Enderunlu Vasıf Hayatı ve Edebi Kişiliği

17.06.2011

 

 

 


HAYATI 

 

İstanbullu olan Vâsıf’ın doğum tarihi hakkında bilgi yoktur.  Fakat şiirlerinden hareketle 1771 yıllarına doğru dünyaya geldiğine dair görüşler vardır.  İstanbul’da doğduğu bilinen şairin asıl adı Osman’dır. Çocukluğunda Enderun’a alınıp, Enderun saray mektebinde yetiştiği için Enderunlu ya da Enderunî lakabıyla tanınmıştır.[1]

 

Bostancıbaşı Elbasanlı Halil Arnavut Halil Paşa’nın kardeşinin torunudur. Enderun’da iken Halil Paşa’nın yardımıyla acemi oğlanların yetiştiği Galatasaray Mektebi’ne alınmış, ancak nedense Enderun’a alınmamıştır. Hamisi olan Halil Paşa’nın rakipleri yüzünden bazı sıkıntılara maruz kalmış ancak Silahdar Süleyman Paşa’nın Kaftancıbaşı olduktan sonra bu sıkıntılarından kurtulur.[2]

 III. Selim döneminin son yıllarından başlayarak saray çevresinde önemli görevlerde bulunmuş,  o yıllardan itibaren hünkâr baş lalalığı, peşkir ağalığı, anahtar ağalığı, kiler ağalığı, haceganlık  gibi görevlerde bulunmuştur. Onun ikbal günleri Silahtar Süleyman Paşa’nın Kaftancıbaşı olduktan sonra başlamış III. Selim’e kasideler yazıp sunmuştur. Bundan sonra ise git gide daha rahat bir hayat yaşamaya başlamıştır.[3]  III. Selim’e toplam yedi tane kaside sunan şair en sonunda onu teveccühünü ve ihsanlarını elde eder ve Has oda erkânı içine dâhil olmayı başarır. [4]

 

Bu ikbal günleri IV. Mustafa ve II Mahmut zamanında da sürmüştür. Bu padişahlar zamanında kiler kethüdalığı görevlerindedir. II Mahmut ona hil’at giydirmiş o da padişaha dört adet kaside sunmuştur.[5]

 

Ömrünü sarayda geçirdiğinden III. Mustafa (1754-1774), I. Abdülhamit (1774-1789), III. Selim (1789-1807), IV. Mustafa (1807-1808) ve II. Mahmut (1808-1839)?un saltanatlarını yakından görme imkânı bulmuş. [6]1818 yılına kadar sarayda kalmıştır.

 

III. Selim devrinde sarayda hizmete başlayan şair o yıllardan itibaren otuz yıllık hizmet süresinden sonra en son haceganlık rütbesinde iken kendi arzusu ile görevlerinden ayrılır. [7]Emekliliğinden sonra Bolayır’daki Şehzade Süleyman vakfiyesinde görevlendirilmişse de buradan da ayrılmış ve İstanbul’daki evine dönmüştür. Kaynaklar onun Tophane’de bir evinin olduğunu ve Tophane yangınında bu evin  kül olduğunu belirtir.

 

Şair İstanbul'da 1824 yılında ölmüş, Karacaahmet Mezarlığına gömülmüştür.  Mezar taşında dostu K. İzzet Molla’nın ölümüne düşürdüğü tarih beyti kazınmıştır. 

 

EDEBİ KİŞİLİĞİ

 

Vasıf’ın iri cüsseli, rindane eğlenceyi ve meşrebi seven, hoş sohbet, eğlence ve zevki sefaya düşkün biri olduğu kaydedilir. Onun bu kişilik özellikleri şiirlerine de yansımıştır. Umursamaz kişiliği ile yemeye içmeye, eğlenceye ve hoş sohbete düşkünlüğü çoğu şiirlerinde tema  ve zevk olarak karşımıza çıkar. Onun bayağı ve müstehcen şiirlerinin oluşum yerleri beklide yaşantısındaki bu yönlerden kaynaklanmış şeylerdir.  Onun daha açık saçık ve müstehcen şiirlerinin olduğu ama bunları hayatının son demlerinde yaktığına dair söylentiler de vardır.

 

Şiirlerinde açık saçık sözler kullanması, müstehcenlik dolu ibarelere meyletmesi,  bayağı, sanatsız şiirler yazdığı gerekçesi ile suçlanmış bazıları tarafından vasat bir şair olarak görülmüştür.

Necati’den beri süre gelen, Tatavlalı Mahremi ve Edirneli Nazmi ile devam eden 18. yüzyılda Nedim'in en güzel örneklerini verdiği Türkî basit ve mahallileşme akımının bu yüzyıldaki en önemli temsilcisi Vâsıftır. Ancak onun şiirlerinde Nedim’in inceliği, zarafeti, şairlik kudreti yoktur. Sokak dili ve zevkini divan şiirine sokan bir şair olarak değerlendirenler çoğunluktadır.

 

Şiirlerinde Nedim'in yanı sıra Sabit ve Enderunlu Fazıl’ın da etkisi görülür. Vâsıf eski şiirin kurallarına, eski kültürün estetik değerlerine fazla sadık kalmayan, hatta kuralları çok da umursamayan bir şairdir. Şiirlerinin büyük bir kısmı alay, nazire ve taklit özelliği gösterir. Şiirleri ve Nedim tesirinde yazdığı şarkılarında kayıtsız bir ruh hali içinde olmuştur.

 

Vâsıf, bazı şiirlerinde özellikle gençlik yıllarında yazmış olduklarında çok defa edebin dışına taşan şiirlere de meyletmiştir. Şiirlerinde zaman zaman düştüğü bu yanlışlarından pişmanlık duyarak Allah’a ve Resulüne samimi duygularla yöneldiği şiirleri de vardır.

 

Günlük hayatı ve halk dilini şiirlerinde kullanmayı tercih eden şairin şiirlerinde sade ve çağdaşlarına göre oldukça anlaşılır bir dil vardır. Gündelik halk dilin kullanmayı tercih eden yaklaşımları ile yazdığı şiirlerinde mahallî deyişleri kullanırken “alaycı yaradılışı onu eski şiirin nükte anlayışından uzaklaştırmış, onu zaman zaman bayağılığa düşürmüştür.” [8] Ş

 

iirlerinde zaman zaman dini tasavvufi konulara yönelmiş hatta söylentilere göre bayağı ifadelerin bulunduğu bazı şiirlerini de yakmıştır.  Onun şiirlerini gençlik ve yaşlılık yılları olarak irdelediğimizde son zamanlarında Allah, dine ve tasavvufa daha çok meyletmeye çalıştığı dikkati çeker. Buna rağmen beşeri zevki,  sosyal konuları, alay ve nükteyi önemseyen şairin şiirlerinde tasavvuf zaman zaman karşımıza çıkan göndermelerde bulunulan daha düşük düzeylerde işlenmiş konular olarak kalır.

 

Buna rağmen Vasıf'ın son dönem divan şairleri arasında 19 yy.ın en önemli şairlerinden biri saymak zorunda kalıyoruz. Divan şiirinin son temsilcilerinden bir olan vasıf devrindeki şairleri kuvvetle etkilemiştir.  Nedim tarzında basit anlaşılır sade şiirler yazmıştır.

 

Hatı geldikde o gül-rûya sarıldım yatdım
Düşünüp ağladığım günleri güldüm yatdım

…………

Ne beyân-ı hâle cür?et ne figâna tâkatim var
Ne recâ-yı vasla gayret ne firâka kudretim var


Vâsıf’ın şiirlerinde İstanbul'un önemli bir yeri vardır. İstanbul Türkçesini kullanmaya özen gösterdiği şiirlerinde İstanbul’un gezinti yerleri, halkın giyim kuşamı, binicilik, cirit ve ok atma gibi geleneksel yönleri aktarılmıştır. Bu tarz şiirleri halkın gelenek ve göreneklerini yansıtması bakımından ilginçtir. [9]

Vâsıf, divan edebiyatının son döneminde yetişmiş, Nedim'in yolunda yürümüş bir şairdir. Dilde mahallileşme taraftarı olan şair bazı şiirlerinde bayağılaşmaya kadar düşmesi yönüyle eleştirilir. Halk ağzı ve Türk dili ve folkloru açısından ise dikkati çekecek kadar çok malzeme sunmayı başarması bakımından da takdir edilmektedir.  

 

Vasıf, divan şirinin hemen her tütünde ser vermiş bir şairdir. En çok da gazel ve şarkıları ile dikkat çekmiştir.  Ziya Paşa ve Namık Kemal onun şiirlerini değerlendirmiş tutuk, aruz vezninde başarısız, doğuştan yetenekli ama kültür ve birikiminin yetersiz olduğunu belirtmişlerdir.

Vâsıf Dîvânı Mısır (Bulak 1257) ve İstanbul (1257, 1258, 1989) da olmak üzere toplam dört kez basılmıştır. 

 

Vasıf, Enderun da yetişmiş sarayda çeşitli hizmetlerde görevlerde bulunmuş, ömrünün sonlarına doğru kendisine maaş bağlanarak serbest bırakılmış ve ömrünün son günlerini de İSTANBULDA  geçirmiştir. [10]

 

DİVANI

 

Onun divanı üzerinde birkaç çalışma yapılmıştır. İlk baskısı Mısır Bulak Matbasıdır.  Bulak, H. 1257, 1258 İstanbul, Bu iki baskısında 5968 beyit, 531 şiir  vardır.

12, naat, dört münacat, 11 medhiye ( kaside) , 90 tarih, 141, gazel, 217 şarkı vb vardır.  

GÜREL, Rahşan (1999), Enderunlu Vâsıf Dîvânı, Kitabevi Yayınları, İstanbul.İPEKTEN, Haluk (1989), Enderunlu Vâsıf, Kültür Bakanlığı Yayınları, İstanbul.

 

Enderunlu Vasıf  TÜM Şiirleri

 

 

 

KAYNAKÇA 

 

  • [1] Ziya Arıkan, Fazıl-ı Enderuni, Mezuniyet Tezi 1945
  • [2] Ziya Arıkan, Fazıl-ı Enderuni, Mezuniyet Tezi 1945
  • [3] Abdülkadir Karahan, Enderunlu Vasıf, TDV İA, İst. 1995, CII. Shf.190
  • [4] Abdülkadir Karahan, Enderunlu Vasıf, TDV İA, İst. 1995, CII. Shf.190
  • [5] Abdülkadir Karahan, Enderunlu Vasıf, TDV İA, İst. 1995, CII. Shf.190
  • [6] Doç. Dr., Ahmet DOĞAN,ENDERUNLU VÂSIF’IN “GÖNLÜMDEKİ” REDİFLİ GAZELİNDE TASAVVUFÎ SÖYLEM, turkishstudies.net/Makaleler/ son erişim, 12-08 2013
  • [7] Ziya Arıkan, Fazıl-ı Enderuni, Mezuniyet Tezi 1945
  • [8] Mengi, Mine, Eski Türk Edebiyatı Tarihi, Akçağ Basımevi, Ankara 2002.
  • [9] 19 Yüzyıl Divan Edebiyatı Avni Enderunlu Vasıf K. İzzet Molla,
  • [10] Vasfi Mahir Kocatürk, Türk Edebiyatı Tarihi, 1973, shf 587 ) 

 

Edebiyat Dil bilim, Kültür, Folklor, Geleneksel ve Güzel Sanatlarla ilgili, Tez, yazı, İnceleme, ve Araştırmalarınız bize başvurarak bu sitede Paylaşabilirsiniz.

 BAŞVURU İÇİN : ESA, İLETİŞİM  veya s_kuzucular@hotmail.com

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar