12.09.2011
( d. 1907, Gümüşhane - ö. 17 Temmuz 1961, Ankara). Şair, Yazar, Öğretmen, Siyasetçi
Vasfi Mahir Kocatürk, Beş Hececiler) in savunduğu sanat anlayışı ve görüşlere karşı içtenlikçe " Öz Şiir Saf Şiir "i savunan yedi genç sanatçının oluşturduğu topluluk üyelerinden biri, şair, oyun yazarı, öğretmen, edebiyat tarihçisi, edebiyat araştırmacısı ve politikacıdır.
1907 yılında Gümüşhane Bağlarbaşı semtinde dünyaya gelen şairin babası, Gümüşhane’de memurluk olarak görev yapan Şeyhzade Arif Efendi’dir. Annesi ise Fikrîye Hanım’dır. Gümüşhane’nin yerlilerinden olan babası Şeyhzade Arif Efendi, I. Dünya Savaşı sırasında şehit olur. Bunun üzerine Hamit Cevdet (d. 1903), Müdrike (d. 1905) ve Talat (d. 1910) adlı kardeşleri ile birlikte yetim kalır. Şairin ilk çocukluk yılları Gümüşhane'de geçmiştir.[1]
Babasını kaybettikten sonra Ruslar, Gümüşhane’ye de girmiş bu nedenle annesi Fikrîye Hanım, çocuklarını da alarak Tokat’ın Zile ilçesine yerleşmek için yola çıkar. Bu uzun yolculukta en küçük kardeşleri Talat hayatını yitirmiştir. Bir süre Zile’de kalan aile, daha sonra İstanbul Koca Mustafa Paşa semtine yerleşir. [2]
Bu bakımdan ilköğrenimini İstanbul Koca Mustafa Paşa Numune Mektebi'nde tamamlar. 1921 yılında imtihanla Darüşşafaka’ya girerek orta ve lise tahsilini burada yapmıştır. 1927’de Darüşşafaka'dan mezun olur. Yükseköğrenimini Mülkiye Mektebinde yapmış, Mülkiye Mektebini birincilikle bitirmiştir. (1930)
1927 yılında yazı hayatına başlayan Vasfi Mahir’in yayımlanan ilk eserleri şiirleri olmuştur. İlk şiirlerini, Yedi Meşaleciler arasında 1928 de Yedi Meşale adlı kitapta yayınlamıştır. Vasfi Mahir, Yedi Meşaleciler olarak anılan Cumhuriyet döneminin ilk şiir topluğunun üyelerinden biridir. Edebiyat dünyasına atılmasına da bu topluluk ve üyelik vesile olmuştur. Edebiyata şiirleri ile giren Vasfi Mahir daha sonraki yıllarda özellikle araştırmacılık ve Edebiyat Tarihçiliği ile önem kazanacaktır.
1930 yılında mezuniyetini müteakip Millî Eğitim Bakanlığı’na girerek öğretmenlik görevine başlar. 1930 yılında edebiyat öğretmenliği göreviyle edebiyatı bir meslek haline getirir.
Ankara, Edirne, Kastamonu, Malatya ve Eskişehir Liselerinde edebiyat öğretmenliği, Malatya ve Eskişehir Lisesi'nde okul müdürlüğü yapmış, 1944'te İstanbul'a yerleşmiştir. Edirne’de Ataözden ailesine mensup Nezahat Hanım ile evlenen şairin Muzaffer Utkan (d. 1937) ile Alev (d. 1939) adlarında iki çocuğu olmuştur. [3]Haydarpaşa Lisesi'nde öğretmenlik, Darüşşafaka'da okul müdürlüğü yapmıştır. [4] 1948 yılında Maarif Müfettişliğine getirilmiş, bir sene sonra Ege Bölgesi Müfettişliği ile İzmir'e tayin edilmiştir.
1950 yılında Demokrat Parti’den Gümüşhane milletvekili seçilen Kocatürk, 1954'teki seçimi kaybedince siyaseti bırakır. 1954’ ten sonra siyasi hayattan ayrılarak Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü’ne Edebiyat öğretmeni olmuştur. 1954 yılından 1961’e kadar Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü'nde edebiyat öğretmenliği yapmıştır.
Hemen bütün hayatı okuyup yazmakla geçmiş son senelerinde, hazırlamakta olduğu Türk Edebiyatı Tarihi’ni tamamlama gayesiyle çalışmalarını hızlandırmış, Ömrünün son yıllarını tamamen ilmi ve edebi çalışmalara vakfetmiş bitiremeden öldüğü Türk Edebiyatı Tarihi adlı eseri için vakfetmiştir.
Fakat o yoğun çalışma yorgunluğu neticesi Vasfi Mahir, 17 Temmuz 1961 tarihinde kalp krizi nedeniyle Ankara’da hayatını kaybeder.18 Temmuz 1961’de Cebeci Asri Mezarlığı’na defnedilir.[5]
EDEBİ KİŞİLİĞİ VE ÇALIŞMALARI
Yedi Meşaleciler topluluğunun içinde yer alan Vasfi Mahir Kocatürk, halk şiirlerinin biçimsel özelliklerinden yararlanarak hece ölçüsüyle ulusal, epik, lirik şiirler yazmıştır. İlk şiiri bu dergide yayımlanmış ve Yedi Meşaleciler dergisinin sürekli yazan kalemlerinden biri olmuştu. Vasfi Mahir Kocatürk, edebi hayatına şiir yazmakla başlamış ve ilk şiirleri, 1926 yılından itibaren devrin dergilerinde yayımlanmaya başlamıştır. Daha sonra, 1928 yılında 7 arkadaşıyla birlikte Yedi Meşale adlı bir kitap çıkararak ilk şiirlerinden bir kısmını da burada neşretmiştir. Bu devreyi Tunç Sesleri (1935), Geçmiş Geceler (1936), Bizim Türküler (1937) ve Ergenekon (1941) adlı şiir kitapları takip etmiştir. Hece vezniyle epik ve pastoral şiirler yazmıştır.
Kocatürk, liseler için edebiyat ders kitapları, dünya edebiyatını tanıtıcı kitaplar, çocuk yayınları ile bazı tercümeleri yayınlandı. Çok farklı alanlarda çalışmalar yapan yazar Öğretmenlik mesleğini tahlil ve tenkit eden Öğretmenin Ruhu, padişahların hayatlarını, kahramanlıklarını anlatan Osmanlı Padişahları', şiirleri, deneme yazıları, hikâyeleri, makaleleri, saz, şairleri, halk edebiyatı, Türk Edebiyatı tarihi, antolojiler çocukluk ve gençlik hâtıralarını anlattığı değişik alanlarda yazılmış pek çok eseri vardır.
Manzum oyunlar da denemiş olan Kocatürk, bir sanatçı olmaktan çok, edebiyatla ilgili kitap ve araştırmalarıyla tanınır. Hayatı boyunca ülkenin değişik şehirlerinde edebiyat öğretmenliği, okul müdürlüğü, milli eğitim müfettişliği yapan sanatçı politika ile de uğraşmış ve Demokrat Parti Gümüşhane milletvekili olarak 9. dönem TBMM'de görev almıştır.
Edebiyat yaşamı, 1926 yılından itibaren dergilerde yayımlanan şiirleriyle başladı. 1928 yılında Yedi Meşaleciler'e katıldı ve bazı şiirleri Yedi Meşale adlı ortak kitapta yayımlandı. Daha sonraki şiirleri, Dağların Derdi (Yedi Meşaleciler'le birlikte, 1928)On İnkılap (1935)Tunç Sesleri (1935)Geçmiş Geceler (1936) Bizim Türküler (1937) Ergenekon (1941) Hayat Şarkıları (1965) adlı eserlerde toplanmıştır.
Yazarın edebiyat sahasında boy göstermesi Yedi Meşaleciler ile birlikte olmuştur. Yedi Meşaleciler hareketini başlatan gençlerin kimi lise kimi üniversite öğrencisidir. Topluluğa Yedi Meşaleciler isminde karar kılarlar. Kitap Nisan 1928 piyasaya çıkar ve büyük ilgi görür. Yedi Meşalecilerin ortak bir kitap yayımlamalarının nedeni "Memleketimizde son edebî cereyanları gösterecek toplu bir eser vücuda getirmek" arzusudur. Yedi Meşaleciler, eski kuşağın kendilerini küçümsemesine başkaldırmak istemişlerdir. Türk Edebiyatının asırlarca doğu edebiyatını, Tanzimat'tan sonra da Batı edebiyatını taklit ettiğini öne sürerek artık kendine dönme vaktinin geldiğini öne sürerler. Yedi Meşalecilere göre Türk Edebiyatı'ndaki asıl eksiklik, canlılık, samimiyet ve yeniliktir. Ferdi duygulardan uzaklaşılması gerektiğini savunan Yedi Meşaleciler bunları eserlerine yansıtamadılar.[6] Yalın, kolay anlaşılır, düz anlatımlı, milli temalarla dolu bu şiir anlayışına karşı çıkmışlardır. Yedi Meşalecilerin şiir beğenilerine Faruk Nafiz Çamlıbel ve Necip Fazıl Kısakürek hâkimdir. Milli Edebiyat şiirini gerçekçilikten uzak bulmuş, sanatsal yönü güçlü bir şiiri amaçlamıştır. Yenilikten yana olmayı, Türk şiirine yeni ufuklar açmayı hedeflemişlerdir. Tüm bunlara karşın, Türk şiirinin biçim ve yeni bir katkı sunamadılar.[7] Samimilik, canlılık ve devamlı yenilik” ilkelerini benimsediler. Fransız edebiyatını örnek alacaklarını bildirdiler.
Buna rağmen kendileri de Beş Hececiler Topluluğu yolundan gitmişlerdir. Türk şiirine herhangi bir yenilik getirmemişlerdir. Bu bakımdan başlangıçta Cumhuriyet döneminin kurulan ilk şiir topluluğu olarak ciddi bir heyecan uyandıran topluluk ve üyeleri hızlı ve etkileyici bir çıkış yapmalarına rağmen şiir açısından önemli bir tesir yaratamadılar. Diğer topluluk üyeleri gibi Vasfi mahir de şair ve şiir konusunda iddialı bir çıkış yapmasına rağmen sonradan nesir yazıları, Edebiyat Tarihi ve Antolojik eserleriyle öne çıkacak ve daha çok bu yöndeki çalışmaları ile hatırlanacaktır.
Diğer Yedi meşaleciler gibi Vasfi Mahir'in şiirleri şiire “canlılık, samimiyet ve daima yenilik” getirmek istek ve iddialarını taşımasına karşın “zayıf, renksiz ve tekrardan ibaret” olmaktan öteye gitmemiştir. Kendinden öncekileri “renksiz ve soluk” olarak niteleyen “Yedi Meşaleciler” onları aşamamış; Servet-i Fünun şairleri gibi “tablo şiirler” yapmaya özen göstermişlerdir ve böylece duygudan ziyade göze seslenme amacı içindedirler. Baudlaıre ve Mallarme'nin Etkiler'nin etkisi ile şiirimize yayılan Öz Şiir hareketini uygulamaya çalışmış [8]fakat içerik, ahenk ve şiirsellik yönünden hedeflediği noktaya uygun bir çizgiye ulaşamayan diğer Yedi Meşalecilerin şiir sınırlarını o da geçememiştir.
Şiir hiçbir fikir ve ideolojinin hizmetinde kullanılamaz, gerçek şiir, sanat için yazılan, samimi ve yenilik dolu olan şiirdir. Şiirde sanat sanat içindir. Şiirde çarpıcı benzetmeler, imgeler ve tablolar olmalıdır, gibi Yedi Meşalecilerin öz şiir fikirlerine taraftar olmasına rağmen şiirlerinde bu iddialarını ne kadar yansıtabildiği tartışma konusu olabilir.
Şairin, 1915-1930 yılları arasındaki şiirlerinde daha çok vatanseverlik ve kahramanlık duygularını işlediği görülür. Şiirlerinde işlediği ikinci konu kırsal kesim insanının günlük hayatta karşılaştığı meselelerdir. Şiirlerini genelde hece ölçüsü ile yazmıştır.
1915- ile 1930 yılları arasında bazen serbest, genelde hece ile yazılan şiirleri: Kahramanlık, Vatan sevgisi, yurdun savunulması, şehitlik ve gazilik gibi üç ana konu etrafında toplanabilir. Şiirleri: "Yurt Türküsü", "Ankara Türküleri", "Türklüğe Kaside", "On Yılın Bayramında", "Asker Türküsü", "Uçak Türküsü", "Gemici Türküsü", "Köylü Türküsü" gibi isimler taşımaktadır. [9]Şiirleri, vatan sevgisi, memleket hasreti, kahramanlık duyguları, yurt savunması, şehitlik ve gazilik mertebeleri, gibi hamasî duygularla örülüdür.
1930 yılından sonra Sosyal gerçekçi şairlerin tesiriyle sosyal içerikli şiirler yazamaya başlamıştır. "Avşar Dayı", ""Öküzün Ölümü", "Kara Koyun Su İçmedi Ağladı", "Geyik Avı", "Garip Öldüren Çeşmesi" gibi şiirlerinde kırsal kesim insanlarının meselelerini işlemiştir. Mehmet Emin Yurdakul ve Rıza Tevfik Bölükbaşı’nın ilk örneklerini verdiği Pastoral şiirlerden sonra Vasfi Mahir de köy ve kasaba insanın günlük hayatta karşılaştığı meseleleri ele alan şiirler yazmak hevesine kapılmıştır.
Vasfi Mahir'in bu tür şiirlerin dışında "Kandilin Masalı", "Dervişin Gönlü", "Tabiat", "Mayıs Sabahı", "Göl", "Bülbül", "Bahçe", "Salıncak", "Mavi Kuş", "Ufuklar", "Yayla", "Akşam", "Uzak Ülke" gibi Lirizm Lirik tarzda şiirler de yazmayı denemiştir. Epik ve pastoral şiirlerinde pek başarılı olamayan şairin lirik şiirlerinde daha başarılı olduğu, şiirselliği daha ziyadesi ile yakalayabildiği duygu açısından da daha etkileyici olabildiği söylenebilir.
Kocatürk şiir kitaplarının yanı sıra liseler için edebiyat ders kitapları, dünya edebiyatı nı tanıtıcı kitaplar, çocuk yayınları ile bazı tercüme eserler yayınladı. Öğretmenlik mesleğini konu edinen Öğretmenin Ruhu, padişahların hayatlarını, kahramanlıklarını anlatan Osmanlı Padişahları adlı kitapları; deneme yazıları, hikâyeleri, makaleleri, vardır. Son yıllarını tamamen edebiyat tarihi alanındaki çalışmalara ayırmış ve tüm Türk Edebiyatı ürünlerini topluca ele alan Türk Edebiyat Tarihi adlı dev bir eser yaratmaya girişmiştir. Eser, edebiyat tarihini biyografi değil, edebi eser ve tahlile ayrılmış bir tür olarak değerlendirir. Kocatürk’ çalışmalarında özellikle saz şiiri, manzum dinî destanlar gibi halk edebiyatı konularında zengin malzeme ve bilgiler sunmuştur. Kocatürk’ün eserleri, edebiyat tarihini biyografi değil, edebî eser ve tahlile ayrılmış tür olarak ele almak bakımından da önemlidir. [10]
Türk Edebiyat Tarihi
Bu çalışması onun en önemli eserlerinden birisidir. Türk Edebiyatı ürünlerini topuca ele alan bu eser başlangıçtan bugüne kadar bütün kolları, çığırları ve akış yollarıyla toptan kavrayıp tertiplemek amacıyla yazılmıştır. Orta Asya’da Türk Edebiyatı, Müslümanlıktan Önce (VIII-X. Y.Y.) ve Müslümanlıktan Sonra (XI-XII. Y.Y) olmak üzere iki bölümde ele alınmış, daha sonra Orta Asya ile Anadolu arasında Türk Edebiyatı ve Anadolu da Türk Edebiyatı bölümleri işlenmiştir.
Bundan sonra XIV. Yüzyıldan başlayarak XIX. Yüzyıla kadar ki Edebiyat ele alınmış ve her yüzyıldaki saz şairleri, Divan şiiri, Manzum Dini Destanlar, Tekke Şiiri, Nesir ayrı ayrı incelenmiş. Bunu Tanzimat’tan sonra Türk Edebiyatı, Edebiyat-ı Cedide, XX. Yüzyılda Türk Edebiyatı takip etmiş, Yazar son olarak da Modern Türk Edebiyatını incelemiştir.
Vasfi Mahir Kocatürk'ün son yıllarında üzerinde çalıştığı, tamamlayamadan öldüğü Türk Edebiyat Tarihi adlı kitabı 1964 yılında oğlu tarafından yayımlandı. Bu kitabın Dr. Utkan Kocatürk tarafından genişletişmiş şekli 1970 yılında Büyük Türk Edebiyatı Tarihi adıyla yayımlandı. 904 sayfalık eserin alt başlığı Başlangıçtan Bugüne Kadar Türk Edebiyatı'nın Tarihi, Tahlili ve Tenkidi idi. Bu dev kitap, Orta Asya Türk Edebiyatı'ndan günümüze kadar edebiyatımızın topluca ele alındığı bir eserdir. [11] Bu çalışması destanlar devrinden, Orta Asya Türk Edebiyatı'ndan günümüze kadar edebiyatımızın topluca ele alındığı önemli bir kaynak olmanın ötesinde Türk edebî mahsullerini bir arada görmek isteyenler için de kıymetli bir kaynaktır.
Bu çalışmasında daha ziyade şair ve yazarların edebi kişilikleri, eserlerinin özetleri, konuları ve tahlilleri üzerinde durmuş biyografik çalışmalara ve yarıntılarına daha az yer vermiştir. Bu eseri Türk Edebiyatının en hacimli ve ele alınan şair, yazar, eser sayısı bakımından en geniş edebiyat tarihlerinden birisidir. “Vasfi Mahir’in eserlerinde izlenimci yorumlara, şahsî estetik zevkin ürünü olan hükümlere sıkça rastlamak mümkündür.”[12]
Şiir Kitapları
Tunç Sesleri (1935) Geçmiş Geceler (1936) Bizim Türküler (1937) Ergenekon (1941) Hayat Şarkıları (1965)
Manzum Oyunları
On Inkılap (1933) Yaman (1933) Sanatkâr (1965)
Araştırma-İnceleme Eserleri
En Güzel Türk Manileri (1933) Lafonten Hikayaleri (1934) Fransız Edebiyatı (1934) Şâheserler Antolojisi (1 cilt, 1934-1939) Yeni Türk Edebiyatı (1936) Divan Şiiri Antolojisi (1947) Osmanlı Padişahları (1949) Metinlerle Türk Edebiyatı I, II, III (1952) Türk Edebiyatı Şâheserleri (1955) Tekke Şiiri Antolojisi (1955) Metinlerle Edebiyat (1955) Namık Kemal (1955) Şiir Defteri (1958) Hikaye Defteri (1958) Namık Kemal'in Şiirleri (1959) Ziya Paşa'nın Şiirleri (1959) Saz Şiiri Antolojisi (1963) Türk Nesri Antolojisi (1963) Meşhur Beyitler (1963) Türk Edebiyat Tarihi (1964) Türk Edebiyatı Antolojisi (1967)
Çevirileri
La Fontaine’den Hikâyeler (1934) Şarkılar Kitabı (Heinrich Heine, 1948) Elem Çiçekleri (Baudelaire, 1957)
Yedi Meşaleciler ( I ) : Yaşar Nabi Vasfi Mahir Ziya Osman Hayatları Şiirleri.
Yedi Meşaleciler Yaşar Nabi Vasfi Mahir Ziya Osman...
Yedi Meşaleciler Topluğu ve Dağılması - 1928-1933
Yedi Meşaleciler Topluğun Kuruluşu İlkeleri ve Tenkidi
Beş Hececiler)
SABAH TÜRKÜSÜ
Gün doğdu, kıpkızıl karşı kavaklar,
Yosmam, uyku yetmedi mi?
Rüyadan gözünü açtı yapraklar,
Bağda pırıldıyor top yapıncaklar,
Uyan da kolumdan al sepetimi,
Yosmam uyku yetmedi mi?
Kapının üstünde asmalar yeşil,
Güllerin yürek biçimi,
Saksında kor olmuş iki karanfil
Uyan, ak elinle gözlerini sil,
Yorulan kolumdan al sepetimi,
Yosmam, uyku yetmedi mi?
Yakuttan salkımlar getirdim sana,
Mercandan al ibrişimi.
Kimi taneleri benziyor kana,
Altın damlaları düşmüş bir yana,
Uyan da kolumdan al sepetimi,
Yosmam, uyku yetmedi mi?
ŞAİRİN ÖLÜMÜ
Ne bir damla gözyaşı, ne yerde yaslı bir mum;
Hazin, loş odalarda ölümü sevmiyorum.
Bir çığ sesiyle nasıl inlerse bir uçurum
Benim öyle verecek kalbim son nefesini...
Titreyen dallarını açıp göklere kadar,
Hıçkıracak ney gibi sülün boylu kavaklar,
Talihimin göğsümde hapsettiği canavar
Derin çıtırtılarla kıracak mahpesini...
Ardımda binbir gönül, ıstırabımdan derin,
Matemini tutacak bir mukaddes kederin;
Ölümün gösterecek dünyaya ölümlerin
Hem en şereflisini, hem de en mukaddesini...
Gözlerim çektiğimi ifşa etmese bile
Kalbimden ayrılınca ruhum gelecek dile:
Yüzbin yıllık kâinat hummalı bir vecd ile
Dinleyecek ilk defa ıstırabın sesini...
Her gün bir parça daha fazla yalçınlaşarak
Bir uçurum olunca bana sevdiğim kucak,
Fırtınalı göklerden ölümüm andıracak,
Yıldırımla vurulmuş kartalın düşmesini...
YURT TÜRKÜSÜ
Güzel yurdum, dağlarım
Uzaktan göresim gelir
Keskin esen yellerine
Kendimi veresim gelir.
Gözümde tüter damların,
Sakız kokulu çamların,
Türkü söyler akşamların;
Bana kendi sesim gelir.
Su içtim kaynaklarından,
Gölgelerinde uyudum,
Kuşlarının söylediği
Şen türkülerle büyüdüm.
Ninniyle salladın beni,
Şefkatle kolladın beni,
Sevginle bağladın beni;
Güzel yurdum, güzel yurdum.
ÜŞÜR ÖLÜM BİLE
Bir ormanda tutup onu
Bağladılar ağaca
Yumdu sanki uyur gibi
Gözlerini usulca
Bir soğuk yel eser
Üşür ölüm bile
Anlatır akan kanı
Beyaz sesiyle
Diz çöktüler karşısına
Sonra ateş ettiler
Parçalanan yüreğine
Yuva kurdu mermiler
Bir soğuk yel eser
Üşür ölüm bile
Anlatır akan kanı
Beyaz sesiyle
Gelip kondu bir güvercin
Ellerine o gece
Kırmızı bir çelenk oldu
Bileğinde kelepçe
Bir soğuk yel eser
Üşür ölüm bile
Anlatır akan kanı
Beyaz sesiyle
cumhuriyet -
Al yıldızlı al bayraklar,
Her yanda dalgalanıyor.
Süslendi evler, sokaklar
Renk renk ışıklar yanıyor.
Yirmi üç yıl önce bugün.
Cumhuriyet kurdu millet,
Bize büyük Atatürk'ün,
Armağanı Cumhuriyet.
En birinci vazifemiz,
Onun yolunda yürümek.
Canımız gibi koruruz,
Cumhuriyet Türklük demek.
Sevinçle, sağlıkla geçsin.
Sabahımız, akşamımız.
Kutlu olsun hepimize,
Cumhuriyet Bayramımız.
KAYNAKÇA
[1] Atay, Dinçer (2012). Vasfi Mahir Kocatürk-Hayatı, Sanatı ve Eserleri. Yüksek Lisans Tezi. Edirne: Trakya Üniversitesi.
[2] DR. ZEHRA YAZBAHAR, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/vasfi-mahir-kocaturk
[3] DR. ZEHRA YAZBAHAR, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/vasfi-mahir-kocaturk
[4] Atay, Dinçer (2012). Vasfi Mahir Kocatürk-Hayatı, Sanatı ve Eserleri. Yüksek Lisans Tezi. Edirne: Trakya Üniversitesi.
[5] Atay, Dinçer (2012). Vasfi Mahir Kocatürk-Hayatı, Sanatı ve Eserleri. Yüksek Lisans Tezi. Edirne: Trakya Üniversitesi.
[6] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/yedi-mesaleciler-yasar-nabi-vasfi-mahir-ziya-osman/114095
[7] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/yedi-mesaleciler-i-yasar-nabi-vasfi-mahir-ziya/114083
[8] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/oz-siir-saf-siir-nedir-ozellikleri-sairleri-siir/73999
[9] Polat, Nazım Hikmet (2002). “Vasfi Mahir Kocatürk”. İslâm Ansiklopedisi. C. 26. Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları. s. 142-143.
[10] Prof. Dr. Nâzım Hikmet POLAT ,TÜRK EDEBİYATI TARİHÇİLİĞİ ÇALIŞMALARININ NERESİNDEYİZ?https://turkoloji.cu.edu.tr/)
[11] https://tr.wikipedia.org /wiki/Vasfi_Mahir_Kocatürk )
[12] Dr. Ertan ENGİN, VASFİ MAHİR’E GÖRE TÜRK EDEBİYATI’NDA DÖNEMLER VE ŞAHISLAR TÜBAR-XXX-/2011-Güz/ turkoloji.cu.edu.tr/
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın