SA'D NAHS KIRAN NEDİR ŞİİRLERDE UĞURLU UĞURSUZ YILDIZ VE BURÇLAR

24.04.2022

SA’D NAHS KIRAN NEDİR ŞİİRLERDE UĞURLU UĞURSUZ YILDIZ VE BURÇLAR

 

Osmanlıca yazılışı sa'd : سعد

 

Sa’d sözcüğü Arapça kökenlidir. Sa’d sözcüğünün Türkçeye geçen anlamları ve eski dile ait sözlüklerdeki Türkçe karışlıkları: Uğur, uğur getiren şey, iyilik, mübarek olma, kuvvetli, kutlu, uğurlu şekillerindedir. Sa’d kelimesinden gelen sa'd-üd-dîn "sadettin" dînin mübârekliği, dîni uğurlu, kutlu kılan anlamlarına gelir. Sa'd-ullah – Sadullah – ise Allah’ın kutlu, talihli kıldığı " anlamlarında erkek adı olmaktadır.

Sa’d sözcüğü eski devirlere ait astrolojik inançlarda uğurlu ve uğursuzluk getirdiklerine inanılan yıldızları ifade eden bir tabir olarak da kullanılmıştır.

Sa'd-ı asgar: Venüs (Zühre, Nâhid) gezeğeni.

Sa'd-ı Ekber: Jüpiter (Müşteri) gezegeni.

Sa’deyn: iki uğurlu Müşteri ve Zühre

 

ASTRAL İNANÇLARDA SA’D VE KIRAN

Eski devrin astral inançlarında felek dokuz kat tabakadan oluşur, her felekte ise gezegenler ve yıldızlar bulunurdu. Dünya’dan başlayarak dokuz kat olarak tasavvur edilen bu feleklerin en üstünde ise Atlas feleği bulunurdu. Dünya’dan başlayan yedi feleğin yedi yıldızları ise sırasıyla Ay, Utarit, Zühre, Güneş, Mirrih, Müşteri, Zühal’di. Bunların hepsinin en üstünde olan Atlas ise felek-i a’zam, felekü’l-eflâk olarak da bilinirdi. Bu felekler ve yıldızların insanlara tesir eden iyi, az iyi, münasip, kötü, çok kötü, ılımlı, kızgın, savaşçı gibi hiç değişmeyen belli mizaçları vardı. Yıldızların etkisi ile dünyada iyi veya kötü şeyler olabiliyor, kim hangi yıldızın tesirli olduğu zamanda doğarsa o yıldızların mizaçlarına sahip olarak doğuyordu. Dolayısıyla insanlar etkisi altında bulundukları seyyarenin mizacına göre doğuştan iyi veya kötü, cömert veya cimri, talihli veya talihsiz oluyordu. [1]

Nücum ilmi denilen ilme göre yeryüzünün bulunduğu katman Felek’i evvel iken Ay’ın bulunduğu katman, İkinci felek, Güneşin olduğu kat ise dördüncü felekti. Atlas feleğinden bir önceki sekizinci felek ise Burçlar feleği idi.

Dokuz kattan oluşan göklerin en altında Dünya yani felek-i evvel hareketsiz bir şekilde durur, Atlas feleğine kadar olan diğer felekler ve sekizinci felek olan burçlar feleği iç içe geçmiş şekilde arzın etrafında belirli süreçler içinde dönerlerdi. Atlas feleği diğerlerinden ters yönde döndüğü için diğer felekleri kendi dönüş istikametinde dönmeye zorlar bu nedenle felekler ve yıldızlar atlasın zorlamasıyla birbirlerine yaklaşır, birleşir veya uzaklaşırlardı. Uğurlu, uğursuz, ehven, ılımlı, kötü, öfkeli, savaşçı mizaçlara sahip yıldızların günlük, aylık, yıllık bin yıllık on bin ve yüz bin yıllık belli döngüleri vardı. Bu döngüleri hesaplayabilmek için zicler ve cetveller hazırlanmıştı. İlm-i nücum ilmini bilen müneccimler bu cetvellere bakarak gelecekteki olayların olumlu olumsuz olabileceğine dair hükümler veriyorlardı. ( bkz NÜCUM İLMİ İLMİ AHKÂMI NÜCÛM NEDİR )

O kutb-ı çarh-ı sa’âdet ki döndürür bahtı

Ne yana istese pergâr-ı çarh-gerdânı   Nefi

Bu anlayışa göre Mirrih-(Merih-Mars-) ve Zühal (Mars ve Satürn) gezegenleri uğursuz gezegenlerdi. Bu uğursuz gezegenlere nahs deniyordu. İki uğursuz seyyare bir burçta buluşursa buna nahs- ekber büyük uğursuzluk ortaya çıkıyordu. ( bkz Mirrih-Merih-Mars-nedir-ve-ares-behram-alakasi/65678) Tersi olarak iki uğurlu yıldızın buluşmaları da Sa’d demekti. “ ( Bkz Nahs Nedir – Nah- Ekber ( Büyük Uğursuzlar Mirrih Zühal )


İki seyyarenin bir burçata bir araya gelmesi kıran denilen kavramı meydana getiriyordu. Eğer uğurlu yıldızlar bir burçta birleşirse “kırân-ı sa’deyn”, uğursuz yıldızlar bir burçta buluşursa “kırân-ı nahseyn” ortaya çıkıyordu. Her gezegen ilk hareket noktasına döndüğünde eşref saati oluşurdu.[2] ( bkz KIRAN NEDİR KIRÂN-I SA’DEYN KIRÂN-I NAHSEYN ( ASTROLOJİ)

Bu süreli döngüler aylara, yıllara, asırlara göre yakınlaşmaları, aynı evde buluşmaları veya uzaklaşmaları söz konusu oluyordu. Örneğin Uğurlu yıldızlar olan Venüs ( Zühre ) ile Jüpiter’in ( Müşteri ) buluşması binlerce yıl veya onlarca asırda bir oluyordu.

Divan Şiirinde Sa’d Kıran ve Nahs

Divan şairleri elbette ki tüm bunları biliyordu. Bu nedenle tüm bu bilgileri şiirlerinde malzeme olarak kullanmışlardı.

  • Kimi gördün garaz icrasına düşmüşlerden
  • Kârının evveli sa’d Âhiri firûz oldu.               Mustafa Behçet
  •  
  • Dîde-i Cevzâ vü Zühre görmemiş gerdûnda
  • Kevkeb-i dürrîden a‘lâ öyle bir sa‘d ahteri   Sünbülzade Vehbi
  •  
  • Bindi bir zevraka Damadı ile Hazret-i ŞahBurc-i abide kıran eyledi san mihr ile mâhı     Nedîm
  •  
  • Kara tonlı Ka‘bedür biri birisi kıblegâh
  • Eşrefî sâ‘atde togmışdur sanasın mihr ü mâh    Gelibolulu Sun’î
  •  
  • San sa’d ile nahs etti kırân burç-ı felekde
  • Ol mehle benim kevkeb-i bahtım karışığınca  İzzet Sâmi

 Astroloji İle İgili Linklerimiz 

KAYNAKÇA 

[1]https://www.edebiyatvesanatakademisi.com/post/burclar-felek-kiran-inanclari-divan-siiri-ve/80599

[2]https://www.edebiyatvesanatakademisi.com/post/kiran-nedir-kiran-i-sa-deyn-kiran-i-nahseyn/82263

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar