KategorilerEDEBİYATAşık Edebiyatı AşıklarBahşi Aşık Yeniçeri 16. Asır

Bahşi Aşık Yeniçeri 16. Asır

12.08.2015



BAHŞİ

 

Hemen tüm edebiyat tarihlerinde adı 16. Yy. Âşık Edebiyatı içinde geçen ama hakkında çok az bilgi bulunabilen 16. YY.' da Yavuz Sultan Selim'i, Çaldıran ve Mısır Seferlerine  katılmış bir şairdir. Yavuz' un Mısır ve İran seferi  ile Yavuz Sultan Selim’e övgüler dizdiği  bu destanı onun yeniçeri saz şairlerinden biri olduğunu ve 16. yy. 'da yaşadığını, seferlere bizzat iştirak ettiğini  ortaya çıkmaktadır. Hayatı hakkındaki tüm bilgiler elimize ulaşan bu destandan çıkarılabilen bilgilerden ibarettir.

Bu destanından hareketle  Bahşi’nin  15. yüzyıl sonlarında ve 16. yüzyılın birinci yarısında yaşamış, olduğu “ Osmanlı ordusunda yeniçeriler arasında bulunan saz şairlerinden biri  olduğu anlaşılmaktadır.” [1]

Bahşi’nin bir I.Selim’in 1514’teki İran, 1517’deki Mısır seferi ile ilgili destanı [2] onun VI. yüzyılın 15 yy son çeyreğinde doğduğunu en azından 1517 yılına kadar da yaşamış olduğunu ortaya koyar. Boratav, Bahşi’den söz ederken “tespit edilen bir  manzumesinden çıkarılan bu bilgilerden başka “hayatı ile ilgili bir bilgiye ulaşılamadığını ifade eder”  [3]

Bahşi ve destanı hakkındaki ilk bilgiyi  Prof. Fuat Köprülü 18 Nisan 1330’da İkdam gazetesinde vermiştir: “Hece vezninin 8+8 şekliyle yazdığı bir destan yahut türkünün gerçek vezni, gerek lisanı, eskiliğini gösterdiği gibi şairin “Bahşi” mahlası da gene eskiliğine bir delil olabilir. Daha sonraki saz şairleri arasında hemen hiç tesadüf edilmeyen “Bahşi” mahlasında biz “Uygurlar” ve “Moğollar” arasında “kâtib” manasında kullanılan “Bahşi” kelimesinin tesirini görmekteyiz. Kafiyeden ziyade “yarım kafiye” kullanan ve redif usulüne riayet eden bu şairin şimdiye kadar başka eserlerine tesadüf edemedik.”[4]

Bahşi adı bilindiği gibi İslamiyet öncesi dönemde halk ozanları için kullanılan tabirlerden biridir. Bahşi mahlasını Anadolu sahasında  kullandığı bilinen tek ozanımızda bu aşığımızdır. Bahşi adlı ozanının bu mahlası kullanmış olması İslamiyet öncesinde kullanılan bu tabirden 16. Yy. 'a kadar Anadolu sahasında da kullanılmış olduğunu ispat etmesi bakımından ilginçtir.

Destan

Sultan Selim Cülûsunda
Salâ! dedi de yürüdü
Gidelim Mısır’a doğru
Yola! dedi de yürüdü

Şamlı çıkıp kaçar köyden
Sofu beri gelmez Hoy’dan
Mert var ise işte meydan
Gele! dedi de yürüdü

Nesne yok imiş erinde
Halife donmuş yerinde
Ne arar Yusuf’un şehrinde
Köle dedi de yürüdü

Almak gerek kûh-ı Kaf’ı
Kırım var mı ala daha
Horasan’da ise Şâhı
Bulam dedi de yürüdü

Bahşi eydür Mehdî budur
Yücemize irgör Kadir
Kılağuzsa İlyas Hızır
Yola dedi de yürüdü 

Boratav, Pertev (2000). İzahlı Halk Şiiri Antolojisi. İstanbul: Tarih Vakfı Yay. 75.


 

Önemli Halk Ozanlarımız ( İlgilendiğiniz isme tıklayınız )

Kayıkçı Kul Mustafa  Katib , Erzurumlu Emrah  Erzurumlu Aşık Sümmani  ,  Divriğili Deli Derviş Feryadi ,  Aşık Yemini Derviş Muhammet ( Malatya- Arguvan) ,  Aşık Ferrahi ,  Kağızmanlı Hıfzı  ,  Musa Merdanoğlu  ,  Posoflu Aşık Müdami  Deliktaşlı Ruhsati , Âşık Zülali,  Âşık Şenlik,  Ercişli Emrah  ,  Âşık Ardanuçlu Efkari, Şarkışlalı Âşık  Şarkışlalı Talibi Çoşkun ,  Kaygusuz Abdal  ,  Kul Himmet Üstadım , Arapgirli Aşık Fehmi Gür Tokatlı Nuri 

KAYNAKÇA

  • [1] Vasfi Mahir Kocatürk , Türk Edebiyatı Tarihi” MEB , 1970, SHF, 306

  • [2] Arısoy, Sunullah (1995). Türk Halk Şiiri Antolojisi. Ankara: Bilgi Yay.

  • [3] Boratav, Pertev (2000). İzahlı Halk Şiiri Antolojisi. İstanbul: Tarih Vakfı Yay.

  • [4] Köprülü, Fuat (2004). Saz Şâirleri I-V. Ankara: Akçağ Yay.

 

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da