Arş Nedir Gökteki Atlas

27.02.2017

 

 

Arş ve  Atlas  

 Osmanlıca yazılışı; arş :  عرش

 Osmanlıca yazılışı atlas : اطلس

 

Arş Nedir

Arş  Arapça kökenli bir sözcüktür. Osmanlıca sözlüklerdeki sözlük anlamları:  Çadır, çardak, cumba, kafes, taht, sekizinci gök, feleklerden sonraki ve atlas feleğinin altındaki üst gök anlamına gelmektedir.

 

Arş sözcüğü ile ilgili tamamlalar

  • Arş-ı a'lâ-yı saadet: saadetin en yüksek yeri.
  • Arş ü ferş, arş ü zemîn: gökyüzü ve yeryüzü.
  • Arş-üs-süreyyâ: Ülker yıldızının altında bulunan bir yıldız kümesi.

Atlas Nedir

Atlas sözcüğü birçok farklı anlam taşır. Osmanlıca sözlülerdeki anlamları: Dokuzuncu gök, kürsi, felek anlamlarına gelir. Aynı zamanda büyük dünya haritası,  ipek ve pamuk karışık dokunan değerli bir kumaş; düz, havsız, tüysüz;  Dünyayı sırtında taşıyan Mitolojik kahraman Atlas’ın özel adı,  Atlas denizi anlamlarındadır.

ARŞ ATLAS KÜRSİ 

Batlamyus nazariyesine göre dünya merkez ve il katman olmak üzere Dünya göğünden başlayarak yedi gezegenin yedi feleğinde sonraki sekizinci felek olan arş yani burçlar feleğinden sonra dokuzuncu ve en üstteki felek atlas olarak kabul edilirdi.  Eskilerin düşüncesinde Dünyanın olduğu felekten en üst mertebeye kadar yedi kat gök bulunurdu. En altta dünyanın bulunduğu arz , en üstte ise Atlas feleği vardı.  Seba-ı seyyare denilen yedi felek ile  arş denilen sekizinci felek, Arz  merkezi ile  Atlas feleğinin arasında bulunuyorlardı.  Her feleğin katında o feleğe hakim olan bir  de yıldızı varken ,  Arş veya Kürsi de denilen sekizinci felekde sabit yıldızlar ve on iki burç bulunuyordu. 

Yeryüzünden başlayarak Ay, Utarit, Zühre, Güneş, Mirrih, Müşteri, Zühal yıldızlarının bulunduğu yedi kat felek vardı.[1]  ( bkz AY GÜNEŞ YILDIZ VE FELEK İLİŞKİSİ İLE DİVAN ŞİİRİ ASTROLOJİ ANLAYIŞI ) Bu yedi kat gökten sonra  sabit yıldızlar ve burçların olduğu sekizinci kat ve ondan sonra da en üstteki  Arş yani  Atlas feleği  bulunurdu.[2]  Sekizinci Felekte birer burç halinde sabit yıldızlar toplanmıştı ve adına “kürsî” deniyordu. Sekizinci felekte bulunan bu burçlar ise on iki taneydi. [3]Atlas en üstte olduğundan felek-i a’zam, felekü’l-eflâk gibi adlarla anılırdı.[4] ( bkz Kürsi  ( Arş- Atlas ) Ayet-el kursi )

 Bütün felekleri çevreleyen, hepsinin üstünde ve yıldızlardan boş kabul edilen dokuzuncu kat gökteki Arş ve Atlas, Felek’i-eflâk, Felek-i a'zam veya Felek-i atlas adları ile de anılırdı.

Atlas veya arş içinde hiç bir şey bulunmayan bütün gökleri kaplayan bir boşluktu. Atlas yirmi dört saatte bir devrini tamamlardı. Bu devir (dönüş) doğudan batıya doğru olur ve dönerken diğer felekleri de döndürürdü. Diğer felekler ya Atlas feleği ile doğudan batıya döner;  ya da, aksine batıdan doğuya dönerlerdi. Atlas,  diğer felekleri de kendi istikametinde dönmeye zorlar bu dönüşe zorlanan diğer sekiz felek, insanların talihleri, refah ve mutlulukları üzerinde değişen olumlu ya da aksi durumlar ortaya çıkarırlardı.[5] 

Arş veya Atlas, Allah ilminin başladığı yer Levh-i Mahfûz’un bulunduğu mertebe olarak da kabul edildiğinden Allah'ın takdirinin geldiği yer olarak da bilinirdi. [6] Bu nedenle Arş-ı Âlâ, Arş-ı Rahmân, Arş-ı İlâhî, Arş-ı Yezdân ve Felek-i a'zam diye de adlandırılmıştı.

Arş,  feleği  “Hamele-i Arş “  denilen dört melek tarafından taşınmaktadır. Cebrâilin mekânı

da burası olup ondan öteye geçemez. Arş’tan öteye geçebilen tek varlık sadece Peygamberimiz olmuştur[7]ve  Mi'râc gecesinde Allah ile görüşmüştür. Arş,  feleğinin i  “Hamele-i Arş “  denilen dört melek tarafından taşınması inancı Yunan mitolojisinde Dünyayı sırtında taşıyan Herakles- Atlas mitini akla getirmektedir.

Buna rağmen arş, atlas veya Feiek-i a'zam tasavvufta gönül olarak kabul edilmiş,   arş ve atlas tasavvufi manasıyla Levh-i Mahfuz- ilahi kelamın saklı olduğu mekân olarak tasavvur edilmişti.  “Arş, maddî âlemin ilk tabakasıdır. Bunun için Nefs-i Külli olarak da bilindi.”[8]

Arş ve Atlas divan şiirinde tasavvufi manalarda gönül,  levh-i mahfuzun olduğu yer,    tasavvufi olmayan şiirlerde ise göğün en üst katı,  padişahın makamı,  Miraç makamı olarak anılmış, felek, talih burç, baht konulu şiirlerde de bu nedenlerle yer almıştır.

Bu ferşi gördük aldandık lıeniiz Arş'a ermedik
Bu Arş'a Ferş'e göre ey hoca ferrâş olan kimdir           Yunus Emre

Arşa düşmekden mu'alla saye-i 'ulviyyetin,
'Aşk-ı 'izzetk muhammer maye-i 'ulviyyetin,    / Recaizade Mahmut Ekrem

Işk üni arşa irer ışk gözi didar görer
Işka yarayan gönğül mutlak didara yarar        SAİD EMRE

Seyr eyle bu şeb Refref ile Arş-ı A'lâyı
Anı bu dokuz âyınede. eyledi peyda         Yahya Bey

Lam eliften arşa pervaz eyledim
Kaf u nun'dan başıma taç eyledim        Derviş Muhammet AşıkÎ Yemini

 

İLGİLİ BAŞLIKLAR

 

 KAYNAKÇA

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar