İlhan Berk (18 Kasım 1918 Manisa - 28 Ağustos 2008), II. Yeni şairi, öğretmen, yazar, çevirmen
Asıl adı, Emrullah İlhan Birsen olan İlhan Berk’in babasının adı Veli, annesinin adı Hesna ‘dır. Şair iki kız, dört erkek çocuklu ailenin en küçük çocuğudur.
1916 Yılında Manisa'da doğmuş, ilk ve ortaokulu Manisa’da bitirmiştir. 1919 adlı şiirinde: “Ben dünyaya bir idare lambası altında geldim / Yeryüzü Birinci Dünya Harbi’ni yaşıyordu / Başımın üstünde mendil boyunda bulutlar vardı” dizeleriyle doğumunu ve çocukluk günlerini anlatır.
Eğitim hayatına Balıkesir Necatibey İlköğretim Okulu'ndan mezun olarak devam etmiş, öğretmen Okulu’nda parasız yatılı olarak okumaya başlamıştır. “Okulu bitirince Giresun’un Espiye nahiyesine atanır. Daha sonra Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü’nün Fransızca bölümüne girer. Böylece hem Fransız edebiyatıyla hem de büyük şehirle tanışmıştır. Bitirdikten sonra (1945) Zonguldak’a atanır.”[1]
Espiye'de iki yıl ilkokul öğretmenliği yapmıştır. İlk şiirleri Manisa Halkevi dergisi, Uyanış, Varlık, Çığır gibi dergilerde çıkmış böylece henüz 19 yaşında iken edebiyat dünyasında adını duyurmuştur.
Gerçek adı Emrullah İlhan olan şair mahkemeye vererek soyadını Berk olarak değiştirmiştir.
İlkokul Öğretmenliği yıllarından sonra Ankara Gazi Eğitim Enstitüsüne girmiş, Enstitünün Fransızca bölümünü bitirmiştir. Askerliğini de 1935-1947 yılları arasında dört yıl olarak yapmıştır.
(1944) Berk, Zonguldak, Samsun ve Kırşehir ortaokul ve liselerinde Fransızca öğretmenliği yapmıştır. Sekiz yıl görev yaptığı Kırşehir’de ilk önemli eseri olan İstanbul Kitabı'nı yazmıştır.(1945-1955). Öğretmenlik yıllarında sol çevreler ile irtibatını devam ettirecektir. Üstelik yaz tatillerinde geldiği Ankara’da II. Yeni şairleri ile de irtibat kurmaktadır. Nihayetinde onların şiir, dil ve sanat tarzlarına ayak uydurmaya başlamıştır. Günaydın Yeryüzü adlı kitabı nedeni ile 142. Maddeye muhalefetten Komünist olduğu suçlamaları ile mahkemeye verilir. Ancak bu davadan ceza almadan kurtulacaktır. Bu yıllarda Fransızca öğretmeni olan Edibe Hanım’la evlenir. Bu evlilikten Ahmet adında tek bir çocuğu dünyaya gelir.[2]
Daha sonra Ankara'da T.C. Ziraat Bankasının Yayın Bürosuna çevirmen olarak girmiş [3] (1956), on üç yıl burada çalıştıktan sonra emekli olmuştur(1969). [4] Bu süre içinde Arthur Rimbaud ve Ezra Pound'un şiirlerini çevirerek kitaplaştırmıştır. 1962 yılında şiir günleri ve çeşitli görevlerle Londra’ya gitmiştir. 1964 yılında ise Paris’e gider. Bununla da yetinmemiş Avrupa ve Uzak Doğu’da pek çok ülkeyi gezmiştir.
Ankara’da çalışırken II. Yeni’nin yayın organları gibi olan Pazar Postası, Yedi Tepe, Yeni Ufuklar, Dost, Varlık gibi dergilerde şiir ve şiir üzerine yazılar yayımlamıştır. Ece Ayhan, Cemal Süreya, Edip Cansever ve Turgut Uyar ile birlikte II. Yeni’nin en önemli isimleri arasına girmiştir. İlhan Berk, II. Yeni şiirini salt şiir olarak adlandırmış pek çok konuda bu şiir akımın görüş ve uygulamalarını tasdik edecek şiirler yazmaya başlamıştır.
İlhan Berk, 1969 yılında emekli olduktan sonra bir ayağı İstanbul’da diğer ayağı Bodrum’da renkli bir hayat başlar. Emeklilik günlerinde kendini tümüyle yazmaya vermiş, bir anlatı kitabı dışında, yalnız şiir ve şiire ilişkin yazılar yazmıştır. [5]
İlhan Berk, modern dünya şiirinin iki büyük şairi sayılan Arthur Rimbaud ve Ezra Pound'un kimi şiirlerini de çevirerek kitaplaştırmıştır. 1971 tarihinde TRT’nin düzenlediği “Tek Şiir Dalında Sanat Ödülünü kazanır. Kül adlı kitabıyla 1979 yılında Türk Dil Kurumu ve İstanbul kitabı ile de 1980 yılında Behçet Necatigil, Şiir Ödüllerini almıştır. İlhan Berk 1983'te Deniz Eskisi adlı kitabıyla, Yedi Tepe şiir Armağını'nın 1988'de de Güzel Irmak adlı kitabıyla Sedat Simavi Edebiyat Ödülü'nü de ( F. Edgü ile) Kazanır.
İlhan Berk’in eşi Edibe Hanım 2001 yılında vefat eder. Ancak şairin ölümü bu tarihten yedi sene sonra olacaktır. Prostat kanserine yakalanan şair 2008'de Bodrum Devlet Hastanesi’nde vefat etmiş, eşi Edibe Hanım’ın yanında Türbe Mezarlığına defnedilmiştir.
ŞAİRLİK YÖNÜ
İlhan, Berk, ilk şiirlerini Manisa Halkevi'nin dergisi Uyanış dergisinde yayımlamıştır (1935). Berk, 19 yaşındayken Güneşi Yakanların Selâmı adıyla kitaplaştırdığı bu şiirlerinde "hece ölçüsü " kullanmakta ve o dönemin şiir anlayışına özgü bir karamsarlık taşımaktadır. “Güneşi Yakanların Selamı’nda (1935) Nâzım Hikmet etkisi görülürken sonraki şiirlerinde bu etki de kaybolmuştur.
Bu eserinde "Sonsuzluk", "kızıl", "hulya", "ateş" en sevdiği sözcükler olarak görünmekte, Sembolizm şiirinden esinlenilmiş izlenimi veren imgeler yapmayı sevmektedir. Bu eserinin yayımladığında henüz 19 yaşındadır.
İlhan Berk, 1940'lara doğru Serbest Şiir ( I. Yeni, Garip Şiiri ) anlayışı içinde yer almış, Servet-i Fünun (Uyanış), Ses, Yığın, Yeryüzü, Kaynak gibi dergilerde yazmıştır.
1953 yılına kadar çıkardığı kitaplarla gerçekçi bir şair görüntüsü verirken. 1953’te Yenilik dergisinde yayımladığı Saint-Antoine’ın Güvercinleri”, şiiri ile İkinci Yeni adını alacak şiir akımının habercisi olmuştur.
II.Yeni şiirini benimsedikten sonra insan, tarih, doğa, kutsal kitaplar, mitoloji ve kentleri çağrışımlarla aksettirme yoluna giden gerçek üstü ve varoluşçu şiirin izleklerinde giden çağrışımlar yaratmayı amaçlayan bir anlayışa sürüklenmiştir. Anlamsızlığı savunması, dilde farklı arayışlara girmesi, Türkçe’nin alışılmış cümle yapısını bozarak alışılmamış bağdaştırmalar ile şiirler yazmış olması ile tenkit edilmiştir. Şiirde konuyu ortadan kaldırma, anlamsız imgeler ve tamlamalar kurması ile eleştiriler de alır. Şiirlerinde noktalama ve imla kullanmamak ile dikkati çeker.
II.Yeni Topluluğu, 1954'ten itibaren Yedi Tepe, Pazar Postası, Salkım, Kimsecik ve Köprü gibi dergilerde; 1960'tan sonra da Yeni Dergi ve Papirüs'te şiirlerini yayımlamaya başlamıştı. Bu dergilerde, Cemal Süreya, İlhan Berk , Turgut Uyar , Edip Cansever , Sezai Karakoç ve Ülkü Tamer 'in yanı sıra Ece Ayhan’nın de şiirleri yer alamaya başlamıştır.
ve yüzünü alıp çıktım. öğleye doğruydu
çıkrıkçılar yokuşuna yağmur yağıyordu
ellerin ellerimde sessiz yürüyorduk ve
kapkara bir oğlan durma bize bakıyordu
tuhaf uzun bir sokaktı ve ben susuyordum
bir kız memelerini bırakıp gidiyordu
aşıktım ve hep seni soyuyordum aklımda
....
Yukarıdaki şiirinde olduğu gibi II. Yeni tarzı şiirlerinde noktalama, imla ve yazım kurallarına uymayan Türkçenin söz dizimlerine cümle yapılarına aykırı bir şiir diline yönelmiştir.
aldım otuz beş yaşımı, o canım ağzını sana geldim
bir pencerede bir kadın yavaş yavaş soyunuyordu, bakmadım
dünyalar değişti gerimde, gerimde güneşler, çocuk gözleri
bir pazar alıp kırlara çıkardığım yalnızlığım
kalktık aşağı odalara indik, göğe yakın oturduk
bir yer evrende ille düşecekti duyacaktık
o gün o gece o sabah öğle hep bekledik durduk
Gibi pek çok şiirler yazarak şiirde anlamı değil çağrışımları aramakla ve çağrışımlar uyandırdığını düşünmekle meşgul olmuştur. Anlamsızlığı yöntemli bir delilik olarak gören şair, şiirde geleneksel olan her şeyi eski olarak kabul etmiş, kuralsızlığı bile bir kural kabul ederek hiçbir kuralı olmayan bir şiir arayışında olmuştur. En büyük başarısı eleştirmenleri yazdıklarının şiir olup olmadığı konusunda uzun ve bitmeyen tartışmalar içerisine sokabilmesi olmuştur.
“ Bu dönemde şiirde anlam yaratmak için anlamsızlıklara yöneldi. Yalnızca anlamsızlığı savunduğu gerekçesiyle eleştirildi. Ardından şiirde konuyu tümüyle yok etme deneyine girişti. “ [6] Şiir üzerinde “çok deney yapan, şiirde yeni ses ve yapılar arayan” İlhan Berk Giderek İkinci Yeni şiirinin öncüsü ve en güçlü savunucusu olarak anılmaya başlamış şiirlerinde cinsellik ve tarih ana temalar olarak belirmiştir. “ Şiiri nesre yaklaştıran, çağrışıma dayalı, muhteva ve şekil yönünden kendine has, yer yer anlaşılmaz, kapalı hayâllerle dolu ferdiyetçi şiirler yazdı. Şiirlerinde aşk, cinsî bunalım, ruhî sarsıntılar dile getiren ferdi konular işleyen bir şair oldu.
I.Yeni şiirinin anlamsız olduğunu zaten şiirdeki güzelliğin anlamla olmadığını “ söyleyen ve düzyazı şiirler yazan şair neredeyse dize özelliğini de yitiren şiirler yazarken aforizmalara, harfleri, nesneleri ve semtleri sevmeye dek giden bir şiir geliştirmek istemiş olmalıdır.
Genel olarak ferdi konularda şiirler yazan İlhan Berk bazı şiirlerinde kırsal kesime, işçilere yönelen konulara da değinmiş özgürlük, eşitlik ve umut çeşnili şiirler de yazmıştır. Berk, bazı şiirlerinde ve kitaplarında “toplumcu gerçekçi bir çizgide proletaryanın, emekçilerin, ezilen, sömürülen, kapitalizmin pençesi altında çırpınan kitlelerin yaşamını, acılarını şiire taşımış; geniş halk kitlelerin sözcülüğünü yapmıştır” [7]
Türk şiirinin en deneyci şairlerinden biri olan İlhan Berk, çok farklı yollardan şiir yazmaya çalışan bir şair olarak dikkat çekmiş bir şairdir.
Ödülleri;
II.YENİ ŞAİRLERİ BAŞLIKLARIMIZ VE LİNKLERİ
ESERLERİ
Şiir;
Antoloji;
Diğer;
Kaynakça
[1] Tomris, R. (1967). “Sanatçının Bir Şair Olarak Portresi”. Papirus. S. 396.
[2] PROF. DR. TARIK ÖZCAN, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/berk-ilhan
[3] Dr ASLAN TEKİN, Berk İlhan, Edebiyatımızda İsimler, Elips Yayınları, Ankara 2005
[4] PROF. DR. TARIK ÖZCAN, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/berk-ilhan
[5] Berk https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0lhan
[6] Yrd. Doç. Dr,Ahmet Demir, İlhan Berk’in Şiirlerinde Toplumcu Gerçekçiliğin İzdüşümü , https://yayinlar.yesevi.edu.tr/files/article/487.pdf
[7] Yrd. Doç. Dr,Ahmet Demir, İlhan Berk’in Şiirlerinde Toplumcu Gerçekçiliğin İzdüşümü , https://yayinlar.yesevi.edu.tr/files/article/487.pdf
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın
Şahamettin Kuzucular
2 years ago