07.10.2019
MUHÂBERE (Güvercinle Haberleşme –Ulak – Tatarî- Posta- Menzil )
Osmanlıca yazılışı muhâbere : مخابره
Muhâbere Arapça kökenli ve dilimize de Arapçadan giren bir sözcüktür. Sözlüklerdeki anlamı, haberleşme, karşılıklı birbirine haber verme şekillerindedir.
Kelimenin kökü “hbr “ dir. Bu nedenle Muhbir, muhabir, haber, muhaberat sözcükleri de bu kelimenin kökünden gelmektedir.
Eski devirlerde haberleşme çok çeşitli şekillerde yapılmaya çalışılmış, insanlar ve devletler birbirleri ile haberleşmek için çeşitli yöntemler geliştirmişlerdir. Bunların başında mektupla, ulakla, sayrıyla, güvercinle haberleşme gelmektedir.
Kebûter- Kebk - Güvercin ile Haberleşme:
Eski devirlerde güvercinler posta işlevini gören en hızlı haberleşme aracı olmuşlardır. Güvercin kelimesinin Farsça karşılığı kebûter , Arapça karşlığı ise “hamâme” dir Eski devirlerde mektup göndermenin en kolay ve en hızlı yolu güvercinler - Kebûter ve Kebk- ile haberleşme metodudur. Bunun için saraylarda, kalelerde özel kuşbazlar istihdam edilmiş, saraylarda ve kalelerde haberleşme ve süs güvercinleri yetiştiren özel kuşçular görevlendirilmişlerdir.[1] Haberleşme için yetiştirilen güvercinlerin ayaklarına bağlanan mektuplar güvercinler tarafından ilgili yerlere gönderilerek, ilden ile kaleden kaleye, beldeden beldeye hızlı bir şekilde haberleşme sağlanmıştır.
Haber güvercinlerinin salıverilmeden önce iyice doyuruldukları, bol bol su içirilip, ayakları sirke ile yıkandıktan sonra ( ayaklarını suya değdirmemeleri için ) salındıkları bilenen ayrıntılardan bazılarıdır. [2] A. T. Onay, adı geçen eserinde konu ile ilgili ilginç detaylar vermektedir” Dişisi yumurta üzerinde yatan erkek güvercin ile gönderilen daha seri bir şekilde mahalline vasıl olduğu, saate on mil mesafe kat ettiği, bir günde İstanbul’dan İskenderun’a ulaşabildikleri tecrübe ile sabittir.” [3]
Eski devrilerde mektup taşımakla görevli güvercinler” tatarî “denmiş, tatar veya “tatarî” sözcüğü haberci ve ulak anlamlarında da kullanılmıştır.
Posta güvercinleri yolu ile haberleşmenin binlerce yıla uzanan bir geçmişi olduğu bilinmektedir. Çağdaş gelişmeler sonrasında spota güvercinlerinin işlevi ortadan kalkmış olmasına rağmen Manisa’da ve dünyanın diğer ülkelerinde halen spota güvercinleri yetiştirilmekte ve yarışmalar yapılmaktadır.
Her yana mektup uçurdı bâd-ı nevrûz-ı yine
Berg-i nesrini kebûter gibi perrân eyledi. Bâkî
Nice arz edem hele saz-ı dil-i dildara ben
Name göndersem kebuter iltemez biryan olur Hayretî
Şâm-ı zülfünle gönül mısrı harâb oldı deyü
Sana iletdi kebûter haberi döne döne Necat
HÜDHÜDVE BAD-I SABA İLE HABERLEŞME
Eski devirlerde haberleşme aracı olarak kullanılan diğer bir kuşun ise hüdhüd kuşu olduğu anlaşılır. Hz Süleyman’ın Saba Melikesi ile hüdhüd kuşu aracılığı ile haberleştiği eski devre ait metinlerde sık sık göze çarpmaktadır. Hüdhüd kuşunun diğer adları ie İbibik ve Çavuş Kuşudur.
Hz Süleyman ve Belkıs konulu efsanelerde kuşdilini bilen Hz Süleyman’ın hüdhüd kuşunu haberci olarak kullandığından söz edilir. ( bkz Bâd-ı Saba Nedir Haberci Sabah Rüzgârı )Efsaneye göre ” Hz Süleyman ‘ın yolu Melike’nin ülkesine düşmüş, su bulmak için Hüdhüd kuşunu yollamıştır. Hüdhüd gidip gezmiş dönüşünde Belkıs’ın, bahçesi, memleketi ve kendisi hakkında Hz Süleyman’ı’a haberler getirir. Hz Süleyman, hüdhüd ile haber göndererek Belkıs’ı (Belkıs Kimdir Saba Melikesi Efsanesi) imana davet eder. Hüdhüd, mektubu pencereden girerek Belkıs’ın yatağına bırakırdı.”[4] ( BKZ Hâtem Yüzüğü ve Hz. Süleyman )
Niçe varam ey Süleymânum saña yasakcı var
Hüdhüd-i Belkıs’veş kapuñda bir nacakcı var Ravzi
Bad-ı sabahta benden yare haberi
Vahdetine daldı diye söyleyin
Hatırlayıp da yar beni sorarsa
Can cananda kaldı diye söyleyin Çorum Türküleri
MENZİLDEN MENZİLE ULAK SAYRI TATAR İLE HABERLEŞME
Eski devirlerde bir atın çatlayana kadar koşabileceği yerlere menzil denmiş, her menzilde haber taşımak için görevlendirilen, ulaklar yerleştirilmişti. Atlı sayrılar bir haber içeren mektubu alır, haberin gideceği güzergâh üstündeki menzile kadar atını hiç durmadan koşturur, o menzildeki sayrıya mektubu verir. O sayrı da mektubu diğer menzile kadar taşır. Mektuplar elden ele hedefine bu şekilde ulaşırdı. Posta Tatarlarının kullandıkları atlara menzil beygiri, mektupları sayrıdan sayrıya ulaştırmaya da “elden ele uçurmak “ denilirdi.
Sayrılar menzile yaklaştıklarında “ uuuu” diye uzun naralar atarlar böylece haber ile yaklaştıklarını oradaki ulaklara haber vermiş olurlardı.
Divan şiirinde kebk, güvercin, hüdhüd, sayrı, ulak hem gerçek manaları ile hem de mecazi yollardan aşığa sevgilinin niyetlerini bildiren, duygularından haber veren, sevgilinin düşüncelerini açığa çıkaran kaş, göz, bakış, gamze ve yüz ifadeleri olarak da kullanılmıştır. Bu nedenle sevgilinin kaşları, gözleri gamzeleri, bakışlarındaki ifadeler haberci kuşlar, sayrılar, ulaklar, tatarîlere benzetilmiş sevgilinin bu uzuvları düşüncelerini niyetlerini belli eden habercilere benzetilmişlerdir. Haberci anlamına gelen tatar ile Mogol anlamına gelen Tatar arasında kinayeli tevriyeli ihamlı manalar da kurulmuştur.
Nigâhuñ gerçi kim bir düzd-i mâhirdür çalar çarpar
Hele tâtâr-ı gamzeñ gibi nâdirdür çalar çarpar MUVAKKİT-ZÂDE MUHAMMED PERTEV
Ey ecel gel demidür leşker-i Tâtâr-sıfat
Ser-be-ser cân u göñül şehrini yagmâ eyle Ravzi
O ‘anber-bâr zülfe nâfe-i Tâtâr yol bulmış
O gül-ruhdan tarâvet kesbine gülzâr yol bulmış MUVAKKİT-ZÂDE MUHAMMED PERTEV
Ol gözi tātār ġam-vār ise yaġmalar benüm
Gerçi yaġmalar olur ammā ki dünyālar benüm
Aşağıdan gelir tatar
Kamçısını atar tutar
Garip olan nerede yatar
Kondur beni allı gelin Yöre : Ardahan- Dedegül Köyü,
Halk şiirinde göçmen kuşların pek çoğu haberci kuşlar olarak kabul edilir. Bu kuşlar, yardan sıladan haber getirip haberler götürüler. Aşığın söylediklerini duyan yârine, sılasına yaylasına götüren postacılar gibi düşünülürler. Bu hayali kullanan çok sayıda türkü ve ozan bulunmaktadır.
Bir mektup yazdırdım kara kuşlara (oy oy oy)
Ben yârimi saldım da başı boşlara Mehmet Çalmaşır Erzincan
Havada uçuşan kuşlar
Nazlı yâre vardınız mı?
Geçti bahar geldi kışlar
Kuşlar yare vardınız mı Tercanlı Aşık Daimi
Allı Turnam bizim ele varırsan,
Şeker söyle kaymak söyle bal söyle
İlgili Konu Başlıkları Ve Linkler
Hûn-ı Kebûter Nedir Güvercin Kanı
Kebûter ve Kebk Nedir Şiirimizde Güvercin
Ateşli Ok Nâvek Şule-i Peykân ve Sevgilinin Bakışları
Kebûter ve Kebk Nedir Şiirimizde Güvercin
Kırlangıç Şiirlerimizde Kırlangıç
KAYNAKÇA
[1] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/kebuter-ve-kebk-nedir-siirimizde-guvercin/132873
[2] A. T. Onay, Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar, MEB, 1996 , s.360
[3] A. T. Onay, Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar, MEB, 1996 , s.360
[4] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/belkis-kimdir-saba-melikesi-efsanesi/84902
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın