Karamanlı Nizami
Konya'lı Nizamî, (Nezami Konavi), veya Karamanlı Nizami (Nezami Karamani) (ö. 1469-73?) olarak da bilinen Farsça, Arapça ve Türkçe şiirler yazan bir şairdir.
Karamanlı Nizami hakkındaki bilgilerin yetersizliği karşısında şiirlerini tahlili ederek ulaştığımız bazı tahmini bilgiler vardır. Bunların ışığında Nizami'nin Konya Karaman doğumlu olduğu, Karaman'da yetiştiği babasının Karaman'da tanınmış bir vaiz olduğu şeklindedir. Elimizde hayatı ile ilgili çok az bir bilgi vardır. Nizami, Karaman oğulları Beyliği döneminde, muhtemelen 1435 ve 1440 arasında doğmuştur. Babası ise tanınmış bir vaiz ve Konya'da bir tarikat piri olan Molla Veliyüddin'dir. [1] Molla Veliyüddin'in Konya'nın tanınmış müderrislerinden birisi olduğu verilen bilgiler arasındadır. [2] Nizami'nin özellikle Farsçayı oldukça iyi düzeyde öğrendiği şiirlerinden anlaşılmaktadır.
Onun temel eğitim sonrasında, babası Molla Veliyüddin, Nizami'nin öğrenimini ilerletmesi için İran'a göndermiş olduğu bilinmektedir. [3] Orada, Farsça yanı sıra şiir ve edebiyat üzerine bilgisini geliştirmiş ve çalışmalarını tamamladıktan sonra Konya'ya geri dönmüştür. Temel eğitiminden sonra gittiği İran'da iyi bir eğitim gördüğü anlaşılmaktadır.
Nizami 15 yy da Divan şiirinin yerine oturma döneminde Ahmet Paşa, Necati Bey , Şeyhi ve Ahmedi gibi çağına damga vurmuş önemli şairlerinden birisi olmayı hak etmiş bir şairdir. Bu devride yetişen şairlerin birbirlerine nazire yazdıklarından dolayı da Nizami'nin nazireleri ile de dikkat çeken bir şair olduğunu yazmamızda yarar vardır. Özellikle Nazire yazmakta üstat olmuş, ustalık kazanmış devrinin ileri gelen şairlerinin şiirlerine yazdığı nazireler ile dikkat çekmiştir. [4] Şairin çok uzun süren bir hayatı olmadığını kırk yaşına ulaşmadan vefat ettiğini tahmin etmemiz mümkündür. Haluk İpekten onun şu beyitini örnek göstererek 35 yaşına erişmeden öldüğü kanaatindedir. [5]
Zülfünün zencirini bend it bana dedim dedi
Sakalun ağardı miskin dahi uslanmaz mısın?
Nizami Karaman'da iken Fatih Sultan Mehmed (s. 1451-1481) Karaman Beyliğini ı fethetmiş ve beyliğe (1468-1474) son vermiştir. Bu siyasi istikrarsızlık süresi zarfında, Nizamî, Sultan II. Mehmed'in şairi ve sadrazamı Mahmud Paşa (ö. 1474) ile tanışma fırsatını bulmuştu. [6]Bu tanışma eğer yaşasaydı Nizami için İkbal günlerinin başlangıcı olacaktı.
O sıralarda saray şairi olan Ahmet Paşa gözden düşmüştü. Mahmud Paşa'da, bir şair olarak Nizamî'nin yeteneğini Fatih Sultan Mehmed'e övmüş ve padişahın kendiside, şiir ve edebiyata büyük bir ilgisi olduğundan, onu başkenti İstanbul'a davet etmiştir. Nizamî, artık başkente doğru yola çıkmış, fakat daha genç yaşta olmasına rağmen yolda vefat etmiştir.
Şairin öldüğü yer ve mezarı hakkında elimize ulaşan hiç bir bilgi bulunmamaktadır. Ölüm nedeni ise yaygın söylentilere ve Aşık Çelebi tarafından belirtildiğine göre, Nizami'nin Şeyh'in oğlunu alaylı bir dille hicvettiği Şeyh'in oğlunun bedduası yüzünden de genç yaşta öldüğü şeklindedir. [7]
EDEBİ KİŞİLİĞİ
İstanbul'u dışında yaşamış olmasına rağmen devrin ikinci derecede önemli bir şairi olarak ün kazanan şairi olan Nizami'nin oldukça tanınmış bir şair olduğunu söylememiz mümkündür. Devrinin pek çok nazire mecmuları onun şiirlerine yer vermiş onun hakkında övgüyle söz etmişlerdir. Nizami'nin bu şöhretini devrin ileri gelen şairlerine yazdığı nazirelere borçlu olduğu söylenebilir. Özellikle Ahmet Paşa'nın tanınmış şiirlerine yazdığı nazireler ile dikkati çekmiştir. Şairin genç yaşta ölümü, Ahmet Paşa'nın yerine İstanbul'a çağırılması tezkirecileri çok etkilemiş şiirlerinden söz ederlerken onu aşırı derecede övmüşlerdir. [8]Buna rağmen övgüyü hak edecek kadar da başarılı bir şairdir. Mesela Ahmet Paşa'nın " lal " ve "Güneş" başarılı kasidelerine yazdığı nazireler de oldukça başarılıdır. [9]
Vasfi Mahir Kocatürk'te Türk Edebiyatı Tarihi adlı eserinde Nizami'yi genç yaşta ölen, yaşasaydı Ahmet Paşa'nın şiir kudretine erişecek bir şair olarak niteler. Genç yaşında olgunluğa erişememiş bir şair olmasına rağmen ileride Ahmet Paşa 'yı gölgede bırakabilecek kadar meziyetli bir şair olarak tanımlamıştır. İran şiirinin fazlaca tesirinde kalmasına rağmen merdane bir edası, dilinde ve hayallerinde şahsiliği ile dikkati çeken bir şair olarak tanımlar. [10]
Divanın da 16 tane Farsça şiirleri bulunan Nizami'nin Arapça şiirler yazdığı söylense de tezkirecilerin verdiği bu bilgiyi teyit edecek Arapça yazılmış bir şiiri divanında yoktur. Şiirlerinde konuşma diline yakın söyleyişlere önem vermesi devrinin diğer şairleri gibi gündelik hayattan alınmış canlı sahneler taşıyan kimi unsurlara yer vermesi, şiir dilinde sıcak samimi gündelik dile yakın deyişlerinin olması ile Nizami sevilen, öldükten sonra da çok okuna bir şair özelliğini kazanmıştır. Şiirlerinde Türkçe kelimelere sıklıkla yer vermeye çalışan bir şair görünümündedir. Aruz veznine hâkim olduğu, şiir bilgisinin yeteri kadar iyi olduğu belli olmaktadır. Ahenkli canlı bir şiir dili vardır. Şiirlerinde ahenk kurmada başarılı olduğu devrinin tüm tezkirecileri tarafından kabul edilmiştir.
Eseri
Karamanlı Nizami Divanı ve Şiirleri
Nizamî'nin, günümüze kadar ulaşmış tek eseri, onun şiir divanıdır. Bunlar Haluk İpekten tarafından değişik yazarlardan derlenmiş baskı içinde yayımlanmıştır, aynı zamanda altı el yazmalarını eleştiren bir tanıtım içerir. Küçük sayılabilecek bu divanı Mürettep bir divandır ve içinde 16 tane Farsça şiiri vardır. Diğer şiirleri Türkçe dir. Divanında 124 gazel 11 kaside bulunur. Diğer nazım türlerinden de örnkler verilmiş ve bol bol rubai ile desteklenmiştir.
GAZEL
Saçdı kafir üzre anber kakül-i müşk'in dost
İtdü can mülkün musahhar kakül-i müşk'in dost
Örtmez idi zulmet-i küfr ile iman yüzüni
Ger değülmeseydi kakül-i müşk'in dost
İtdü etrafı münevver çehre-i gılgun-ı yar
Kıldu afak-ı mu'attar kakül-i müşk'in dost
İrüşürdi ey gönül zira rişte-i maksuda el
Olsa el virmek müyesser kakül-i müşk'in dost
Çıksa zülfi gibi başından acep olmaya kim
Boynına salınmag ister kakül-i müşk'in dost
Zülfi ile çıktığı çün başa ilm-ü fitnede
Oldı hüsnü mülke server kakül-i müşk'in dost
Ayağuna düşüben yüz sürdüğü çün dem be dem
Oldu can farkına efser kakül-i müşk'in dost
Münteha kaddinin üstünde Nizami doğrusu
Sidre tavusuna benzer kakül-i müşk'in dost
GAZEL
Gün yüzün görmeyeliden ki günüm dün gibidir.
Bana bin yılca gelür gerçi sana dün gibidür.
Rûz- u şeb zülf-ü ruhun fikri enisüm olalı
Ne gicem giceye benzer ne günüm gün gibidir
Şâd-u matem ki firakın bana mahsus değil
Ki demişler kara gün il ilşe düğün gibidir.
Sen zira û sim ile sayd olduğu işideli
Gözlerim gümişe döndü yüzüm altun gibidir.
Yandurup yaşımu dökse ne acep zülf-ü ruhun
Ki biri ateşe benzer biri dütun gibidür
Gitse gözüme olur gözüme alem karunu
Ol ki alnı Ay'a benzer yanagu gün gibidir.
Ey Nizami lebi üstündeki hâl ol sanemin
Gussadan aşığı canundağı düğün gibidir.
· Saçdı kafir üzre anber kakül-i müşk’in dost
· Gün yüzün görmeyeliden ki günüm dün gibidir.
· Hattun ol pîrûzedür kim la’l-i nâb üstindedür
· Gül ârızuna olsa mu’ârız aceb olmaz
· Gözlerüm yaşını gözler ol büt-i sîmîn-beden
· Gamzen hadengi zahm uralı câne Mustafâ
· BEYİTLER
· BEYİTLER
KAYNAKÇA
[1] https://tr.wikipedia.org/wiki/Karamanl%C4%B1_Nizam%C3%AE
[2] Ömer Savran, (2006) Karamanlı Nizami Divanından Seçme Gazeller ve Bugünki Türkçesi, Harran Ünver. SBE, Yük. Lisans Tezi, önsöz )
[3] Ömer Savran, (2006) Karamanlı Nizami Divanından Seçme Gazeller ve Bugünki Türkçesi, Harran Ünver. SBE, Yük. Lisans Tezi, shf.1
[4] Ömer Savran, (2006) Karamanlı Nizami Divanından Seçme Gazeller ve Bugünki Türkçesi, Harran Ünver. SBE, Yük. Lisans Tezi, shf.1
[5]Halûk İpekten,(Karamanlı Nizâmî: Hayatı, edebî kişiliği ve divanı, Ankara, 1974, , shf, 22
[6] https://tr.wikipedia.org/wiki/Karamanl%C4%B1_Nizam%C3%AE
[7] . https://tr.wikipedia.org/wiki/Karamanl%C4%B1_Nizam%C3%AE
[8] Ömer Savran, (2006) Karamanlı Nizami Divanından Seçme Gazeller ve Bugünki Türkçesi, Harran Ünver. SBE, Yük. Lisans Tezi
[9] , Prof. Dr. Mine Mengi (1997), Eski Türk Edebiyatı Tarihi, Akçağ Yayınları, Ankara shf,124
[10] . Vasfi Mahir Kocatürk, (1970) Türk Edebiyatı Tarihi, Ankara, s. 229
Edebiyat Dil bilim, Kültür, Folklor, Geleneksel ve Güzel Sanatlarla ilgili, Tez, yazı, İnceleme, ve Araştırmalarınız bize başvurarak bu sitede Paylaşabilirsiniz.
BAŞVURU İÇİN : ESA, İLETİŞİM veya s_kuzucular@hotmail.com