Fehmi Gür Hayatı Ozanlığı Arapgirli

12.06.2012

 

Âşık Fehmi Gür 

1914, ö. 7 Mart 1982

Elimizde 300 kadar, ailesinde de yaklaşık 2000 kadar şiiri bulunan Arapgirli Âşık Fehmi Gür, 1914’te Arapgir ilçesi Bostancık köyünde dünyaya gelmiştir. Malatya’nın ilçesi Arapgir’in kenar bir mahallesinde oturan ve elinden tutanı olmayan Fehmi Gür, geleneksel halk şiirimizin yirminci yüzyıldaki önemli temsilcilerinden biridir.   Babası Kort Halig oğullarından Mehmet, Anası Evlik zadelerinden Esmadır.[1]Fehmi Gür,1917 de geçirdiği çiçek hastalığı yüzünden Aşık Veyse  gibi üç yaşındayken gözleri görmez olmuştur.[2] Şiirlerinden dört kardeşinin olduğu ortaya çıkar. 

Dört kardeş içinde kadersiz çıktın
Ne duruldun ne de bulanık aktın
Yaşın elli sekiz cefalar çektin
Şu fani dünyadan doy Fehmi Fehmi

Çocukluğunda köy odalarında okunan kitapları, masal ve halk hikâyeleri, sohbetleri dinleyerek, gezgin âşıkların saz ve sözlerine kulak vererek yetişmiş, Halk şiirini ve edebiyatını gözleri görmediği için dinleyerek öğrenmiştir

Fehmi Gür 13 yaşına geldiğinde bu sefer de Babası Mehmed’i kaybederek yetim kalır. Anası Esma kadın 13 yaşındaki Fehmi yi ve 7 yaşındaki küçük oğlu Seyfettin’i alarak Arapgir İlçe merkezine yerleşmiştir.[3]

Onun şair olarak yetişmesinde yakın çevredeki ozanların ve özellikle  Deliktaşlı Ruhsati ’nin önemli izleri vardır. Doğan Kaya’nın belirttiği gibi Fehmi Gür’de  Deliktaşlı Ruhsati  ’nin önemli etkileri görülmektedir.  Ayrıca, şiirleri incelendiğinde   Karacaoğlan ,  Kerem,  Ercişli Emrah ,  Ezurumlu Emrah,  Bayburtlu Zihni , Aşık Veysel  ve  Aşık Ferrahi ’nin önemli etkileri görülmektedir.  

Bahar geldi yaylalara çıkarlar
Yel vurdukça elvan elvan kokarlar
Yola girmiş sular gibi akarlar
Bizim köyün gelinleri kızları

gibi deyişleri Karacaoğlan’ı anımsatmaktadır. 

Fehmi Gür'ün yakın çevresindeki Önemli şair Ruhsati'nin etkisi altında kalmış olmasına dair Doğan Kaya'nın tespiti şu şekildedir. "Çevresinde bu kadar iz bırakan Ruhsatî’nin aynı coğrafyada olan  Arapgirli Fehmi Gür’ü etkilememesi düşünülemez. Meseleye bu açıdan  baktığımızda, gerçekten de âşığımızın, Ruhsatî’den büyük oranda etkilendiğini  görürüz. “[4]

Fehmi Gür’ün, çok kuvvetli bir hafızaya sahip olduğundan bütün şiirlerini ezbere bildiği söylenmektedir.   Bâdeli âşık olmadığını:

Fehmi der ki budur benim kaderim,
Gayet günahkârım isyan ederim,
Korkam insan geldim hayvan giderim,
Kırkların elinden içmedim dolu.

diyerek vurgulayan âşık, saz da çalmamaktadır. 

Hayatta iken; Veysel misali,  Ahmet Kutsi Tecer gibi biri ile karşılaşma fırsatı olsa idi herhalde ikinci bir Veysel de Fehmi Gür olurdu.  Onun  edebiyat dünyasında gereği gibi tanınmaması hayatta iken onun değerini anlayacak ve geniş kitlelere tanıtacak aydınlarla karşılaşmamış olmasından kaynaklanmaktadır.  Şiirlerinin sadece Arapgir Postası gibi  mahalli bir gazetede yayımlanması da  gereğince tanınmasına yetmemiştir. 

Fehmi Gür’ün, her genç gibi 18 yaşına geldiğinde gönlünü Suriye adlı bir kıza kaptırır fakat kızın ailesinin  engeli ile karşılaşıp  evlenemez.[5]  Suriye ile ilgili sevda şiirlerini 96 sayfalık Fehmi ile Suriye isimli bir deftere yazdırmıştır. Bu defter vefatından sonra çocukları tarafından halen Malatya’da oturan araştırmacı yazar Ahmet Şentürk’e verilmiştir. Suriye ile evlenemeyen Fehmi Gür 32 yaşına geldiğinde bir başkası ile evlenmiş ve Suriye’ye olan aşkına kül serpmeye çalışıp şiirlerinde değişik konuları işlemeye başlamıştır. 

20 yaşında köyünden Arapgir ilçe merkezine gelip yerleşen Fehmi Gür  bütün ömrünü Arapgir’de tamamlamış olmakla birlikte Malatya’nın tüm ilçe  ve köylerini gezdikten sonra Elazığ, Gaziantep, Adıyaman, Kahraman Maraş, Mersin, Konya, Afyon, İzmir, Ankara, Kayseri, Sivas, Erzincan ve İstanbul’a gitmiş, buralarda âşıklık geleneğini sürdürmeye çalışmıştır. Fehmi Gür, gezgin âşıklık geleneğini devam ettiren aynı zamanda destan satma geleneğini de devam ettiren bir halk ozanıdır.  Bir sayfalık destanlar yazarak pazarlarda, kahvelerde, hatta mahalle aralarında satıp geçimini sağlamaya çalışmıştır. 

Fehmi Gür, aşk ve sevda şiirlerinin dışında pek çok konuyu ustaca işlemiş, yaşadığı Arapgir ilçesinin de sorunlarının tercümanlığını yapmıştır. 1962’de Arapgir’e gelen İsmet İnönü’ye ilçenin sorunlarını şu şekilde dile getirmiştir.

Ne bir fabrika var ne bir lise var
Ancak içimizde büyük tasa var
Issız mı kalacak bahçeler bağlar
Gonca güllerimiz soldu dediler

Çekildi zenginler fakirler neyler
Kimisi düşünür kimisi söyler
Gitti elimizden bu kadar köyler
Sade yarım nahiye kaldı dediler

biçimindeki dizelerle dile getirmiştir. Devlet adamlarımızdan İsmet İnönü ve Celal Bayar’ la münasebetler kurabilen Şair Fehmi Gür onlara memleketin ve Arapgir'in halini ortaya koyup döken  şiirler okumuştur. 

1957 de Arapgir’de yayımlanmaya başlayan ARAPGİR POSTASI adlı haftalık yerel gazetede şiirleri yayımlanmaya başlamış ve vefatına kadar bu gazetede 500 e yakın şiiri yayımlanmıştır. Çeşitli Ulusal, yerel gazete, dergi ve antolojilerde şiirleri yayınlanan Fehmi Gür 1981’de Malatya’da tanıştığı Rahmetli Araştırmacı, yazar Ahmet Şentürk’e biriktirdiği şiirlerini emanet eder ve mümkünse şiirlerinin Akademik bir düzeyde kitaplaşmasını ister. [6]

7 Mart 1982 de Arapgirde’ki evinde vefat eden Şair Fehmi Gür’ün Şiirleri vefatından 18 yıl sonra 2000 yılında Malatya Belediyesi Yayınları arasından, İnönü Üniversitesi Türk dili Edebiyatı Hocalarından Yrd. Doç. Dr. Ramazan Çiftlikçi Beyin çalışmaları sonunda iki dev cilt halinde 900’e yakın şiiri kitaplaşarak şairin geçte olsa arzusu yerine getirilmiştir. [7]


EDEBİ YÖNÜ

Şiirleri incelendiğinde   Karacaoğlan ,  Kerem,  Ercişli Emrah ,  Ezurumlu Emrah,  Bayburtlu Zihni  , Aşık Veysel  ve  Aşık Ferrahi ’nin  etkileri görülen Fehmi Gür usta bir şairdir. Ailesinin elindeki şiir sayısı iki bin şiiri aşmaktadır. Arapgir postası adlı dergide beş yüzden fazla şiiri yayımlanmıştır. Dolaysıyla şiir sayısı bakımından çok verimli bir şairdir.

Doğan Kaya’nın tespitlerine göre Fehmi Gür’de Ruhsatî’nin önemli etkileri görülmektedir. Pek çok şiirinin Ruhsatî’nin kullandığı ayaklarla oluşturmuş, Fehmi Gür, Ruhsati’den bir hayli etkilenmiştir.[8] Doğan Kaya bu etkilenmeyi şu şekilde somutlaştırarak anlatır: Yrd. Doç. Dr. Ramazan Çiftlikçi’nin, titiz bir çalışma sonucu yayımladığı “Arapgirli Halk Şairi Fehmi Gür adlı kitapta yer alan 150 şiirden 13’ü, Âşık Ruhsatî’nin kullandığı ayakla söylenmiştir.” [9]

Fehmi Gür şiirlerini klasik koşma türünde, fakat koşma gibi üç ya da beş dörtlük üzerine değil, destana daha yakın bir biçimde, genellikle sekiz dörtlük üzerine kurmuştur. 
Bütün şiirlerinde  Abab / cccb / dddb /  eeeb / fffb   uyak örgüsü hâkimdir.   Beyit biriminde kaleme alınmış birkaç şiiri olan,  iki ya da üç dörtlükten oluşan kısa şiir yazmayan, tüm şiirlerini klasik koşmadan daha uzun yazıp bir iki şiiri beş, bir iki şiiri yedi diğer tüm şiirlerini sekiz dörtlük üzerine kurmuş usta bir âşıktır.

Fehmi Gür’ün şiirleri incelendiğinde genellikle  redifsiz yarım uyağı kullanmamakta, bağlama dizelerini uyak+redif üzerine oturtmakta, şiiri sazsız söylediği için, yarım uyağı çokça  kullanan bazı saz çalan âşıklar gibi sazın ahengine sığınmamakta, deyişlerini sağlam ayaklar üzerine oturtup müzikaliteyi  ayaklara yüklediği ve zengin söyleyişler yarattığı görülmektedir.   İlk dörtlüklerde  abab uyak düzeninden ödün vermeyip  ikinci dizede oluşturduğu ayağı tüm dörtlüklerin sonunda ustaca kullanmaktadır.

Fehmi Gür’ün şiirlerinde de genellikle sevgi, sevgiliye kavuşamamanın acısı, ayrılık, kaderden yakınma, sitem, doğa, ölüm, öğüt, yurt sevgisi ve çeşitli sosyal konular belirgin ana konular olarak görülmektedir.

Fehmi Gür’ün eserleri ve hayatı;  Yrd. Doç. Dr.Ramazan Çiftlikçi  tarafında  “Arapgirli Halk Şairi Fehmi Gür, Cilt: 1 - 2 Hayatı - Sanatı - Bütün Şiirleri, Malatya Belediyesi, Malatya 2000 “ basılmıştır. [10]

  

Önemli Halk Ozanlarımız ( İlgilendiğiniz isme tıklayınız )

Kayıkçı Kul Mustafa ,  Katib , Erzurumlu Emrah ,  Erzurumlu Aşık Sümmani  ,  Divriğili Deli Derviş Feryadi ,  Aşık Yemini Derviş Muhammet ( Malatya- Arguvan) ,  Aşık Ferrahi ,  Kağızmanlı Hıfzı  ,  Musa Merdanoğlu  ,  Posoflu Aşık Müdami ,  Deliktaşlı Ruhsati , Âşık Zülali,  Âşık Şenlik,  Ercişli Emrah  ,  Âşık Ardanuçlu Efkari, Şarkışlalı Âşık  Şarkışlalı Talibi Çoşkun ,  Kaygusuz Abdal  ,  Kul Himmet Üstadım , Arapgirli Aşık Fehmi Gür


KAYNAKÇA

[1] Yrd. Doç. Dr. Mehmet YARDIMCI, ARAPGİRLİ ÂŞIK FEHMİ GÜR, Hayatı-Sanatı Şiirlerinden Örnekler,https://turkoloji.cu.edu.tr/

[2] Yrd. Doç. Dr. Mehmet YARDIMCI, agy

[3] Anonim Fehmi Gür,  https://www.malatyanethaber.com/h-10187-b-fehmi-guru-rahmetle-aniyoruz.html

[4] Doğan Kaya, Âşık Şiirinde Ayak ve Ruhsatî’yle Fehmi Gür’ün Ortak AyaklıŞiirleri, Ramazan Çiftlikçi, Arapgirli Halk Şairi Fehmi Gür, Hayatı-Sanatı-BütünŞiirleri, Malatya, 2000, s. 114-119

[5] Cumali Levent, Gür Fehmi, .malatyapedya.com/genelkonular/edebiyat

[6] https://www.malatyanethaber.com/h-10187-b-fehmi-guru-rahmetle-aniyoruz.html

[7] Yrd. Doç. Dr, Ramazan Çiftlikçi .Arapgirli Halk Şairi Fehmi Gür, Cilt: 1 - 2 Hayatı - Sanatı - Bütün Şiirleri, Malatya Belediyesi, 2000, Malatya. (2)

[8] Doğan Kaya, Âşık Şiirinde Ayak ve Ruhsatî’yle Fehmi Gür’ün Ortak Ayaklı Şiirleri, Ramazan Çiftlikçi, Arapgirli Halk Şairi Fehmi Gür, Hayatı-Sanatı-Bütün Şiirleri, Malatya, 2000, s. 114-119

[9] Doğan Kaya, Âşık Şiirinde Ayak ve Ruhsatî’yle Fehmi Gür’ün Ortak Ayaklı

Şiirleri, Ramazan Çiftlikçi, Arapgirli Halk Şairi Fehmi Gür, Hayatı-Sanatı-Bütün Şiirleri, Malatya, 2000, s. 114-119

[10] Yrd. Doç. Dr.Ramazan Çiftlikçi   “Arapgirli Halk Şairi Fehmi Gür, Cilt: 1 - 2 Hayatı - Sanatı - Bütün Şiirleri, Malatya Belediyesi, Malatya 2000

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar