Aşık Gevheri Hayatı ve Ozanlığı

27.05.2011

GEVHERİ

 Pek çok halk ozanımız gibi Gevheri’nin de doğum ve ölüm yeri ile tarihleri belli değildir. Doğduğu yer hususunda Köprülü KIRIM Hanına yazdığı bir şiirdeki saygılı tutumu nedeni ile “  “Kırımlı meşhur Gevherî baba”   Kırımlı olabileceği, Saim Sakağlu ise İstanbullu olması gerektiği düşüncesindedir.

Onun 17 yy ikinci yarısından sonra şöhret kazanmış olması yüzünden 17 yy ilk çeyreğinde dünyaya gelmiş olması ihtimali üzerinde durulmaktadır.  Şiirlerinin17 Yüzyılın ortalarındaki mecmualarda görülmeye başlaması bu görüşü kuvvetlendirmektedir.  Araştırmacılar doğum tarihi olarak yüzyılın ilk çeyreğinden biraz sonrasını ileri sürmektedir. Doğum ve ölüm tarihleri kesinlik kazanmasa bile hayatına dair kuvvetli ipuçları ile kuvvetli bilgiler vardır.

Önceleri asıl adının  “ Ali veya "Mustafa" olduğu sanılırken, bir şiirindeki "Bir kemter kulundur Garip Mehemmed" [1][2]dizesinden adının Mehmed" olduğu S. Sakaoğlu kesin bir dille ifade etmiştir.  [3] Gevherî tâbirdir Mustafa ismim/ Bir katre meniden halk oldu cismim /Levh-i mahfuz üzre yazılmış resmim/ Hikmet-i Hüda’ya uğradım geldim) [4]

Ancak tüm bu bilgiler bu defa da Amasya, Gümüşhacıköy’de doğan, Sivas’ta yaşayan, Merzifon’da gömülen adı Mehmet olan başka bir Gevheri’nin daha yaşamış olabileceği ihtimalini ortaya çıkarmıştır. [5]

Gevheri’nin Kırımlı olabileceğini ileri süren Kişi M. Fuat Köprülüdür. Köprülü Kırım Hanı 1. Selim Giray'ın İstanbul'a gelişinde yazdığı şiirdeki "saygılı tutumundan” onun Kırımlı olduğunu ileri sürmüştür. Görüldüğü gibi şairin doğum yeri tarihi ve ölüm tarihi belirsiz kalmaktadır. Hayatı hakkında elde edilen somut bilgiler arasında Onun, İstanbul ve Bursa'da divan kâtiplikleri görevinde bulunmuş olduğu anlaşılır.  Bu duruma göre  aruz ölçüsü ile yazdığı şiirlerinden de medrese tahsili gördüğü anlaşılmaktadır. ARUZ ile yazdığı şiirlerindeki söyleyiş de bunun başka bir delildir. Zaten şair ve hattat Bahri Paşa'nın divan kâtipliğini yaptığı, bir süre Şam ile Bağdat’ta devlet görevlisi olarak kaldığı Salim tezkiresinden bilinmektedir. [6]

Gevheri’nin medrese bitirmiş, kâtiplik yapacak düzeyde eğitimli Daha çok İstanbul’da yaşayan, zaman zaman görevleri gereği ülkenin çeşitli yerlerine gidip gelen bir halk ozanı olduğu anlaşılır.  Onun gezgin bir halk ozanı olmadığını daha çok İstanbul’da yaşadığı anlaşılır.  IV Mehmet’in Avusturya seferleri için 1663-1683 başarı dileklerinde bulunan şiirler yazmış, bir ara Rumeli’ye de geçmiş, Eğri kalesinde şehit olan Alay beyi büyükbabası Ahmet Ağa’ya bir mersiye yazmıştır. [7]

 “Gevheri’nin adı Tameşvarlı İbrahim Naimeddin’in Hadikatü’ş Şüheda ve Müstakimzade’nin Tuhfe-i Hattatin adlı eserinde geçmektedir.  Gevheri’nin kendi adını taşıyan bir de makamı vardır. “ Şairname’lerde ise sadece Gubari’de adı geçmektedir[8]

Gevheri'nin uzun bir yaşamı olduğu anlaşılıyor. Bir şiirinde verdiği “ sene bin yüz elli yazıldı tarih “ dizesinden Miladi 1737 yılında yaşadığı, ancak çok yaşlı olduğu ileri sürülmektedir. Bu duruma göre, Gevheri'nin 1730 yılından sonra öldüğü sonucu ortaya çıkmaktadır. Araştırmacıların ortaya koydukları tarihlere göre şairin yüzyıldan fazla yaşamış olduğu ortaya çıkar ki bu da pek mümkün olamayacak bir şeydir. Bu bakımdan Gevheri’nin doğum ve ölüm tarihleri hakkında gözden geçirilmesi gereken birçok şey daha olmalıdır. 
 

EDEBİ KİŞİLİĞİ

17.18. Yy ın en güçlü şairlerinden bri olan Gevheri,  medrese eğitimli bir halk ozanı olması sebebi ile divan şirinin özelliklerini, dil, sanat, ölçü ve zevkini halk şiirine taşımış bir şairdir. Onun hem hece ile hem de aruz vezni ile yazdığı şiirleri vardır. Halk şiir tarzında yazdığı şiirlerinde bile diğer halk ozanlarına göre ağır bir dil kullanmış, Arapça  ve  Farsça sözcük ve tamlamalara yer vermiştir.  Koşma ve semailerinde halk deyişlerini ve diline dair çok başaralı örnekler veren şairin dili diğer halk ozanlarına göre biraz ağırdır.

Divan şiiri tarzında da örnekler veren şairin  aruz ölçüsü ile yazdığı, divan, kalenderi gazel ve müstezatları vardır.  Şükrü Elçin, bazı şiirlerinde geçen HACI BEKTAŞ adını, onun HACI BEKTAŞ VELİ 'ye intisabından çok bir  BEKTAŞİ muhibbi olmasının işareti olarak kabul eder. Onun bu görüşüne destek olan diğer hususlar yazdığı kalenderîlerdir.  Divan şairlerinden aldığı be etkiler, terkip, tamlama, mecaz ve teşbihlerinde de ortaya çıkar. Her ne açıdan bakılırsa bakılsın Gevheri halk şairlerimiz içinde en başarılı şairlerden biri olarak dikkat çekmektedir. Anadolu, Rumeli ve Azerbaycan’a kadar şöhreti yayılmıştır.[9]

Buna rağmen zayıf kafiyeler, kurduğu ölçü ve duraklarda da hatalara düştüğü görülebilir. Bu durumlar da her zaman dikkat etmediği çok ve kolay söylemeyi sevdiği sonucuna götürmektedir. Aynı konuları işlemek ve kendini tekrar etmek diğer bir kusuru görülmüş olsa da pek çok halk şairini etkilediği, zamanını da aştığı söylenebilir. Sosyal konulara da değinen Gevherinin şiirlerinde aşk önemli bir temadır.

ARUZ   ile yazdığı şiirlerinde başta FUZULİ olmak üzere Divan Şiirimizin tesiri görülür. Yüzyılın başlıca adlarından biri olmasında, belki de, ARUZ ÖLÇÜSÜNü HECE ÖLÇÜSÜ kadar başarılı bir şekilde kullanan ender şairlerden biri olmasının da rolü vardır.

Usta bir Âşık olması, onun sevilip örnek alınmasına vesile olmuştur. Pek az aşığa nasip olan bir husus da, sadece onun şiirlerine yer veren bir mecmuanın bulunmasıdır. Hasan Eren,  böyle bir cönkte 300 şiirinin yazılmış olduğunu belirtmiştir.  Gevheri’nin derlenmiş şiirlerinin sayısı 900 den fazladır.

Şair hakkında en kapsamlı çalışmayı Şükrü Elçin Yapmıştır. Şükrü Elçin, Gevheri, Divanı Metin Dizin Bibliyografya  Ankr. 1984 adlı eserde  979 şiiri vardır.  Bu şiirlerin 54 tanesi  Yakup KARASOY, Orhan YAVUZ, İbrahim YILMAZ’ın çalışmaları ile bulunmuştur. [10]

Önemli Halk Ozanlarımız ( İlgilendiğiniz isme tıklayınız )

Kayıkçı Kul Mustafa ,  Katib , Erzurumlu Emrah ,  Erzurumlu Aşık Sümmani  ,  Divriğili Deli Derviş Feryadi ,  Aşık Yemini Derviş Muhammet ( Malatya- Arguvan) ,  Aşık Ferrahi ,  Kağızmanlı Hıfzı  ,  Musa Merdanoğlu  ,  Posoflu Aşık Müdami ,  Deliktaşlı Ruhsati , Âşık Zülali,  Âşık Şenlik,  Ercişli Emrah  ,  Âşık Ardanuçlu Efkari, Şarkışlalı Âşık  Şarkışlalı Talibi Çoşkun ,  Kaygusuz Abdal  ,  Kul Himmet Üstadım , Arapgirli Aşık Fehmi Gür

 

TÜM ŞİİRLERİ İÇİN TIKLAYIN  Gevheri Şiirleri

 

·         Yaktı Beni Aşk Oduna O Yanmaz

·         Tazelendi Alem Nevbahar Oldu

·         Şunda bir güzele gönüldüşürdüm

·         Ala Gözlü Nazlı Dilber

·         Behey Dilber Sana Gonül Vereli

·         Beyaz Göğsün Bana Karşı

·         Bugün Ben Bir Bağa Girdim

·         Cemalin Bağında Seyran Eyledim

·         Ey Benim Nazlı Cananım

·         Ey Peri Cihana Sen Gibi Dilber

·         GAZEL

·         Hey Ağalar Bir Sevdaya Uğradım

·         Mecnun'a Dönmüşüm

·         Müstezad

·         Ne Kıyas Edersin Behey Bî-vefâ

·         Ben Güzelim Deyu Havadan Uçma

·         Hey Ağalar Zaman Azdı

·         Şunda Bir Güzele Gönül Düşürdüm

·         Dost bağının meyveleri erişti

·         Ah Elinden Zülf-i Kemendim Benim

·         Dila Gör Bu Cihan İçre

·         Bad-ı Saba Sevdiğime Gidersen

·         Bizden Selam Olsun Gül Yüzlü Yare

·         Bülbül Ne Yatarsın Yaz Bahar Oldu

·         Ey Efendim Bana Meylin Var İse

·         Garip Turna Bizi Senden Sorana

·         Kurtulamam Üç Nesnenin Elinden

·         Ne Kaçarsın Benden Ey Yüzü Mâhım

·         Sözün Bilmez Bazı Nadan Elinden

·          

KAYNAKÇA

 

[1] M. Sunullah Arısoy, Türk halk şiiri antolojisi, Bilgi Yayınevi, 1985 s. 147

[2] M. Sunullah Arısoy, Türk halk şiiri antolojisi, Bilgi Yayınevi, 1985 s. 147.

[3] S. Sakaoğlu, Büyük Türk Klasikleri, VI, 92;  TDI. sy,445- 450, shf.147)

[4] [Köprülü], Mehmed Fuad (1929). Türk Saz Şairlerine Ait Metniler ve Tedkikler: XVII. Asır Saz Şairlerinden Gevherî. İstanbul: Türkiyat Enstitüsü Neşriyatı.

[5] Nurettin Albayrak, “ Gevheri, TDV İA, C.14, İst. 1996,  shf,42,

[6] Sadettin N. Ergun, Salim Tezkiresi, İstanbul, shf, 157- 159

[7] Nurettin Albayrak, “ Gevheri, TDV İA, C.14, İst. 1996,  shf,42,

[8] PROF. DR. ALİ BERAT ALPTEKİN, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/gevheri

[9] Nurettin Albayrak, “ Gevheri, TDV İA, C.14, İst. 1996,  shf,42,

[10] Yakup KARASOY, Orhan YAVUZ, İbrahim YILMAZ “ GEVHERÎ DİVANI’NA KATKILAR “http://sutad.selcuk.edu.tr/sutad/article/view/1028

 

Edebiyat Dil bilim, Kültür, Folklor, Geleneksel ve Güzel Sanatlarla ilgili, Tez, yazı, İnceleme, ve Araştırmalarınız Sitemize üye olarak ve  bize başvurarak bu sitede Paylaşabilirsiniz.

 BAŞVURU İÇİN : ESA, İLETİŞİM  veya [email protected] 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar