlik içinde çalışan nakkaşların ortaya çıkardığı eserlerle dönem, Türk Süsleme Sanatı’nın güzel çağlarının başlamasına sebep olur.
XVI. yüzyılda, Kanuni Sultan Süleyman döneminde yüzyılın en güzel, en olgun örnekleri verilir.
XVII. yüzyılda tezhip sanatı (Klasik Dönem) herhangi bir yenilik göstermeden, parlak bir şekilde devam eder. Sarayın içindeki nakkaşhaneden başka, sarayın dışında da bir çok dükkanda nakkaşlar yetişir ve bu sanatla uğraşmaya başlarlar.
XVIII. yüzyılda, Osmanlı İmparatorluğu’nun batı ile olan sıkı ilişkileri, Osmanlı’nın sanatını da etkiler. Elçilerin sık sık Avrupa ülkelerine yaptıkları ziyaretler, geldiklerinde anlattıkları ile ortaya yeni bir üslup çıkar. Bu üsluba “ Rokoko Sanatı” denir.
XIX. yüzyılda, Osmanlı İmparatorluğunda görülen durgunluk ve gerileme, sanatçıları da etkiler. Bu yüzyılda tezhiple uğraşanlar yok denecek kadar azalır.
Not/ Her yüzyılda tezhip sanatı gerek renkleri olsun, gerek motifleri olsun, özünü hiç bozmadan değişiklik göstermiştir. Eserlerdeki bu değişikliklere bakarak, tezhibin hangi yüzyıla ait olduğunu rahatlıkla görebiliriz.
Mesela; VIII. Ve IX. Yüzyıllarda motifler iri yapılırken ve çok az renk kullanılırken, XI ve XII. Yüzyıllarda motifler küçülmeye, renkler biraz daha azalmaya, bunun yerine çokça altın kullanımı tercih edilmiştir. XVI. Ve XVII. Yüzyılda yapılan eserlerde çok bol altın kullanılmaz, zeminler siyah boyanmazdı. Ama XVIII. Yüzyıl eserlerinde siyah zemin kullanılmaya başlanmış, çiçek motifleri vazo, sepet içlerine yerleştirilmiştir. Çiçekler yine stilize edilmiştir ama hangi çiçek olduğu tanınabilir şekildedir.
https://sukutuleyl.blogcu.com.
TEZHİP VE MÜZEHHİB İLE İLGİLİ BAŞLIKLARIMIZ
Tezhip Nedir ve Türk Tezhip Sanatının Tarihçesi
Tezhip SanatıTerimleri: Serap Çağrıcı
Tezhip Türleri ve Kullanılan Malzemeler
Kıl Kalem Samur Fırça Tezhip Fırçası Nedir
Kâğıd Varak Parşömen Kâğıd-ı zer Aharlama Mühreleme
Kağıd-ı Zer Varak-ı zer Altınlı Sayfa
Hapı Yutmak Hab-ı Müzehhep Nedir.
Mühre Nedir Aharlama ve Mühreleme
Kâğıd Varak Parşömen Kâğıd-ı zer Aharlama Mühreleme
0
0
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın