Evren Evran Yelpeğen Celbeğen Nedir

16.01.2016

 

Resim alıntı : TDİA Hz. Ali’nin ejderhanın başını kesmesi (Darîr, Sîretü’n-nebî, TSMK, Hazine, nr. 1223, vr. 70b)

Evren ( Evran- Yelpeğen - Celbeğen )

 

Osmanlıca yazılışı: Evren : اورن

Türkçe asıllı bir kelime olan evren sözlük anlamları ile: Gök varlıklarının bütünü, bütün gökcisimlerini de içine alan sonsuz kâinat, cihan, âlem, kozmos; astronominin, astrofiziğin konu edindiği şeylerin tümü anlamlarına g

Fakat eski Türkçede evren günümüzdeki anlamlarından farklı olarak ejder ejderha anlamına gelen bir sözcüktür. Bu sözcük zamanla anlam değişmesine ve genişlemesine uğrayarak bu günkü dilimizde olan anlamlarına kavuşmuştur.

Evren kelimesi başka dillerdeki ejder veya ejderha anlamında iken  günümüzde kâinat anlamında kullanılır olması arasında bazı irtibatlar vardır. Türk mitolojilerindeki “Evren (kâinat) aslında bir ejderhadır. Türk mitolojilerinde  İki tip ejder vardır. Bunların bazıları kötülük ejderlerdir ki bu ejderler yer altında kalırlar. Diğer ejder tip ise gök ejderidir. 

Bu ejderhaların bazı Türk lehçelerindeki eş anlamlısı yelbeğen, yilbeğen, yilbüke, celbeğen şeklindedir. Yelbeğen, yilbeğen veya evren yedi başlı dev ya da bir evren (ejderha) olarak tanımlanan mitolojik bir canavar, büyük masal yaratığıdır.[1]

Türklerde güneş, Gök Tanrı; Ay ise Erlik Han’ı (Kayra/Kara Han’ı) yani yer altı Tanrısıdır. İkisi birden kâinatı ifade eder. Erlik ve Kayra Hanlar Türk mitolojisinde küre (boncuk) biçiminde tasvir edilip  kün (Güneş) ve Ay iki yuvarlak olarak gösterilir.  

Örneğin 731’de ölen Kül (Köl) Tigin için yeğeni Yollug Tigin tarafından yazılan anıtta bulunan bir tasvirde; çift başlı bir ejder, sağa ve sola eğilerek iki ağzına iki moncuk (küre) almış ve onları tutmaktadır. Kül Tigin'in kaplumbağa kaide üstüne dikilmiş anıtının üzerinde çift başlı ejder figürü de bulunmaktadır.( bkz  Orhun Abideleri ve Diğer Göktürk Yazıtları)

Üç, yedi veya on iki başı da olabilen bu ejderler görk çarkını çevirirler. Evren kelimesine kaynaklık eden evirmek kelimesi ejderlerin gök çarkının çevirdiklerinin tasavvur edilmesinden dolayıdır. Evrenler güneş ve Ay’ı da yiyebildiğinden Güneş ‘in ve Ayın batması veya Güneş ile Ay tutulmasına sebebiyet verirler. Yelbeğen, ormanlarda veya doksan dokuz köşeli yurdunda ( büyük çadırında) yaşar. [2] Yer altındaki yer ejderi bahar dönümünde (nevruz) yerin altından çıkıp gökyüzüne yükselip, bulutların arasına karışır.

Türk ve Altay mitolojisinde Yalpağan Han, tüm evrenlerin – yelbeğenlerin Tanrısıdır. Bütün ejderhalar (yelbeğenler) onun emrindedir. Kendisi de istediği zaman yedi başlı bir ejder kılığına bürünüp, devlerin Tanrısı olarak da gözükür.

Yelbeğen dişi bir dev olarak da tasavvur edilmiştir. Kimi zaman alt dudağı yerde, üst dudağı gökte bir zenci olarak da tanımlanır. Alt dudağı yerde üst dudağı gökte olan dev motifi Anadolu’da derlenmiş pek çok masalda da bulunur.

Türk mitolojisinde dünyanın bir ya da daha fazla ejderha tarafından döndürüldüğü yani "evirildiği" düşünüldüğünden bu ejderhaya da "eviren" denmiştir.” Bu tasavvurların izleri ilginç bir şekilde bazı divan şairlerinin şiirlerinde de gözükür. ( Bkz: Ejderha Ejder ve Evren )

İslami dönem edebiyatında ve divan şairlerinde eski Türklerdeki evren ve ejder tasavvurlarından izler de bulmak mümkündür. Örneğin debbağların ve esnaf loncalarının pirinin adı Ahi Evran ’dır.

  • Uçup perrende evren gibi şikâr eyler
  • Fezada nerre şir’i kuhta derrende kaplanı   Sabr-i Şakir. [3]
  • Uçan bir ejderha gibi göğe çıkıp avlanmaya başlar. Gökyüzünde erkek aslan dağda bir yırtıcı kaplan gibi
  •  
  • Pertab-ı bülend ettiği dem Ejder-i Perran
  • Aheste hıram eylese tavus –u cinandır.      Nefi.[4]

Hızlı yürüdüğü zaman uçan bir ejder gibi, yavaşça gelir iken güzel bir tavus gibidiir.

  • Nice Evren ki ne dem eylese pertâb-ı bülend
  • Sanki reftâre gelir hışm ile bir ejderhâ                  Tului [5]

( O nasıl bir Evrendir ki – yani ejder- ne zaman sıçrasa bir ejderhanın hışm ile ilerlemeye başladığı sanılır.)

İslamiyet öncesi Türk mitolojisindeki evrenler Türklerin İslamiyet’i seçmesinden sonra İran edebiyatındaki Şahmaran ile karışık bir tasavvur haline gelmiş, divan şairlerinin sevgilin saçlarını ve zülüflerini ejdere benzetmelerine vb vesile olmuştur. ( bkz Camasbanameler Ve Abdi'nin Camasbanmesi Ile Şahmaran ) İslami dönem Türk ve doğu efsanelerindeki ejderler hazineleri koruyan bazen ateşin içinde yaşayan, ağzından ateş saçan, suyun akmasını engelleyen suyun akması için kurban isteyen bir mahlûk olarak da düşünülmüştür. 

  • Üstine dîn düşmanı kâfirlerün odlar saçar 
  • Sanki dîn gencînesi hıfzına ejderdür kılıç       Hayretî
  •  
  • Nefs ejderi kim genc-i dilün oldı tılısmı 
  • Her kim o tılısmı bozabildiyse velîdür  Rûhî 

Astroloji İle İgili Linklerimiz 

KAYNAKÇA 

  • [1] Cilbegen/Tatar Encyclopedia. Kazan: Tatarstan Republic Academy of Sciences Institution of the Tatar Encyclopaedia. 2002.
  • [2] Türk Söylence Sözlüğü, Deniz Karakurt, Türkiye, 2011
  • [3] A. Talat Onay, Edebiyatımzıda Mazmunlar, MEB Yayınları 1996- shf 136
  • [4] A. Talat Onay, Edebiyatımzıda Mazmunlar, MEB Yayınları 1996- shf 136
  • [5] Özer ŞENÖDEYİCİ, Halil Sercan KOŞİK, IV. MURAT’IN BAĞDAT SEFERİ HAKKINDA YAZILMIŞ BİR KASİDE: TULÛ’Î’NİN PESENDÎDE-NÂME’Sİ, Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 2, Sayı: 2/1, Haziran 2014, s. 133-150

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar