Nefsin Mertebeleri Emmare Levvâme Mülhime Mutmaine Râziye Merziyye Kâmile

19.10.2020

Nefs Türleri ve Mertebeleri Hakkında Ön Bilgiler 

 Arapça nfs kökünden gelen nafs نفس “ nafasa "nefes aldı" fiilinden gelen nefs sözcüğü

Can, kişi, kendi, hayat, asıl, bir şeyin zatı olan kendisi, hakîkat, cevher, insanın özü, gönlü, duyuları, içindeki mânevî gücü, becerileri, heves ve ihtiyaçları, istekleri anlamında da anlaşılmış; nefs, dîne uymayan isteklerin kaynağı, “insanın istek ve duygusu” [1]olarak da görülmüştür.

Nefs, insanı daima fenalığa, şehvete, günaha ve kötülüğe meylettiren insanın hayvani yanı olarak görülür. İnsanı sürekli olarak dünyevi hırslara sürükleyen, beşeri fenalığa götüren, haz ve rahatlık duygusu gibi beşeri istekleri en mühim şeyler olarak gösteren, insanı bu istekleri yönünde sevk eden bu arzuların kaynağı olan nefse karşı mücadele etmek iyi insanların, dindarların ve sofilerin ana amacı olmuştur.

Sofiler nefsi; nefs-i tabiî, nefs-i nebatî, nefs-i hayvani ve nefs-i insanî olarak dört türe ayırmışlardır. Sofiler, nefsin dört türü yanında yedi mertebesi olduğunu savunurlar. Nefsin en aşağı mertebesi nefs-i emmâre, daha sonra da sırası ile levvâme, mülhime, mutmaine, râziye, merziyye ve kâmile mertebeleridir.

NEFSİN MERTEBELERİ

  1. Nefsi Emmare: ( Sevgi Duymayı Öğrenmiş )

Sözlük anlamı ile emmare nedir: Emmare ( ﺍﻣّﺎﺭﻩ) Arapça kökenlidir. Arapçada  (Ar.  emr  “emretmek” kökünden gelir.

Emreden, emredici [Tasavvufta nefs-i emmâre sözünün kısaltılmışı olarak nefsin yedi mertebesinden insana kötülükleri, günâhı ve şehveti emreden ilk mertebesi için kullanılır]

Emmare mertebesi, nefsin en alt mertebesidir. Bu mertebe hayvani nefse en yakın mertebedir. Nefsi insanı eşerin nefsi daima fenalık tarafına meyleder, bütün gücüyle kötülüğü telkin eder. Yani genel olarak beşer nefsinin tabiatında şehvete, günaha ve kötülüğe meyil vardır. Nefsi emmare ölçüsüz isteklerin, Şeytanın yönlendirmelerinin emir gibi yerine getirildiği, hayvanî arzuların ön planda tutulduğu, kendini beğenme ve başkalarını küçük görme halinin en yoğun hissedildiği Allah’ın emir ve yasaklarına riayet edilmediği, fütursuzca günah işlenildiği mertebedir. Bu nefsin diğer yönleri gazap, kabalık, cahillik, nifak, küfür, yalan, gıybet, başkalarıyla alay etmek, başkalarının acılarıyla ilgilenmemektir. Çünkü bu nefsin temel özelliği sadece kendini düşünmektir.

Sofiler, bu mertebedeki cahil insanı, yani hayvanlık mertebesinde kalmış nefsin bir şeyi sevebilmesini bir umut olarak değerlendirir. Eğer bir insan bu mertebede kalır ise hayvani nefsin elinde tutsak olacaktır ancak bir şeyi sevmeye, eğitim yolu ile bu nefsin emirlerini kınamaya başlarsa, mertebesini yükseltme yönünde işaret vermiş olacak yani levvame kapısına yönelmiş olacaktır.

  1. Nefsi Levvame: (Nefsini kınamaya başlamış )

Levvame , ( ﻟﻮّﺍﻣﻪ ) Arapça kökenlidir ve Arapçadaki “ levm “ kınama kökünden gelir. Sözlük anlamı ile levvām’dan levvāme) Levmedip aşağılayan, ziyâdesiyle kınayan[2] manalarındadır.

Eğer nefs, kendi isteklerinden utanır içini Allah korkusu sarar ve kendisinde kınama düşüncesi ortaya çıkarsa nefsin bu mertebesine “levvâme” denir. Nefs, terbiye ve eğitim yolu ile yaptığı kötülüklerin farkına varıp, işlediği günahlara pişman olmaya, kendisini levm etmeye yani kınamaya başlarsa ‘nefs-i levvâme’ mertebesine ulaşır. Bu mertebe talipin, sâlikin vicdânının harekete geçtiği ve hâl ve davranışlarını kontrol etmeye başladığı , “aldatıcı emmâre mertebesinin telkinlerinin farkına vardığı” ,[3] hatalara düşse bile hatalarının farkına vardığı mertebedir. Terbiye edilerek veya kendini terbiye etmeye başlayan, bu mertebeye ulaşan kişi hayvani nefsin elinden kurtulmaya başlamış demektir. Sofiler bu kapıya erişmiş olan talibin kötülükleri emreden nefs mertebesinden kurtulması ve yeniden emmare mertebesine düşmemesi için sürekli olarak Allah’ın ismini zikr ile meşgul olması gerektiğini önerirler.

  1. Nefsi Mülhime : ( Gönlü İlhamla Dolmuş )

Mülhime (ملهمه ) Arapça kökenlidir ve “ilham eden” anlamında sözcükler türeten ( lhm) ilham ve mülhim sözcükleri ile aynı kökten gelir. Bu mertebede insan Hak tarafından ilham alacak seviyeye erişmiş demektir. Zikr etme yardımı ile ruhunu ve nefsini terbiye etmeyi başaran talip bu merhalede tevbe, istiğfar etmek, günahlardan sakınmak, nefsine ağır gelen şeyleri yaparak nefsinin isteklerini kırmak yolunda ilerler. Hayır ve şerri ayırt aşırı şehevî duygularına direnebilmeyi, nefisinin isteklerine gem vurmayı ve onlara karşı dirayet göstermeyi öğrenir. Kendisine gelen ilhamın Allah’tan mı, meleklten mi, şeytandan mı yoksa nefsinden mi geldiğini ayırt etmeye başlaması gerektiği mertebedir. Mülhime mertebesindeki kişi zaman zaman şaşırabilir, kimi zaman levvame mertebesine, kimi zaman da mütmain mertebesine doğru kayabilir. 

  1. Nefs- i Mutmaine ( Nefsinden Emin Olmuş )

Mutmain “ مُطْمَئِنْ”   sözlük anlamı ile “emin olmuş, gönlü kanmış ve inanmış”, [4]  şüpheden kurtulmuş, tam kanaatle inanmış, gönlü kanmış, içi rahat, emin [5] demektir.

Bu mertebeye gelen kişi imanın men ettiklerinden titizlikle sakınmayı artık başaran manevi huzura erişmiş, gönlü huzur ve sükûn dolmuş, hakiki ve kuvvetli bir imana sahip olmuş, hayvani nefsin elinden kurtulmuş kişidir.  Bu mertebe kötü ve çirkin vasıflardan arınarak güzel ahlâka kavuşan keder ve endişelerden kurtulmuş, tereddüt ve şüphelerden arınmış, keşf ve ilhamlara da nail olmuş kişilerin mertebesidir. Bu mertebedeki kişi dinin ve şeyhin emirlerini ve ibadetlerini tam bir teslimiyet içinde yapan kişidir.

Bu mertebeye erişenler, cömertlik, tevekkül, sabır, şükür, teslimiyet, rızâ, sıdk, ibadet, rıfk, güler yüzlülük, sürekli huzur, büyüklere hürmet kalb sevinci, tatlı dil gibi vasıflara sahip olmuş demektir.

  1. Nefs-i râziye: ( Hayra Şerre Razı Gelen )

Raziye : ( رازيه ) Arapça kökenli. olur bildirme, razı olma, isteme, istek anlamlarına gelen riżā, ( رضا ) ve “sözcüğünden gelir.

Bu mertebeye "rıza makamı" da denilir. Bu mertebe Allah’tan gelen iyi, kötü güzel, çirkin her şeye gönül holuğu ile katlanmak, Allah’tan gelen her felakete dahi rıza gösterebilmek mertebesidir. Bu mertebeye ulaşan kişide nefsi, emmare’nin hiçbir emaresi kalmamıştır. Bu mertebeye gelen kişi, Allah için ibadet ve zikir ve taat ile meşguldür. Maddi âlemin zevkleri ve nimetleri onun için artık çok değersizdir. Nefs-i hayvani`nin tüm arzu ve isteklerinden tamamen vazgeçmiştir. Allah`ın sevgi ve rızası dışında bütün arzu ve isteklerden arınmıştır.

  1. Nefs-i Merziyye : ( Rabb’de O’ndan Razı Olmuş )

Merziyye : ( ﻣﺮﺿﻴّﻪ)  Arapça kökenli riżā, ( رضا ) ve “râzı olmak” anlamındaki marzi ( ضي مر ) sözcükleri ile yanı kökten gelir.

Raziye mertebesinden sonraki bu mertebeye erişen kimse Allah’ın da kendisinden tam râzı olacağı hâle gelmiş olan derviş demektir. Derviş önceki mertebe olan raziye mertebesinde Allah’tan gelen her şeye rıza edecek mertebeye erişmiş, bu mertebede ise Allah’da ondan razı gelecek hale ulaşmış demektir. Marziye mertebesi kusurlarını bilen, kendisinden râzı olunan nefis makamıdır. Marziye makamı Rabbinin indinde makbul olan nefistir. ” Nefs-i marziyye sahibi, bütün mevcudiyetiyle Hakk’ın emrine ram olur; ibadet ve taatta bulunur; ihlasla itaat edip hizmet görür;Allah celle celaluhu'na sıdk-i sebat ile istikamet üzere ve böylece Cenab-ı Hak kendisinden razı olur.”

  1. Nefsi-i kâmile ( İnsanı Kamil, Kemale Ermiş )

Kâmil ( كامل) Arapça kökenlidir. Bu sözcük Arapçada olgun kemale ermiş anlamına gelen “ kml “ kökünden türemiştir. Kami, tekmil, tekâmül, ikmal, sözcükleri de bu kökten gelmektedir.

Kamil sözcüğü sözlük anlamları ile: bütün, eksiksiz, noksansız, yetkin, tam, ağırbaşlı, erişkin, eksiksiz, olgun, bilgili (kimse)[6] anlamlarına gelir.  İnsan-ı kâmil mertebesi ise tasavvufta insaniyetin en üst makamı olarak kabul edilir. Tüm mertebelerin en üstüdür ve her bakımdan olgunluk zirvesine ulaşmak demektir. Başka bir deyişle, Şeyhlik, Abdallık hatta Gavslık makamıdır.

NEFSİN TÜRLERİ 

Nefs-i nebati: ( Bitkisel nefs) üremeyi, büyümeyi ve beslenmeyi sağlayan güç.  Nebatî nâmî nefs tutucu, çekici, sindirici, dışarı atıcı ve düzenleyicidir. Artış ve eksilme özelliği taşır.

Nefs-i hayvani: ( Hayvani nefs) his ve iradeli harekete sahip olma gücüdür. Hayvanî nefis kontrol edilebilirse insanı hayra ve iyiliğe yakın; dizginlenemez ise insanı kötülüğe götüren nefistir. İşitme, görme, koklama, tatma ve dokunma hayvani nefsin beş gücü olmaktadır. Hayvani nefsin iki özelliği ise rıza ve gazaptır.

Nefsi İnsani : ( Kudsi Nefs de denir) Riyâzet ve mücâhede ile terbiye edilmiş olan nefistir. Yani hayvani nefsin mertebe mertebe terbiye edilmiş halidir. Nefsi insaninin gücü “fikir, zikir, ilim, bilim ve zekâ (kavrama gücü)‟ dır. [7]


İLGİLİ LİNKLERİMİZ

KAYNAKÇA 


Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar