Gezgin Aşıklık ve Gelenekleri

23.08.2016

 

 

 

 

GEZGİN ÂŞIKLIK GELENEĞİ

 

İslamiyet öncesi döneminden beri devam eden ozan geleneği İslami dönemde de geleneklerini devam ettirmesine rağmen İslami dönemde işledikleri konuları bakımından iki kola ayrılmıştır.

  1. A) Dini tasavvufi âşık edebiyatı

  2. B) Din dışı âşık edebiyatı

Âşıklık geleneği İslamiyet’in kabulü ile konuları bakımından ikiye ayrılırken gerek dini gerekse din dışı konularda şiirler söyleyen ozanlar İslamiyet öncesinden beri var olan kimi gelenekleri yaşatmayı sürdürdüler.  İslami dönemde konuları bakımından ikiye ayrılan ozanları âşıklık gelenekleri bakımından da çeşitli şekillerde tasnif edebilmemiz mümkündür, Badeli, badesiz, gezgin, yerel,  manzum nesir hikâyede anlatabilen âşıklar, hikâye tasnif eden âşıklar, telden söyleyenler, dilden söyleyenler gibi.

Aslında bu ayrımlar âşıklarımızı birbirinden ayıran kesin ölçütler değildir. Birçok âşık ayrımlarından sadece birine sahip olabileceği gibi, bir âşıkta bu özelliklerin birçoğu birden de bulunabilmektedir. Söz gelimi bir aşığımız, hem telden söyleyen, hem hikâye anlatan, hikâye de oluşturan hem de badeli olabilen bir âşık olabilir. Mesela Çıldırlı Âşık Şenlik,  hem badeli,  hem telden söyleyen, hem halk hikâyeleri de anlatan hem de kendisi de hikâye tasnif eden bir aşığımızdır.

Günümüzdeki Âşık edebiyatı, İslamiyet öncesindeki ozan - baksı geleneğinin İslamiyet’le birlikte bu günkü halini alan şeklidir. Temellerini ozan- baksı - kam geleneğine dayandırmış, o temellerin üzerinde İslami dönemdeki âşıklık geleneği kurulmuştur.

Âşıklık geleneğinde sazlı veya sazsız, doğaçlama söyleyerek veya yazarak ya da birkaç özelliği birden taşıyıp dil, şekil konu vb bakımlardan geleneğe bağlı şiir söyleyenlere âşık veya ozan denir. Âşıkları yönlendiren kurallar bütününe ise âşıklık geleneği denir. Âşık geleneği kendine özgü töresi, geleneğe dayalı yapısı, âşık olmak, âşıklığı sürdürmek, belli konularda söylemek, belli nazım şekilleri ve türleri dâhilinde ürünler oluşturmak, kendine özgü, söyleyiş ve dil dünyası vücuda getirmek gibi için uyulması gereken kurallar oluşturmuş bir gelenektir. (.edebiyadvesanatakademisi.com/edebiyad/806-%C3%A2siklik_gelenegimizl )

 

GEZGİN ÂŞIK OLMA GEREKÇELERİ

Âşıklık geleneğimizde en dikkat çeken âşık tip gezgin âşıklarımızdır. Gezgin âşıklarımızın ana özelliklerinden birisi genellikle saz çalma konusunda da ustalaşmış âşıklar olmasıdır. Saz çalma becerisi bir aşığın gezgin âşık olabilmesi için neredeyse şart olan bir özelliktir. Bu bakımdan dilden söyleyen âşıkların gezgin âşık olabilmeleri pratik olarak mümkün olmamaktdır. Dilden söyleyen aşıklar saz çalmayı bilmediklerinden fazla rağbet görememektedir. Bu bakımdan dilden söyleyen gezgin aşık modeline fazla rastlanılmamıştır.

Gezgin âşık modelinde önemli olan diğer bir husus, bu tip âşıkların kendilerine ve yeteneklerine güvenen, her gittikleri yerde kendilerine dinleyici bulabileceklerine inanan, yetenekli âşıklar olmalarıdır. Geleneklerden yola çıkarak Gezgin Âşıklık modelinin ortaya çıkmasına vesile olan nedenleri birkaç grupta toplamak mümkündür.  Gezgin âşıkların gezgin olma nedenleri şu şekilde sıralanabilir.

  1. a)      Ekonomik nedenler

  2. b)      Ananevi nedenler

  3. c)      Aşığın kendini tanıtmak, itibar elde etmek, hami kazanmak istemesi gibi diğer nedenler

Gezgin Âşıklar kahvehanelerde, meyhanelerde, hanlarda, kervansaraylarda, âşık kahvelerinde, bey ve ağa konaklarında hatta Padişah meclislerinde ve daha çok köy odalarında halka şiir okuyup, deyiş söyleyen, hatta halk hikâyeleri  bile anlatan kimselerdir.

Ekonomik nedenler:

Gezgin âşıklar gittikleri yerlerde itibar gören, misafir edilen hatta icraları sonucunda bahşiş alan birçok kez de bir ağanın veya bir beyin yanında bir müddet kalarak hediye, bağış, para yardımı alabilen kişilerdir. Birçok gezgin âşık bu yolla geçimlerini sağlamak belli bir gelir elde etmek amacıyla hareket edebilir. Geleneklere göre aşığı misafir eden kişiler onların harçlıklarını vermek durumunda kalır. Ayrıca izleyiciler önünde saz çalan şiirler söyleyen aşığın sazından sarkan iplere para takmak veya icraları sonunda bir miktar bahşiş vermek adettir.  Gezgin âşıklığın yapılmasında ana faktörlerden birisi budur. Kış günlerinin uzun sürdüğü, karların yolları kapadığı,  tv, sinema, tiyatro ve radyonun olmadığı yıllarda insanların eğlence ihtiyaçlarını karşılayan gezgin âşıklığın getirisinin yüksek olabileceği unutulmamalıdır.

Ananevi nedenler:

İletişim olanaklarının kısıtlı olduğu eski yıllarda âşıkların kendilerini duyurabilmelerinin en iyi yolu diyar diyar dolaşmaktır. Âşık bu şekilde dolaşarak ününü yaymaya çalışır. Bu geleneğin devamı için hanlarda âşıklar için köşeler açılmıştır. Gezgin olmayan aşığın ün elde edebilmesi olanaksızdır. Gezgin âşıklar gittikleri yörelerdeki diğer usta âşıklarla atışmalara girmeye meclis önünde karşılıklı şiirler söylemeye bir ölçü de mecbur kalır.  Atışma geleneği aşığın kendini kanıtlaması için adeta bir sınav özelliği taşır.

Atışma yapmanın dışında diğer bir ananevi gerekçe âşıkların ustalıklarını ispat edebilmeleri için çıraklık dönemlerinde ustaları ile bu gezintilere katılma ve gezgin âşıklığa alışma safihalarını yaşamış olmalarıdır.  Bu geziler sayesinde ustaları, tanır, şiirlerini ezberler, ustalarından geleneğe dair her bilgiyi, ayak, durak, ölçü,  nazım biçimleri, saz çalma, atışma söyleme ve dinleme vb öğrenir. Ustasından icazet alana dek ustasının meclislerinde bulunur. Ve kendisi de usta olduktan sonra bunları uygular. Gezgin âşıklık bir gelenek olarak babadan oğul, ustadan çırağa aktarılan bir gelenektir. Bu geleneklerin içersinde göçerliğin derin izleri de vardır.

Âşıkların davet edilmesi diğer bir ananevi nedendir. Âşıklar, düğünler, eğlenceler, hikâye anlatmaları için atışmalara katılmaları için davet alabilmekteydiler. Bu daveti alan âşıklar bu nedenlerle de diyar diyar gezmişlerdir.

Badeli âşıkların sevgililerini bulabilmek iddiasıyla gezintiye çıkmaları da ananevi gerekçeler içerisinde değerlendirilebilir. Bu sayede âşık diyar diyar gezmektedir. Dini tasavvufi âşık edebiyatındaki derviş tip âşıkların gezme nedenleri Pirlerinin ve şeyhlerinin işaretleri doğrultusunda olabilmektedir. Derviş tipi gezgin âşıklar düşüncelerini yayabilmek için diyar diyar dolaşarak şiirler söyleyip tasavvufi görüşlerini gittikleri yerlerde yaymak istemişlerdir.  Yunus Emre, Kaygusuz Abdal, Kul Nesimi, bu tip gezgin âşıklardan bazılarıdır.

Aşığın kendini tanıtmak ve itibar elde etmek istemesi:

Esasında ananevi gerekçeler içerisinde de ele alınabilecek gerekçelerden birisidir. Fakat bir aşığın kendi yöresinin dışında da adını duyurabilmesinin tek şartı gezgin âşıklık geleneği içerisine girmektir. Bu şekilde adını duyurup diğer yörelerde de kendini tanıtabilir.  Diğer âşıklarla atışmalara ve karşılaşmalara girmeyen aşığın nam kazanabilmesi hayli zor olmaktadır.  Âşıklık geleneğindeki mat etmek kavramı çoğunlukla bu çabayla ilgilidir.  Atışma, lebdeğmez gibi karşılaşma türleri âşıklara nam kazandıran yarışmalar işlevini görür.

Bu şekilde nam salabilen aşığın bey, ağa hatta padişah meclislerine ulaşabilme şansları artmaktadır. Bazı padişahların IV. Murat ve IV. Mehmet, II. Mahmut’un saraylarında ozanları himaye ettiklerini düşünürsek nam salmanın ekonomik ve prestijle ilgili sebeplerini de anlamış oluruz. Mesela Silleli Sururi, Padişah tarafından himaye edilen ozanlardan birisidir (.edebiyadvesanatakademisi.com/edebiyad/729-silleli_asik_sururi l )

Gerçekten de çok gezen âşıkların kendilerini daha çok tanıttıkları aşikârdır. Çok tanınmış olan Dadaloğlu, Karacaoğlan Emrah gibi âşıkların çok yer gezdikleri at üstünde pek çok yerleri dolaştıkları şiirlerinden de anlaşılmaktadır.

 

GEZGİN ÂŞIKLARIN ÖZELLİKLERİ

Gezgin âşıkların büyük çoğunluğu gezgin âşık olma nedenlerini birçok sebebe bağlar. Bunların başında bade içip sevdiklerini aramak için yollara düştüklerine dair anlatılar bu gerekçelerin başında gelen bir motiftir.  Bade içen âşık rüyasında gördüğü sevgilisini bulmak için yolara düşmüş onun izini bulmak için dolaşmaktadır. ( Ş. Kuzucular, edebiyadvesanatakademisi.com/edebiyad/818-bade_icme l ) Bade içtiklerini söylemeleri onlara saygı kazandıran itibar elde ettiren bir vasıf oma özelliği de taşır. Bade içen âşık halk arasında “ Hak aşığı “ olarak kabul görmektedir.  Gerekçeleri neler olursa olsun gezgin âşıkların geleneklerle çizilmiş ortak misyonları ve özellikleri vardır. Gezgin âşıkların saz çalmayı bilmeleri neredeyse bir zorunluluk olarak karşımıza çıkar.  Diğer bir özellikleri ise gerektiği zaman doğaçlama olarak atışma yapabilecek, lebdeğmez söyleyebilecek rakip âşıkları mat edebilecek yeteneğe sahip olmaları mecburiyetidir. Gezgin aşık atışmada rakibiyle yarışabilecek, muamma dizebilecek, muamma söyleyebilecek, vezni aher oluşturabilecek yeteneklere sahip olmalı, gerektiği zaman aşıklar meydanında hünerlerini sergileyebilmelidir.  Lebdeğmez ve muamma bunlar arasında en zor olanlarıdır. Lebdeğmez de Âşıklar dudaklarının arasına aldıkları bir toplu iğne ile şiir söylemeye başlarlar eğer söyledikleri dizede, b, p, m, f, v gibi harfler varsa iğne dudağa batar ve yarışmayı kaybeder. Muamma da ise âşıklar birbirlerine cevaplanması imkânsız gözüken manzum sorular sorup manzum cevaplar ister. Kim kime üstün gelirse diğerini mat eder.

Geleneğin gezgin aşıklara yüklediği bir başka misyon ise hikaye anlatıcılığıdır. Aşık Garip, Hurşid ile Mahmiri, Kerem ile Aslı vd. hikayeleri günler boyunca anlatırlar halkın hayal dünyasının gelişmesine ve geçmiş ile kültürel bağlar kurmalarına yardımcı olurlar. Bu faaliyet içindeki aşıkların zaman zaman müzik ile hikayeleri birbiri peşi sıra okuyarak kendilerince özel bir repertuar oluşturdukları da vakidir.” (Melih Duygulu, ANADOLU'DA ÂŞIKLIK GELENEĞİ VE ÂŞIKLARDA MÜZİK, .turkceciler.com/) Gezgin âşıkların hikaye bilmesi ve anlatabilmesi neredeyse gezgin âşıklığın olmazsa olmaz niteliklerinden biridir.  Bir aşığın gittiği yörede uzun süre kalabilmesi için hikâye veya hikâyeler bilebilmesine ve anlatabilmesine bağlıdır. Bu bakımdan gezgin âşıkların şiir ve hikâye repertuarları zengin olmak zorundadır. Gezgin âşıkların pek çoğu bu sebepten aynı zamanda bir çeşit meddah özelliği taşır. Gezgin âşıkların pek çoğu birkaç halk hikâyesi bilen ozanlardır. Türkülü halk hikâyelerini bir meddah ustalığı ile anlatmakta mahir olmuşlardır. Bir aşık bir hikayeyi haftalar boyunca epizot epizot anlatabilir.  Halk hikâyelerimizin birbirlerinden çok farklı varyantlara sahip olmasının ana nedenlerinden birisi de budur. Âşıklar hikâyelerdeki bu epizotları yerlerine göre uzatıp kısaltmakta, ekleyip değiştirebilmektedir. Hatta aynı âşık aynı hikâyeyi farklı yerlerde birbirinde çok farklı anlatabilir. Böylece bir hikâyeden bir hikâye çıkabildiği gibi aynı hikâyenin birbirlerinden çok farklı varyantları oluşmuştur. Hikâyesini saz ve söz ile dile getirir. Hikâyeler âşıkların gittikleri yerlerde iyi ağırlanması için elzem olan amillerin başında gelir.

Gezgin âşıkların gittikleri yerlerde kalma süreleri gördükleri ilginin derecesi ile ilgilidir. Bazı gezgin âşıkların ağa ve bey konaklarında aylarca, padişah saraylarında ve paşa konaklarında bazen de yıllarca kalmış olmaları mümkündür.  Örneğin Sururi, Gedai ve Aşık Şemi'nin padışahlar huzurunda saz çalan aşıklar olduğunu biliyoruz.

Gezgin aşıklar zaman zaman seyyahlara bile taş çıkartacak kar çok yerleri gezmişlerdir. Mesela Aşık Huzuri, "Erzurum ve Artvin’e sonra bugün sınırlarımız dışında olan Batum, Potu, Norosya, Sohum, Kağrı, Tuapse, Katinder, Istavropol, Akmescit, Kefe, Kerç, Sivastopol gibi şehir ve kasabaları dolaşarak, Karadeniz’in doğu ve kuzeyindeki Türklerle meskûn bütün yerleri gezmiştir. (.edebiyadvesanatakademisi.com/edebiyad/794-asik_huzuri_%28artvin__yusufeli%29 l)

Diğer gezgin aşıklarımızın pek çoğunun Huzuri'den farkı yoktur. Bunu kendi şiirlerinde bile görmek mümkündür. 


Bir firkat geldi de coştum ağladım
Al yeşil bahçeli Kaman görünür.

Şaştım hey Allah'ım ben de şaştım
Devrettim Akdağ'ı Bozok'a düştüm
Yozgat'ın üstünde bir ateş seçtim
Yanar oylum oylum duman görünür.

Biter Kırşehir'in gülleri biter
Çığrışır dalında bülbüller öter
Ufacık güzeller hep yeni yeter
Güzelin kaşından keman görünür.

Gönül arzuladı Niğde'yi Bor'u
Gün günden artmakta yiğidin zarı
Çifte bedestanlı koca Kayseri
Erciyes karşısında yaman görünür.    Dadaloğlu
 

 

Âşıklar, kendilerinden önce yaşayan usta âşıkların veya kendilerinin deyişlerini ezbere bilen ustalarının şiirlerini öğrenmiş bunları tekrar ede ede irticalen söyleyebilmeyi öğrenmiş kişilerdir. Bu bakımdan gezgin âşıklar için âşıklık bir yaşama biçimi haline dönüşmüştür.  Gezgin âşıklar gittikleri yerlerin kültürlerini de tanıyarak gördükleri ile ilgilerini de çoğaltan, diğer âşıklarla da tanıştıkları için sürekli kendilerini geliştiren okuma yazma bilmeseler bile kültürel açıdan hayli erginleşen kimselerdir.

Âşıklar saz adı verilen çalgılarının adları sazların boyutlarına, perde ve sapların niteliklerine göre değişik adlar alır. Bağlama, Divan, Bozuk, Çöğür,  Cura, Ruzba bunlardan bir kaçıdır. Saz dışında keman, kaval, sipsi gibi çalgılar çalan âşıklar varsa da en yaygın çalgıları saz'dır.

Dindışı gezgin âşıklar Koşma ve koşma türleri ile atışma, taşlama, muamma, lebdeğmez türlerinde şiirler söyleyen sanatçılardır.  Derviş, Alevi-Bektaşi tipindeki gezgin âşıkların kullandıkları nazım türlerinin içerikleri dini tasavvufi, tekke ve zümre ile ilgili konular olmaktadır. Derviş tipli tekke ve zümre ozanların gezgin olma maçları dini ve tasavvufi propaganda amaçlıdır.  Dindışı âşıkların amaçları kişiseldir. Derviş tipli ozanlar hikâye anlatma ihtiyacı duymayan daha ziyade, din, tarikat ve mezhep büyükleri ile ilgili menkıbeler aktaran ozanlardır. Derviş tipli gezgin ozanlar Deyiş, Nefes, Duvaz, Kalenderi, Semah, Nevruziye, Mersiye) gibi türlerde söyleyen kimselerdir.

Önemli Halk Ozanlarımız ( İlgilendiğiniz isme tıklayınız )

Kayıkçı Kul Mustafa  Katib , Erzurumlu Emrah  Erzurumlu Aşık Sümmani  ,  Divriğili Deli Derviş Feryadi ,  Aşık Yemini Derviş Muhammet ( Malatya- Arguvan) ,  Aşık Ferrahi ,  Kağızmanlı Hıfzı  ,  Musa Merdanoğlu  ,  Posoflu Aşık Müdami  Deliktaşlı Ruhsati , Âşık Zülali,  Âşık Şenlik,  Ercişli Emrah  ,  Âşık Ardanuçlu Efkari, Şarkışlalı Âşık  Şarkışlalı Talibi Çoşkun ,  Kaygusuz Abdal  ,  Kul Himmet Üstadım , Arapgirli Aşık Fehmi Gür Tokatlı Nuri 

Edebiyat Dil bilim, Kültür, Folklor, Geleneksel ve Güzel Sanatlarla ilgili, Tez, yazı, İnceleme, ve Araştırmalarınız Sitemize üye olarak ve  bize başvurarak bu sitede Paylaşabilirsiniz.

 BAŞVURU İÇİN : ESA, İLETİŞİM  veya s_kuzucular@hotmail.com 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar